Prof. Dr. Kerem KARABULUT YÜREĞİ İLE KONUŞAN ŞAİR: YAHYA AZEROĞLU
Tarih : 2020-10-16
Tüm Yazılar

Prof. Dr. Kerem KARABULUT



Kıymetli okuyucular, bu yazıyı Iğdırımızın yetiştirdiği şiir yürekli hemşehrimiz Yahya Azeroğlu hakkında Azerbaycan’da Prof. Dr. Ramiz Hesenli hocanın neşrettiği “Turan Yolcusu” adlı kitap konusuna ayırmak istedim. Konunun önemini kısaca vurgulayarak kitap için hemşehrimiz hakkında yazdığım yazıyı aynen ekleyeceğim.
Sanat ve edebiyattan yoksun bir toplumun gelişmesi veya dünya toplumlarında kendini kabul ettirmesi mümkün değildir. Bu nedenle tüm toplumlarda mutlaka şiir ve edebiyat mevcuttur. Çünkü edebiyat ve şiir bir anlamda toplumların varoluşsal bir yanıdır. Örneğin, ünlü düşünür İbn-i Haldun, “bütün dillerde şiir söylenmiştir” demektedir. Demek ki şiir toplumun var olduğunun kanıtıdır da. Diğer bir değişle, şiir ve edebiyat aslında toplumların günlükleridir, geçmişleridir, bugünleridir ve geleceklerine yol gösteren bir alandır. Özellikle doğu toplumlarında filozofik tarzda bir şiir ve edebiyat kültürü vardır. örneğin Bahtiyar Vahapzade’nin “İnsan göyde ay kimidir, görünmeyen terefi var”  mısraları aynı zamanda filozofik bir anlatımdır. Şiir ve edebiyat düşünce ürünüdür ya da düşüncenin mahsulüdür denilebilir. Böylelikle şiir, fikirlerin eğitilmesi ve toplumların ilerletilmesine çok önemli katkı yapan bir anlamda “kayıt merkezi” veya “hafıza merkezi” olarak da değerlendirilebilir. İşte bu anlamda özellikle Iğdırımızın eli kalem tutan tüm şair, yazar ve edebiyatçılarının toplum için çok çok önemli olduğunu, ilimizin ve dolayısıyla ülkemizin ilerlemesini istemenin eli kalem tutanları kıymetlendirmek, cesaretlendirmek ve teşvik etmekten geçtiğini belirtmeliyim. 
Yahya Azeroğlu için hazırlanan “Turan Yolcusu” adlı kitap için gönderdiğim yazıda şairimizi şiir örnekleriyle de tanıtmaya gayret ettim. Sizlerin de bu yazı ile hemşehrimizi tanıyıp desteklemeniz arzusuyla…….. 
 
“Aynı topraklarda yetiştiğim Yahya Azeroğlu, vatanperver,  nezaketli, dost canlısı  ve duygusal yapıya sahip kişiliği ile kendisiyle tanışan herkes tarafından sevilen bir hemşehrimdir. Yazdığı şiirlerde duygularını hiç saklamamakta ve sanki yüreği ile konuşan bir özellik göstermektedir. 
Böyle güzel bir yapıya sahip bu insanın Azerbaycanlı kadirşinas dostları tarafından onun adına eser kaleme alınması, hem insani bir davranış olarak örnek teşkil etmekte hem de Türkiye-Azerbaycan ve dünya Azerbaycanlılarının birbirleri ile olan yakınlığını ve bağlılığını göstermektedir.
Bu eser ile Türkiye’mizde yetişip, toplumumuzun, Kafkasya’nın ve Orta Asya’nın  duygu bütünlüğünü yüreğinde taşıyan Yahya Azeroğlu’na manevi destek verilmektedir. Bunun anlamı ve önemi büyüktür. Çünkü toplumların öğrenmeleri ve kendilerini geliştirmelerinin üç unsura bağlı olduğu vurgulanır. Bunlar: zeka, yetenek ve motivasyon’dur. bilimsel çalışmalar göstermiştir ki, tüm toplumlardaki zeka ve yetenek ortalaması aynıdır. İşte bu iki yeteneği işleterek toplumun gelişimini ve ilerlemesini sağlayan temel unsur ise motivasyon olmaktadır. Motivasyon, bir toplumun tüm kurum, kuruluş ve bireyleriyle doğru yönlendirilmesi, teşvik ve takdir edilmesi ile doğru eğitimini temsil etmektedir. Bu şekilde bir yapıya sahip ülkeler gelişebilmekte ve dünyada söz sahibi olabilmektedir. 
Yahya Azeroğlu’na manevi motivasyon sağlaması anlamında kaleme alınan bu çalışma da Türkiye ve Türk Dünyası için yeni eserler ve yeni çalışmaların ortaya çıkmasına vesile olabilecektir. 
Şairler toplumların filozoflarıdırlar. Yahya Azeroğlu’nun sosyal medya paylaşımları ve şiirlerinde bunu görmek mümkündür. Örneğin, 11.10.2019 tarihinde sosyal medyada paylaştığı “asil dost kendisini havalarda gören değil, göze sezdirmeden gözyaşını silendir” sözünün anlam derinliği çok büyüktür. Yine, 2010 yılında yazdığı “İstedim” adlı şiirindeki aşağıdaki dörtlüğü ile toplumsal duyarlılığını ve filozofik anlatımını görmek mümkündür.
Yaradan yarattı bu alemleri,
Yıktıda diktide viraneleri,
Halka yansıtılan hurafeleri,
Halkın balyozuyla yıkmak istedim.
“Bu Acayip Dünyada” adlı şiirinde ise duygularını yalın bir şekilde aşağıdaki gibi yansıtmıştır.
Kimi sevdalanır düşer çöllere,
Kimi şeytan olur girer kalplere,
Kimi sevip destan olur dillere,
Kimi sevilmeyip ah eder durur.
Yahya Azeroğlu’nun Türkiye ve Azerbaycan sevdasını da şiirlerinde görmek mümkündür. Örneğin, Azerbaycan’ın bölünmesine karşı duygusunu yansıtan şu dörtlük,
Kurtulmak isterken kıştan boran’dan,
Çıktı hayatımız ray’dan rota’dan,
Azerbaycan bölününce ortadan,
Türkün yüreğini dağladı Aras.
Yine  “Albayrağın Altında” şiirinde Türkiye sevdasını açıkça yansıtmaktadır.
Ay-yıldızlı sembolüm, 
Sana sevdalı gönlüm,
Ya istiklal ya ölüm,
Albayrağın altında.
Azeroğlu’nun Türklerin tarihi bağlarına ilgisi de büyüktür. “Dede Korkut” adlı şiirinde bunu görmek mümkündür.
Onunla başladı öğüt hamlesi,
Mayamızda hissedildi gür sesi,
Milli kültürümün öz hazinesi,
Dede Korkut benim atamdır atam.
Görüldüğü gibi, Yahya Azeroğlu’nun şiirleri anlam yüklü ve derinliği olan şiirler niteliğindedir. Benim gibi edebiyatçı olmayan herkesin yalın bir şekilde yazılan bu şiirleri okuyup anlaması, kendisine ait duyguları bu şiirlerde yaşaması ve zevk alması mümkündür.  
Kendisini uzun yıllardan beri tanıdığım ve hemşehrim olan narin insan Yahya Azeroğlu’nun bu eserden sonra motivasyonunun artarak tadına doyulmayacak yeni eserler yazmasını arzuluyorum.
Bu vesileyle çalışmada emeği olan tüm şair, yazar ve çalışan herkesi tebrik ediyor, vefalı yüreğinizle hepiniz bin yaşayın diyor, saygı, selam ve muhabbetlerimi sunuyorum”.   
                                                         11.10.2019

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.