Cabbar ŞIKTAŞ 24 Nisan Ermeni Yalanları
Tarih : 2016-04-24
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



24 Nisan Ermeni Yalanları

            Her yıl 24 Nisan geldiğinde Ermeni diasporası başta olmak üzere,Taşnak partisi ve Ermeniler  dünyayı ayağa kaldırıp, Türklerin Ermenilere soykırım yaptığını duyurmaya çalışırlar. Başta ABD olmak üzere Ermeni  Diasporasının etkisi altında olan ülkelerde veya Türkiye'ye düşmanlık besleyen ülkelerin meclislerinde sözde 24 Nisan soykırım kararını tanımaya yönelik kararlar aldırmaya çalışır, kendi barbarlıklarını Türk ulusuna mal etmeye gayret ederler.

            24 Nisan 1915 yılında Ermeniler sözde katliama tabi tutulmuş, sürgüne gönderilmiş, katledilmişlerdir. 

            Oysa bu koskoca yalanı dünya devletleri nasıl yorumlarlar bilmem ama, ben Iğdır'da yaşayan birisi olarak 1915-20 yılları arasında Iğdır'da katledilen Türklerin toplu mezarlarının olduğunu, Camilerde, evlerde, tandır damlarında toplu mezarların bulunduğunu, yapılan arkeolojik kazılar neticesinde görmüş, şahit olmuş ve yaşayan canlı şahitlerden işitmişimdir.

            Iğdır, Kars, Erzurum, Ağrı, Muş, Van bu bölgelerde Ermenilerin yaptıkları katliamlar tarihçiler tarafından belgelenmiş olmasına rağmen, henüz daha o yılları yaşayan canlı şahit tarihçilerin anlattıkları bile bizleri ürpertmekte, Ermenilere olan nefretimizin tazelenmesine sebep olmaktadır.

            Tarihi vakıayı tarihçilere bırakıyorum. Ancak içinde bulunduğumuz yüzyılda yaşanan olayları böylesine manipüle ederek, "haksızken, haklı konumuna çıkmaya çalışan" Ermenilerin, tarih boyunca ihanet kar  ve barbar bir millet oldukları tarafımızdan çok iyi bilinmektedir.

            Elbette bizde Ermenileri geberttik

            Belki kimse olayı bu yönüyle ele almamıştır. Ya da almak işine gelmemiştir. Ancak şunu söylemek gerekir ki, Ermeniler bu coğrafyada Türkleri katlederken, Türkler'de elleri kolları bağlı ölümü beklemiyorlardı elbet. Nefsi müdafa da bulunarak karşılık vermiş, Ermeni çetelerini gebertmiş,Türk halkı  yurtlarını, çocuklarını, namuslarını korumak için savaşmışlardır.

            Türk halkı merhametli olmasaydı, bu gün Türkiye'de bir tek Ermeni yaşamıyor olurdu. Oysa Erivan ve çevresi Türklerin yurduydu. Şimdi ise bir tek Türk yaşamamaktadır. Bu durum da kimin barbar olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

            Daha 24 yıl önce Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesinde, Hocalı, Kelbecer, Şuşa, Ağdam, Laçin, Hankendi'nde binlerce Azerbaycan Türk'ünü katletmiş, derisini yüzmüş, uzuvlarını kesmiş, hamile kadınların karnını deşmiş ve işkencelerin en iğrencini reva görmüşlerdir.

            Bu yakın tarihimizde vuku bulan hadisenin bile görmezden gelinmesi, yok hükmünde sayılması, art niyet ve alçaklığın bariz göstergesidir.

            24 Nisan 1915 yalanları, Ermenilerin Osmanlı'dan günümüze  gelen ihanet ve yalanlarının  1990 yılına kadar ki tezahürüdür.  "Bu barbar millet tarih boyunca her zaman Türkleri arkadan vurmuş ve sonrada vurulduk diye bağırmışlardır."

            Dün Iğdır'da Oba ve Hakmehmet köylerinde Iğdır Milletvekili Sayın Nurettin Aras'ında katılımı ile bir anma töreni tertip edilmiş, Ermeniler tarafından katledilen Türklerin anıt mezarlarının başında dünyaya bir kez daha Ermenilerin barbarlıkları  haykırılmıştır.

            Barbar Ermeniler kadar sesimiz çıkmıyor

            Ermeniler "Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır" misali, hem katliam yapıp, hem de katliama uğradık yaygarası kopartmayı çok iyi beceriyorlar.

            O anlamda ne Türkiye, ne de Azerbaycan diasporaları dünya kamuoyunu etkileyecek bir çalışma içine girmiyor ya da  giremiyorlar. Bir birilerine tebliğ edip fotoğraf çektirip, kameraya alıp, o belgeler ile kendilerine rant elde etme peşinde olan üç beş aynı simanın yaptığı veya yapacağı ile diaspora faaliyeti olmaz.

            Doğrusunu söylemek gerekirse bir müddet sonra gülünç pozisyonların yaşanmasına vesile olmakta, ciddiyetlerini yitirmektedirler.  

            Hem Azerbaycan devleti ve hem de Türkiye Cumhuriyeti dünya kamuoyunu etkileyecek ciddi çalışmalar ortaya koymalı, Diaspora faaliyeti yürütecek olan  kişilerin özenle seçilip kadrolaşması sağlanmalıdır.

            Aksi halde meydanı boş gören Ermeni Diasporası, istediği gibi cirit atar, etkisi altında ki ülkelerin meclislerinde soykırım kararı aldırmayı başarır, ya da teşebbüs etmeye devam ederler. 

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.