Cabbar ŞIKTAŞ Dilek Kutusuna Açık Mektup
Tarih : 2013-12-09
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



               Masallarda, hikayelerde anlatıldığına göre, birbirine kavuşamayan aşıklar mektuplarını nehre bırakırlardı. Olur ya sevdiği rastlar  mektubu okur ümidi taşırlardı... 
                Belki masallarda o mektuplara rast gelindiği olmuştur ama, gerçek hayatta henüz rast gelen olmamıştır.
                Bizlerin de yazılarına kimse kulak asmadığı, dile getirilen sorunları çözüme kavuşturulmadığı için, bizlerde artık yazılarımızı dilek kutularına, nehirlere, dipsiz kuyulara atarak medet umacağız.
                Belki haykırışlarımızı bir gün duyan olur.
                Belki bir gün, haksızlık karşısında susmayan birileri çıkar ümidi ile yazmaya devam edeceğiz...
                TÜRKİYE'DE YAŞAYAN AZERİ-CAFERİLER
                Türkiye'de yaşayan Oğuz boyundan gelme Azeri Türkleri Iğdır, Kars, Ağrı, Van ve bu bölgelere yayılmış, Kurtuluş savaşında Mustafa Kemal Atatürk ve Doğu Komutanı Kazım Karabekir komutasında düşmana karşı savaşarak ülkenin  bağımsızlığına katkı sunmuşlardır.  Kafkas Azerbaycan  Türkleri yıllarca Caferilik kimlikleri ile  ülkenin hep horlanan, dışlanan unsurları olmalarına rağmen hiç isyan etmemiş, baş kaldırmamışlardır.
                Hakeza Alevilerde bu ülkenin asli unsurları olmalarına rağmen, mezhebi inançlarından ötürü her zaman dışlanmış, incitilmiş, kimi zamanda katledilmişlerdir...
                Zaman içersinde bir kısım Alevi, kendilerini kamufle etmek için Kürt halkına karışmış, hatta PKK ile bütünleşenleri de olmuştur...
                PKK, Türkiye'de eylem yaptığında, Asker, Polis, devlet memuru, sivil saldırılar gerçekleştirdiğinde bir nebze olsun rahat içinde olan Caferi ve Alevilere aynen şöyle diyorlardı;
                "Bir gün PKK bittiğinde, sıra size gelecek. Devlet bizlere vatan haini gözüyle bakarken, sizlere de aynı gözle bakmaktadırlar.  Şimdilik sizler beklemedesiniz. Gün gelecek sizlerde bizler gibi fişlenecek, ötekileştirilecek, dışlanacaksınız."
                Kendilerini bu ülkenin "asli unsuru" ve asla başkaldıran bireyler olarak görmeyen Caferi ve Aleviler bu gün dışlanmakta, fişlenmekte, ötekileştirilmektedirler...
                Bir anlamda PKK'lıların dedikleri çıkıyor gibi bir durum oluşuyor diyebiliriz...
                Türkiye genelinde ve Iğdır özelinde aylardır bir takım sıkıntılar yaşanmaktadır. Gürbulak sınır kapısında yakalanan ve  Azeri / Caferilerle hiçbir ilgisi olmayan kişilerin Azeri/Caferi toplumuna mal edilip İran Ajanı gösterilmesi, Gürbulak Gümrüğünden geçen 13-15 yaşlarındaki gencecik çocukların Doğubayazıt Emniyeti tarafından gözaltına alınıp "Siz Suriye'ye savaşa mı gidecektiniz?" ithamında bulunulması, Meşhed ziyaretinden dönen kafilenin yine Doğubayazıt Emniyeti tarafından sorguya çekilmesi, Iğdır Müftülüğünün yazmış olduğu talihsiz rapor, İmam Nikahlı Eşiyle Erzurum'da maksatlı bir biçimde Caferi hocanın "fuhuş baskınıyla" gözaltına alınması gibi yayınlar yaptırmalar... Hatay'da Gadir-i Hum bayramı kutlayan ve bu işe dernek (EHDAV) olarak öncülük eden kişilerin tutuklanması, Mehmet Metiner'in "Ben Yezit taraftarıyım" demesi, Yavuz Sultan Selim isminin üçüncü boğaz köprüsüne konulması gibi bir çok tahrik edici ve yok sayıcı girişimler bu halkı derinden yaralamakta ve incitmektedir...
                Yukarıda sıraladığım bu vahim hadiseler, yaşandığı dönemlerde dile getirilmiş, tepki gösterilmiş, ancak hiç kimse Caferi ve Alevilerin feryatlarına kulak asmamıştır. Hiç kimse bizleri duymamış, insanları bölüp parçalamaya yönelik bu girişimlerin sebebini araştırmaya meyil etmemiştir.
                Bizler sanki bu ülkede yaşamıyormuşuz. Bu ülkenin birer fertleri değilmişiz gibi bakılmış, Suriye'den getirilen ne oldukları belli olmayan ama çoğunluğu El-Nusra terör örgütüne mensup kişilere kucak açılmıştır.
                Öz vatandaşına ilgi göstermeyen yönetim, dışarıdan getirilen insanlara tüm imkanlarını seferber etmiştir.
                Yıllarca Kürt halkının ihmal edildiği, umursanılmadığı tarihi bir gerçektir. Ve yıllarca bizler bu sözleri telaffuz edemedik... Edemezdik de zaten, çünkü canımız pahasına arkasında durduğumuz devletimiz, PKK ile savaş halindeydi. Bizde haliyle devletimizden yana tavır alıyorduk... Devletin Kürt halkına yapmış olduğu baskıyı bir kenardan izliyorduk. Başkada seçeneğimiz yoktu zaten... Devlet, bayram olduğunda benimle aynı saf da durmayacak, Kürt halkıyla aynı safta namaz kılacaktı. Bunu biliyorduk. Hiç değilse Milli olarak yakınlaşıyorduk devletimizle. Terör eylemleri bitince, gerçekler ortaya çıkmaya başladı. Dün bize sırtını dayayanlar, bu gün bizi sırtımızdan vurmaya başladılar.
                Şu anda Caferi toplumu şaşkın, ülke bütünlüğüne zarar vermeden, kendi kimliğine yönelik yapılan bu ötekileştirme çalışmalarını hayretle izlemektedir. Bu kaygı verici çalışmalar, umarız ki bir devlet politikası olmaktan ziyade, yetkili makamlarda oturan şahısların şahsi düşünceleri olsun. Zaten inanmak istediğimiz de budur. Bu denli medeniyetler doğurmuş bir ülkenin kendi halkına karşı bakışının böylesine tutarsız oluşu düşünülememektedir doğrusu... Zaten CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün Başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ ile yaptığı görüşmeden bunu anlıyoruz ve kısmen kaygımızın haklılığı ortaya çıkmaktadır.
                Sonuç olarak şunu söylemek isterim. Dipsiz kuyulara attığımız bu mektuplarımızı umarız ki okuyan çıkar. Ötekileştirme politikasını yapanların neden yaptığı, ne adına yaptığı, kimden intikam alma adına yapıldığı sorgulanır, sorumlular da ortaya çıkarılır.

