Cabbar ŞIKTAŞ Yolculuk etmelisin ki tanıyasın
Tarih : 2015-10-04
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Yolculuk etmelisin ki tanıyasın

                Hani derler ya bir kişi iyi tanımak istiyorsan, onunla yolculuk etmelisin, ya da ticaret yapmalısın ki onu tanıyabilesin.  

                Bende öyle yaptım.

                Yıllardır tanıştığım, ama tanımadığım Yakup Kumtepe ile birçok seçim çalışmasında yan yana durduğumuz, sosyal hayatta arkadaşlığımın olduğu  Muharrem Çeçen ile seçim yolculuğuna başladığımız günden itibaren daha farklı  tanımaya başladım.

                Kişilik yapılarını, iç dünyalarında ki gizli kalan yönlerini, heyecanlarını, duruşlarını, gözü karalıklarını, samimiyetlerini, içtenliklerini daha yakından izlemeye, takip etmeye başladım.

                Muharrem Çeçen sürekli Iğdır'da bulunduğu için daha yakından tanıyordum. Tanıyanlar da Çeçen'in, kendine münhasır duruşunu, doğal davranışlarını, önemli bir iş adamı olmasına rağmen, çalışanıyla işçi, dostuyla yürekten dost, kibirden uzak, sade, yardımsever olduğunu sanırım bilmektedir.

                Çeçen ailesi Iğdır'ın yerlilerinden olup, tarım, hayvancılık alanlarında uzun süreler iştigal etmiş, köy kültürünü bilen, çiftçinin halinden anlayan, işçiliğin ne demek olduğunu bilen, Ağrı dağı eteklerinden taş getirip satan, gece gündüz çalışmaktan yorulmayan bir aile yapısına sahiptirler.

                Geldikleri yeri biliyorlar.

                Sohbet ettiğimizde "iğdirmava kefşenlerinde" yani Söğütlü mahallesi tarım arazilerinde ıspanak ekimlerini, tarla sulamalarını, ağrı dağı eteklerinden kocaman kayaları kırarak getirip sattıklarını, yorulduklarını ama severek çalıştıklarını hep anlatırlar.

                Bir kişi geldiği yeri unutmuyorsa ne mutlu ona.

                MHP Milletvekili adayı Muharrem Çeçen'in babası Hacı Asker Çeçen, uzun süre Söğütlü mahallesi muhtarlığı yapmıştır. Toplumun hayrında ve şerrinde hep ön saflarda yer almış, barışığında bulunmuş, kanaat önderi olmuştur. Ailesine sahip çıkan, toplumun tüm kesimlerine sahip çıkar, işte Hacı Asker Çeçen'de hem ailesine sahip çıkmış, hem de toplumuyla her zaman bütünleşmiştir.

                Güzel bir tesadüf...

                Milliyetçi Hareket Partisi Iğdır Milletvekili adayı Prof. Dr. Yakup Kumtepe'de, Muharrem Çeçen gibi doğduğu, büyüdüğü, tarlasında çalıştığı, hayvanlarını otlattığı, köy kültürünü almış ve bundan gurur duyuyorum diyen birisi...

                Yakup Kumtepe'nin diliyle:

                "Ben Taşburun köyünde doğdum. Tarla suladım, tırpanla ot biçtim. Hayvanlarımızı götürüp otlattım. Rahmetli babam ve ailemizle birlikte köy işlerimizi büyük bir titizlikle yaptım. Liseden sonra üniversite hayatım başladı. Şimdi de Kadın Doğum profesörüyüm. Erzurum Araştırma Hastanesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanlığı görev yaparken istifa edip aday oldum"

                Bilimsel başarısı dünya çapında olan, ABD'de, Avrupa'da birçok bilimsel konferanslara katılan ve dersler veren çok önemli bir hekim olduğunu zaten biliyorduk.

                Halkımızın bilmediği bir şeyi ben açıklamak isterim.

                Prof. Dr Yakup Kumtepe hem yurt dışından ve hem de ülkemizde bulunan birçok özel hastaneden teklif alan bir doktordu.

                Erzurum'u tercih etmesinin yegane sebebi hemşerileri kendisine ulaşabilsinler, hemşerilerinin masrafsız tedavilerini yapabilsin düşüncesidir.

                Yakup hocaya İstanbul'dan yapılan en son teklifte 110 bin TL maaş vermeyi teklif etmişlerdi. Bunu kabul etmeyen Yakup hoca, Erzurum'da kalmayı sürdürmüş ve hemşerilerine hizmet etmiştir. Halkıma daha çok hizmet etmek istiyorum düşüncesi ile siyasete atılan Yakup hoca, "gözümde, para pul, makam mevki yoktur. Hedefimde bu necip millete daha çok hizmet etmek vardır."  demektedir.

                Zira bunun aksi olsaydı çok yüksel teklifleri kabul eder, belki de Amerika'da yaşamını sürdürürdü.  Ama o sade ve içten konuşmaları ile hep halkım diye başladığı sözlerinde, Iğdır'ı bir bütün olarak gördüğünü, dini, dili, rengi, inancı, fikri ne olursa olsun benim halkım demeyi sürdürmekte ve ben halkımın refahını artırabilecek donanımdayım demektedir.

                Şöyle de düşünmeliyiz.

                 Bir Milletvekili maksimum 15-20 bin TL maaş alabilmektedirler. Eğer ki Yakup hoca Milletvekili  maaşını düşünseydi bunun kat kat fazlasını zaten reddetmiştir.

                Bunu tüm kalbimle söylüyorum.

                Ben Yakup hocayı tanıyordum ama bu özelliklerini emin olunuz bilmiyordum. Yakup hoca gerçekten birçok şeyi aşmış birisi. Hakikaten oturmuş bir kişiliği, doğduğu köyü, geldiği yeri unutmayan, Türk'ü, Kürd'ü bir bütün gören, Sünni'yi, Şia'yı bağrına basan, asla ayrıştırmayan, hoşgörülü ve kibirden uzak doğal yaşayan bir akademisyendir.

                Geçenlerde bir konuşmasında aynen şöyle dedi.

                "Muayeneme gelen hastaların içinde Iğdır'lı Kürt kardeşim olduğunda öne alırdım. Amandır içinden, ben Kürt'üm diye beni geç aldı demesin diye titizlikle davranırdım. Emin olunuz benim lügatimde ayrımcılık hiç olmamıştır. Muayenehaneme gelen her bir hemşerim benim için önem arz etmiştir. İsmi bende saklı nice hastalarım vardır ki büyük riskler alarak tedavilerini üstlenmiş ve Allah'ın yardımı ile sağlığına kavuşturmuşumdur. Bunlar benim en büyük hazinemdir."

                Seçim çalışmaları esnasında yaptığı konuşmaları dinleyenler emin olunuz ki mest oluyorlar. İfadeleri, mimikleri, beden dili öylesine içten ki, dinleyenler tanıdıkları için memnuniyetlerini konuşma sonrasında ifade ediyorlar.

                Evet bende yolculuk ettikçe daha çok tanıyorum Yakup Kumtepe ile Muharrem Çeçen'i.            

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası