Prof. Dr. Kerem KARABULUT AĞRI DAĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Tarih : 2020-06-12
Tüm Yazılar

Prof. Dr. Kerem KARABULUT



AĞRI DAĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Bilindiği gibi, Ağrı Dağı hem Iğdır ve Ağrı illerinin hem de tüm Doğu Anadolu Bölgesi’nin ve Türkiye’nin değerlendirilmeyi bekleyen çok önemli bir kalkınma potansiyelidir. Nuh’un gemisinin olduğu bir dağ ve insanlığın dünyaya ikinci yayılış yeri olarak bilinmesiyle de kutsallık özelliği olan bir yerdir.  
Ağrı Dağının değerlendirilmesinden ise Turizm açısından ülke ve dünya ölçeğinde ekonomik getiri sağlayan bir değere dönüştürülmesi kastedilmektedir. Dünya Turizm Örgütü’nün 85 ülkedeki gelişme trendlerini dikkate alarak hazırladığı “Turizmde 2020 Vizyonu” adlı araştırmasında, önümüzdeki kırk yıl içerisinde en hızlı ve düzenli büyüyecek sektör olarak turizm sektörü gösterilmektedir. Gelecek yıllar için bu büyük pazardan pay alabilmek için şimdiye kadar neredeyse hiç değerlendirilemeyen ve Türkiye’nin en bakir potansiyellerinden biri olan bu dağın değerlendirilmesi, il, bölge ve ülke açısından büyük önem arzetmektedir. 
Turizm sektörünün Türkiye’nin genel ekonomik yapısı içerisinde de önemi giderek artmaktadır. Örneğin, turizm sektörünün 1965 yılında Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) içindeki payı yüzde 0,2 iken, 1980 yılında yüzde 0,5 olmuştur. Bu oran 1980 yılından sonra sürekli artış göstererek 1990 yılında yüzde 2,1, 2000 yılında yüzde 3,8 ve 2019 yılının sonu itibarıyla yüzde 4,7 olmuştur.
Kısaca, Ağrı Dağı’nın etkin değerlendirilmesiyle şu faydalar elde edilebilecektir:
Kısa ve uzun vadede, turizm sektörüne ait bir girişimci grubu gelişerek yeni girişim alanları ortaya çıkar.
Altyapı yatırımlarının tamamlanması çalışmaları özellikle inşaat sektörü ve bağlı sektörlerde canlanmaya yol açar. Böylece, bölgesel istihdama önemli katkı olur. 
Hizmet sektöründe de önemli bir atılımın yaşanmasına sebep olur. 
Toplumsal gelişime (bilgi alışverişi ve eğitim faaliyetleriyle) olumlu etki yapar.
Yerli ve yabancı yatırımcıların bölgeye yatırım yapmasına sebep olur.
Özellikle Iğdır ve Ağrı illerinde yaşanan göçün tersine çevrilmesine sebep olabilir. Tarafımızca yörede yapılan göç araştırmalarında, Iğdır ve Ağrı illerinde yaşayanların yaklaşık yüzde 75’i imkân bulduğu taktirde göç etme eğilimine sahip kişilerden oluşmaktadır. Ağrı Dağının etkin değerlendirilmesiyle bu eğilim azaltılabilir ve tersine göçe olumlu katkı yapar.
Iğdır ve Ağrı illerindeki kişisel gelir düzeyleri Türkiye ortalamasının üçte biri civarındadır. Ağrı Dağının turizme kazandırılmasıyla bu durumun düzeltilmesine olumlu katkı yapılacaktır. 
Tarafımızca gerçekleştirilen bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre; 
Yöreyi ziyaret eden turistlerin yüzde 85’i yerli, yüzde 15’i ise yabancı turistlerden oluşmaktadır.
Yöreye gelenler, Seyahatlerini yüzde 32’si paket turlar, yüzde 68’i ise bireysel organizelerle gerçekleştirmektedirler.
Yöreye yapılan seyahat yüzde 65 oranında başka illeri de kapsamaktadır. Bunun anlamı, bu yöredeki turizm potansiyellerinin, diğer illerdeki (Van, Ağrı, Kars, Erzurum ve diğer iller) potansiyellerle birlikte organize edilirse daha çok turist çekilebilecektir.
Yöreye gelmeyi sağlayan bilgi kaynağı olarak;  yüzde 35 oranında seyahat acentesi/ulaştırma şirketi, yüzde 27 TV, gazete, dergi vb,  yüzde 20 Arkadaş, akraba tavsiyesi, yüzde 18 oranında da diğer kaynaklar etkili olmaktadır.
Bölgeye gelen turistlerin ortalama kalış süreleri 2 gündür. Türkiye’ye gelen turistlerin ortalama kalış sürelerinin yaklaşık 10 gün olduğu dikkate alınırsa, bu sürenin kısalığı ve bölgenin turizm altyapısı açısından yeteri donatıma sahip olmadığı anlaşılacaktır.
Gelen turistlerin sadece yüzde 2’si dağcılık faaliyetlerine yönelik bir amaçla gelmektedir. Bu durum,  Ağrı Dağı’nın etkin kullanılamayan bir potansiyel olduğunu göstermektedir.
Seyahat boyunca yapılan ortalama harcama miktarı 700 dolar olarak belirlenmiştir. Seyahat edenlerin yüzde 85 oranında yerli turistlerden oluşması ve bunların yüzde 25’inin de akraba dost gibi yerlerde konaklamayı gerçekleştirmesi, harcama rakamının düşüklüğüne sebep olabilir. Dünya turizmi açısından Ağrı Dağı bilinen bir yer haline getirilebilirse, bu rakam ortalama 3000-4000 dolarlara çıkabilecek ve turist sayısı da birkaç kat artacaktır. Ortalama 50.000 turiste göre hesaplanırsa, 700 dolardan 35 milyon dolar, 3000 dolardan ise 150 milyon dolar harcama eder ki, bu rakam çoğaltan etkisiyle yaklaşık 500 milyon dolarlık bir gelir yaratabilecektir.
Bölgedeki hizmetlerden memnun kalmayanların gördükleri eksiklikler ise, öncelik sırasına göre: Konaklama hizmetleri yetersiz, Ulaşım hizmetleri yetersiz, Danışma ve tanıtım büroları yetersiz, Yerel ürünler için alış-veriş merkezleri yetersiz, Tarihi eserler bakımsız ve korumasız, Ağrı Dağını iyi tanıtabilecek hizmetler yetersiz, Sektörde çalışanların hizmetleri yetersiz, Restaurant hizmetleri yetersiz, Kamp yerleri yetersiz, Yöre halkının turiste yaklaşımı olumsuz.
Bu sonuçlara göre, turizm sektörü konusunda öncelikli yapılması gerekenler altyapıyla ilgili olanlardır. Bunun için uluslararası standartlara uygun konaklama merkezlerinin yapılması, Iğdır havalimanına olan seferlerin etkinleştirilmesi ve turizm sektörü için beşeri sermaye denilebilecek profesyonellerin yetiştirilmesi gerekmektedir.
ÖNERİLER:
Ağrı Dağı mutlaka uluslararası kabul gören bir marka haline dönüştürülmelidir. Bunun için yöredeki tüm turizm potansiyelleri Ağrı Dağı ile birlikte dünyaya sunulmalıdır. Böylece tüm bölgenin gücü ve çekiciliği artacak hem de kalıcı bir turizm sektörü yaratılmış olacaktır.  
Ağrı Dağı’nın manzarasının bütün odalarından seyredilebilen konaklama mekânları yapılmalıdır. Iğdır Üniversitesi ile işbirliği içerisinde sektörle ilgili personel yetiştirilmesine ağırlık verilmelidir.
Dünyanın en yüksek doruğu olan (8848 m) Everest’e tırmanmanın toplam maliyeti yaklaşık 40000 dolardır. Ancak bu maliyet, yapılan bu faaliyetin profesyonelce gerçekleştirilmesi sonucu katlanılan bir değerdir. Ağrı Dağına tırmanma maliyetinin, eksik olan fiziki ve beşeri eksikliklerin tamamlanmasıyla Everest’in maliyetinin onda biri olan 4000 dolar olması durumunda bölgesel kalkınmanın lokomotifi bir potansiyel yaratılmış olabilecektir. 
Özellikle Orta Asya, Kafkasya ve İran’daki potansiyeller de dikkate alınarak bir eğitim politikası güdülmesi, hem uluslararasılaşma hem de bu konudaki tanıtım yoluyla turizm kaynağı olabilecek bir potansiyel yaratılmış olacaktır.
Kısa dönemde, dağa olan ilgiyi artıracak uygulamalardan birisi, dağ manzaralı uygun birr alanda kayak tesisinin yapılması olacaktır. Böylece, hem yöre halkı için bir sosyal ve sportif faaliyet alanı yaratılacak hem de ekonomik getiri elde edilebilecektir. 
Yöredeki tüm kentlerin, çekilecek turistin herkese faydası olacağı gerçeğinin farkına varmaları sağlanmalı ve işbirliği çalışmaları güçlendirilmelidir. 
İranlı ve Nahcivanlı Turistlerin yöreye çekilmesi için uygun alış-veriş merkezlerinin oluşturulması gerekmektedir. 
Dağ Turizmi için gelenlerin yüzde doksana yakını Avrupalı turistlerden oluşmaktadır. Bu nedenle, hem yerli hem de yabancı turistler için yöredeki terör sorunu devlet halk işbirliği ile bitirilip, daha çok turist çekmeye yönelik güvenli ortam oluşturulması gerekmektedir.
Ağrı Dağı’nın il, bölge ve ülke turizmine önemli bir potansiyel olarak kazandırılmasının en etkili yolu ise; tüm Doğu Anadolu Bölgesini kapsayan “Doğu Ekspresinin, Doğu Anadolu Versiyonu”nun oluşturulmasına ihtiyaç bulunmaktadır.  Böylece kış-yaz tüm Doğu Anadolu Bölgesini kapsayan bir tren ringi ile önemli bir turizm destinasyonu yaratılmış olur ki, tüm dünyadan bu kollektif turizm organizasyonuna önemli talep olacağı söylenebilir. Oluşturulan tren ringinin ana durak veya konaklama yerlerinden birisi de Ağrı Dağı manzaralı bir yer olmalıdır. 
Ağrı Dağı potansiyeli ile  Nahcivan bağlantılı turizm faaliyetlerinin ve işbirliği projelerinin de turizm açısından çekici olabileceği söylenebilir.
Ağrı Dağı’nın çiçek florası ve yöredeki kuş çeşitliliği de turizm değerlendirmelerinde dikkate alınması gereken diğer bir potansiyeldir.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.