SEÇİM YILI

Siyasiler milletvekilliği, cumhurbaşkanlığı ve belediye başkanlıkları seçimine odaklanmış; meslek grupları da bağlı oldukları odaların seçimlerine odaklanmış durumdalar.

Yarı resmi sivil toplum kuruluşlarının seçimleri 2022 yılında yapılmaya başlandığından genelde ülke, özelde de Iğdır’da seçim kulisleri oldukça hareketli.

Esnaf odaları seçimleri ile başlayan yarış, 26 Şubat’ta yapılacak olan Şoförler Cemiyeti başkanlık seçimi ile devam edecektir. Akabinde Odalar Birliği başkanlık seçimi, Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği başkanlık seçimi, Ticaret Odası başkanlık seçimi ve son olarak olağanüstü bir durum olmaz ise 2023 yılına sarkarak devam edecek olan milletvekilliği, cumhurbaşkanlığı ve belediye başkanlığı seçimleri ile son bulacaktır.

Şu anda Iğdır’da herkes birbirinden oy istiyor, yoğun bir kulis almış başını gidiyor.

26 Şubat tarihinde Şoförler Cemiyetinin çekişmeli geçeceği malum bir seçimi var.

Elbette her aday, aday oldukları kuruma layık ve de liyakatlidir.

Statüsü yasalarla belli olan ve denetimi yine yasalar çerçevesinde belirlenen oda, birlik, cemiyet başkanlıkları bugünlerde oldukça hareketli.

Her odanın birden çok adayı var. Her aday gece gündüz demeden seçmeninin kapısını çalıyor ve oy istiyor.

Aslında demokrasinin güzelliği bu olsa gerek.

Meslek grupları kendilerini en iyi temsil edeceğine inandıkları, daha iyi çalışacağına kanaat getirdikleri adayı belirlemek için günü geldiğinde sandık başına gidecek ve destekledikleri adaya oylarını vereceklerdir.

ODA SEÇİMLERİ SİYASİ SEÇİMLERDEN ÇOK FARKLI

Siyasi partilerin yarışında ırk, din, dil, mezhep gibi unsurlar siyasi partilerin seçim malzemesi olarak kullanılıyor olsa da çok şükür ki oda, birlik, cemiyet seçiminde böyle durum söz konusu değildir.

Her aday her kesimden oy alır, her seçmen de her adaya oy verir.

Elbette önceliğimiz liyakat olmalıdır.

Ufku geniş, seçileceği meslek kuruluşunda vatandaşın sorunlarını çözecek olan kişilerin seçilmesi en büyük arzumuzdur.

Iğdır’da yarı resmi sivil toplum kuruluşu başkanlığına seçilecek olan kişilerin her şeyden önce seçildikleri odaya bağlı esnafın sorunları ile hemhal olacaklarsa seçilmelidirler.

Seçildikten sonra kendi üyelerinin ve genel olarak Iğdır’ın kazanımlarının takipçisi olacaklarsa seçime girmelidirler.

Sadece temsili bir makam elde etmek için seçime girmek son derece yanlıştır.

Zira artık meslek grupları da bunun farkında, bağlı oldukları meslek grubuna aday olan kişilerin liyakatine, yeterliliğine bakarak oy verecekleri düşünülmektedir.

ODA SEÇİMLERİNİN EN KARMAŞIĞI TİCARET ODASINDA YAŞANIR

Milletvekilliği, belediye başkanlığı, esnaf odaları, birlikler ve cemiyetlerin seçimleri torba oy sistemi ile gerçekleşir. Yani aday belirlenir, seçmenin tamamı adayı ve yönetimini seçmek için tek sandıkta oyunu kullanır.

Ticaret odasında ise durum farklı, meslek gruplarına göre her meslek grubundan adaylar belirlenir. Mesela Iğdır Ticaret Odasında 10 meslek grubu var. Bu meslek gruplarının her birinden üç veya iki kişilik adaylar belirlenir. Toplamda 24 kişilik meclis her meslek grubundan seçilip meclisi oluşturur. Mecliste hangi adayın meclis üyesi çok ise o grup 7 kişilik yönetimi oluşturuyor. Oluşan yönetim başkanı ve meclis başkanını seçer.

Yani Ticaret Odasının çok meşakkatli ve karmaşık bir seçim sistemi var.

Mevcut Ticaret Odası başkanı grup listeleri üzerinde istediği şekilde oynama yapabiliyor.

Zayıf olduğu meslek grubuna diğer meslek gruplarından kaydırma yapabiliyor.

Faaliyetini durdurmuş olan kişileri aktif edip oy kullanmasını sağlayabiliyor.

Şubeler açabiliyor.

Borcu olan üyelerin oy vermesi şartı ile borçlarını ödeyip oyu alınabiliyor.

Rakiplerine verdiği listeleri eksik vererek üyeye ulaşmasını engelleyebiliyor.

Rakiplerine verdiği listede üyelere ulaşımı kısıtlamak veya zaman kaybetmesini sağlamak için kişi bilgilerini vermeyebiliyor.

Yani sayılacak daha onlarca sıkıntılı durum var.

Bu süreçte seçime gidiliyor ve seçilen kişi şehrin ticaret erbabının başındaki yönetici oluyor.

Doğrusunu söylemek gerekirse ülkenin birçok alanında yeteneği olmayanların, liyakati bulunmayanların makamlarda bulunması ülkenin ilerlemesine değil, gerilemesine sebep olmaktadır.

Vatandaş, esnaf, ticaret erbabı, siyasetçi, akademisyen her ne olursak olalım, eğer iyi yönetemiyor veya yönetilemiyorsak bunu sorgulamamız gerekmektedir.

Bugün OSB’de yatırım yapmaya gelen iş insanlarının önünün açılması mı gerekiyor, yoksa önüne takoz mu konulması gerekiyor sorusunun mutlaka tartışılması gerekmektedir.

Yani seçim yılı ya işte, her şey mubah sayılır olmuş…  

Tweet