- TADDEF GENEL BAŞKAN YARDIMCISI SERDAR ÜNSAL: ERMENİLER SOYKIRIMCI BİR MİLLETTİR
- ÖCAL; 31 MART ZAFERİNE YÜRÜYORUZ
- Milletvekili Cantürk Alagöz, Nakliye Sektörü ile Bir araya geldi
- Valilik Birim Müdürleri ve Personellerine Teşekkür Belgesi
- Vali Ercan Turan’dan Muhtarlara Teşekkür Belgesi
- İL JANDARMA KOMUTANLIĞI TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLERİ BELİRLEDİ
- İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLER,
- TAZİYE VE TEŞEKKÜR MESAJI
- TAZİYE TEŞEKKÜR MESAJI
- Taziye Teşekkür Mesajı
- 31 Mart Öncesi MHP İl Başkanı Ateş’ten Kritik Açıklamalar
- ALLAH’IN İZNİ, HALKIMIZIN TEVECCÜHÜ İLE KAZANACAĞIZ
- AK PARTİ İL GENEL MECLİS ÜYESİ ADAYLARINDAN NEZAKET ZİYARETİ
- ÜLKÜ BAŞKAN PROJELERİNİ TANITTI
- Karakoyunlu'dan Ülkü Öcal'a Destek
Bu günlerde, Ermenistan Devleti ile Diasporanın keyfine diyecek yok. Uzun yıllardır yaptıkları hazırlıklar ve çalışmalar ile “Sözde soykırım” iddialarının, yüzüncü yıldönümü olan 2015 yılında, büyük mesafe aldığı görülmektedir.
Bilindik tezlerini her platformda dile getirirken, diğer taraftan da Diplomasiyi de etkili bir şekilde kullanmanın meyvelerini almaya başladılar. Daha önce ABD’nin 41 Eyaletine ek olarak Almanya, Fransa, İsviçre, Hollanda.. vs. başta olmak üzere birçok devletten istediklerini alan Ermeni tarafı, konuyu birçok defa Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu gibi uluslararası kuruluşlara taşımış ve kendilerini memnun edecek bazı kararlarda aldırmışlardı.
Bütün güçleri ile yüklendikleri 2015 yılını, bir final yılına çevirmeye çalışan Ermeni tarafı, nihayet kendilerine göre önemli bir kaleyi daha ele geçirdiler. Katolik aleminin 266. Papası olan Arjantin asıllı Jorge Mario Bergoglio (Francis) , “1915 olaylarını Ermenilere uygulanan bir soykırım” olarak nitelendirdi. Bu durum hiç şüphesiz yansımaları açısından önemlidir. Bunun arkasından Avrupa Parlamentosunun, muhtemelen benzeri bir kararın alınacak olması, durumun vahametini ortaya koymaktadır. Bunun arkasından yine diğer
birçok devletin benzer karar alması hiçte sürpriz olmayacaktır. ABD ’denin de benzeri ifadeler kullanacağı, gelen sinyallerden anlaşılıyor.
Bu önemli olay karşısında Devletimiz ve bilim çevreleri çok önemli ve verimli çalışmalar yapmışlarsa da, yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Daha da ötesi, maalesef, olay karşısında ciddi bir politika oluşturulamadığı için, zaman zaman olay karşısında zik zaklar çizmiş, yapılanlara karşı bir nevi arkası gelmeyen lokal refleks geliştirilmiştir. Dolayısı ile yalan ve iftiralarla dolu da olsa, Ermeni iddiaları, uzun vadeli bir plan çerçevesinde, üzerimize bir çığ gibi gelmeye başlamıştır.
Ermenistan Devleti ve Diasporaları, hedefleri olan “Tanıtım ve Tanınma” evrelerini geride bırakmanın rahatlığı ile diğer amaçları olan “Tazminat, Gayri menkulleri geriye almak ve nihayet toprak taleplerinin karşılanmasına” yoğunlaştıkları görülmektedir. ABD başta olmak üzere birçok devlet nezdinde başlattıkları, Türkiye Cumhuriyeti aleyhtarı “hukuk mücadelesi” tehlikeli bir hal almıştır.
Bu durum karşısında acıda olsa durup düşünmemiz gerekmektedir. Nerede hata yapıyoruz.? Ermeni çetelerinin Anadolu’da, Azerbaycan’da yaptıkları, binlerce insanımızın
hunharca katletmelerini delilleri ile ortaya koymamıza rağmen, niçin bu olayı doğru biçimde dünyaya kabul ettiremedik. Daha dün denilebilecek olan Hocalı ve benzeri vahşetlere dünyanın dikkatini niçin yeteri kadar çekemedik..?, Avrupa’da yaşayan Türk nüfusu, Ermenilerden kat be kat fazla olmasına rağmen, niçin organize olamıyor ve bu gibi meselelerde sesini yükseltemiyor..? Yalan ve iftiralarla dolu olan Ermeni tezlerini çürütmek için harcadığımız milyonlarca dolarlık lobi faaliyetleri niçin gerekli sonucu vermiyor..? Niçin yaptığımız birçok çalışma, tabiri caizse “ kendimiz çalıp, kendimiz oynamanın” ötesine geçemiyor..? En azından Türk Dünyasında, İslam aleminde, kamu oyu oluşturmaya yönelik ne gibi çalışmalar yaptığımızı düşündük mü..? Ermeni tarafının dünya kamu oyunu etkileme gücünün nereden geldiğini araştırdık mı..? Bunun adına her zamanki “ Hristiyan Dayanışması “ gibi kılişe cevabının karşısına, İslam aleminin en azından bir kısmının bu Ermeni tezlerine yakın olmalarının cevabını verebildik mi.?
Bu soruları çoğaltmak mümkündür. Ancak bir yerde hata yaptığımız acı gerçeği karşımızdadır. Iğdır’da Ermeni çetelerinin yaptıkları vahşetlerin simgesi olarak planlanan ve yapılan anıtın yürekler acısı hali orta yerdeyken fazla söze gerek olmasa gerek. Halen Anıt – Müze olarak düzenlenmemesinin gerekçesini bir Allah’ın kulu izah edebilirmi..? Iğdır bölgesinde Ermeni terör çeteleri tarafından katledilen binlerce insanımızın aziz hatırasına saygının gereği olarak, bunu hakkıyla yapabilseydik bari..
Bu atalet, vurdumduymaz, vizyon ve misyon noktasındaki eksikliklerimizin yeni baştan ele alınması kaçınılmaz bir hal almıştır. Çünkü daha önce başka bir yazımda da belirttiğim gibi tehlike adım adım yaklaşıyor.. Gelecek kuşaklara, haklı olduğumuz davamızın, nasıl aleyhimize neticelendiğinin cevabını verememek en büyük ayıbımız olacaktır. Millet olarak kayıplarımızı düşünmek bile insanı ürkütüyor.
Ermenilerin yaptıklarını ıgdırlı dan daha cok biliyorum katliamlarını zalimliklerini tarihini gezdim gördüm okudum ancak geçmişimize sahip çıkmakta gençliğimize anlatmada rahavete düşmüşüz o günleri anlatan insanları can kulağı ile dinlememişiz. aradan geçen zaman da şimdikiler hikaye diyor nasıl mücadele etmişiz yokluk sefalet ve ermeni çetecilerin katliamları şehitler hele anıt bile yetmemiş onunda ismini değiştirmeye kalkmışlar yazık rahmetli şehidin aziz ruhuna sahiplenme,şuurlanma zamanı geçmişde olsa yeniden küllerinden doğrulmasını bu millet her zaman yapar.Allah yardımcımız olsun dostumuzdan cok düşmanımız var onlara fırsat vermez mevlam.