Ziya Zakir ACAR TÜRK ZAFER TARİHİ VE AĞUSTOS AYI
Tarih : 2022-08-30
Tüm Yazılar

Ziya Zakir ACAR



TÜRK ZAFER TARİHİ VE AĞUSTOS AYI 

Önde yalın kılıç Türkmen başbuğu
Ardında Oğuz'un elli bin tuğu
Andırır Altay'dan kopan bir çığı
Budur Peygamber'in övdüğü Türkler
Ya Allah Bismillah Allahu Ekber
 
Türk Ulu Tanrı'nın soylu gözdesi
Malazgirt Bizans'ın Türk'e secdesi
Bu ses insanlığa Hakk'ın müjdesi
Bu sesle birleşir bütün yürekler
Ya Allah Bismillah Allahu Ekber
 
Naramızdır bugün gök gürültüsü
Kanımızdır bugün yerin örtüsü
Gazi atlarımın nal parıltısı
Kılıçlarımızdır çakan şimşekler
Ya Allah Bismillah Allahu Ekber
 
Yiğitler kan döker bayrak olmaya
Anadolu’m başlar vatan olmaya
Kızıl Elma'ya hey! Kızıl Elma'ya!
En güzel marşını vurmada mehter
Ya Allah Bismillah Allahu Ekber 
(N.Y. Gençosmanoğu)
 
Zaferler dendiği zaman Türk Tarihinde hep Ağustos ayı akla gelir. Bütün kış ve bahar aylarında yapılan hummalı bir hazırlıktan sonra ordu bizzat padişahın komutasında sefere çıkar, düşmanla Ağustos ayında karşılaşır ve birkaç saat içinde kazanılan parlak bir zaferle başkente dönülürdü.
Dünya milletlerine savaş sanatının bütün inceliklerini öğreten; kolunda bükülmez kuvvet, kafasında kudret ve ilim, yüreğinde fazilet ve enerji dolu büyük Türk Milleti’nin tarihi, vatanseverliğin, cesaretin, şecaatin, faziletin çalışkanlığın ve insanlığın ihtişamlı mabedidir.
Türk tarihinin altın sayfalarının yazıldığı Ağustos ayı içerisinde, Türklere Anadolu'nun kapılarını açan Malazgirt Zaferi ve Anadolu topraklarının korunmasını sağlayan Büyük Taarruz'a kadar birçok zafere imza atıldı. 
Türk tarihinde "zaferle özdeşleşen ay" olarak gösterilen ağustos ayında kazanılan ilk galibiyet, 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi oldu.
Malazgirt, 26 Ağustos 1071'de Muş’un Malazgirt Ovası'nda Selçuklu Sultanı Alparslan ve Doğu Roma İmparatoru Romen Diyojen arasında gerçekleşen, Anadolu'nun Türklere yeni yurt olmasını sağlayan bir meydan savaşıydı.
Alparslan, 26 Ağustos Cuma günü ordusuyla namaz kılıp dua ettikten sonra beyaz kefene benzeyen bir elbise giyerek askerlerine, "Şehit olursam bu beyaz elbise kefenim olsun. O zaman ruhum göklere çıkacaktır. Benden sonra oğlum Melikşah'ı tahta çıkarın ve ona bağlı kalın. Zaferi kazanırsak istikbal bizimdir." diye seslendi.
Bu şekilde askerlerini yüreklendiren Alparslan, cuma namazından hemen sonra ilk çarpışmayı başlattı. Farklı bir savaş stratejisi izleyen Alparslan, askerlerini hilal şeklinde dizerek, düşmanın üzerine hücum etti.
Diyojen, Sultan Alparslan'ın uyguladığı hilal taktiği karşısında daha fazla duramayarak, ağır kayıplar alan ordusunu geri çekmek zorunda kaldı. Darbe aldıkça zayıflayan Roma ordusu, gruplar halinde savaş meydanını terk etmeye başladı. Bunun üzerine Diyojen, daha fazla dayanamayıp yenilgiyi kabul etti ve askerleriyle birlikte yaralı vaziyette esir alındı. Böylece, elde edilen bu zaferle Türklere Anadolu'nun kapıları açılmış oldu.
Sakarya Meydan Muharebesi
Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktası, Türk ordusunun Yunan ordusu ile Sakarya boylarında yaptığı meydan savaşı olan Sakarya Meydan Muharebesi de yine 23 Ağustos'ta başladı. Bu tarihten itibaren gece gündüz aralıksız süren savaşta, Mustafa Kemal Paşa, yeni bir savaş stratejisi uygulayarak ordularına, "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz..." emrini verdi.
Türk askeri, bu emre uyarak vatanını canla başla savundu. Bu amansız mücadele, bütün şiddetiyle 22 gün 22 gece sürdü. Bütün cephe boyunca saldırıyı sürdüren Türk ordusu, 13 Eylül 1921'de Sakarya ırmağının doğusundan Yunan kuvvetlerini temizledi. Sakarya Meydan Muharebesi, Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği dönüm noktalarından biri olarak tarihteki yerini aldı.
Büyük Taarruz
Devamında Büyük Taarruz'la düşmanı tamamen yok etmek için hazırlıklar başladı ve 1922 yılı ağustos ayına kadar sürdü. Gazi Mustafa Kemal'in başkomutanlığını yaptığı ordu, 26 Ağustos 1922'de düşmana saldırdı. 30 Ağustos'a kadar çembere alınan düşman kuvvetleri, Dumlupınar'da aldığı darbe sonucu kaçmaya başladı.
Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" emrini verdi. Böylelikle, Yunan ordusu İzmir'e kadar takip edildi ve 9 Eylül 1922 tarihinde ise İzmir'den çıkarıldı.
Tüm bu zaferler, Türk ordusunun başarısı olarak tarihe altın harflerle yazıldı. 
Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik;
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: ilerle!
Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle...
Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan.
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan.
Bir gün dolu dizgin boşanan atlarımızla,
Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla..,
Cennette bugün gülleri açmış görürüz de,
Hâlâ o kızıl hâtıra titrer gözümüzde!
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik,
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik! (Yahya Kemal Beyatlı)
Bu zafer, vatan toprağı işgal altında bulunan bir milletin, yokluklara, rağmen azimle, inançla ve kararlılıkla toprağını nasıl müdafaa edebileceğini, büyük bedeller ödeyerek de olsa yedi düvele göstermiştir. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun. 
Bu büyük zaferin yıl dönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile vatanı uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi bir kez daha saygıyla minnetle anıyoruz.
                              Ziya Zakir ACAR

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası