EMİT TİMUR’UN MEZARI BAŞINDA YAZILAN ŞİİR: “Selam Darağacı!”

Timurlu İmparatorluğu Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular ve Harezmşahlar’ın yıkılmasından sonra Türklerin Türkistan’da kurduğu en büyük devlet olmuş ve bu devirde Türkistan ve Horasan, İslam mimarisi açısından en parlak dönemini yaşamıştır. 15. yüzyılın sonlarından itibaren Türkistan, Harezm, Kırım, Kazan ve Azerbaycan'da Uygur alfabesiyle yazılan Çağatay Türkçesi de yüksek bir kültür dili haline gelmiştir. Dinin, ilim ve sanatın koruyucusu olan Timur; Türkistan’da Türkçenin, Türk sanat ve kültürünün Fars kültürünün baskısı altında yok olup gitmesini önlemiş ve öne geçmesini sağlamış, Türk edebiyatı büyüme ve gelişme göstermiş, sanat, bilim ve edebiyat dünyası Timur Rönesans’ını yaşamıştır.

Timur, Semerkant’ı imparatorluğunun başkenti yaptıktan sonra, şehri görkemli mimarî yapılarla donattırıp seferlerde ele geçirdiği şehirlerdeki âlimleri, bilim adamlarını ve öğretmenleri Semerkant'a getirtmiştir. Timur, Türklerinin göçmen hayatı yaşadığı Mâverâünnehr’i şehirleştirmiş, obaları iskân etmiş, su kanalları inşasıyla milletin tarıma geçişini sağlamış, büyük şehirleri ticaret yollarına bağlamış, pek çok kütüphane ve medrese yaptırmıştır. Bu nedenle, 14. ve 15. yüzyıllar Semerkant’ın altın dönemi olarak tarihe geçmiştir. Timur'dan sonra hükümdar olan oğulları ve torunları da aynı şekilde hareket ettiler. Timur ve halefleri döneminde gelişen sanat ve bilim dünyası nedeniyle bu dönem Timurlu Rönesans’ı olarak anılmaktadır. Timurluların Türkistan'a hâkimiyeti Özbek, Kazak ve Türkmenlerin günümüze kadar ulaşacak olan tarihlerinin önemli bir noktasını teşkil eder. 

Timur; Ahenin kapısına yakın ve kalenin içinde de cami yaptırmıştı. Bunun taşlarını ekseriye Hindistan’dan getirttiği taşçılar işlemişti. Camiin kitabesinde (Bakara suresinin 127.) ayetini öyle büyük harflerle ile yazmışlardır ki bir kürûh mesafeden okumak mümkündür.
Doğu’nun en büyük hükümdarı Timur cihangirdi; İslam’ı yaymayı amaçlıyordu. Türk soyundandır. Eşinin Moğol prensesi olduğunu ileri sürerdi. Cengiz Han soyunun devamı olduğunu belirtmiş, bu yüzden de kendini emir ve küregen (gürgan) damat unvanlarıyla anmıştır.
Meşhur Türk Hükümdarı Timurlenk‘e: – Seni erlikten başbuğluğa yükselten nedir?. Diye sordular. Timurlenk şu cevabı verdi:
– Asla ümitsizliğe düşmedim… O kadar zorlukla karşılaştığım halde hiç birisinden yılmadım ve bir maksadıma erişmek için bir karınca bana örnek oldu: Bir gün düşmanlarımla savaşırken uçuruma düştüm. Her yerden ümidi kesmek üzere olduğum bir anda gözüm bir karıncaya ilişti. Karınca kendinden büyük bir buğday tanesini almış bir kayanın üzerinden aşırmak için uğraşıyor; fakat taşıdığı şey kendisinden büyük olduğu için sonuna kadar götüremiyor, düşürüyordu. Tane yuvarlanarak kayanın dibine düşüyor, karınca tekrar inip rızkını alıp götürmeye uğraşıyordu. Bu hal elliden fazla oldu; ama karınca da nihayet maksadına erişti. Karıncanın bu azmini gördükten sonra bende bir ümit peyda oldu. Kendi kendime: ”Ben bu karınca kadar da mı olamayacağım.” dedim ve kırık bacağımı bağlayarak oradan kurtuldum.  Maksadıma erinceye kadar da hiç bir zorluktan yılmadım.

Emir Timur’un Büyük bir Türkçüydü. İran’ı fethettiği zaman Şehnamesinde sürekli Türkleri kötüleyen İran’ın ünlü şairi Firdevs’in mezarı başına atıyla gider, Emir Timur, “Ey Firdevsi, kalk, kalk da, her satırında kötülediğin Türk'ü şimdi gör! Kalk’ta küfrettiğin, küçümsediğin Türkü gör! Kalk, kalk da bak, İsfahan mı güzel yoksa Semerkant mı? Bağdat'tan şu yattığın yere kadar yerleri fetih ettim. Bak; aşağıladığın o Türk’ün atının ayağı altında eziliyorsun…
Türk Dünyasının önemli şairlerinden biri olan “Rüstem Behrudi” “Selam Darağacı” isimli müthiş bir şiiri vardır. Bu şiiri şair Türkistan’ın tarihi şehri Semerkant’ta bulunan ünlü Türk Hakanı Timur’un kabrinin başucunda yazmıştır. ; bu şiirde şairi hüzünlendire, sitemlendiren, kızdıran, coşturan ve kendinden geçiren duygular içinde yazmıştır. Üç kıtada at koşturan Türklerin değişik adlarla bölünüp parçalanması onu ayrıca çok hüzünlendirmiş. Bu nedenle Büyük Türk Hükümdarı mezarı başında dile getirmeğe çalışmış. 

Türk tarihinin en büyük hakanlarından birisi olan Emir Timur, 69 yıllık ömrüne bütün Türk yurtlarını fiilen zapt ederek, trajik yönleri olsa da, tarihte ilk kez, ‘ Doğu ve Batı Türklüğü ’nü hükmü altında birleştirme başarısını sığdırmıştır. 09 Nisan 1336′da Türkistan’ın Hoca Ilgar kentinde başlayan hayatı 69 yaşını yaşarken çıktığı Çin seferi yolunda Otrar’da 18 Şubat 1405 tarihinde şanına yakışır bir tarzda son buldu. 1370 – 1405 yılları arasındaki 35 yıl boyunca bütün Türklüğün en büyük lideri olan Emir Timur, bu yönüyle bütün Türklerin saygısına hak kazandı.

Bu tarihi gerçekleri ifade eden bütün Doğu Türklüğü, özellikle Türkistan, Emir Timur’u büyük ve bağımsız Türkistan’ın, Türk Birliği’nin sembolü olarak görmektedir. Azerbaycan Türklerinden olan ve Nahcivan’da 1957 yılında doğan genç şair Rüstem Behrudi’nin şiiri de Emir Timur’a seslenişi ile aynı duyguların Azerbaycan Türklerinde de yaşadığını sanatkârca ifade etmektedir.

 SELAM DARAĞACI!
Yolumu gözledin her seher-ahşam,
Selam, darağacı… Aleyküm selam!
Ecelle ölmeye doğulmamışam…
Selam, darağacı… Aleyküm selam!
O hansı millettir, taleyi sirdir?
Yüz adla bölündü… Yene de birdir.
Meni huzuruna bu dert getirdir,
Selam darağacı… Aleyküm selam!
Hezer’i, Baykal’ı, Aral’ı gördüm,
Gördüm can üstedir, yaralı gördüm.
Tanrı’nı bendeden aralı gördüm,
Selam, darağacı… Aleyküm selam!
Çarhı ters fırlanır felek garının,
Turan kölkesinde budaglarının,
Rengi Bayrağımda yarpaglarının
Selam, darağacı… Aleyküm selam!
Evvelin ahırı, sonun evveli,
Buymuş, bilmemişem bunu men deli.
Gorhum yoh, ne olsun boyun göy deli,
Selam, darağacı… Aleyküm selam!
Eli yağmalanan, bölünen, bölen,
Çayları guruyan, gölleri ölen.
Hag-hesap çekmeye gelen menem, men.
Selam, darağacı… Aleyküm selam!
Danış, Emir Teymur, bu son neydi be?..
Boynumda ağ kefen, dilimde tövbe.
Dersini ters bilen, menimdi növbe,
Selam, darağacı… Aleyküm selam!
Seni men ekmişem… Mene sen genim,
Seni suvarmağa halaldır ganım.
Yarpağın reng alsın ganımdan menim.
Selam, darağacı… Aleyküm selam!
Ey darın ağacı. Kimden kemem… Kem?
Ya seni yendirrem, ya sene yennem,
Ya da budağında yarpağa dönnem.
Selam, darağacı… Aleyküm selam!
Kırgız’am, Özbek’em, Kazak, Türkmen’em,
Başkırd’am, Kerkük’em, ele görk menem,
Senin gözlediyin garip Türk menem,
Selam, darağacı… Aleyküm selam!
Gabul et, növbeti gurbanın menem,
Menim canın sende; bil, canın menem,
Ele gurrelenme… Her yanın menem,
Selam, darağacı… Aleyküm selam!
Rüstem Behrudi

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.