Ekrem BAYDAR HERKESİN POLİSİ KENDİ VİCDANIDIR
Tarih : 2009-04-17
Tüm Yazılar

Ekrem BAYDAR



    Geçtiğimiz Cuma günü Türk Polis Teşkilatının 164. Kuruluş yıldönümünü bir kez daha kutladık. Bu yıl kutlanan yıldönümü bana bir önceki yıldan daha sevecen ve alımlı geldi.
    Daha önceleri kutlanan yıldönümlerinde polis halka, sadece polislik yüzünü ve caydırıcılık amaçlı gücünü gösterirken, bu sefer öyle bir durum hissetmedim.
    Kültür Sarayının girişinden itibaren tüm polislerin güler yüzü, pırıl pırıl giysileri, yaklaşımları, Hele hele bayan polislerin çokluğu ve şıklığı, bu mesleğin, sadece copla dolaşmak olmadığını, bir anne şefkatini bir baba olma sorumluluğunu da taşıdığını adeta ispatlıyordu. Asık suratlı değil, güler yüzlü ve sevecen polisi görmek insana bir başka duygu veriyor. Vatandaşın polise korkudan değil, sevgiden ve korkusuzca selam vermesi, ona yaklaşması, onu kendinden biri olarak görmesi polise çalışma azmi getirdiği gibi,  vatandaşa da bir başka güven veriyor. Artık karakollara korkuyla değil, korkusuzca ve kendinden emin olarak girebilmenin tatlı tebessümünü yaşayan vatandaş, küfür ve hakaret yerine kendisine ısmarlanan sıcak bir çayın da haklı gururunu yaşıyor. Sayın İl Emniyet Müdürünün yapmış olduğu doyurucu konuşma da bunun ispatı gibiydi. Ama üzülerek itiraf edeyim ki katılım azdı. Hele sade vatandaş olarak katılımcılar yok denecek kadar azdı. Umarım 165. Yıldönümünü daha katılımcı bir çoğunlukla kutlarız.
    Polis vatandaşına, vatandaş ta polisine güven vermeli ve güvenmelidir. Bizler keyif çatarken, eşimizin koynunda mışıl mışıl uyuyup tatlı rüyalar görürken, uykumuz bozulmasın diye onlar, gece gündüz demeden çalışmaktadırlar.  Yaşamımızın hemen hemen her alanında, başımız sıkıştığında ilk başvuracağımız adres polistir. Kimi zaman bir baba gibi sevecen, kimi zaman bir anne gibi şefkatli olabilen polis, kimi zaman da tatsız, nahoş, kendine ve mesleğine yakışmayan hareketlerde de bulunabiliyor. Bu derece suç ortamının yüksek olduğu bir ortamda da polisin bu davranışını da hoş karşılamak gerekir. Ancak; kantarın topuzunu da kaçırmamak şartıyla… Her meslekte olduğu gibi emniyet teşkilatı içinde de birtakım anormallikler, anormal davra- nan kişiler olacaktır. . Ne var ki böylesine büyük bir teşkilatın içinde bizleri rahatsız edecek olan anormal davranışlar devede kulak misali azdır. Teşkilat zaten kendi kendisini bu gibi davranışlardan süzerek gelişiyor. 
Dünün polisi ile bu günün polisi arasında dağlar kadar fark var. Dünkü polisin halk gözünde sadece elbisesi değişirken, bu günkü polisin ise, hem elbisesi ve hem de kafa yapısı değişiyor. Gelişen suç oranına göre kullandığı malzeme değişiyor. Türk Polisi sosyoloji okuyor, toplum psikolojisi okuyor, yazıyor, suçludan önce kendini sorguluyor. Bilgisayar kullanıyor. Bu yüzden teşkilat olarak, gelişmekte olan birçok ülkeden öndedir. Mesleki ders ve öğütler almaktan ziyade, birçok yabancı polis teşkilatlarına ders verir, öğüt verir durumuna gelmiştir. 
    İleri toplumlarda, sosyalleşmiş, kültür seviyeleri yüksek toplumlarda polis teşkilatı en rahat toplumlardan biridir. Aksi durumlarda, ülkemizde de olduğu gibi birçok ülkede polis, çok zor şartlar altında görev yapmakta ve yıpranmaktadır. Bu nedenle herkes kendi vicdanının polisi olursa, hem polis rahat olur ve rahat görev yapar, hem de biz vatandaşlar rahat oluruz.
    Ben bu nedenle, Polis Teşkilatımızın 164. kuruluş yıldönümünü canı gönülden kutlarken, Her vatandaşımızı ve yediden yetmişe herkesi kendi vicdanının polisi olmaya davet ediyorum.
      NOT:Yazı geç yayınlandığı için tüm okurlardan özür diliyorum.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.