Cabbar ŞIKTAŞ Keşke her yıl referandum olsa
Tarih : 2017-04-04
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Keşke her yıl referandum olsa 

    16 Nisan’da sandığa gidecek ve Evet/Hayır oylaması yapacağız. Oylama Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın oylaması olunca haliyle Ak Parti hükümeti tam kadro sahaya inmiş, çalışma yapıyorlar.  Vekiller, Bakanlar, Başbakan yardımcıları, Başbakan her kes seferber olmuş durumda. 

    Doğal olarak bu durum vatandaşın da hoşuna gidiyor. Çünkü normal zamanda ulaşılması mümkün olmayan bakanlar ile rahatlıkla görüşebiliyor, meramlarını iletiyor ve azda olsa çözüm bulabiliyorlar. 

    Aslında bu durum bu güne has değil, Cumhuriyet kurulalı beri seçilen ile seçen arasında inanılmaz bir uzaklık, kopukluk olmuştur. Seçilen seçilip gittikten sonra bir daha uğramaz seçildiği yere, arada bir görüntü vererek yanınızdayım, içinizdeyim görüntüsü verir, yeni seçim gelinceye kadar o görüntüyle idare edilmesi istenir. 

    Doğu, Güney Doğu, İç Anadolu bölgelerinde Milletvekilliği yapmak, her zaman zor olmuştur. Sebebi de şudur. İnsanlar yıllarca doyum seviyesinde hizmet alamadıklarından sürekli talep iletirler. Bu yoğun talepler seçilen mebusu bunaltır, çalışamaz hale sokar. 

    Esasta iki tarafta haklı…  

    Seçmen sorunu olduğu için talepte bulunuyor, Vekil’de gelen taleplerin yoğunluğu karşısında çaresiz kaldığından ayla güneş gibi görünmeyi tercih ediyor. 

    Haliyle evet/hayır referandumu bir anlamda seçmenin bayram ettiği günlerdir. 16 Nisana kadar gördüklerimizi bir daha ne zaman görürüz, hangi şartlarda görürüz bilinmez. Madem şimdi görmüşüz bari sorunlarımızı iletelim, yerinde çözümler arayalım değil mi?  

    Referandum süreci başladığı günden itibaren birçok bakan, milletvekili ve Başbakan Iğdır’ı ziyaret ettiler. Her gelen Bakana ve başbakana ilin sorunlarını içeren brifing dosyaları verildi.  Yapılması gerekenler, acil ihtiyaçlar sıralandı.  Umuyoruz ki 16 Nisan’dan sonra ilimizin sorunlarının yer aldığı raporlar dikkate alınır ve çözüme kavuşturulur. 

            BAŞBAKANLIK BASIN YAYIN VE ENFORMASYON TOPLANTISI 

    Geçtiğimiz hafta Kars ilinde Başbakanlık basın yasın ve enformasyon genel müdürlüğünün düzenlemiş olduğu “yerel medya buluşması” toplantısına katıldım… Erzurum, Ağrı, Iğdır, Kars, Ardahan, Muş, illerinden birçok gazeteci arkadaş katılmıştı. Toplantıya Ulaştırma bakanı hemşerimiz Ahmet Arslan’da ev sahipliği yapıyordu. 

    Yemek sonrası bir konuşma yapan Ulaştırma bakanı Ahmet Arslan, yaklaşık 2 saat hiç durmaksızın, hiç kekelemeden, hiçbir not kağıdına bakmadan, uzun soluklu bir konuşma yaptı. Edirne’den, Iğdır’a, Karadeniz’den, Güneydoğu’ya, il il, ilçe ilçe sıralayarak, neler yaptıklarını, neler yapacaklarını, neleri planladıklarını anlattı.  Hızlı trenin, hızlandırılmış trenin Iğdır, Kars, Nahcivan hattından bahsetti. 40 Yıllık ulaştırmacı olduğunu, sahayı çok iyi bildiğini, yatırımların doğuyla batı arasında ki eşitliği sağlayabilmesi için azami gayret gösterdiklerini, batının yoğunluğuna göre yatırımlarının şekillendirileceğini sıraladı. 

    Doğrusu Sayın Arslan’ın bu kadar dolu olduğunu bilmiyordum. Milletvekilliği döneminde Nihat Göycalı beyle birlikte buluşmuş ve bir röportaj yapmıştım. O yıllarda Başbakan Binali Yıldırım’ın Ulaştırma bakanı olduğu dönemde, Ahmet Arslan, Binali Yıldırım’ın yardımcısı konumundaydı. Ulaştırma bakanlığının tartışmasız velihatı olduğunu herkes biliyordu. Ancak bir Milletvekili olarak yine de bölgenin sorunları ile ilgili attığı adımları, yapmak istediklerini, yaptıklarını sıralamıştı. 

            Ancak şunu ifade edebilirim ki, biz doğu batı ayrımı yapmıyoruz. Memleketin her yeri bizimdir. Ama Doğunun kalkınmada batıyla yarıştırılması son derece abesle iştigal olur.  Şüphesiz doğu çok geri kalmış, yatırımdan hak ettiği payı alamamıştır. Ulaştırma Bakanının Kars Kağızmanlı oluşu gerçekten de Doğu için bir şanstır. Sağlık Bakanının Erzurumlu oluşu Doğu için gerçekten bir şanstır. Keşke bölgemizden birkaç bakanımız daha olsaydı. 

            Bunu batıyı ötekileştirme anlamında söylemiyorum. Doğuyu tanıyan, zorluklarını, sıkıntılarını yaşayan birinin daha iyi anlayacağı anlamanda söylüyorum. 

            Demem o ki, Allah bu ülkeye bir daha kurtuluş savaşları nasip etmesin. 15 Temmuz gibi hain terör saldırılarına maruz bırakmasın. Ülkemiz ciddi badireler atlatmış, sıkıntılı süreçler yaşamaktadır. Terör fırsat kollamaktadır. Teröristler tıpkı kanser hücreleri gibi çeşitli kisvelere bürünmüş tetikte beklemektedirler. Güçsüz anımızı kollayan teröristlere ve onların dış mihraklarına asla malzeme vermemeliyiz. 

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.