Eğer ki bir ülkede trafikte kamyon, tır yok ise, fabrikalar çalışmıyor demektir.
            Fabrikalar çalışmıyorsa, işsizlik var demektir.
            İşsizlik var ise ekonomi kötüye gidiyor demektir.
            Ekonominin kötüye gitmesi ise ülkede yatırımın olmadığını, yatırımcının endişeli olduğunu, yatırım yapmaya cesaret edemediği anlamına gelir.
            Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan  TÜMSİAD’ın 7. Olağan genel kurul toplantısında yaptığı konuşmada aynen şöyle dedi “Referandum diyordunuz o da bitti. İşadamları yastıklarının altında ki paraları çıkarıp yatırıma dönüştürsünler.”  Bu söz bile iş adamlarının yatırım yapmadığını göstermeye yeterlidir. Demek ki ülkemizde yeni yatırım yok ve iş dünyası yatırım yapmak yerine parasını yastığa doldurup beklemeyi tercih ediyor.
            Ticaretin artması, yatırımların çoğalması için cazibe merkezi uygulamasına geçildi. Teşvikler, hibeler, yatırımcıya sağlanacak olan kolaylıklar günlerce anlatıldı. Ancak henüz kimse yatırım yapacağım deyip öne çıkmış değil.
            Ya teşvikler cezbedici değil, ya da yatırımcı önünü göremediği için cesaret edemiyor.
            Her iki şıkta bence yeniden masaya yatırılmalı. Hem yeni yatırımcı için bu sebepler incelenmeli, hem de bu güne kadar öz kaynakları ile fabrika kuranların desteklenmesi masaya yatırılmalıdır.
            Batı’dan doğuya teşvikler düzenlenmeli, vergi indirimleri yapılmalı, sigorta indirimleri düzene sokulmalı, cazip hale getirilmelidir.
            Doğu’da  yüzlerce kişiyi çalıştıracak fabrikalar kurulmayabilir ama, alt limit geçmişte olduğu gibi 10 kişi üzerinden hesaplanmalıdır.
            İstanbul’da, Bursa’da, Gebze’de, Konya’da, Kayseri’de iş yapanla, Iğdır’da, Şırnak’ta, Kars’ta  fabrika kuran, küçük işletme sahibi olan iş adamı aynı statüde görülmemelidir.
            Batıdan doğuya Vergi, KDV, Elektrik, SGK indirim uygulaması hayata geçirilirse,  hem metropollerin yükü azalır, hem de yatırımın adil dağılması sağlanmış olur.  Doğunun en doğusunda yaşayan birisi olarak batıda ki bir işletmeyle aynı sorumlulukların yükünü kaldırmak elbette ki kolay olmasa gerek, bu sebepten ötürü düzenlemelerin Batı’dan Doğu’ya doğru şekillenmesi doğru hamle olur diye düşünüyorum.
            Türkiye tarım da kendi kendisine yeten bir ülke iken dışarıdan et, tahıl ve benzeri ürünler ithal eden bir ülke konumuna geldi. Bunun sebebi nasıl araştırıldı bilemem ama, doğru araştırılmadığını söyleyebilirim. Şayet doğru araştırılmış olsa idi sorun tespit edilmiş olur ve çözümü için çalışılıyor olunacaktı. Şu anda ülke genelinde binlerce büyük baş hayvan çiftliği atıl durumda. Ve halen ahır yapımı için teşvikler verilmeye devam ediliyor. Bir kişi de kalkıp demiyor ki, binlerce ahırın içi boş, binaya destek vereceğimize hayvan alımına destek verelim ki  üretim artsın. Mazot, gübre, yem fiyatlarını düşürelim ki maliyetler et fiyatlarına yansısın. Bunları demek yerine yurt dışından et getirerek fiyatları düşürme çabası taşıyanlar sadece günü kurtarmış olurlar.
            Ülke genelinde gözle görülür bir şekilde ticari durgunluğun olduğu herkese malumdur. Bu moralsizlikten kurtulabilmenin yolunu aramak gerekiyor. Teşvik paketleri yatırımcıya kısmen de olsa bir hareketlilik kazandırsa da, sorunu kökten çözüme kavuşturabilecek adımların atılması gerekmektedir. Bir kere başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere devlet adamlarının konuşurken gerilim yaratmayacak ifadeler kullanması önem arz etmektedir.
            Yatırımcı ülkedeki terör olaylarından etkilenmeden, hatta terör olaylarına inat yatırım yapmaktan kaçınmamalı, meydanı boş bırakmamalıdırlar.
            İl Valileri, Belediye Başkanları, yöneticileri, amirleri, şehirlerinin kalkınması için yatırımcıyı teşvik etmeli, motive etmeli, ticaret potansiyelinin artması için mücadele etmelidirler. İllerde yapılan işlerin ihalesine yine illerdeki müteahhitlerin  girmesi sağlanmalıdır. Yatırım yapacak olan iş adamlarının mevzuatlarda boğulması önlenmelidir. Uluslararası ticaretlerde elçilikler, konsolosluklar daha aktif olmalı, iş adamlarının önünü açmalı, işlerini takip etmelidirler.
            Sorun genel olduğu için dilimizin döndüğü kadarıyla ticaretimizin canlanabilmesi için böyle bir bakış açısı ortaya koymaya çalıştım. Şüphesiz eksiklerimiz vardır. Tamamlamak ise devletimizi yönetenlerin işidir. İnşallah kısa sürede toparlanma süreci yaşar, kamyonlar, tırlar taşımacılığa devam ederler. 

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.