Aliyev bizi gururlandırdı

                Aslında herkes her şeyin farkında. Gözlerimizi kapatmakla gerçekler yok sayılmaz. Geçtiğimiz gün gözlerini kapatanlara “ gözünüzü açın” der gibi bir hamle yaptı Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev... Ankara'da ki hain terör saldırısından önce programlanan Azerbaycan gezisini iptal eden Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, hiç beklemediği bir hamleyle karşılaştı: “Eğer ki "gardaşımız" gelemiyorsa biz gideriz”.

                Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Ankara'da ki terör saldırısı sebebiyle ertelediği Azerbaycan ziyareti karşısında, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev'in beklenmedik tavrı herkesi şaşkına çevirdi. Sayın Aliyev, ani kararla Ankara'ya geldi; hem başsağlığı diledi ve hem de imzalanması gereken enerji anlaşmalarını imzaladı. Ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntılı duruma destek olmak için Türkiye'ye gelen ve bizimle birlikte olduğunu dünyaya açık, aleni ilan eden Azerbaycan'ın bu tavrı ülkemizi memnun ettiği gibi, ülkemizin asli unsuru olan biz Azerbaycan Türklerini de ziyadesiyle memnun etmiştir.

                Aslında Aliyev bu hareketiyle çoklu mesajlar vermiştir.

                Mesela şunu demiştir:

                 1-14 yıllık iktidarınızda Türkiye'de yaşayan Azerbaycan Türklerine hiç ilgi göstermediniz.

                2-14 yıl boyunca Azerbaycan Türklerini hep mezhebi anlamda ötekileştirdiniz, itip kaktınız.

                 3-14 yıllık iktidarınızda Azerbaycan Türklerinden bir tek kişiyi Vali, Emniyet Müdürü, Jandarma Komutanı, Kaymakam, Genel Müdür, Müsteşar, İl Müdürü olarak atamadınız, kısacası devlet kademesinde hiçbir göreve getirmediniz. Ermeni'den danışman atadınız, Azerilerden atamadınız. Hiçbir bakanlıkta bir tek kişiye görev vermediniz.

                4-14 yıllık yönetiminizde, hep mezhebi ayrılıkları ön planda tutarak, Azeri Türklerinin fişlenmesine, raporlaştırılmasına, ajan yaftasıyla aşağılanmasına, horlanmasına göz yumdunuz.

                5-14 yıl boyunca parti genel merkezine hakim olan Suudi, Katar merkezli anlayış, hiçbir şekilde Azerilerin varlığını ortaya koymalarına olanak tanımamış, PKK terör örgütü ve din adına ortaya çıkan vahşi terör örgütleri bile bu halktan muteber görülmüştü.

                Aslına bakılırsa sayılacak o kadar çok şey var ki, ülkemizin içinde bulunduğu bu sıkıntılı süreçte, dertlerimizi söylemeyi bile kendimize ar kabul etmekteyiz. Dünya üzerinde Azerbaycan Türklerini temsil eden Azerbaycan devleti ve o devletin Cumhurbaşkanı Aliyev Ankara'ya gelerek öyle bir "gardaşlık" tablosu ortaya koydu ki, doğrusunu söylemek gerekirse göğsümüz kabardı. Duygularımıza tercüman oldu. Acımızı hafifletti.

                14 yıldır yaşanan alaborada bizleri ötekileştirenlerden ötürü bizler ötede hiç durmadık. Bizleri ötekileştirenlerin, bizleri yok hükmünde görenlerin bizim kadar bu ülkeyi sevmediklerini, bizim kadar bu ülkeye can yandırmadıklarını zaten biliyorduk. Bildiğimiz için de hiç küsmedik, hiç yüz çevirmedik, hiç sitem etmedik ve sadece 14 yıl boyunca bizi anlamalarını bekledik...

                Evet, ülkemiz bir ateş çemberine sürüklenmek isteniyor. Güneydoğu'da başlatılan, ama ülkemizin başkenti, kalbi başta olmak üzere sivil halka yönelik düzenlenen vahşi saldırıların savunulacak hiçbir tarafı yoktur. Bu saldırılar masum, günlük hayatını yaşayan günahsız insanları hedef almakta ve adı savaş da olsa ahlaki bir savaş olmadığı her açıdan görülmektedir. Umarız ve temenni ederiz ki, ülkemizde yaşanan bu çatışmalar bir an önce son bulur. Analar daha çok ağlamaz, ağıtlar arşı inletmez.

                Acımızı paylaşmaya gelen ve göğsümüzü kabartıp yüreğimizi serinleten Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliev'e bir Azerbaycan Türk'ü olarak şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum.

Tweet