Cabbar ŞIKTAŞ KABE ZALİMLERİN ELİNDE
Tarih : 2015-09-04
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



 KABE ZALİMLERİN ELİNDE

            Hz. Peygamber efendimiz Allah'ın emriyle Kabe'yi inşa ettikten sonra,  insanlığın sığınacağı olmuştu. Mazlumlar, kimsesizler, çaresizler Kabe'ye sığınır ve kendilerini güvende hissederlerdi.

            Allah'ın evi olması sebebiyle kan dökülmezdi. Sorunların çözüm bulduğu harika bir merkezdi.

            Muaviyenin oğlu Yezit, Hz. Peygamber torunu Hz. Hüseyin'i biat'e zorladığında, Hz. Hüseyin Kabe'de kan akıtılmayacağını bildiği için ilk olarak Kabe'ye gitmişti. Ancak, Yezit'in adamlarının Hz. Hüseyin'i Kabe'de tavaf halindeyken şehit edecekleri bilgisi geldi Hz. Hüseyin'e... Kabe'ye kan dökülmesin diye Kufelilerin yoğun daveti üzerine, Kabe'den  Kufe'ye doğru yola çıktı.

            Netice olarak ta hepimizin bildiği gibi Kufe yolunda Hz. Hüseyin ve taraftarlarının Kerbela çölünde yolları kesildihurharca, vahşice, şehit edildiler. Başları kesildi, mızrakların ucuna takıldı. Allah Hz. Hüseyin ve yarenlerini katledenlere lanet etsin.

            İşte o gündür, bu gündür, Ortadoğu coğrafyasında kan hiç durmadı. Hz. Hüseyin'in o gün başını kesen bu gün ki selefi, vahabi anlayış halen baş kesmekte, kan akıtmakta.

            Irak, Suriye, Filistin, Yemen, Mısır, Libya, Tunus, Sudi Arabistan, Afganistan, kısaca Ortadoğu coğrafyasında yüzyıllardır hep kan ve gözyaşı hakim olmuş, ağıtlar, feryatlar arşı inletmiştir.

            Kabe mazlumların sığınağıydı,  ama şimdi zalimlerin elinde mazlum oldu.

            Artık oraya mazlumlar gidemiyor. Arap şeyhlerinin elinde o güzelim mabetleri. Mazlumlar sözde Müslümanlara sığınacaklarına, cennette yerlerinin olmadığını iddia ettiğimiz, gavur dediğimiz Avrupalılara sığınıyorlar.

            Milyonlarca ‘’mülteci’’ Müslüman kardeşlerimiz ülkelerinden kaçarak, yanı başlarında ki  Suudi Arabistan'a, Katar'a gitmiyor, Avrupa'ya, (gavurlara) sığınmak için yollara dökülüyor.

            Her gün iletişim araçları aracılığıyla en çarpıcı, en dehşet verici, en iç acıtıcı şekliyle mültecilerin dramını okuyoruz, izliyoruz, görüyoruz.

 Kimisi azgın dalgaların akıntısına kapılarak, kimisi kapalı bir tır kasanını içinde havasızlıkta kimisi ise insan kaçakçılığı yapan vahşilerin ölüme terk etmesiyle yaşamlarını yitiriyor.

            Konuşmayan dil lal olmalıdır.

            Evet kimse konuşmuyor.

            Kimse Suudi köpekler siz islamı temsil etmiyorsunuz. Siz Petrolden, Hac ziyaretlerinden elde ettiğiniz hesabı bilinmeyen paralarınızla Allah'a bendelik etmiyor, bırakın Müslümanlara yardım etmeyi, daha çokMüslüman kanı dökülsün diye para harcıyorsunuz.

            Ey Suudi ve Katar Arapları, ey soysuz, ahlaksız, dinsiz Arap emirlikleri, siz Müslümansınızda, bu ölenler, evleri yurtları dağılanlar, sizden kaçıp batıya sığınmaya çalışanlar Müslüman değil mi?

            Evet yıkanmış beyinler bu gerçeği maalesef ya görmüyoryada görmek istemiyorlar.

            Düşünsenize, Müslüman, Müslümandan kaçıyor.

            Bunun tarifi, izahı, savunması var mıdır?

            Sizin öldürmek için programlanmış birer makurttan ne farkınız var.

            Öldürttüğünüz, para ve silah verip öldürmesi için beslediğiniz terör örgütlerinin yaşattığı bu vahşiliği, 1400 yıl önce Peygamber torununa yaşatansizler değil miydiniz?

            Sizlerin ıslah olma ihtimali dahi yok, Allah sizleri kahretsin. 

            Bu gün ülkemizde yaşanan terör olayları yitirilen canlar, şehit cenazelerinin, feryatlar, figanlar, gözyaşları sizler için hiçbir şey ifade etmiyor mu?

            Koltuk hırsı gözlerini kör, kalplerinizi karartmış, uyanın ve insanlarınızın, bölgenizin, Müslümanların içinde bulunduğu bu vahim durumu görün artık. Mezhep ve koltuk sevdasından vazgeçin. Kefenin cebi yok, kimse öteki dünyaya bir şey götürmedi. Sizlerde bir şey götürmeyeceksiniz.

            Maalesef hem Ortadoğu, hem ülkemiz çok vahim bir ateş çemberinin içinde. Halkımızın sağduyusu artık devreye girmeli, yapılanları, yapılmak istenenleri görmeli, tepki verilmesi gereken noktada ortak tepki hayata geçirilmelidir.

            Yazımın sonunu iyi temenniler ile kapatırım hep. Yine aynı duygularla kapatıyorum ve inşallah analar ağlamaz diyorum.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.