  1. volkan 2013-12-09 12:43:59

    sayin sinan ogan,sayin atilla kaya ve sayin ali özgündüz ve beraberinde igdirdan bir heyetle meclis baskanimiz sayin cemil cicek beyefendiyi ziyaret edilip gerekli sikayetler yapilmalidir.bence sayin cemil cicek gerekli hassasiyeti gösterecektir.akp icindeki en dürüst insanda odur.hükümetler gelip gecmistir sayin cicek hala devletin üst kademesindedir.

  2. Empati 2013-12-09 17:45:43

    Bayram ettiğiniz günlerde kürtlere yapılan baskılara kör olduğunuzu ne güzel ifade etmişsiniz. Bu samimi itirafınızdan dolayı sizi kutlarım. siz daha baskı görmediniz kürtler gibi faili meçhul cinayetlere kurban edildiğiniz de bir tutam olsun biz kürtleri anlayacaksınız. Yeni neslinize de söyleyin kürtlere laf söylemesin, beyinlerini yıkamayı kesin.

  3. haluk 2013-12-10 09:20:56

    sayın cabbar şıktaş kürtlerle ilgili özeleştirinizi okuyunca gerçekten taktir ettim.yani yıllar sonra kürtleri anlamanız gerçekten güzel bir duygu ama şunu demedende geçemicem bugün devlet caferilere hesaplaşma peşinde aslında kürt sorunu olmasaydı yıllar önce kürtlere yapılan zülümler belkide bugün caferiler ve alevilere yapilacaktı benim anlamadığım nokta şu devlet zihniyeti ile akp mhp zihniyeti aynıdır peki ığdırlı caferilerin mhp nin yaninda yer alması bir çelişki değilmi?<br />caferiler yüz yıllardır bu topraklarda kültürlerini yaşatıyorlar hiç bir gün kürtlerin buna karşı bir tavrını gördünüzmü?açıkcası caferilerin mhp saflarında yer almasını aklım almiyor.tarihte şiilere yapılan bütün zülümleri en bilindiği yavuz sultan selim olayı mhp açıkca onaylıyor varın sizler düşünün?ığdırda bir ropar yayınlandı mhp nin hiç sesini duymadık ama yuksek okavada bir molotof atılınca mhp nin gülen adamı oktay bey hemen basın karşısına çıkıveriyor.ne diyelim başka bu ne perhiz bu ne lahana...

  4. garip 2013-12-11 21:27:20

    Nihayet Kürtlerin yıllarca yaşadığı sistemli asimilasyon ve yok etme politikasını anladın Müslüman kardeşim.Şimdi seninde aynı ızdıraba maruz kalmaman için söylemlerini biraz daha yüksek sesle söyle. Söyle ki bu uğurda masumane yok edilen onbinlere de sesin gitsin. Ama ne çare ne sen söylemlerinle o onbinleri geri getirebilirsin nede başkaları...

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.