Kimler geldi kimler geçti Iğdır’dan… Kimi ezdi geçti, kimi üzdü geçti, kimi krallığını ilan etti, kimi şahlığını padişahlığını… Kiminin kişiliği makam koltuğu oldu, kiminin kişiliği bilgi ve becerisi, hizmet aşkı, sevgi ve hoşgörüsü o koltuğu doldurdu.
          Bir başkadır Iğdır’ın, Iğdırlının sevgisi. Sevdi mi Allahına kadar sever. Sevmese de susarak sırf devlete ve devleti temsilen gelen amire memura sadece saygısını gösterir. Sevgisini içinde saklar. Ağrının eteklerinden eserek gelen sert rüzgârların okşadığı Iğdırlının yüreği yumuşacıktır, yufkadır. Bu yüzdendir sevdi mi, tam sever, karşılıksız sever. Nice Amirler, memurlar geldi geçti Iğdır’dan. Hiçbiri sevilmedi Yüksel Müdürün sevildiği kadar, hiç birinin gidişine üzülmedi, Yüksel Müdürün gidişine üzüldüğü kadar. Torpil mi yaptı Yüksel Baba (Babal) hayır, ayrımcılık mı yaptı hayır, görevini Kötüye mi kullandı hayır, vatandaşa küfür, hakaret mi etti hayır, ırkçılık mı yaptı, Kürt Azeri ayrımcılığı mı yaptı hayır. Güzel işlerinin “Evet”leri o kadar çok ki burada onları sıralamayacağım. Onların sıralamasını sizlere ve sizlerin vicdanına bırakıyorum.
          Peki, neydi onu bu kadar sevdiren ha, neydi? Eminim ki sizler de benim düşündüğümü düşündünüz.  Evet, sevgisi ve hoşgörüsü. Makamında içirdiği sıcak bir çay. O makamın onun değil, halkın makamının olduğunu hissettirmesi. Kimi zaman kucağında bir çocukla görüldü, kimi zaman yaşlı bir amcayla sohbet ederken. Kimi zaman gençlerle görüldü, kimi zaman esnaflarla. Bazen arkadaş oldu, bazen kardeş. Bazen baba oldu sevecen, tatlı sert. Gençler sevdi onu, yaşlılar sevdi, çocuklar sevdi, anneler babalar sevdi onu. O da sevdi, o da sevdi Iğdır’ı, Iğdırlıyı. Sağcı solcu demeden, Azeri Kürt demeden, Şia Sünni demeden herkese ve her kesime aynı mesafede ve aynı hoşgörüde oldu. O hep vatandaşlarla iç içe oldu. Onları dinledi, dediklerini dinletti.
         Iğdır, bunca zaman zarfında en huzurlu ve vukuatsız günlerini yaşadı. Rutin ufak tefek kişisel birtakım olayların dışında hiçbir üzücü sosyal olay yaşamadı. İşte bu yüzdendir Yüksel Babal’ın bu kadar sevilmesi Iğdır’ın babası olması. Bir babanın üstlendiği tüm görevleri üstlenerek, görev ve sorumluluklarını, kırmadan, üzmeden, yıkıp dökmeden yerine getirdiği içindir ki, o Iğdır’ın babası olmuştu. “ Yüksel Baba”  Kimseyi ötelemedi, aksine ötelenenleri birleştirdi yaklaşımlarıyla. Ümit ederim ki yeni gelecek olan emniyet müdürümüz de en az Yüksel Baba kadar ve Sayın Valimiz kadar biz Iğdırlılarla iç içe olur. Ona da yeni görevinde başarılar diliyorum.
          Bu yazıyı yazarken gözlerim buğulandı, içim burkuldu. Ah… Ah keşke… Keşke tüm amir ve memurlar halkla böylesine iç içe olabilse diye içimden geçirerek, size şahsım ve tüm Iğdır adına, Iğdırlılar adına güle güle diyorum sevgili Yüksel Baba. Güle güle… Yolunuz ve bahtınız açık olsun
          Seni unutmayacağız, unutturmayacağız. Bizlerde bıraktın iz asla silinmeyecek. Gelişini bilmem ama gidişin hüzün oldu be Yüksel Babal! Güle güle. Hoş geldin hoş gidesin inşallah.

 

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.