Ekrem BAYDAR Saygılı Olmayan, Saygı Bekleyemez
Tarih : 2007-10-01
Tüm Yazılar

Ekrem BAYDAR



Geçen gün yazmış olduğum bazı yazılarıma gelen yorumlara cevap vermek istiyordum, ancak araya Sayın Ali Bey'le yaptığım söyleşi girince yazamadım. Aslında gelen yorumlara pek cevap verip sürtüşmek istemiyorum, ama madem, yazıyorum, madem yazılarım, birileri tarafından okunuyor ve benim yazılarım, olumlu ya da olumsuz birtakım eleştiriler alıyorsa benim de bu yorumcu arkadaşların yazılarına ilgisiz kalmam en azından onlara saygısızlık olur düşüncesiyle bazı arkadaşların yorumlarını cevaplamak istiyorum. Şunu baştan belirteyim ki; Yazdığım her yazı benim samimi duygularımın birer yansımasıdır. Kimse olduğu yerde durmuyor. Dünya dönüyor ve biz bunu biliyoruz. Dünümüzle bu günümüz arasında anlık bir fark olsa dahi bir önceki anımız, bir sonraki anımıza benzemiyor. Değişen dünya koşullarında, bizlerin değişmemesi, bu dünyada yaşamadığımız anlamına gelir. Birazcık okursak, birazcık yaşadığımız dünyayı ve dünya üzerindeki insanları tanırsak, şartlandırılarak bize takılan at gözlüklerimizi çıkarırsak, hiç de kemikleşmiş bir düşünceye sahip olmadığımızı kolayca anlayacağız. Sizlere çok samimi bir itirafta bulunayım! Ben her an ve her zamanda kendimde noksanlıklar buluyor, kendimi yenilemek istiyorum. Okuduğum her kitapta, konuştuğum her insanda ben de olmayan bir şeyler olduğunu görüyor ve onu alarak o noksanlığımı gidermeye çalışıyorum. Ve… Ve bu yaşımda kendimde o kadar çok noksanlıklar görüyorum ki… Bu noksanlıklarımı sağ düşünceden de alıyorum, sol düşünceden de, İslami düşünceden de alıyorum, Hıristiyan düşünceden de… Aksi durumda ne çevre bulabiliriz ne de kendimizi ifade edebilecek medeni cesareti… Bir gerçeği de ifade edeyim, eğer Iğdır'da büyümüş ve bir süre de Iğdır'da okumuşsak, az ya da çok, hepimizin içinde mutlaka, az da olsa, IRKÇILIK kırıntıları kalmıştır. Öncelikle bu kırıntılardan kurtulmamız gerekir. Dünkü Iğdır ile bu günkü Iğdır arasında dağlar kadar fark vardır. Sosyalleşme gelişmiş, kültür seviyesi yükselmiş, okuma yazma oranı artmıştır. Artık kimse Müslüman mahallesinde salyangoz satamıyor. Bundan sonra da satamayacaktır. Bu Kürt'tür, şu Azeri'dir edebiyatı da tutmayacaktır. Özellikle bu konuda çok hayıflanarak yorumlarda bulunan bir iki arkadaşıma söylüyorum. Bazılarının babası da Iğdır'ın tanınan esnaflarındandır. Güzel kardeşlerim o zaman dükkânınızın vitrinine renkli harflerle şunu yazınız! "Bu dükkâna Kürtler giremez, onların parasına puluna ihtiyacımız yoktur." Sizin gibi düşünen Kürt esnaflar da, "Bu iş yerine Azeriler giremez, onların parasını istemiyoruz." Desinler. Desinler de göreyim o babayiğitleri! Para kazanmaya gelince, Kürtçülük, Azericilik farkı yok, makam mevki olunca var, politika olunca var, siyaset olunca var, Her konudaki karşılıklı menfaatler olunca yok! Sevsinler canım sizi. Tünelin ucundaki ışık göründü artık. Iğdır'ı seven Iğdır'ın sosyal barışından yana olan, birlikte