Dün Iğdır'da IŞİD'in Kobani'de Kürt halkına yönelik yaptığı insanlık dışı saldırıları kınamak adına BDP tarafından bir yürüyüş düzenlendi. 

Her şey doğal seyrinde ilerlerken ve kimsenin iş yerine saldırı olmaz iken, bir anda iş yerlerinin camlarına taş atılmaya başlandı.

Belli ki, göstericiler içerisinde Iğdır’lı olmayan,  Iğdır’da meydana gelebilecek olan toplumsal çatışmadan hiçbir kaygı taşımayanlar tarafından maksatlı bir şekilde provokasyon yaratıldı ve bu kişiler, halkımızın sağduyusu sayesinde çirkin emellerine şükürler olsun ki ulaşamadılar.  
 

Özellikle Dört yolda Azeri esnafın iş yerinin camlarını kıran gösterici guruplar ile iş yeri sahipleri ve sonrasında mahallelinin toplanması ile kısa süreli bir gerginlik yaşandı.

Her iki gurubun kanaat önderleri hemen devreye girdi ve olay olmadan, hiçbir gönül kırılmadan, iki cam kırığı ile sorun kapatılmış oldu.

Olayların ilk başlangıç yeri olan Dört yolda hiç Polis bulundurulmaması, il dışından gelen göstericilerin, yada kimliği bilinmeyen kişilerin kasıtlı bir şekilde provokasyon yaratmasına zemin hazırlamış oldu.  Azeri iş yerlerinin camlarını taşlayan provokasyonlar, her iki gurubun içinde de mevcuttu. Olaylar dindiği bir anda Kürt işyerlerinin camlarına atılan taşlar, kargaşa yaratmak isteyenlerin iki taraflı çalıştığını göstermekteydi. İş yeri sahiplerinin kendilerini savunmak adına karşılık vermesi, Azeri-Kürt çatışmasını çıkarmaya yönelik provokasyonun amacına ulaştığını gösteriyordu.

Yine de Azeri-Kürt gençliği sağduyulu oldu. Büyüklerini dinledi ve sessiz sedasız dağıldı. Olması gereken de buydu zaten. İki kendini bilmezin, ya da art niyetli kişinin yarattığı fitnenin peşinden sürüklenmek, acizlik, basiretsizlik olurdu.

Daha geçen hafta IŞİD'i protesto etmek için BDP tarafından düzenlenen mitinge katılan Azerilerin IŞİD karşıtı olması bilindiği halde, böyle bir provokasyonun yaratılmaya çalışması şiddetle kınanmaktadır. 
Netice olarak Azeri Türklerinin ne Kürt halkıyla, ne de Polisle bir sorunu yoktur. Bu güne kadar hiç olmamıştır, üç beş kendini bilmez provokatörün oyunu ile de olmayacaktır. 

Iğdır’ın jeopolitik yapısı itibariyle, Türkiye’ye rol model olabilecek bir uzlaşı anlayışın hakimiyetini bozmaya kimsenin hakkı yoktur.

Bu güne kadar çokça denenen bu fitne girişimi bu güne kadar tutmamışsa bu günden sonra da tutmayacaktır.

Hele ki, Ortadoğu’da, Türkmen, Kürt, Şia, Sünni ayrımı gözetmeksiniz katleden, vahşi saldırılar düzenleyerek hem Şia Azerilerin, hem Sünni-Şafi Kürtlerin ortak düşmanı olan IŞİD’e karşı yapılan bir protesto gösterisinin akabinde böyle bir tatsız, nahoş hadisenin vuku bulması doğrusu bizleri üzmüş, IŞİD’i sevindirmiştir.

Bu gün Bismillah diyip işyerinize gittiğinizde,  dün hiçbir gerginlik olmamış gibi davranmalı,  birbirimize karşı geçmiş olsun dileklerinde bulunmalıyız.  

Azeri ve Kürt gençlerine sesleniyorum ortak düşmanınız olan Işid’in amacına uygun bir anlayış ortaya koymayın.  Koymayacağınıza da inanıyorum. Ekmeğini aşını kazanmak için mücadele eden ve de çoğu borçlu olan ve iş yerlerine verilen zarardan dolayı hem Kürt hem de Azeri esnafına da buradan geçmiş olsun dileklerimi gönderiyorum.

 

Azeri ve Kürt halkından rica ediyorum. Lütfen sakin olun. Lütfen tahrikleri kapılmayın. Lütfen provokasyona gelmeyin... Bizim bin yıllık kardeşliğimizden rahatsız olanlara prim vermeyelim. Ortak düşmanımız IŞİD denilen lanetli örgüt’ün maşası olmayalım.  

Tweet