Cabbar ŞIKTAŞ Ermenilere Hadleri Bildirilmelidir
Tarih : 2020-07-15
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Ermenilere Hadleri Bildirilmelidir

Tarihin her evresinde Türk düşmanlığını ortaya koyan Ermeniler, bulduğu her fırsatta Türk halkına saldırmış, vahşi katliamlar yaratmış, insanlık dışı saldırılardan geri durmamıştır.

Ermeniler yakın tarihimizde de vahşiliklerini göstermiştir. Dünyanın görmemek için gözünü ve kulağını kapadığı 26 Şubat 1992 tarihinde bir gece ansızın Karabağ’ın Hocalı Kasabası’na saldırmış ve yüzlerce yaşlı, kadın ve çocuğu katletmiştir.

Karabağ savaşında Rusların’da desteği ile Azerbaycan’ın yüzde 25’lik bir arazisini işgal eden Ermeniler, o günden sonra sağlanan ateşkesi birçok kere ihlal etmiş, taciz atışları yapmışlardır.

Yani anlayacağınız Ermeniler yüzyıllardır içlerinde besledikleri Türk düşmanlığını fırsat buldukça kusmuş, vahşi yüzlerini çeşitli zamanlarda ve mekanlarda açık etmişlerdir.

AZERBAYCAN TÜRK’Ü OLARAK SÖYLEMiYORUM

Belki yanlış anlarsınız, belki nefsi düşündüğümü varsayarsınız diye açıklık getirmek istiyorum. Ermeniler, daha önce defalarca yaptıkları gibi, 1991-92 yıllarında yeniden Azerbaycan’a saldırmaya başladılar. Biliyorsunuz, Ermenistan’ın şimdi bile sınırlarını Rus askerleri korur. O yıllarda Ermenistan ordusunun neredeyse tamamı Rus askerlerinin yönetimindeydi. Azerbaycan, Sovyet Rusya’sından ayrıldığı için elinde hiçbir askeri teçhizat yoktu. Kaldı ki Ermeniler Karabağ’a saldırdığında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Rus yanlısı Ayaz Muttalibov’du. Muttalibov’da  Azerbaycan ordusunun başarılı olması için kılını bile kıpırdatmamıştır.

Azerbaycan bölgenin yalnız ülkelerinden birisi konumundaydı. Hakeza Karabağ savaşları devam ederken 1992 yılında Hocalı Katliamı olmuş ve Ayaz Muttalibov iktidarı elinde tutuyordu.  Ben de o tarihlerde Karabağ savaşını takip etmek için Bakü’deydim. 18 Mayıs 1992’den sonra, bir aylığına Musavat Partisi Başkanı İsa Kamber, 19 Mayıs 1992-16 Haziran 1992 tarihleri arasında  Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuştu. 16 Haziran 1992 tarihinde göreve gelen Merhum Ebülfez Elçibey 1 Eylül 1993 yılına kadar Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı yapmıştı.

Hatırlarsanız Karabağ savaşları devam ederken yaralı ve şehitleri savaş bölgesinden getirmek için Elçibey Türkiye’den Helikopter istemiş ve dönemin Cumhurbaşkanı merhum Özal da hoş olmayan bir ifade sarf etmişti. Daha sonra bu hatayı düzeltmek adına birçok adım atıldıysa da bir mana ifade etmemişti. Zira iş işten geçmişti…

Dünyanın bildiği bir gerçeği gizlemenin bir manası yok, o yıllarda Merhum Özal sözlerim çarpıtıldı dese de artık söz ağızdan çıkmıştır.

O yıllarda AGİT Minsk GrubuAzerbaycan ve Ermenistan devletlerinin Karabağ sorunu için barışçıl bir çözüm bulmalarını teşvik etme amacıyla, 1992 yılında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı kurulmuş ve görüşmeler başlamıştı.

Halkın ısrarlı talebi ile Bakü’ye gelen Haydar ALİYEV Azerbaycan Parlamentosu’nun başına getirildi. Elçibey görevi bıraktıktan sonra Anayasa gereği Parlamento başkanı olarak Haydar ALİYEV Cumhurbaşkanlığına vekalet ettiği için iktidara geldi. Haydar ALİYEV 1993 senesinin Ekim ayında yapılan seçimle resmen Cumhurbaşkanı oldu.

Fransa, ABD ve Rusya MİNSK grubunun ateşkes kararından sonra Ermeniler yüzlerce kere taciz atışı yapmış, onlarca Azerbaycan Askeri ve sivili şehit etmiştir. Yaklaşık 28 yıldır bu tacizler devam ederken MİNSK grubunun bu yaşananları görmezden gelmiş olması ve hatta Ermenileri alttan alttan koruyan tavırlarından ötürü, Azerbaycan’ı daha çok taciz etmesine yeşil ışık yakmışlardır.

AGİT MİNSK Süreci, 24 Mart 1992 tarihinde Helsinki’de toplanan AGİT Konseyi, konsey başkanından Karabağ sorununun bir an önce görüşmeler yoluyla sonuçlandırılabilmesi için çözüm yolunu açması talebiyle başladı. Bu amaçla Minsk şehrinde bir konferans toplantısı yapılması talep edildi.

6 Aralık 1994 tarihinde Budapeşte’de yapılan toplantıda, Minsk Süreci için eş başkanlık kurumlarının oluşturulmasına ve bu eş başkanların ABDFransa ve Rusya olmasına karar verildi. Bu eş başkanlar sorunun tarafları olan Azerbaycan ve Ermenistan başta olmak üzere, tüm ilgili ülkelerle ve kurumlarla görüşmeler yapmak ve bu görüşmelerin sonuçlarını Minsk Grubu’na bildirmekle yükümlüydüler.

ABDFransa ve Rusya’dan eş başkanlara ek olarak, AGİT Minsk Grubu’nda Beyaz RusyaAlmanyaİtalyaPortekizHollandaİsveçFinlandiyaTürkiye ve sorunun tarafları olan Azerbaycan ve Ermenistan yer almaktaydı.

Yıl 15 Temmuz 2020 bu güne kadar Minsk grubu Ermenistan üzerinde hiçbir yaptırım ortaya koymamış, aksine sırtını sıvazlayarak sürekli Azerbaycan’ı taciz atışları ile savaşa sürüklemeye çalışmıştır.

Bugün Azerbaycan’ın Tovuz, Nahçivan’ın Şerur, Ordubat ve Babek şehirlerine yapılan saldırılar tesadüf değildir. Bu saldırıların tamamı planlı, örgütlü ve Ermeni diasporasının etkili olduğu ülkelerin desteği ile ortaya çıkmış olaylardır.

4 gün önce Ermenilerin tacizi ve saldırısı ile başlayan savaş, şu an bile devam etmektedir. Tovuz’a, Şerur’a, Ordubat’a, Babek’e  saldıran Ermeniler, bu yaptıklarını tesadüfü yapmıyorlar. Hepsi bilinçli ve maksatlı yapılan hamlelerdir. Ama bu noktadan sonra hadleri bildirilmeli, gereken yapılmalıdır.

Azerbaycan 1990 yıllarının Azerbaycan’ı değildir. 1992’de Hocalı’da, Kelbecer’de, Şuşa’da, Ağdam’da, Hankentin’de, kısacası Karabağ’da savunmasız insanları katleden Ermeniler, bu günkü Azerbaycan karşısında o haltı işleyemeyecekleri kendilerine mutlaka hatırlatılmalıdır.

Ve artık bunca zaman diplomatik yollarla çözüm beklemenin son noktasına gelindiği de görülmelidir.

Yani artık Karabağ’ın geri alınması için masa başı görüşmeler bitmiştir. Azerbaycan’ın Generali, askeri, sivili alçak Ermeniler tarafından şehit edilmiştir. Bunun hiçbir telafisi söz konusu olamaz. İsterse bin Ermeni komutanı ölsün hiç önemi yoktur. Karabağ azad edilinceye kadar savaş devam ettirilmeli, geri adım da atılmamalıdır.

Türk dünyası Azerbaycan ile birdir, bütündür.  Bu hadsizlere hadleri bildirilmeli, Karabağ özgürlüğüne kavuşturulmalıdır.

Yaşasın Azerbaycan Cumhuriyeti.

Yaşasın Azerbaycan Ordusu.

  1. akay Aktaş 2020-07-15 20:25:48

    Bak ne güzel Türk dünyası diyorsun.Ama şu her vesile ile ayılıp bayıldığımız Müslüman kardeşlerimiz neredeler.Ve hele İran.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.