Cabbar ŞIKTAŞ Kapkara Soma Ağıtı
Tarih : 2014-05-18
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



 

Ağıtlar yükseliyor Soma'da
Her evden, her yürekten.
77 milyonun içini acıtan, yüreğini dağlayan ağıtlar. 
Vedalaşmaya fırsat bulamayan ağıtlar. 
Kömür karası yüzlerini yıkayamadan yanan, zehirlenen ağıtlar. 
Yerin dibinde sayıları bilinmeyen ağıtlar. 
Sayısı bilinmeyen, işçi parçası sayılan ağıtlar. 
Ailelerinin dışarıda ki feryatlarından haberleri olmayan ağıtlar.  
Çocuklarının tekmelendiğini bilmeyen ağıtlar. 
Feryat edenlerin İtilip kakıldıklarını bilmeyen ağıtlar.  
Onlar, yerin yüzlerce metre altında, cesetlerine ulaşılamayan, sayıları bilinmeyen, ilgisizliğin mezarlığında yatan, kimsesiz gariban madencilerdi. Onların ağıtları da, talihleri de, soludukları kömür karası gibidir.

            Hani mahallemizde, köyümüzde, kasabamızda, ilçemizde, şehrimizde bir tanıdığımız hakkın rahmetine kavuştuğunda topluca cenazesine katılır, o merhumun yakınlarını teselli eder, çoluk çocuğunu günlerce yalnız bırakmayız ya... hani çadırlar kurar, Fatihalar okur, Kur’an okur, yakınlarına acılarını unuttururuz ya… işte bu Soma’da mümkün değil.

Çünkü Som’da her evden bir can gitmiştir.

Her evde ağıt vardır. 

Her evde acı ve feryat sesleri yükselmektedir.

Elbette kimse böyle feci bir olayın yaşanmasını istemezdi. Ancak bu ve benzeri olayların olabileceğini tahmin edip ona göre önlem alınması benim değil yetkililerin görevidir.

Ben neye kızıyorum biliyor musunuz?

Koskoca bir maden ve yüzlerce çalışanı var. Yapılan iş tehlikeli. Daha çok önlem ve ilgi isteyen bir iş, acı tarafı böylesi önemli bir işin, bu kadar gevşek, vurdumduymaz bir yönetim tarafından idare ediliyor olmasıdır. Şu an da bile madende kaç kişinin vardiya yaptığı bilinmiyor.

Yüzlerce kişi bir anda madene iniyor, bu kişilerin net sayısı bilinmiyor. Tahmini şu kadar adam var deniliyor.

Bu vurdumduymazlığın bir göstergesi, bu ilgisizliğin bir göstergesi ve bu para saymakla, birbirilerine övgüler yağdırmakla meşgul olan kişilerin suçudur.

Küçük bir ilçe yüzlerce can yitirmiş, insanlar çaresiz, öfkeli, her biri muhatap arıyor ki hesap sorsun. İçini döksün. Kim bilir bekli de o işe girebilmek için araya hatırı sayılır kişiler koymuş ve bir umutla iş bulmuşlardı. Yani o çaresiz insanların yerine kendinizi koyun. Empati yapın. Ne derse desin susmanız gerekmez mi?

Ama susmayıp onlardan daha çok bağıracak olursanız, bağırmakla yetmeyip tekmelerseniz, tokatlarsanız ve bu gerilimin ardından Kaymakamlık önüne yürüyen topu topu 300 kişiyi tomolarla, gazlarla dağıtmaya çalışırsanız, olumsuzluğa siz davetiye çıkarmış olursunuz.

Mutlaka arada provokatör olacaktır. Ama lütfen çuvaldızı önce kendinize batırın. “Bu mesleğin ucunda ölüm var, bu madencinin kaderidir” deyip kestirip atmak, hoş bir yaklaşım değildir.

Suriye’de ki El Kaideye, El Nusra’ya, Irak Şam Örgütüne, Özgür Suriye örgütüne, Mursiye, döktüğünüz göz yaşından azıcık ta Somadakilere  dökseydiniz, insanların yüreğini serinletmiş olsaydınız fenamı olurdu? 

Bu bir felakettir.

Bu bir can pazarıdır.

Bu bir köle ticaretinin açığa çıkışıdır.

Bu insanların sömürülüşünün göstergesidir. 

Bu çaresizliğin, kimsesizliğin, feryadıdır. . 

Bu sahiplenilmesi, irdelenmesi, sorgulanması gereken bir durumdur. 

 

  1. Ekrem Baydar 2014-05-20 08:55:04

    Somanın acısı insanım diyen herkesin acısıdır. Acının tanımı ancak acı ile ifade edilir ki, daha acılı bir acı bulamıyorum. Karadan gelen kapkara bir kara günün yüreğimizde açtığı karalığı inşallah bir daha yaşamayız. kalemine sağlık.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.