Ekrem BAYDAR Öğretmen Olmak
Tarih : 2014-11-27
Tüm Yazılar

Ekrem BAYDAR



Cumhuriyetten sonra,  ta altmışıncı yıllara kadar öğretmen olmak bir ayrıcalıktı. Toplumdaki yeri, kariyeri, saygınlığı diğer mesleklerden hep üstün tutulurdu. Çünkü öğretmen bütün mesleklerin anası olarak kabul görürdü.  Çocuğu ana kucağından, baba ocağından alıp hayata hazırlayan, ufkunu açan, doğru düşünüp özgür yaşamını sağlayan,  bir meslek edinmesini, ailesine, kendisine, vatanı ve milletine hayırlı bir kişi olmasını sağlayan öğretmendir.  Bu nedenle toplumdaki saygısı ve değeri biraz daha anlamlıydı. 

İnsanlık tarihinin en eski mesleği olan öğretmenlik aynı zamanda bir sevgi sanatı olduğu için, bulunduğu toplumda da hep sevgi ve saygıyla karşılanırdı. Birçok insanın hayalinde öğretmenlik vardı. Şimdi ise,  “Hiç olmazsa öğretmen olsun, ya da öğretmen olayım.”  Düşüncesi hâkimdir. Bebek daha annesinin karnında iken sevilir. Doğduktan sonra da sevgi ile büyütülmeye çalışılır. Derken okul yaşına gelince de bir öğretmene teslim edilir. Artık onun evdeki anne babasının yerini okuldaki öğretmeni almıştır. O andan itibaren öğretmen annedir, babadır, kardeştir, arkadaştır, sırdaştır.  Kimi zaman kızgındır, kimi zaman güler  yüzlü, ama hep güler yüzlüdür.   Kendisine teslim edilen çocuğu gül tohumu,  kendisini de gül tarlasının bahçıvanı kabul ederek en verimli, en güzel goncalaşan, rengârenk çiçek açan, her bir ayrı bir koku saçan, sahibinin ruhunu ferahlatan güller vermeye çalışır.

Bazen çocuğu suratına indirdiği tokadı çapalama kabul eder. Onu sarıp sarmalamaya çalışan, onun kokusunu ve goncalaşmasını engelleyen sarmaşık dikenlerini ayıklamak olarak kabul eder. Hani derlerdi ya; “Öğretmenin vurduğu yerden gül biter.”  İşte öğretmen o gülleri elde etmeye çalışır bazen attığı tokatla…  Kimi zaman da gül yerine diken bitiyor o suratta.  O diken öğretmenin de,  tohumunda yüreğinin ta derinliklerine batar. Acı verir sızı yapar. Sevgisiz, susuz, bakımsız büyüyen tohum da solar, kurur, onu koruyup kollayan, çapalayan, sulayıp büyütmeye çalışan bahçıvanı da üzer. Onun bir öğrencinin başını okşaması da, vurması da yıllar geçse de unutulmaz, o sıcaklık ta, o acı da her zaman hissedilir.  Kimi tokat sevgiyle, kimisi de hep acıyla hatırlanır. Bütün bunlara rağmen öğretmenin değeri hep korunur.

Öğretmenler günü senede bir gün, yani 24 Kasım günü birkaç saat cilalanmış, motife edilmiş laflarla geçiştirilir o kadar. Günün akşamı unutulur gider. Ta ki bir dahaki 24 Kasımın sabahına kadar. Sevgililer günü bile öğretmenler gününden çok konuşulur, önemsenir,  tartışılır. Oysa öğretmen toplumun lokomotifidir, ön tekeridir, aynasıdır. Lokomotif bozulursa, ön teker patlarsa, ayna kirlenirse toplum bozulur, patlar, kirlenir. 

         Öğretmenin her geçen gün ekonomik, mesleki, sosyal ve demokratik sorunları gittikçe büyüyor. 

Nitelikli öğretmen için, onun niteliğini etkileyen etkenlerin, sorunların ortadan kaldırılması gerekir. Kaliteli eğitim ancak nitelikli öğretmenlerle sağlanır. Bunu için de öğretmenin mesleki ve ekonomik olarak 

doyurulması gerekir. Düşünen, sorgulayan, araştıran, inceleyen bir toplumun öncüsü her zaman 

öğretmendir. Kara tahta ile tebeşir arasına sıkıştırılmış, ufku daraltılmış bir öğretmenin içinde bulunduğu 

toplum geleceğe güvenle bakamaz, ufku yoktur. Elindeki hammaddesi insandır öğretmenin. Onu en iyi 

şekilde inceler, işler, üzerinde sabırla çalışarak en güzel desenlerle süsler, şekillendirir, toplumun hizmetine sunar.        Bunu için de öğretmenin evrensel ve özgür bir dünyada yaşaması ve yaratıcı olması,  çevresini sarıp sarmalayan sarmaşık dikenlerinden kurtulması gerekir. Çünkü herkesin bir ya da birkaç çocuğu varken öğretmenin onlarca, yüzlerce, binlerce çocuğu vardır. Sevgisini, hoşgörüsünü,  özverisini ayrım yapmaksızın kullanır, paylaşır. O öğretmenliğin Peygamber mesleği olduğunu, vicdan mesleği olduğunu bilir ve kendisini de toplumun vicdanına emanet eder.

        Bu vesile ile bana emeği geçen tüm öğretmenlerimin ellerinden öperken, ebediyete intikal eden öğretmenlerime de Allahtan rahmet diliyorum. Tüm öğretmen arkadaşlarımın da geçmiş öğretmenler 

gününü gönülden kutluyorum.

Not: Sözlerim, istek ve arzularım öğretmen olmak için öğretmen olanlar için değil, öğretmenlik yapmak için öğretmen olanlar içindir.

  1. MEHMET EMİN KARADENİ 2014-12-22 15:29:26

    hocam yazınızı takip ediyor ve okuyorum tebrik ederim .....selamlar.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası