IĞDIR’DA 15 BİN KİŞİ OKUMA YAZMA BİLMİYOR

TÜİK'in illere göre yaptığı istatistikte okuma yazma bilmeyen iller sıralamasında, 7.4 oranında okuma yazma bilmeyen nüfus yapısıyla Iğdır 5. sıraya yerleşti. 

İllere göre okuma yazma bilmeyen iller sıralamasında 2020 verilerine göre yapılan istatistiğe göre Şanlıurfa 8,9 ile 1. sırada, Mardin 8,9 ile 2. sırada, Siirt 8,2 ile 3. sırada, ve Ağrı 8,2 ile 4. sırada bulunurken, Iğdır da 7.4 oranıyla 5. sırada bulunmaktadır.

TÜİK’in 81 ilde yaptığı bu araştırma sonucuna göre Iğdır’ın genel nüfusunun 203 bin 159 olduğunu hesap edersek, ortalama 15 bin kişinin Iğdır’da okuma yazma bilmediği ortaya çıkmaktadır.

Bu çok vahim ve üzerinde durulması gereken bir ayıbımızdır. Eğitim bir temel hak ve çevremizde hala bu hakka erişemeyen insanlar olduğunu bilmek bizlere de sorumluluk yüklemektedir.

Bu, bugün oldu demiyoruz.

Türkiye'de okuma yazma kursları Cumhuriyetin kuruluşundan beri vardı. Hala da var olması bu sorunun çözülmemiş olduğuna işarettir.

Başta aktarmış olduğum veriler geçmişten gelen bir birikimin TÜİK tarafından bugün açıklanan sonucundan ibarettir.

Ama geçmişten gelen bir sorun da olmuş olsa bu sorunu herkesin dert edinmesi gerekiyor.

Yani şehrimizde her gün aramızda dolaşan ve okuma yazma bilmeyen 15 bin kişinin var olduğunu düşünmek 21. yüzyılda gerçekten bizim için çok büyük bir ayıptır.

Devletimiz, hükümetimiz, en ücra köşeye okul yaptırmakla, öğretmen tahsis etmekle övünürken, sadece bu yıl Iğdır’da 20 adet devasa okul yapıldığı her fırsatta kamuoyuna duyurulurken, fiziki yetersizliğin kesinlikle sorun teşkil etmediği bir ortamda Iğdır’da 15 bin kişinin okuma yazma bilmemesi hiçbir mazeretle örtbas edilemez.

Valilik, kaymakamlıklar, belediyeler, halk eğitim müdürlükleri, milli eğitim müdürlüğü, aile ve sosyal hizmetler il müdürlüğü, spor müdürlüğü, muhtarlar, diyanet görevlileri, Kuran kursları, aileler… Bence herkes şapkasını çıkarıp önüne koymalı, sorumluluk hissiyle bu konuyu düşünüp değerlendirmelidir.

TÜİK yapmış olduğu bu araştırmada okuma yazma bilmeyenler açısından yaş aralığı vermemiş ancak, bu rakamın yarısının çok yaşlı olabileceğini varsaysak bile, geriye kalan 7.500 kişinin hiç şüphesiz genç olduğu yönündedir.

Yukarıda saymış olduğum kurumların tamamı, bu geçmişten gelen bir sorun, biz çok uğraştık ama olmadı, insanlar açtığımız kurslara ilgi duymadılar deyip sorumluluğu üzerlerinden atamazlar.

Bu işte hepimiz sorumluyuz ve herkes elini taşın altına koyup seferber olmalıdır.

Ben bir gazeteci olarak sorumluluk bilinciyle bunu hatırlatmakla görevliyim, halk eğitim, milli eğitim her okulda hafta sonu kursları açmalı; valilik, kaymakamlıklar, belediye başkanları halkı bilgilendirmek için duyurular yapmalı, broşürler dağıtmalı, toplantılar tertip etmelidirler.

Aile ve sosyal politikalar müdürlüğü, müftülük ve imamlar okuma yazma bilmeyenlerin tespiti, kurslara yönlendirilmeleri, bakım evleri ve Kuran kurslarında kendi çabaları ile okuma yazma öğretmeye yönelik çalışmalar yapmalıdırlar.

Şehrimizin neredeyse her mahallesinde, her ilçemizde yapılan ve son derece modern bir şekilde halkımızın hizmetine sunulan gençlik merkezlerinde usta öğreticiler görevlendirilerek kurslar açılmalı, eğitim verilmeli ve okuma yazma bilmeyen insanlarımıza okuma yazma öğretilmelidir.

Evet bu sorun geçmişten günümüze gelen birikmiş bir sorun olabilir. Ama bunu olduğu yerde bırakmak, hatta üstüne okuma yazma bilmeyenlerin daha da gelerek bu sayıların artmasını beklemek asla kabul edilemez.

Bu çağda bir şehirde bunca okuma yazma bilmeyen bir toplamın olması gerçekten ülkemiz adına, şehrimiz adına utanç vesilesidir.

Teknolojinin hızla ilerlediği, global dünyanın her geçen gün insanlara yeni imkanlar sunduğu bir ortamda, şehrimizde henüz okuma yazma bilmeyen büyük bir kitlenin olması elbette ki bizleri endişelendirmekte, üzmekte, çare aramaya sevk etmektedir.

Yukarıda sıraladığım kurumları, halkı, sivil toplum kuruluşlarını, siyasi partileri, sendikaları da bu işe dahil edebilir, Iğdır’da topyekûn bir seferberlik başlatabiliriz.

Her camide bir din alimimiz bulunmaktadır. Birçok camide Kuran kursu verilmektedir. Her alim bir kişiye okuma yazma öğretse bu çok ciddi rakama ulaşır.

Hakeza her okul 10 kişi toplasa ve hafta sonu kurs verse bu inanılmaz rakamlara ulaşır.

Gençlik merkezlerinde çalışan, gençleri spor ve sportif etkinliklere teşvik eden gönüllü ve kadrolu çalışanlar bu işte gerçekten başarılı olurlar.

Valilik, kaymakamlıklar, belediyeler, açılan kursların defter, kalem, silgi, kitap giderlerini karşılasalar, kursa katılanlara bir bardak çay ikram edebilseler, okuma yazmayı öğrenmeyi başaranlara küçük de olsa hediyeler verseler inanın şehrimizde okuma yazma bilmeyen kalmaz.

Yani eğitim kurumu milli eğitimdir, tek sorumlu onlardır deyip kenara çekilmek olmaz. Bu toplumsal bir sorundur ve herkes elini taşın altına koyup bu işte seferber olmalıdır.

Umarım toplumsal bir sorun olan bu hadise, yetkililerimiz tarafından dikkate alınır, kısa sürede bir toplantı tertip edilir, kaynaklar etkili bir şekilde değerlendirilir, sorun masaya yatırılıp tartışılır ve okuma yazma bilmeyen vatandaşlarımızın okuma yazma öğrenebilmesi için çalışma başlatılır. 

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası