- JANDARMA HABERLERİ GAZETESİ DERNEĞİ ÜÇÜNCÜ BASKISINI YAPTI
- “Köylerimiz Güzelleşiyor” Projesi Devam Ediyor
- TERZİ CAHİT USTA 46 YILDIR MESLEĞİNİ SÜRDÜRÜYOR
- 500 Adet Ilgın Toprakla Buluştu
- SUDA KAYBOLAN ÇOCUĞU JANDARMA JAK ve AFAD EKİPLERİ BULDU
- İL JANDARMA KOMUTANLIĞI TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLERİ BELİRLEDİ
- İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLER,
- TAZİYE VE TEŞEKKÜR MESAJI
- TAZİYE TEŞEKKÜR MESAJI
- Taziye Teşekkür Mesajı
- SENGER BAŞKAN MAZBATASINI ALDI
- TUZLUCA BELEDİYE BAŞKANLIĞI TÜRKAN’A VERİLDİ
- MEHMET NURİ GÜNEŞ MAZBATASINI ALDI
- ÜLKÜ ÖCAL’DAN SEÇMENE TEŞEKKÜR MESAJI
- Mücahit Tanık Mazbatasını Aldı
Tarih : 2020-04-27
Prof. Dr. Kerem KARABULUT
SALGININ DÜNYA VE TÜRKİYE AÇISINDAN EKONOMİ-POLİTİĞİ :1
Yaşanan salgın süreci sonrası dünya ve Türkiye açısından birtakım gelişmeler, fırsatlar ve tehditler olacağı açıktır. Yaşanacakları burada ayrıntıları ile tam anlatabilmek mümkün olmasa da genel bir değerlendirme yapılabilir. Bu çerçevede, süreç şu hususları getirecektir denilebilir:
Yaşanan süreçte kendi iç kaynakları ile toplumlarının ihtiyaçlarını iyi karşılayabilen ve böylece iktisadi sıkıntıların yaşanmasını önleyebilen ülkeler avantajlı olacaklardır. Bu hem uluslararası itibar ve prestij açısından avantaj sağlayacaktır hem de ekonomik gücüne güven oluşturarak geleceği karşılamalarını kolaylaştıracaktır. Bu açıdan bakıldığında, ABD ve Avrupa ülkeleri avantajlı gözükmektedirler. Çünkü bu ülkeler mevcut ekonomik güç avantajlarından yararlanacaklardır. Şu anda dünyada rezerv para olarak tutulan miktarın yaklaşık %63’ü dolar, %22’si ise euro cinsindendir. Yine dünya geliri yaklaşık 84 trilyon dolar kadardır. Kriz sürecinde şu ana kadar dünya gelirinden ülkelerin ekonomik sorun yaşamaması için verilen destek miktarı ise 12 trilyon dolar kadardır. Bunun yaklaşık 2,5 trilyon doları ABD tarafından kendi toplumuna verilen destekten oluşmaktadır. Bu nedenle, güçlü ekonomik önlem alanlar yine ekonomisi güçlü ülkeler olmaktadır ki bu yönüyle avantajlıdırlar denilebilir.
Salgın sonrası dönemde uluslararası itibarı artacak ülkeler, zor durumdaki ülkelere yardım etmede etkili olan ülkeler olacaktır. Bu ülkeler uluslararası alanda belli bir zemin kazanacaklardır. Aynı zamanda kendisini ön plana çıkarmak isteyen ülkeler arasında kıyasıya bir rekabetin de yaşanacağını görebileceğiz. Hatta bu sürecin başladığını söylemek mümkündür. Batı devletleri diye bilinen ABD ve AB ülkeleri ile Çin arasında başlayan eleştiri süreci buna işaret etmektedir. Almanya 130 milyar Euro Çin’den tazminat talep etmeye başladı bile.
ABD-Çin rekabeti ve gerginliği salgın sonrası dönemin ön plana çıkan en önemli konularından birisi olacaktır. Özellikle Batının II. Dünya savaşı sonrası yarattığı algı olan “dünyadaki tek önemli uygarlığın batı uygarlığı olduğu düşüncesi”ni Doğu’da Çin değiştirmiş ve dengeleri etkiler duruma gelmişti. Yaşanan Küreselleşme sürecinde dünya üretimi Çin merkezli olarak şekillenmişti. Çin’de bu merkez olma avantajını dünyada etkili kullanmakta idi. Diğer bir anlatımla, gidilecek ülke veya bölgeye “asker ile değil, ekonomi ile müdahale” etmekteydi. Bundan sonraki süreçte bu yapı değişebilecektir. Yani dünya üretim merkezi Çin dışındaki ülke ve bölgelere kayabilecektir. Bunu gelişmiş ülkelerin “tüm yumurtaları aynı sepete koymama” ve “portföy çeşitlemesi” politikası olarak değerlendirmek mümkündür. Çünkü temel üretim merkezinin Çin olması, batı ülkeleri açısından ekonomik, siyasi ve askeri sorun oluşturmaya başlamıştı. Türkiye bu açıdan avantaj elde etme kapasitesine sahip ülkelerin en önemlilerinden biridir. Şimdiye kadar Türkiye’ye gelen yabancı yatırımlar yetersiz kalmıştı. Süreç bunu tamamlama fırsatı yaratabilir. Örneğin, Türkiye’nin milli geliri, ihracatı ve nüfusunun her birinin dünyadaki payı yaklaşık yüzde 1’dir. Oysa dünya yatırımlarından aldığı pay ise yüzde 0,4’tür. Bu nedenle, Çin’den ayrılacak yatırımlar ile Türkiye bu payını artırma fırsatı yakalayabilecektir.
Uluslararası sermaye daha çok güvenli ülkeleri tercih etmektedir. Batı ile Çin arasındaki politik ve ekonomik eksen kayması; terörü bitiren, İslâm coğrafyasında batılı ülkelere benzer demokratik sisteme, köklü ve tarihi bir devlet geleneğine, coğrafi olarak batıya yakın ve stratejik öneme sahip olan Türkiye’nin tercih edilmesini sağlayacaktır. Bunu başarmak için Türkiye’deki güven ortamının etkili tanıtımına ihtiyaç olduğunu söylemek gerekir.
Türkiye son 20 yılda yaklaşık 165 milyar dolarlık yabancı sermaye çekmiş ve bunun %60’ını Avrupa Birliği ülkelerinden almıştır. Bu nedenle, yeni dönemde sermaye çekilmesi için güven ortamının tanıtımı ve sürekliliği avantaj sağlayacaktır. Aslında bir anlamda, 2002-2010 arası yakalanan iktisadi ve sosyal başarı politikalarının reforme edilerek uygulanması gerekmektedir. Türkiye’nin Batılı ülkelere uyguladığı politikalarda “IMF ve Dünya Bankası dayatması”na göre değil, “eşit ve adil bir çerçevede” şekillendirme kabiliyetine kavuşmuş olması bu süreçteki önemli bir avantajı olarak ortaya çıkmıştır.
Türkiye’nin içeride gerçekleştireceği bir kısım yapısal reform ve düzenlemeler, salgın sonrası muhtemel dünya ekonomik ve siyasi dizaynı içerisinde etkili olmasını kolaylaştıracaktır. Bunlar içerisinde şu hususları öne çıkarmak mümkündür. Seçim ve siyasal partiler sisteminin reforme edilmesi, eğitimin etkinleştirilmesi, adalet sisteminin hızlı ve adil olma açısından yeniden reforme edilmesi, ara malı ve hammadde ithalatındaki dışa bağımlılığın azaltılması, tasarruf oranının yükseltilmesi, üretimde ithal ikâmesine gidilmesi, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, vergi gelirlerin dolaylı vergi ağırlığından kurtarılıp dolaysız vergi (gelir vergisi) ağırlıklı yapıya kavuşturulması, cari dengede yakalanan pozitif sonucun devam ettirilmesi ve makro ekonomik performans göstergelerinin (başta büyüme, işsizlik ve enflasyon olmak üzere) istikrarlı hale kavuşturulması Türkiye’yi hem iç dengeleri açısından hem de uluslararası tercih edilir ülke olma açısından ön plana çıkaracaktır.
Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.