Cabbar ŞIKTAŞ Iğdır'da hayat durdu
Tarih : 2015-08-14
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



    7 Haziran seçiminden sonra her şey normale dönecek, ekonomi rahatlayacak, huzur hakim olacak derken tam tersi yaşandı, her şey alt üst oldu . 
    Ülkemizin her yerinde ve özelliklede Güneydoğu ve Doğusunda PKK eylemlerini artırdı. Türk silahlı kuvvetleri havadan bombardımana başladı ve ülke neredeyse bir savaş alanına dönüştü.  Bir anda ülke genelinde yaratılan çatışma ortamı insanların kafasını karmakarışık etti. 
    Daha dün çözüm, barış süreci tartışılırken, yıllardır içini dolduramadıkları çözüm sürecinin, sözde içini doldurmayla uğraşırlarken bir anda çatışmalı bir ortama gidilmesinin elbette izahı mümkün değildir. 
    7 Hazirandan bu yana yaşanan çatışmalar özellikle Iğdır'ı fena vurdu.
    Ağırlıklı olarak Tarım, Hayvancılık ve Nakliye sektörüyle gelir sağlayan Iğdır halkı, yaşanan terör olayları ile iflasın eşiğine geldi.
Bu yıl Allah'ın lütfü ile bütün ürünlerde inanılmaz bir bolluk ve bereket vardı. Ancak yollar kapalı ve güvensiz olduğundan doğu ve güneydoğuyu meyve ve sebzesiyle doyuran Iğdır'ın meyve ve sebzesi tarlalarda çürümeye terk edildi. 
    Kamyonlar dolusu meyve sebze güneydoğu ve doğu illerine satılırken, tam hasat zamanı hiç alıcının olmaması çiftçimizi çok ağır bedeller ödemeye mahkum etti. Hiçbir çiftçi  yaptığı ekimin, ürettiği ürünün masrafını çıkaramadı. Allahtan, dalından koparıldıktan sonra bir hafta içinde tüketilmesi gereken kaysı hasatı döneminde  sıkıntı olmadı. 
    Iğdır Doğubayazıt, Doğubayazıt Van ve Iğdır, Kağızman, Karakurt yolunda meydana gelen olaylar, araç yakmalar, zaman zaman yolların trafiğe kapanması, insanların kendilerini güvende hissetmemeleri bölgemiz ekonomisine büyük zararlar vermiştir. Öyle ki çiftçinin ziraat bankası ve kooperatiflerden aldıkları kredileri ödeyememe durumları bile olmayabilir. Mağduriyetin önlenmesinin tek ve acil yolu Devlet bu konu da önlem alması, borç ertelemesi yapması çok yerinde bir karar olacaktır.
    Hakeza Iğdır ekonomisini ayakta tutan taşımacılık- nakliye sektörü iflasın eşiğine gelmiş durumda. Iğdır tırlarına fabrikalar yük vermiyor! Fabrikalar mallarının yolda yanacağı endişesi ile Iğdır firmalarına yük vermemekte, nakliye firmaları, tır sahiplerinin çoğu da henüz borçlarını ödemedikleri tırlarının yakılacağı endişesi ile tırlarını sefere gönderemiyorlar.
    Kurban Bayramı arifesindeyiz ama kurbanlıkları taşıyacak araç yok. Bir tek Kars üzerinden diğer illerle bağlantı sağlayabilen Iğdır'ın çevresi sarılmış durumda. Hayvanı, Tarımsal ürünü, Nakliyecisi işlemeyen bir ilin esnafı nasıl işler onu da siz düşünün. 
    Nahcivan da olmasa Iğdır'da yaprak kıpırdamayacak. Nahcivan kapısının açık olması, sınırlı ölçülerde gıda sevkiyatının yapılıyor olması, Iğdır ekonomisini ayakta tutmaktadır. Şayet Nahcivan kapısı olmasaydı esnaf çok daha kötü durumda olurdu. Şimdi en azından bir kısım esnaf az da olsa Nahcivan ile ticaret yapmakta ve ayakta kalmayı başarmaktadır.
    Aslında toz pembe bir tablo çizmek isterdim. Ama bu hem sizi ve hem de kendimi kandırmaktan öte bir şey olmazdı. Şu anda Iğdır'ın lokomotifi olan inşaat sektörü tamamen durdu. İl dışına yapılan ticaretin sekteye uğraması, çiftçinn ürününün sevkiyatını yapamaması, hayvancılıkla uğraşan köylünün kurban arifesinde hayvanını satamaması, nakliye sektörünün durma noktasına gelmesi iç dinamikleri çalışamaz duruma getirmiş, manevra alanını kısıtlamış, ticareti olumsuz etkilemiştir.
    Bu olumsuzluklar dolaylı olarak esnafın tamamını etkilemekte ve birçok sektörü etkileyen İnşaat sektörünün durması, İranlı turistlerin gelmemesi, otel, lokanta, alışveriş merkezleri ve bağlı iş alanlarının da durması anlamına gelmektedir. 
    Etrafımız ateş çemberi, halkta ister istemez bir tedirginlik hakim. Belki de bilinçli olarak bir korku psikolojisi yaratılmak isteniyor. PKK tarafından henüz sivile yönelik bir saldırı vuku bulmuş değil. Ancak mal canın yongasıdır hesabı zaten zar zor ayakta duran vatandaşın aracını yakmak, ticaretini engellemek hiç doğru bir eylem değildir. 
    Her ne olursa olsun silahlar susmalı.
7 Haziran seçimleri AKP'nin oy kaybına uğraması ile sonuçlandı ve hoşa gelmeyen bu sonucun ardından silahlar ateşlendi, yine öz evlatlarımızı kaybetmenin üzüntüsünü yaşamaya başladık. Ateş yalnız düştüğü yeri yakmıyor, hepimizin yüreğini yakıyor. 
Elbette binlerce koruma ile ülkeyi yönetmeyi sürdürenler, gariban, kimsesiz, savunmasız insanların halinden anlamazlar. Hatta ölümlerden kendilerine rant elde etmenin yollarını ararlar.
    Bakınız beyler, biraz gerçekçi olalım. 
    Yalılarda oturup viskisini yudumlayanlar, iyi nutuk atarlar. Çünkü onların hiçbir kaygısı, hiçbir tasası yok. Silahların gölgesinde, mermi, bomba seslerinin ürkütücü atmosferinde yaşamak hiçte kolay değildir. 
    Önce ki gün Annemin rahatsızlığı sebebiyle Erzurum'a gitmem gerekti. Kars yolundan başka çıkışımız olmadığından Kars üzerinden gittim. Kars yolu da kapansa bu halk ne yapacak? Her gün yüzlerce hasta Erzurum'a, Kars'a, Van'a, gidip geliyor. Bunların durumu ne olacak? Hiçbir şey yokmuş gibi davranıp, yaşananları görmezden gelen siyasilerin gerçekçi olmaları gerekir.
    Netice olarak şunu hepimizin bilmesi gerekiyor. Savaşın hiç kimseye faydası olmaz. Savaş gözyaşı demek, acı demek, yok olmak demek, geri kalmışlık demektir.
    Halk olarak yaşanan olumsuzlukları sorumluluk bilinci ile tahlil etmeli, atacağımız adımları mantıklı ve sağduyulu atmalıyız. 

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.