Ekrem BAYDAR ÜÇ MEZAR BİR TÜRKÜ
Tarih : 2007-10-01
Tüm Yazılar

Ekrem BAYDAR



Bugün sizlere, bir türkünün doğuşunu anlatmak istiyorum. "ABBAS GETTİ BİZE GENDİ1" (Abbas bize şeker getirdi anlamındadır.) Bu türkü ığdırmava'da doğmuştur. Ancak idirmavalılar, bunu pek bilmezler çünkü birçoğunu öz değerlerinden haberleri yoktur. Birkaç dakika önce gözüm gazetelerin birinde " KARDEŞ TÜRKÜLER" diye bir başlığa ilişti kardeş türküler… Nede güzel bulmuşlar bu ismi… Nede güzel yakışmış. Bir hoş geliyor insanın kulağına! Türkçe, Kürtçe, Azerice, Ermenice, Lazca hangi dilde söylenirse söylensin, bir hoş seda gibi geliyor insana türküler. Türküler kardeş oluyor da biz niye kardeş olamıyoruz, olmayı beceremiyoruz. Söyleyin Allah aşkına "kardeş" kelimesi kimin hoşuna gitmiyor! Hangi birimizin bir davul-zurna sesinde, bir Azeri türküsünde, hareketli olsun, olmasın anadolunun herhangi bir köşesinde söylenen bir türkü ile eli ayağı oynamıyor. Kanı kıpır kıpır olmuyor oynayası gelmiyor. Hele hele Iğdır'ımızda ki düğünlerimizde, hangi dilden çalarsa çalsın oynamayan insanımız var mı? Kürt'ün düğününde Azeri Azeri'nin düğününde Kürt oynamıyor mu? Her ikisi de bir Konyalıyı, bir misketi oynamıyor mu? Hem de en daniskasını oynuyor. Kürdün-davulu zurnası ile Azeri'nin tarı veya akardiyon'u arasında hiçbir fark yoktur. Yüzlerce metre uzunluğunda davul, zurna eşliğinde oynanan bir halayda Türkü, Kürdü, Azeri'si hep el ele değilmiyiz! Kadını, kızı, erkeği kol kola, gönül gönüle değimliyiz. Türk, Kürdün Kürt, Azeri'nin elini tutmuyor mu? O halde paylaşılmayan ne! Ne de güzel oluyor o anlar. O anlarda ırkçılık yoktur, politika yoktur, çıkar yoktur. Bir tek çıkar vardır o da Anadolu da, güzelim Türkiyemiz de, dillerin, ırkların oyunların kültürlerin kardeşliğidir. Iğdır da suni, seçimden seçime, seçim süresi boyunca hortlayan çirkin bir ırkçılık var. Seçimlerden sonrada delinmiş bir balon gibi söner gider. Bu tutumda Iğdır'a, Iğdırlıya hiç yakışmıyor. Bunu son yıllarda hepimiz görüyor ve yaşıyoruz. Kürdün ağzında Türkçe Türküler, Türk gençlerin ağzında civan Hacon'un türküleri var. Türkülerimiz kardeş olmuş da, suç olmaktan çıkmışsa, bizim haberimiz yok. Size bir şey söyleyeyim mi! Hangi dilden söylenirse söylensin, hangi dilden çalınırsa çalınsın, hangi renkler giyilirse giyilsin, bunların her biri Türkiyemizin bir güzelliğidir. Bir hoşgörü davranışıdır. Bir birimizin dilinden, türküsünden ürkmeyelim korkmayalım. Bu devlet bu millet öyle bir türküyle şarkıyla yıkılmaz. Hele hele Atatürk ilke ve devrimleri ile sulanmış Atatürk Cumhuriyeti Türk üyesi hiç yıkılmaz. Daha dün Kıbrıs'ta Kürtçe türkü mırıldanan askerle Türkçe türkü mırıldanan asker yan yana, aynı cephede değimliydi! Aynı amaç için savaşmadı mı? Şehit olmadı mı? Çanakkale de, Gelibolu da, yemende, Anafartalar da kurtuluş savaşımızda aynı amaçlar için destanlar yazmadılar mı? Yıkılacak bir devletin kökü, bir soğanın saçak kökü gibidir. Ömrü mevsimlik olur. Oysa bu devletin kökü, yüzyıllardır kök salmış, dallanmış budaklanmıştır içimizde… Ben Türkiye Cumhuriyetinin onurlu, şerefli bir vatandaşıyım diyen her kesin içinde… Varsın bu devletin sınırları içinde hangi ilden hangi ırktan söylenirse söylensin, türküğü de söyleyen biziz, dinleyende biziz. Her türkünün mutlaka bir doğuşu vardır. Çıkış sebebi de vardır. "Hoş gelişler ola, Mustafa kemal paşa" paşa da bizimdir, "ahmedo roni"de bizimdir" "ay sarı köynek" de bizimdir. Konunun başlığı ile konu, pek uyum içinde olmadı değimli? Haklısınız. Ben ilk paragrafa giriş yapınca içimden geçenler kendiliğinden kağıda dökülmüş oldu. Hoşuma gidince de yırtıp atmak istemedim. Sizlerle bu duygumu paylaşmak istedim. Doğrusu fenada olmadı. "Abbas getti bize Gendi"ye bir daha ki sefere öyküsü ile birlikte sizlerle paylaşacağım.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.