yaşamaktan yana olan hiç kimse, sizler gibi düşünenlerden yana olmayacaklardır. Bu ülkeye, bu memlekete hizmet eden kim olursa olsun, hangi ırktan olursa olsun, başımızın tacıdır. Bir okur arkadaşım, Sayın Belediye Başkanını övdüğümü, bir başka okur arkadaşım da Sayın valimizi övdüğümden bahsediyor. "Haklısın sevgili Kardeşim, çünkü sen, Sayın Valimizin gözündeki Iğdır'a hizmet etme aşkını, sevdasını görmedin, sokakta boyacılık yapan okul çağındaki çocukları tutup kollarından okula getirerek, okullu olmalarını sağlamadın. Fakir fukaraya bakışlarındaki buğulanmayı görmedin. Hepsinden önemlisi bir anda Vali olmasının yanında halkla bütünleştiğini, her hareket ve tavırlarında onlardan biri olduğunu göstermeye çalıştığını görmedin. Iğdır'a olan hizmet aşkını görmedin. Onun için düşüncende haklısın." Belediye başkanına gelince; öncelikle o benim okul arkadaşımdır. Aynı zamanda Iğdır Lisesinde beraber çalıştık… Ve aynı zamanda yardımsever ve insancıl duygularının ağır basan biridir. Bunları yağcılık olsun diye de söylemiyorum. Çünkü yağ çekecek bir durumum da yok. Sayın Nurettin Aras'ı sevelim ya da sevmeyelim o iki dönemdir Iğdır Belediye Başkanı olarak seçiliyor ve Tüm Iğdır'ın Belediye Başkanıdır. Peki, bu adam, bunca zaman zarfında Iğdır'da hiç mi bir şey yapmadı, hiç mi bir taşı alıp bir taşın üstüne koymadı, hangi yolsuzluğu yaptı? Birileri bana desin ki; Nurettin Aras Irkçıdır! İnanayım. Desin ki; Nurettin Aras adam kayırıyor, inanayım. Desin ki her türlü anormal işler var, inanayım. Ama derlerse Nurettin Aras yolsuzluk ve hırsızlık yapıyor! İşte buna asla inanamam. Çünkü bu tür davranışlar onun karakterine ters düşer. Zaten ima edilen kirli işlerle uğraşan kişi ya da kişileri kim olursa olsun hiç birimiz benimsemeyiz, onlardan yana tavır takınmayız. Ama ne yazık ki Her türlü yolsuzluğu yapan kişiler, davul zurna ile karşılanıyor. Üstelikte "Türkiye seninle gurur duyuyor " sloganları ile baş tacı ediliyor. Ben şahsen Nurettin Hocada bu anormalliklerin hiç birini görmediğim için onu seviyorum ve Belediye Başkanımız olduğu için de saygı duyuyorum. Diyorum ya; Öncelikle içimize işlenen ırkçılık kırıntılarından kurtulmamız gerekir. Sayın Ali Güner Beyle yaptığım kısa söyleşide ben sormuşum, Sayın Güner samimi duygularını anlatmıştır ve benim sorularıma cevap vermiştir. Siz öküz altında buzağı arıyorsanız o da sizin bileceğiniz iştir. Ancak; Yaptığımız her türlü eleştiride biraz hoşgörülü ve de önyargılı olmaktan kaçınırsak daha güvenilir, daha saygın oluruz. Benim Yeşil Iğdır Gazetesinde yazı yazmam bile eleştiri konusu oluyor. Hem de acımasızca bir eleştiri… Galiba yazmaya devam edeceğim. Çünkü ben bunu bilinçli yapıyorum, çünkü benim rahmetli Hacı Salih Şıktaş'a sözüm var. Çünkü ben her zaman karşı görüşteki birileri ile arkadaşlık ve dostluk kurmayı yeğlemişim. Yorum sizin sevgili eleştirmen arkadaşlarım. Ben hepinizin görüşlerine saygı duyuyorum.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.