Cabbar ŞIKTAŞ PAŞİNYAN’A BOZBAŞ İKRAM EDECEĞİM
Tarih : 2021-06-22
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



PAŞİNYAN’A BOZBAŞ İKRAM EDECEĞİM

Malumunuz olduğu üzere Azerbaycan Ermenistan ile girdiği 44 günlük vatan savaşından ezici bir galibiyetle çıkınca, Ermeni halkı verdikleri ağır kayıpların ardından sokaklara dökülmüş, meclisi basmış, Paşinyan’ı istifaya zorlamışlardı.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan da baskılara dayanamayıp erken seçim kararı almış ve istifa ederek seçimlere tekrar katılmıştı.

Pazar günü yapılan seçimlerde Paşinyan güven tazeleyerek yüzde ellinin üzerinde bir oy alarak yeniden başbakan seçildi.

Yani 44 günlük savaş öncesinde gereksiz çıkışlar yaparak “reks eleyip yol çeken” Paşinyan 44 günlük savaş sonrasında zor günler yaşamış ama daha fazla vatandaşı ölmesin diye anlaşma masasına oturmuştu.

Rusya’nın olaya müdahale etmesiyle birlikte her iki ülke de şimdilik ateşkes yapmış durumdadırlar.

Ben her ne kadar bir Azerbaycan Türkü olsam da konuya tamamen objektif yaklaşmak istiyorum.

 Birincisi, İlham Aliyev yıllarca bu savaş olmasın diyerek sorunu diplomasi yoluyla çözmeye çalışıyordu. Tamı tamına 28 yıl böyle geçip gitti.

Ermeniler Azerbaycanlıların içten içe bu durumdan duydukları rahatsızlığı ya biliyorlardı da umursamıyorlardı, ya da komşularının öfkesinden habersizlerdi.

Ben birinci şıkkın geçerli olduğunu düşünüyorum. Çünkü 28 yıl zarfında yüzlerce kere taciz atışı yapmış, Azerbaycan askerlerinin yaşamını yitirmesine neden olmuşlardı.

Tüm bunlar artık geride kaldı.

O gün bardak taştı ve Azerbaycan işgal altındaki topraklarını savaşarak geri aldı.

O gün savaşı kaybeden Paşinyan koltuğunu da kaybetmişti.

Bugün yapılan yeni seçimle yeniden Başbakanlığa seçilerek telafi etmiş oldu.  

PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK

Paşinyan, dün halkını üzerine kışkırtan aşırı sağcı Taşnag ve Diaspora Ermeni’lerinin lafıyla mı oturup kalkacak, yoksa yeni bir yol haritası belirleyip açlık ve sefalet içinde olan seçmeninin sözüyle mi hareket edecek?

Aklın yolu elbette birdir.

Paşinyan eğer Taşnag ve Diaspora Ermeni’lerinin sözüyle hareket ederse, bölgeye barış gelmez. Yok eğer akıl ve mantık çerçevesinde hareket ederek ülkesinin kalkınmasını hedef alırsa, emin olsun ki tüm komşuları kucak açar.

Şu an oturduğum yer ile Paşinyan arasında 50 km mesafe var. O Aras’ın bir tarafında, ben de diğer tarafındayım. Ama aramızdaki 50 kilometre mesafe öylesine uzak ki, ulaşılması mümkün değil.

Oysaki iki dudağının arasındadır yakınlaşma.

Eteğindeki taşları döktüğü anda, Azerbaycan da kapısını aralar, Türkiye de.

Ama inat ya, yüzyıllarca yanı başındaki dünyayı görmeyi engeller.

Paşinyan benim gibi bir gazeteci. İş başa düştüğünde nefsini rafa kaldırıp objektif olmasını bilebilir.

Ama dediğim gibi mahalle baskısı ne derece etkili olur onu bilemem.

Şahsen ben mahalle baskısını umursamaması yönünde temenni etmek isterim.

Çünkü savaş herkes için acıdır. Biz 30 yıl boyunca hep ağladık, hep Hocalı’nın, Şuşa’nın, Kelbecer’in, Ağdam’ın, Fuzuli’nin, Hankendi’nin yasını tuttuk. O gün doğan çocuklar şimdi 30 yaşında. Çoğusu evlenip çoluk çocuğa karıştı. Birçoğu babasının, anasının, bacısının, kardeşinin katledildiği o topraklarda 28 yıl sonra gelip savaşıp şehit oldu.

Bu acıları anlayabilmek için illa ki yaşamak gerekiyor. 100 yıl önce, 28 yıl önce bizler bu acıları çokça yaşadık. Siz henüz daha yeni yaşadınız. Onun için yol yakınken daha fazla acı yaşamadan nefsinizi kontrol edin ve geçimini şiddet üzere tesis eden, şiddetten nemalanan ırkçıların sözüyle hareket etmeyin ki her şey yoluna girsin.

Aksi halde emin olun ki ağıtlar Ermenice olacaktır.   

Doğrusunu söylemek gerekirse biz ölümlerden zevk alan, mutlu olan, toy bayram eden bir millet değiliz.

Savaşmasını biliriz lakin öldürdüğümüz hasmımıza da üzülürüz.

Eski komşularınız olduğumuz için bu özelliğimizi bilmeniz gerekir.

Biliyorsunuz bir zamanlar Erivan Türk yurduydu. Nüfusun çoğunluğunu Türkler oluştururdu. Ama şimdi öyle değil. Yıkılmadıysa Göy Mescid’in yerinde durması gerekiyor. Kapılar açılınca gelip namaz kılarız inşallah.

Dediğim gibi bir Başbakan’dan ziyade iki meslektaş olarak durum değerlendirmesi yapmak istedim.

Sakın ola kanla beslenen kişilerle yol yürüme, halkının içindeki çıkmazı, zorluğu, sıkıntıları düşün. Huzur içinde dünyaya entegre olarak yaşamak varken, kan akıtmanın hiçbir manası yoktur.

Zira tekrar edeyim ki ağıtlar Ermenice olur.

Ha unutmadan olur ya dediklerimi dikkate alırsan, iki meslektaş, komşu gibi şimdiden Iğdır’a davet ediyorum. Benim misafirim olursun. Bozbaş ısmarlarım. Söz votka da açacağım. 

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.