Ziya Zakir ACAR ARAZ (ARAS) NEHRİ VE BAYATILARI
Tarih : 2020-03-04
Tüm Yazılar

Ziya Zakir ACAR



ARAZ (ARAS) NEHRİ VE BAYATILARI

Araz’ı buz bağladı 
Dibi yarpız bağladı 
Bir eve gonağ oldum 
Atımı gız bağladı 
Aras çaldı başıma 
Aşka yalgız bağladı.

 Aras! Aras! Han Aras 
Bingöl’den kalkan Aras! 
Al başımdan sevdamı 
Hazar’da çalkan Aras!

             Aras Nehri: Kuzeydoğu Anadolu’da her türlü hareketi etkileyen nehirlerden biridir. Nehir Bingöl dağlarının kuzeyinden çıkar. Kars ve Kağızman dağları arasından Tuzluca kuzeyinden Arpaçay’ı ve Ağrı dağlarının kuzeyinden Karasu deresini de alarak, önce Türkiye-Ermenistan sınırını, Nahçivan-Türkiye sınırını, daha sonra Ermenistan-                 İran ve İran-Azerbaycan sınırlarını oluşturduktan sonra Kura nehri ile birleşerek Hazar denizine dökülür.
Toplam 1059 km uzunluğunda olan Aras Irmağı, Erzurum İlinin 60 km kadar doğusunda 3.194 metre yüksekliğindeki Bingöl dağlarının zirvesine yakın çıkan birçok kaynak suyunun birleşmesinden oluşmaktadır.
             Doğu Anadolu Bölgesinde eski çağlardan günümüze kadar adı değişmeyen ırmakların başında Aras gelir. Aras Nehri, yaklaşık olarak 2860 yıl önce, Urartu Krallığı’nın çivi yazılı Meher Kapısı Yazıtı’nda “Araza” ismiyle geçmektedir. Eskiçağın dışında Orta çağ kaynaklarında da Aras Nehrinin bahsi geçmektedir. 
Aras Irmağına Gürcüler “Rakhsi” Ermeniler “Aresh” Ruslar “Aras” Araplar “ar-Rass (al-Rass)” İranlılar da Türkler gibi “Araz” olarak adlandırmışlardır. Aras Irmağı, yalnızca Eski Çağda kutsal bir ırmak olarak kabul edilmemiş, temiz, berrak ve şifalı özelliğinden dolayı Orta Çağ’da bölgeyi dolaşan coğrafyacılar tarafından da övgü ile anlatılmıştır. Bölgeyi dolaşan ve kitabını 985 Yılında yazan Arap coğrafyacısı El Mukaddesi, ünlü Aras Irmağı’nı “Cennetten doğan dört Irmaktan biri” olarak tanımlamaktadır. 1225 Yılında ünlü coğrafyacı Yakut el Hamavi ve 1275 Yılında da Hamdullah el Kazvini yazmıştır.” 
               Iğdır ve çevresinde okunan / söylenen / yazılan bazı bayatılarda değişik yerleşim yeri adları geçtiği gibi, Azerbaycan Türklerinin parçalanmışlığını sembolize eden Aras nehri de geçmektedir. Azerbaycan’da gerek sözlü ve gerekse yazılı edebiyatta, Aras nehri denildiği zaman genellikle ayrılık, hasret, gözyaşı, ailelerin ve vatanın bölünüp parçalanmış olması akla gelir. Bunun için Aras n Türk topraklarının parçalanmışlığını sembolize eden Aras nehrinin “O Tay’ı”, “Bu Tay’ı” kavramları bayatılarda dile gelmektedir. 
Azerbaycan Türklerinde gerek sözlü ve gerekse yazılı edebiyatta, Aras nehri denildiği zaman genellikle ayrılık, hasreti, gözyaşı, ailelerin ve vatanın bölünüp parçalanmış olması akla gelir. Bunun için Aras nehri hâlen, bayatılarda ele alınan önemli konulardan biri olmayı sürdürmektedir. Aras Nehri hâlen, bayatılarda ele alınan önemli konulardan biri olmayı sürdürmektedir.


Araz axar, yan vérer ,
Sesi mene can vérer,
Yaramı möhkem bağla,
Bağlamasan qan vérer .

Mən Arazam, ağlaram,
Hey coşaram, çağlaram.
Ata deyin köksümü,
Çalın-çarpaz dağlaram.
Araz’ı ayırdılar,
Qanınan doyurdular,
Biz yurddan ayrılmazdıq,
Zor inen ayırdılar 

Araz gelir, lillenir ,
Suyu gelir, güllenir,
Yarı xelvetde görsem ,
Menim qelbim dillenir - .

Araz, Araz xan Araz,
Dağlardan axan Araz.
Yardan bir xeber getir,
Évimi yıxan Araz .

Araz, Araz xan Araz,
Gel éyleme qan Araz.,
Qoy gédim yar gözleyir,
Nedir bu tuğyan , Araz ?

Araz, Araz xan Araz,
Dağlardan axan Araz.
Qardaşdan ayrı saldın,
Évimi yıxan Araz !

Araz qalmaz axmaqdan,
Şimşek doymaz çaxmaqdan.
Gözlerime qan damdı ,
O taylara baxmaqdan .

Araz axar daşınnan,
Suyu qalxar başınnan,
Ezelden dupduruydu ,
Bulandı göz yaşınnan .

Yıksın karşısından Araz barını,
Derek Kür barı tek Araz barını.
Araz köprüsünde goy bir tar çalım, 
Sahiller dinlesin Araz barını.
Aras Nehri tarihte bir çok destanlara konu olmuştur. Dede Korkut Hikayelerine, Köroğlu efsaneleri bunlardan bir kaçıdır.  Köroğlu’nun yaşadığı yerler Yukarı Aras dolaylarıdır. (Levon Patnos Dabağyan “Osmanlı’da Şer Hareketleri ve Abdulhamit” 2005 İstanbul III. Baskı S.27-28) Bir gece Yusuf düşünde Hızır’ı görür. Hızır ona yapacağı işleri söyler. Köroğlu ile babası yola çıkar. Aras Irmağından gelecek üç köpüğü beklerler. Bu üç köpükle Yusuf’un gözleri açılacak, intikam almak için gereken kuvveti elde edecekti. Bunu bilen Köroğlu, köpükler gelince babasına haber vermeden kendisi içer. Böylece (sonsuz hayat, yiğitlik ve şairlik) özelliklerini kazandı. Babası durumu öğrence üzülür ama bir taraftan da oğlu içtiğinden sevinir. Çünkü öcünü oğlu alacaktır. “  

Aras kimi kez can olur,
Kimi kez Han.
Çalımlıdır, burgaçlıdır, ve buyurgan,
Kimi kez Iğdır’ımda nazlı bir gelin,
Yanı başında Yüce Ağrı,
Bir yanında Kerbela!…
Büyür büyür kocaman,
Ve acılarla geçen
Yüzyılların öyküsü…

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası