Cabbar ŞIKTAŞ SİYASİ PARTİLER SAHADA
Tarih : 2022-09-26
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



 SİYASİ PARTİLER SAHADA

Seçime artık sayılı aylar kaldı.

Erken seçim muhabbetleri artık yerini 2023 yılının Haziran ayının herhangi bir pazarı veya bir iki ay öne alınarak yapılacak seçim atmosferine bırakmış durumda.

Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler hiç öne alınmadan 2023 yılının Haziran ayının 18’inde yapılacak olsa 9 ay gibi bir sürenin var olduğunu artık hepimiz görüyoruz.

Sürenin kısalması sebebiyle seçim startı verildi.

Siyasi partiler illerde harıl harıl seçim çalışması yapmaya başladılar.

Düne kadar unutulan, hatrı sorulmayan; derdiyle, sıkıntısıyla ilgilenilmeyen, daha doğrusu umursanmayan seçmenin ayağına gidiliyor, meramı dinleniyor, talepleri alınıyor.

Doğrusunu söylemek gerekirse bu herkesin alışık olduğu bir durum. Seçilen, seçim gününe kadar kayıplarda olur. Seçim yaklaştığında da seçmen kayıplara karışır.

Oysa her daim halkın içinde olan, halkla bütünleşen siyasetçi, seçim dönemi sahaya indiğinde garipsenmez, hiçbir şekilde olumsuz karşılanmaz.  

Çünkü o her daim halkıyla bütünleşmiş, seçmeninin derdiyle hemhal olmuş, elinden geldiği kadarıyla seçmeninin derdiyle dertlenmiş; ilgi, saygı, sevgi gören biri olarak sahaya inmiş olur.

Aksi halde siyasetçi seçim meydanına indiğinde karşılaşacağı olumsuz durumlar motivasyonunu düşürür, heyecanını kaybetmesine vesile olur.

Ama çare yok, yine de üstlendiği misyon gereği sahaya inmek zorunda ve kendisinden yüz çeviren seçmene giderek oy istemek durumundadırlar.

Şüphesiz ki seçim yaklaştıkça, insanlar pozisyon almaya başladıkça, taşlar daha çok yerine oturacaktır. Hangi aday ve partinin toplumdan daha çok enerji aldığı belirgin bir şekilde görülecektir.

İKİ SEÇİM BİR ARADA OLACAK

Yapılacak olan genel seçimlerin iki oy pusulası olacak, birisi Cumhurbaşkanlığı pusulası, diğeri Milletvekilliği pusulası.

6’lı masa Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı henüz belirlemedi.

CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu her ne kadar “Benimle misiniz?” diye seslense de, henüz daha Millet İttifakı’nın adayı netleşmiş değildir.

Buna mukabil olarak Cumhur İttifakı’nın adayı tartışmasız Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Seçmen iki oy pusulasını neye göre, kime göre sandığa atacak önceden kestirmek elbette mümkün değildir.

Ama şunu söyleyebilirim ki, Cumhurbaşkanlığına verilen oylar ile, Milletvekilliğine verilen oyların oranları aynı olmayacaktır.

Muhalefet, doğrusunu söylemek gerekirse 21 yıllık Ak Parti'nin yıpranmışlığından fayda sağlayarak atılım yapması gerekirken, daha pasif bir siyaset izlemektedir.

İktidarda olan her parti illa ki yıpranır. Ama Ak Parti, 21 yılını doldurmasına rağmen muhalefetten baskın çıkabilecek politikalar geliştirmekte, yeri geldiğinde muhalefeti, geliştirdiği politikalarla baskı altına alarak tabiri caiz ise susturmaktadır.

Seçmenin doğal refleksi, iktidardan o manada yüz çevirmesi olmasa, muhalefetin hiçbir varlık göstermeyeceği belirgin bir şekilde görülmektedir.

Ama ne var ki seçmenin büyük bir bölümü özellikle de ekonomik sorunlardan ötürü Ak Parti’den yüz çevirmiş, eleştiri yapmakta ve taleplerini karşılayabilecek yeni bir lider arayışı içinde olduklarını sesli olarak düşünmektedirler.  

Şüphesiz ki her parti olumlu ve olumsuz gelişmeleri iyi tahlil etmek zorundadır.

Ak Parti kendi seçmeninin kendisinden yüz çevirmesini doğru okumalıdır. 

Muhalefet seçmenin taleplerini iyi değerlendirip ona göre çözüm önerileri geliştirmelidir.

Ak Parti gördüğü olumsuz tarafları seçmene dayatmamalı, çözüme odaklı adımlar attığını seçmene hissettirmelidir.  

Muhalefet ağzı olan konuşur misali üstüne vazife olmayan işlere karışmadan, seçmeni irrite eden davranışlardan beri durmalıdır.

Bunlar aslında seçim stratejisi hamlelerdir. Zaten seçmeni iyi okuyan, kibir, gurur, inat yapmadan bu sorunların üzerine giden parti tartışmasız kazanır.

Radikal partiler bu sıraladıklarımın dışındadırlar.

Marjinal parti seçmenlerinin yüzde 50’si her şartta ve koşulda partilerine oy verirler.

Sorgulamaz, eleştirmez, hiçbir yanlışı yanlış olarak değerlendirmez ve oy pusulasında partilerinin amblemi olmasa da kalemle çizer oylarını kullanırlar.

GELELİM IĞDIR’A

Iğdır’da siyasi partiler içerisinde iktidar olmasının da verdiği avantajı ile en hareketli parti tartışmasız Ak Parti’dir.

Partinin organları genel merkezin çalışma programı kapsamında il, ilçe, mahalle çalışmalarını aralıksız sürdürüyorlar.  

İş-Kur, personel alımı, tayin terfi taleplerinin bu dönemlerde giderek yoğunlaştığını da hesap edecek olursak, partinin hem kalabalık hem de oldukça yoğun bir trafiğinin olduğunu söylemek mümkündür.

Gerçi tayin terfilerde Ak Parti Iğdır il teşkilatının eli çok da güçlü değil.

Ak Partililere bu konuyu sorduğumuzda, mustarip olduklarını vurguluyorlar.

Partilerine fayda sağlayacak atamalar değil, hatta zarar verecek atamaların bile olduğunu vurguluyorlar.   

Elbette her şeyin rayında gitmesini beklemek olmaz. Arada aksaklıklar da olur. Önemli olan genel manada yapılan işlerin halkın çoğunluğunda karşılık bulmasıdır.

Mesela;

MHP, Iğdır’da milletvekili olan bir parti. İktidarın da ortağı. Ama muhalefet partilerinden bir farkları yok. Yaptırım güçleri sınırlı. Kişiye özel çabaları sonuç verir. İktidara geldiklerinde ilk olarak kendilerine oy verenleri, yanlarında duranları, kader birliği yapanları uzaklaştırıp küstürdüler. Toparlayabilirler mi bilmiyorum.

CHP, Iğdır’da oldu olası hep sessiz, sedasız, varla yok arasında gidip gelen bir parti konumunda. Oysa daha aktif olabilirler. Sokağa inip ziyaretler gerçekleştirebilir, propaganda yapabilir, siyasi çalışmalarına hız katabilirler.

Türkiye’de ana muhalefet partisi, Iğdır’da yok konumundalar.

HDP, bu seçimi iki sıfır yapmanın arayışı içinde.

İttifakların oyları ayrı sayılacağından HDP’nin iki sıfır yapma ihtimali artmış durumda.  

Yani Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı ayrı ayrı aday gösterip, oyların ayrı sayılacağından HDP seçmeninin tek çatı altında toplanıp bir noktaya odaklanması durumunda iki sıfır yapma ihtimallerinin yüksek olduğunu düşünüyorlar.

Ama evdeki hesap çarşıya uyar mı bilinmez.

Adaylar belirlenmeden, siyaset arenasına inilmeden bir şey söylemek erken olur.

İYİ Parti, teşkilatlandığı günden itibaren iyi bir çizgi yakalamış durumda. İl Başkanı ve yönetimi partiyi sahiplenerek siyasi çalışmalarını sürdürüyorlar. Teşkilatlarının geçmişi çok eskiye dayanmasa da tecrübeli yöneticilerin iş başında olması bir avantaj olarak değerlendiriliyor.

DEVA Partisini de yabana atmamak gerekiyor. Onun da kadrosu eski Ak Parti kadroları. Geçmişte edindikleri tecrübe ile çalışıyorlar.

Elbette gösterecekleri adayın da ismi çok önemli. Partiyi sürükleyebilecek bir adayla sahneye çıkarlarsa iyi bir oy alırlar.

Şimdilik bu kadar analiz yeterli.

Asıl partilerin aday adayları ortaya çıktığında, partiler adaylarını belirlediklerinde gerçek tablo ortaya çıkacaktır.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası