Son Haberler
- MELEKLİ BELEDİYE BAŞKANI MÜCAHİT TANIK’A HAYIRLI OLSUN ZİYARETİ
- TADEF Yönetim Kurulu İstanbul Valisi Davut Gül'ü Makamında Ziyaret Etti.
- TOPRAK KANALLAR SULAMA SEZONUNA HAZIR
- IĞDIR’DA KONUT SATIŞLARI DÜŞTÜ
- Taksici Esnafı Güvercinlere Sahip Çıkıyor
- İL JANDARMA KOMUTANLIĞI TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLERİ BELİRLEDİ
- İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLER,
- TAZİYE VE TEŞEKKÜR MESAJI
- TAZİYE TEŞEKKÜR MESAJI
- Taziye Teşekkür Mesajı
- SENGER BAŞKAN MAZBATASINI ALDI
- TUZLUCA BELEDİYE BAŞKANLIĞI TÜRKAN’A VERİLDİ
- MEHMET NURİ GÜNEŞ MAZBATASINI ALDI
- ÜLKÜ ÖCAL’DAN SEÇMENE TEŞEKKÜR MESAJI
- Mücahit Tanık Mazbatasını Aldı
Aradan geçen 32 yıl boyunca Türk Dil Kurumunun ürettiği bu kelimelerden hiç
birisi güçlü Türkçe'mize girememiş, girse bile uzun süreli barınamamıştır. Türk
dilini korumayı görev bilen bir dolu yazarımız, düşünürümüz ise bu güne kadar bu
mücadeleyi aralıksız sürdürmektedirler. New York Times'in dış politika yazarı
Salzberger makalesinde "Bu gün bir Çin eyalet merkezi olan Urumçi halkı,
Türkiye'nin Avrupa topraklarında bulunan Edirne ahalisiyle, Pekinlilerle
anlayabildiğinden daha kolay anlaşabilir." diyor. Doğu Türkistan'ın başkenti
olan Urumçi de bile bu kadar zulme, işkenceye, asimilasyona karşı ayakta
kalabilen Türkçe'miz, Tür yurdunda neredeyse baba -oğulun kendi aralarında bile
anlaşamayacakları dil olmaya doğru gitmektedir. Azerbaycanlı bir şairden bir
dörtlük sunuyorum: "Bir cüt kara göz görmüşem katrandan kara, Karalığı ışık
saçır karanlıklara. O gözlerin alüviynen yandı üreğim, O gözlere ulduz deyim
çırağ deyim, ne deyim?.." Birde Hazreti Yunustan, Yunus Emreden bir misal
koyalım; YANARIM Giderim aklım başımdan şaşı ban Yanarım aşkın oduna dûşü ben.
Od bıraktın canıma dün, gün yanar Yanarım yalap yalap tutuşu ben. Aşktan ne var
eğer sındım ise Aşktan kim sınmadı uğraşı ben. Aşık olgıl mâşukun di darına
Maşuk olgıl aşk ile sarmaşı ben Yunus Canın aşka ver şükraneye Kimseler bulmaz
yarın isteşi ben. 1300'lü yıllarda yaşamış bir Türkmen kocasıyla, 30 yıl önceye
kadar Azerbaycan da S.S.C.B.'nin bütün asimilasyon çalı5şmalarına rağmen orada
yaşayan bir şairin dizelerinde hemde bu güne göre anlaşılmayacak bir şey yoktur.
Yeter ki Türk diline bizim kendi içimizden nifak kelimeler yerleştirilmeye
kalkışılmasın. Mahallinde bize düşen görev daha çok önemlidir. Lehçemize bile
dokunmadan ana dilimizi, ana dilimiz gibi kullanmak olmalıdır. Hiçbir özel
hevese yer vermeden, olduğu gibi konuşmalıyız. Yunus Emrelerin, Hacı Bektaşi
Velilerin, Mevlana'ların Karaca oğlanların, Pir Sultan Abdalların ülkesinde
telaffuz edilen dilin dünya dili olmaması olsa olsa bizim ayıbımızdır Bu gün
dünya dilleri arasında birinci sıraları alan ve haklarında büyük kongreler,
Sempozyumlar düzenlenen Türk büyüklerinin dili Türkçe olmasa idi bu kadar iyi
anlaşılmaları mümkün olmazdı herhalde. Herkes kendi payına "Cephe Savaşı"
vererek; Türkçe'mize sokulmaya çalışılan uyduruk ve yabancı kelimeleri
kullanmamalıdır. Hazreti Yunus Emre'nin dili ile sevmeli, Özlemeli, ağlamalı,
gülmelidir. İşte o zaman sevmenin kıymeti, özlemenin dayanılmazlığı, ağlamanın
ruhu, gülmenin mutluluğu daha iyi anlaşılır. Millet olabilmenin bilincine erişen
topluluklar önce dillerine sahip çıkmalıdırlar. Aynı katıksız dili konuşanlar ne
kadar fazla müşterekte birleşirlerse; dil, dil olmaktan ileri bir merhale kat
eder ve "Ses Bayrağı" olur. TRT kurumu başta olmak üzere Türk dili üzerinde
tasarrufu olan bütün kurum ve kuruluşlar bu hassas noktada üzerine düşeni
yapmalı dünya Türklüğünün en iyi anladığı dilimizi öz vatanımızda anlaşılamaz
duruma düşürmemelidirler. Bu gün Türkiye'de Radyoculuk yapan, gazetecilik yapan,
sanat icra eden herkesten hassaten rica ediyorum; yarın daha iyi anlaşılır olmak
istiyorsak, önce Erzurum lehçesinin güzelliğine sonrada Türk dilini (İstanbul
lehçesi) doğrultusunda katıksız, özentisiz kullanmak olmalıdır. Dilini ayakta
tutabilen Milletlerin dillerinin parçalandığına dünya tarihinde rastlanmamıştır.
Rastlanmayacaktır da
Yorum yazabilirsiniz.
Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.