NAHCİVAN-AZERBAYCAN KORİDORUNUN AÇILMASININ ANLAM VE ÖNEMİ
Karabağ Zaferi sonrası varılan antlaşmaya göre, Nahcivan ile Azerbaycan arasında bir koridor açılması öngörülmektedir. Antlaşmaya göre, ulaşımın güvenliği Ermenistan tarafından garanti edilecek, kontrolü ise Rusya istihbaratının sınır birimleri tarafından yapılacaktır. Bu koridorun açılmasının çok büyük bir stratejik bir değeri vardır. Çünkü, bu yol vasıtasıyla Türkiye karayolu ile sadece Azerbaycan’a bağlanmayacak, aynı zamanda Orta Asya’ya da açılacaktır. Azerbaycan ise bu yolla Avrupa’ya ulaşacaktır. Bu nedenle; Kars-Iğdır-Nahcivan demiryolu ön plana çıkacak konulardan birisi olacaktır. 

Bu koridor açılırsa, Türkiye–Azerbaycan arasında hem turizm hem de dış ticaretin mevcut durumunun  2-3 katına çıkması beklenmelidir. Erivan bu yol konusunda; “Türkiye sınırlarını bize açarsa, biz de yolun inşa edilmesine müsaade ederiz” dayatmasına gidebilir. Yani Ermenistan bu koridor karşılığında büyük olasılıkla Türkiye’nin sınır kapılarını açması konusunda ciddi çalışmalar yapmaya başlayacaktır. Ancak, bu konuda Türkiye’nin Karabağ Savaşı öncesinde ve sonrasındaki tutumunun değişmeyeceği bilinmelidir. Türkiye’nin Ermenistan sınır kapılarını açmasının tek şartı; Ermenilerin Türkiye ve Azerbaycan’a karşı asılsız iddialarından vazgeçmesi ve işgal ettiği Karabağ topraklarını terk etmesiydi. Şimdi bunlardan Karabağ toprakları savaş yoluyla geri alındı. Ancak, Ermenistan’ın asılsız iddialarından vazgeçip geçmeyeceği bilinmemektedir. Eğer Ermenistan asılsız iddialarından (sözde soykırım, toprak ve tazminat talebi gibi) vazgeçerse, işte o zaman sınır kapılarının açılması mümkün olur. Zaten, Ermenistan’ın rahat yaşamasının tek yolu da Türkiye ve Azerbaycan ile iyi ilişkiler kurmasından geçmektedir.

Karabağ’da kazanılan zafere bağlı olarak açılacak koridor,  Nahcivan Özerk Cumhuriyeti’ni de ön plana çıkacaktır. Çünkü Nahcivan; Türk Dünyasının Türkiye ile kara sınırı olan tek toprak parçası ve oluşacak demiryolu ağının da merkezindedir. 

Günümüz itibarıyla Macaristan hariç olmak üzere Türk Dünyası arasında gerçekleşen ticaret hacmi yaklaşık 16 milyar dolar, Macaristan da katılınca bu rakam 19 milyar dolar olmaktadır . İşte bu ve gelecekte daha da artacak potansiyelin geçiş güzergahı Nahcivan olabilecektir. Bu nedenle, Nahcivan -Azerbaycan koridorunun hiçbir şekilde kapanmayacağı uygun bir strateji ile açılması ve düşünülen planların şimdiden etkinleştirilmesi önemli olacaktır. 

Nahcivan-Azerbaycan koridorunun inşa edilmesi, Karabağ’ın inşası ve gelişimine önemli katkı yapacaktır. Bilindiği gibi, Ermeniler şimdiye kadar yaptıkları gibi Karabağ’daki işgal ettikleri toprakları terkederken de yakıp yıkmaktadırlar. İşte bu koridor ile Türkiye-Karabağ bağlantısı da sağlanacağı için her açıdan Karabağ’ın gelişimi desteklenmiş olacaktır.

20. yy’da Karabağ’ın meşhur olan pamuk ve halı dokumacılık işleri; bu koridorun açılması ile Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşma imkanı yakalayacak ve talebe bağlı olarak halı ve kilim gibi üretimlerde önemli merkezlerden birisi olabilecektir. Karabağ halı ve kilimleri Türkiye’nin Antalya, İstanbul, İzmir gibi turizm merkezleri aracılığıyla batılı ülke müşterilerine pazarlanma şansı  bulabilecektir.

Nahcivan-Azerbaycan koridoruyla Türk Dünyasının ürünleri Avrupa’ya ulaşabileceği gibi uzun dönemde Çin ürünleri de taşınacaktır. Böylece, bu iktisadi bağlantıyla Türk dünyasının medeni ve ilmi bağlantıları da güçlenmiş olacaktır.

Bu koridor, Türkiye ile Türk dünyası arasında turizm ve inşaat sektörlerinin gelişmesine önemli katkı yapacaktır. Çünkü ulaşım ve taşıma maliyetleri her iki sektör açısından da önem arz etmektedir. Açılacak koridor taşıma ve ulaşım maliyetlerini anlamlı bir şekilde azaltacaktır. Örneğin, Nahcivan’dan uçak ile Azerbaycan’a gidiş dönüş maliyeti yaklaşık 600 TL iken, demiryolu ile bu rakam yaklaşık 60-100 TL arası olacaktır. Bu durum ciddi bir turizm hareketliliğini de beraberinde getirecektir.

Nahcivan-Azerbaycan koridorunun Türkiye açısından önemli bir kazanımı da özellikle sağlık turizmi açısından olabilir. Nahcivan’ın Doğu Anadolu Bölgesi’nden önemli bir sağlık hizmetleri talebi olacaktır. Koridor açılınca; Nahcivan ve Azerbaycan’dan sağlık hizmetlerine talep artacağı gibi, uzun dönemde diğer Türk Cumhuriyetleri ve İran’dan da talep artışı olabilir. Bunun için şu öneri yapılabilir: Iğdır ilinde oluşturulacak “sağlık serbest bölgesi” ile Türk Dünyası ve İran’dan gelecek sağlık hizmetleri talebi uygun ücretlerle karşılanabilmelidir. Bu altyapı oluşturulana kadar da sağlık arz altyapısı çok gelişmiş olan Erzurum ilinde bu hizmet verilebilir.
Kars-Iğdır-Nahcivan-Azerbaycan demiryolu bağlantısı, uzun dönemde Culfa-İran-Van demiryolu ile de bağlanınca önemli bir sosyo-ekonomik potansiyel yakalanmış olacaktır. Böylece, İran ile olabilecek ticari potansiyel de artacaktır. 

Türkiye-Nahcivan-Azerbaycan bağlantılı bölgedeki iktisadi ve siyasi etkinliği artırmak için bundan sonraki stratejilerden birisinin de, Türk Dünyasında ortak bir Türk dilinin konuşulabileceği planlamanın yapılmasıdır. Böylece, uzun dönemde hem birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilmiş olur hem de sosyo-ekonomik ilişkilerin artması sağlanır.

Sonuç olarak, Karabağ Savaşı bir kez daha göstermiştir ki, bilimin öncülüğünde gerçekleştirilen çalışmalarla üstünlük sağlanabilmektedir (SİHA ve İHA üretimi gibi). Bundan sonraki süreçte Türkiye ve Azerbaycan; Hz. Ali’nin “İlim servetten üstündür. Çünkü sen serveti korursun; oysa ilim seni korur” sözü gereği ilmin öncülüğünde iktisadi,  siyasi, ve toplumsal gelişim ve değişimlerini planlamalıdır.

 

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası