Cabbar ŞIKTAŞ Poşetle gezen sadece İranlılar
Tarih : 2014-04-21
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



            Hem seçim öncesi, hem de seçim sonrası inanılmaz bir durgunluk yaşıyor Iğdır ticareti.

            Seçim öncesi, seçim öncesidir böyle olur, seçim sonrası her şey rayına oturur deniliyordu. Seçim bitti, seçim sonrasının sendromudur denildi.

           

          Aslında pekte ilgisinin olmadığını söyleyebiliriz.

           

           Ne seçim öncesi, seçimle alakalı bir durgunluk  vardı. Ne  de seçim sonrası durgunluğudur. Bu düpedüz yanlış politikalar, işadamını sindirmeler, yıldırmalar, korkutmalar neticesinde böyle olmuştur.

           

            Şu anda şehrimizde poşetle dolaşan bir tek İran'lı turistler var.

            Mağazalar, lokantalar, kafeteryalar, oteller ve kısmen de olsa marketler bu İran'lı turistler sayesinde bir nebze olsun çalışmakta, ayakta kalma mücadelesi vermektedirler.

            Birkaç sektörün çalışıyor olması, şehrin ekonomisinin ayakta durduğu anlamına gelmez.

            Nahcivan kapısı Iğdır için önemli bir kapı olmasına rağmen, istenilen şekilde işlev hale getirilememekte, özellikle gıda, inşaat sektörünün ihracatla bütünleşmesini sağlayamamaktır.

            Son operasyonda Nahcivan Gümrük Müdürü Muhammed Seyidov'un çeşitli iddialar sebebiyle  tutuklanması  iki ülke arasındaki bağları haliyle germiş, gümrükten yolcu beraberinde götürülen yiyecek ve sarf malzemelerine kısıtlamalar getirilmiştir.

            İki kardeş ülke arasında yapılan protokollerde, sorunun masaya yatırılıp çözüme kavuşturulması gerekirken, her iki ülkenin menfaatleri gözetilerek, gerekirse Gümrük Müdürü Seyidov'un  mahkemesinin biran önce neticelendirilerek iki ülke arasındaki adı konulmayan kırgınlık giderilmiş olur ve yumuşama sağlanır.

            2013 yılının 12. ayında yapılan operasyonda, birçok Iğdır'lı işadamı çeşitli iddialar sebebiyle gözaltına alınmış ve ardından tutuklanmışlardır. Elbette yargının kestiği parmak acımaz. Ancak bir ülkede eşit vatandaşlık haklarına sahip olan kişiler hakkında verilen kararların, aynı olması gerekmektedir.

           

             Iğdır, Ne batılı, Ne doğulu, Ne de Güneydoğulu...

           

              Biz il olarak  hangi kategoriye giriyoruz bir türlü anlamadık.

            -Batılı isek, batının yaşam standartlarına sahip değiliz. Batı'daki yerel yönetimler Ak Parti, CHP, MHP. Bizde ise BDP yerel yönetimi kazanmış durumda. Yani bizi Güneydoğu kapsamına alıyorsanız, bize de toleranslı davranılması gerekir. Almıyorsanız ne bu ince eleyip sık dokumak?

            -Doğulu isek, Ağrı-Doğubeyazıt'ta doğulu... Doğubayazıt'ta halk birbirinin tarafını tuttuğu, örgütlü olduğu, ihbar etmediği, diri ve iri olduğu için uygulanmayan kanunlar, Iğdır'da neden uygulanıyor?

            -Güneydoğulu isek, Allah aşkına güney doğu'da 100 litre mazot fazla getirdi diye hangi bir firma sahibi tutuklanmıştır. Ya da hiç yolda seyir halindeki araçlarda araçlar durdurularak yakıt kontrol yapılabiliyor mu? Bırakın tır ve kamyonla fazla mazot getirmeyi, katır, eşek, at sırtında getirilen mazot ve kaçak malların hangi birine müdahale edilebiliyor ki? Milli ekonomiye zararı tüm gümrük kapıları içerisinde sadece Iğdır Dilucu kapısı mı vermektedir? Doğrusu anlaya bilmiş değiliz.

            Ama Iğdır'da telefon dinlemeleri neticesinde, tapelerden yola çıkılmış bir çok firma sahibi tutuklanmıştır.

            Yine tekrarlıyorum.

            

               Adaletin kestiği parmak acımaz.

            Ama yapılan uygulamalar artık halkın canını acıtıyor.

            İşadamları merkezlerini birer birer il dışına çıkarmakta, Iğdır'ı bu ve benzeri sebeplerden ötürü terk etmektedirler.

            Bu ve benzeri sebepler nedeniyle Iğdır'da ticaret giderek azalmakta, zorunlu ihtiyaçlar dışında alış veriş yapılmamakta, sektörler giderek dar boğaza girmektedirler.

           

             Iğdır'da yaşamak için vergi almalıyız.

            Iğdırlılar için Iğdır'ı cazip kılan, atalarının mezarları, hatıraları, geçmişleri, anılarının  burada olmasından öte bir şey değildir. Bu zorlu coğrafyada yaşamanın bedeli alınması gerekirken, bedel ödenmesi, Doğu ve Güneydoğudan farklı bir tutum ile sanki cezalandırırcasına bir uygulamanın yapılması elbette ki hazmedilmemektedir.

            Elbette yasadışı yapılan hiçbir iş ve işleme geçit verilmesin.

            Elbette esnafın üzerine gidildiği kadar, bu bölgede yasa dışı işler çeviren, uyuşturucu madde satan, çocuklarımızı zehirleyip, geleceğimizi karartan ve  toplumdan soyutlayan kişilerin peşine düşsünler. Ancak bir şehir düşünün ki, İran'lı turistlerden başka elinde poşet gezdiren olmasın. Böyle bir şehrin kalkınmasını da artık sizler tasavvur edin.

  1. Ali Tuncel 2014-04-21 18:13:43

    Abi biz mücadelemizi sürdürelim gerisi Allah kerim. Güven ve Huzur operasyonu şeklinde lanse edilen bu operasyon neyin nesidir? Kapalı kapılar ardında neler dönüyor, bir şeyler söylenmiyor yada söylenemiyor gibi bir hisse kapıldım. Zannımda yanlış veya hatalıysam lütfen beni bilgilendirin.

  2. ÖZKAN 2014-04-22 07:54:46

    CABBAR BEY AĞZİNİZA SAĞLİK IĞDİRLA ılgili ekonomik konulara değindiğiniz için.tesekkürler.

  3. ümmühan 2014-04-22 18:33:24

    Igdir'da suan Iktidar partisi olmus olsaydi, Igdir cok iyi sekilde kalkinirdi. Eee ne diyeyim kendi düsen aglamaz..

  4. serkan kurt 2014-04-23 17:04:34

    süper bir yazı içimde ne varsa yazıya dökmüşsünüz hele ki uyuşturucu bataklığı Iğdır da hat safhada önemli olan işleri bırakıp halkın geliri olan gümrük kapısına bu kadar müdahale edilmesi şaşırtıcı ben bir esnaf olarak bugün yaptığım ciro 250 yüzde onu kar yani 25 lira kazanmışım dükkan kiram yıllık 8000 lira vergiyi elektiriği suyu yani vesselam giderleri saysam eksiden gidiyorum dayanacak gücümüz kalmadı artık benim gibi bir sürü bu şekil esnaf var

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası