DEMEK Kİ ERMENİ’YE SIRTINI DÖNMEYECEKSİN

Tarihi yeniden yazmaya gerek yoktur diye düşünüyorum.

Çünkü geçmişi merak edenler yazılmış yüzlerce kitaba başvurabilir, isteyen internet üzerinden 1900’lerden günümüze Ermenilerin Türk düşmanlığı ile ilgili yaptıkları katliamları kısa sürede okuyup bilgi sahibi olabilirler.

44 günlük 2. Karabağ Savaşı’nın ardından Azerbaycan ve Ermenistan, Rusya’nın ev sahipliğinde bir masaya oturmuş, ateşkes anlaşması imzalamışlardı.

Bu ateşkes anlaşmasının ardından her iki ülkenin liderleri, dışişleri bakanları, müzakereleri yürüten devlet adamları sayısız görüşmeler yapmış, normalleşme adımları atılmış, hatta Paşinyan’ın yaptığı açıklamada; “Azerbaycan Nahçıvan bağlantısının Zengezur Koridoru üzerinden sağlanması şarttır.” tarzında açıklamalarda bulunmuştur.

Tüm bu iyi niyet gösterileri devam ederken Karabağ’ın muhtelif bölgelerinde ara ara Ermenilerin taciz atışları olmuş, zaman zaman küçük çaplı çatışmalar yaşanmış ve Azerbaycan yapılan sataşmaları görmezden gelerek barışın sekteye uğramaması için birçok hadiseyi sineye çekmiştir.

Ama Ermeni askerleri votkayı içtikçe, akli melekelerini yitirdikçe ne barış dinlediler ne ateşkes umurlarında oldu ne de yaşayacakları ağır kayıpların hesabını yapabildiler. Ve yaptıkları kalleşçe saldırılarda Azerbaycan askerlerinin kat be kat fazlasıyla kayıplar verdiler.

ERMENİ’YE GÜVEN OLMAZ

Tarihten alınan dersler de dikkate alındığında, her ne kadar ateşkes anlaşmaları, barış anlaşmaları imzalanmış olsa da Ermeni’ye güvenilmeyeceği bir kez daha ortaya çıkmıştır.

44 günlük savaşın ardından bölgede öz topraklarına geri dönen Azerbaycan askerleri, bölgeye girdikleri tarihten itibaren sınırda yüz yüze geldikleri bir tek Ermeni askeri veya vatandaşına tek kelime söz etmemiş, hiçbir Ermeni varlığına pusu kurmamışlardır.

Azerbaycan askerleri kontrollerinde olan sınırları korurken elbette ki temkinli ve dikkatli davranıyorlar. Nisan ayında Azerbaycan Diaspora Bakanlığının düzenlediği Dünya Azerbaycanlılar Kurultayı (Zafer Kurultayı)’na katıldığımızda da bölgedeki Azerbaycan askerlerinin hassasiyetini, ciddiyetini görmüş, her an tekrar savaş çıkabilecek şekilde tetikte beklediklerine şahit olmuştuk. Aradan iki yıla yakın bir süre geçtikten sonra Ermenilerin taciz dışında ağır silahlarla, tankla, toplarla bir saldırı yapacakları sanıyorum ki hiç akıllara gelmemişti.

Akıllardan geçmeyen oldu ve Ermeniler 1992 yılında Hocalı’da yaptıkları gibi bir gece ansızın saldırmış, bir kez daha özellikle sivillere saldırarak yüzlerce Azerbaycan vatandaşına işkence ederek katletmişlerdi.

3. Karabağ Savaşı’nın eşiğine gelinen 12 Eylül saldırısı da bizlere bir kez daha gösterdi ki asla Ermeni’ye güven olmaz, asla Ermeni’ye sırt dönülmez, asla Ermeni’yle barış sağlanmaz.

Dikkatinizi çekerim Türkiye'de ve Azerbaycan'da son dönemlerde öyle bir hava esti ki, bir an önce kapılar açılsın ve karşılıklı seyahatler gerçekleştirelim deniliyordu. 

Ama gelinen noktaya baktığımızda uzatılan tüm dostluk elleri havada bırakılmış, bir avuç Ermeni boyundan büyük işlere kalkışarak hem sınır ihlali yapmış hem de ateşkes anlaşmasını hiçe sayarak ağır silahlarla savaş konumunda olmayan Azerbaycan askerlerine ansızın ateş açarak 50 askerin şehadetine, sayısı henüz açıklanmayan bir kısmının yaralanmasına sebep olmuşlardır.

Ermenilerin ağır silahlarla açtıkları ateşin ardından karşılık veren Azerbaycan Askerleri 13 Eylül’ün sabahına kadar savaşı sürdürmüş ve 200’ün üzerinde Ermeni askerini öldürmüştür.

Karabağ’ın Daşkesen, Kelbecer ve Laçın bölgelerinde meydana gelen hain saldırı sonucu 50 vatan evladı yaşamını yitirmiş, Azerbaycan ordusu bölgede teyakkuza geçmiştir.

3. KARABAĞ SAVAŞI ŞİMDİLİK DURMUŞ

Bugün itibariyle savaşın durduğunu, tarafların ateşkes yaptığını söyleniyor.

Talep yine Ermenistan’dan gelmiş. Ama sadece sözlü olarak karar alınmış, yani bağlayıcı hiçbir tarafı yoktur.

Nitekim ateşkes anlaşması imzalanmış olmasına rağmen onlarca kere ateşkesi ihlal eden Ermenistan artık güvenini yitirmiştir.

ERMENİLER PARLAMENTO BİNASININ ÖNÜNE YIĞILDI

Ateşkes anlaşmasını ihlal eden Ermenistan 12 Eylül gecesi Azerbaycan askeri birliklerine ağır silahlarla saldırıp 50 askeri şehit etmişti.

Azerbaycan ordusu bu saldırıya anında karşılık vererek Ermenistan ordusuna ağır tahribatlar yaşattı. Ermenistan ordusu 200’ün üzerinde kayıp verince, yakınlarını kaybeden Ermenistan halkı parlamento binasının önüne yığılarak Paşinyan’ı protesto ettiler ve istifaya çağırdılar.

Iğdır’ın 40 km ötesinde Erivan’ın meydanına toplanan binlerce Ermeni, Diaspora ve Taşnak partililerinin de kışkırtmasıyla parlamento binasını basma ve darbe yapma girişiminde bulundular.

Bana kalırsa bunlar daha iyi günleriniz.

Nispeten Paşinyan bazı gerçekleri gördü ve çok da çatışma yanlısı olmak istemiyor.

Paşinyan gitse ve yerine başka bir “Hırçınyan” gelse bu Ermenistan’ın sonu olabilir.

Bu süreçte Ermenilerin hadlerini anlamaları için Türkiye uçak seferlerini durdurmalı, Türkiye'de yaşayan 200 bin Ermeni’nin ülkelerine geri dönmesi sağlamalıdır.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası