Cabbar ŞIKTAŞ Erken Seçim
Tarih : 2015-08-24
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Erken Seçim

            7 Haziran seçimlerinin ardından  koalisyon kurma ile ilgili yaşanan uzatmalı süreç nihayete vardı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu almış olduğu hükümeti kurma görevini,  yerine getiremediği için  Cumhurbaşkanına iade etti.

             2.5 ay önce seçim yapıldı, ancak  hükümet kurulamadı. Hukukçular uzatmalı sürecin, hukuka aykırılığını söylenip dursalar da, Cumhurbaşkanı artık "sistem değişmiştir" diyerek hiç kimsenin serzenişine kulak asmadı, muhatap dahi almadı. Bildiğini okumaya, isteklerini dayatmaya devam ettiği herkes tarafından bilindiği gibi, çok ilginç herkes tarafından da kabul ediliyor.

            Ülke gündemini yorumlamanın bir gereği  var mı açıkçası düşünmüyorum. Çünkü düşünülenlerin,  yazılanların hiçbir karşılığı, bir kıymeti yok.

            Bu ülkede özerklik ilan edilirken, asker-polis şehit edilirken, çatışmalardan vatandaş  muzdarip olurken, ekonomik çöküntü yaşarırken, işsizlik ve göçler başlarken, yollar kesilip geçişler engellenirken, yani tabiri yerindeyse "koyun can derdinde, kasap yağ ararken",  iktidar olma derdi, koltuğu sağlamlaştırma hırsı, ülkeyi büyük külfete sokarak seçim takvimi açıklanıyor.

            Cumhurbaşkanı yasaları hiçe sayarak "Türkiye'nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir" derken, bir anlamda alan hakimiyeti oluşturmakta ve "öz yönetim" Özerklik ilan etmiş bulunmaktadır.

            ÜLKENİN DOĞUSUNDA DA BATISINDA DA ÖZERKLİK İLAN EDİLİYOR

            Kanun tanımamazlığı dağda ki yapıyor da, bağda ki yapmıyor mu?

            Ülkede yaratılan istikrarsızlık Doğu ve Güneydoğu'da özeklik ilanları, çatışmalar, kan, göz yaşı, kardeşin, kardeşi öldürmesi devam ederken, iç Anadolu ve batısında da yasaları hiçe sayarak, umursamayarak, ben yaptım oldu, ben dedim olacak'larla yasalar ihlal edilmekte,  "öz yönetim" ilan edilmektedir.

             İktidarın gücünü kullanıp kendinden olmayanları hiçe sayan, mezhebiyle alakalı insanları fişleyip cezalandıran, Iğdır gibi yerleşim birimlerinde Azeri-Türk Irkından olduğu için özellikle cezalandıran, ötekileştirilen, mezhep ve ırk taassubu ile Iğdır'dan göçe zorlayan AKP zihniyeti değil midir?

            13 yıldır AKP'de siyaset yapan Azeri Türkleri ikinci sınıf görülüp, kiracı muamelesi yapılmadı mı? Partide en aktif  Azeri Türkü siyasetçi  insiyatif sahibi olamazken, partide ki en sıradan  Kürt partili her istediğini yaptırabilecek güce sahip  kılınmadı mı?

            Son seçimler de  7 Haziran’da AKP'nin aldığı oylar  her şeyi anlatıyor. Ama buna rağmen yine de siyasi irade erkini göstermekte, zulüm ve baskıya devam etmekte, yapılan haksızlıkları siyasi erk gücü kullanılarak  hiçbir şey yokmuş gibi davranmaktadır.

            Terörü, cinayetleri, insan ölümlerini, asla onaylamam, lanetlerim. Dün Suriye'de, Irak'ta, Kürt, Türkmen, Alevi, Sünni, Ezidileri katleden Işid'i nasıl lanetlediysek, bu günde PKK'nın yaptıklarını lanetliyorum.

            Ancak gözden kaçırmamamız gereken ayrıntıları  var.

             Bu ülke bir kişinin Başkanlığı için ateşe atılamaz.

            Bu ülke bir partinin iktidar olması için ateşe atılamaz.

            Sizler yasaları hiçe saydığınızda hak, başkaları hiçe saydığında nahak olmaz. Eğer birilerini yasalara uymaya, insan haklarına saygılı olmaya davet ediyorsak,  önce onu kendi hayatımızda  uygulamamız  gerekir. Önce kendimiz yasalara uyacağız, sonra başkalarının uyması için telkinde bulunacağız.

            AKP ne yaptığın gayet farkındadır. Bu çatışmalı ortamın ayak seslerini hatırlatanlara çözüm karşıtı damgası vuruluyordu, hain ilan ediliyordu. Ama safsataya çevirdikleri barış-çözüm-açılım sürecinin bir türlü içini doldurmuyor, ne yapacaklarına karar veremiyorlardı. Neticenin böyle olacağını hatırlatanlara da "ben Türk Milliyetçiliğini de, Kürt Milliyetçiliğini de" ayaklarımın altında ezerim deniliyordu.

            Sokakta kendi halinde olan vatandaşın koruma ordusu yok, yasalara uyan sıradan insanlar. Havadan, denizden, karadan on binlerce koruması bulunan yetkililer, vatandaşını düşünmeden, umursamadan, can ve mal güvenliğini gözetmeden hareket ediyorlar.

            Tek dertleri  var! iktidarlarını korumak, koltuklarını sağlamlaştırmak, gücü elde tutmak.

            ERKEN SEÇİM, SONUÇLARI DEĞİŞTİRMEYECEK

            Seçim sonucunun değişeceğini ümit edenler, emin olun yanılacaklardır. Hatta AKP'nin oy oranı düşecek! Yaşanan gelişmeleri  görmezden gelmek artık imkansız.

            CHP Koalisyon kurmak için can atıyordu,  AKP oyalayıp durdu ve hükümeti kurmadı.

            Hakeza MHP'de hükümeti kurma taraftarıydı.

            Koalisyon için  4 madde öne sürdü.  Hadi 3 maddeyi geçiyorum,  17-25 Aralık olayları ve dört bakanın yargılanması ön şartını  AKP'nin  kabulü imkansız ötesiydi.

            Bu AKP'nin kendi ipini çekmesi olurdu ki  zaten hükümet kurmağa niyeti yoktu, eline iyi bir koz geçti ve şartlı ortaklığı kabul etmeyerek hükümeti kurmadı.

            Tek seçenek HDP ile seçim hükümeti kurmak kaldı geriye, öyle sanıyorum bu olacak ve halef-selef, birlikte ülkeyi seçime götürecekler.

 

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.