Cabbar ŞIKTAŞ HOCALI
Tarih : 2018-02-24
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



HOCALI

25 Şubat’ı, 26 Şubat’a bağlayan gecenin adı!

Acının, feryadın, insanlık dışı muamelenin adresi...

Savunmasız çocukların, kadınların, yaşlı insanların katledildiği yerin ismi...

Ağıtların yakıldığı, göz yaşlarının sel olduğu, derilerin yüzüldüğü yerin ta kendisi...

Ermeni barbarlarının kinlerini kustuğu, diri diri işkenceler yapıp bundan zevk aldığı şehir...

Heyhat! Bu zulmü Allah kabul etmez ama şerefsizler bunu görmezden gelir.

1915 yalanını tanıyan Hollanda gibi alçaklar, 1992’yi nedense hiç görmezler.

Azerbaycan, kanayan yaramız, Karabağ’ımız, Hocalı’mız, Kelbecer’imiz!

Şuşa’mız, Hankenti’miz, Laçin’imiz öz yurdumuz, öz halkımız ve göz yaşımız...

Şairler yazmakla, sanatçılar ağıtları seslendirmekle, yazarlar dünyayı bilgilendirmekle uğraşa dursunlar!

Hocalı acısı dinmek bilmez.

Feryatların inlettiği dağ taş, halen kulaklarda çınlamakta, yürekleri dağlamaktadır.

Karabağım, dağ çiçeğim! İşgal altındaki vatanım! Sana uzanan eller kırılmadıkça neye yarar?

Yıllar hep birbirini kovaladı. Sahnelere çıkıp boy göstermekten öteye geçmeyen şovmenler  sadece konuştular ve tamı tamına 26 yıl geçti.

Diaspora adı altında sadece adam kayırıp para cukkaladılar.

Karabağ’ı almak için gerekirse savaşırız demek yerine gökdelenler diktiler.

Dünya genelinde Hocalı’yı anlatmak, duyurmak, kabullendirmek için para harcayacaklarına, Ermeni severlere ihaleler verdiler.

Oyyy Hocalım! Sen feryat ederken birileri saz çalıp oynamakta...

Sen göz yaşı dökerken birileri  keyfi sefa sürmekte...

Sen esaret altında inlerken birileri Ermeni severlerle, Ermenistanla ticaret yapmakta...

Azerbaycan ürünleri, Ermeni raflarını süslemekte...

Sen acılarınla başbaşa kalırken birileri sadece seyretmekte...

Hocalı konuşulurken Karabağ’dan söz edilirken başım hep aşağı eğilir. Utanırım, sıkılırım. Elimden alınan toprağımı geri alamadığım için kahrolurum.

Ama sadece kahrolmakla yetinirim. Çünkü yapacak hiçbir şeyim yoktur.

Köşe başları zapt edilmiş, milli şuur rafa kaldırılmış, para birçoklarının aklını başından almıştır.

Şairin dediği gibi, ‘Desem öldüreller, demesem öllem!’  bu sebeple kimse konuşmuyor. Herkes susmayı tercih ediyor. Baştakilere hangi konular iletiliyor bilmem ama bildiğim tek şey umursamaz bir toplum doğuyor.

Belki birkaç yıl sonra kimsenin ne Karabağ ne Hocalı diye bir derdi de kalmayacaktır.

Çünkü herkes hakkına razı. Herkesin yapacak bir işi, manapoliyası, serveti, gök deleni, yer deleni var.

Yerden çıkıyor ne çıkıyorsa adı milli servet olsa da, milli olmayanlar yağmasın da...

Boşverdik hepisini! Biz ağlarız Hocalı’ya, yas tutarız Karabağ’a...

Hocalı şehitlerini 26. ölüm yıldönümünde bir kez daha rahmetle anıyoruz.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.