SEÇİME DOĞRU

2023 yılı seçil yılı olarak hafızalarda yerleşti.

İktidar, aylardır muhalefetin erken seçim çağrısına ısrarla “hayır” yanıtı vermiş ve seçimlerin 2023 yılında yapılacağını işaret etmişti.

Ak Parti ve MHP iktidarı, muhalefetin erken seçim taleplerine karşılık kesin bir reddiye ortaya koyarak tam zamanında, yani 18 Haziran 2023 yılında yapılacağı cevabını veriyorlardı.

Geçtiğimiz hafta Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçimlerin biraz öne alınabileceğini telaffuz edince siyasi kulisler bir anda hareketlendi.

Aslında öngörü olarak seçimlerin tam zamanında yapılmayıp biraz öne çekileceği daha ilk günlerden belliydi.

Anayasaya göre iki dönem Cumhurbaşkanlığı yaptıktan sonra 3. dönem aday olunamayacağı tartışması olduğundan, seçimlerin bir iki ay öne alınarak erken seçim veya olağanüstü bir durum eklenerek yapılacağı hiç şüphe götürmemektedir.

Şüphesiz hukukçular bu konuları daha iyi yorumlayabilirler.

Her şeye rağmen artık ülke seçim atmosferine girmiş durumda.

Hem Cumhurbaşkanlığı seçiminin hem de milletvekilliği seçiminin 18 Haziran veya öne alınarak Mayıs gibi yapılacağı artık malumun ilâmıdır.

Haliyle parti genel merkezleri, il, ilçe, belde teşkilatları, üyeler, taraftarlar pür dikkat seçime odaklanmış durumdalar.

Seçim günü yaklaştıkça siyasi şekillenmeler de netleşmeye başlayacak ancak Millet İttifakının adayını geciktirdiği her günün aleyhlerine olduğunu düşünenlerden biri de benim.

Çünkü fazla naz aşık usandırır misali, seçime 3-4 ay gibi bir zaman dilimi kalmış olmasına rağmen henüz daha adayını belirleyememiş olması, belirtilen adayın illerde ve ilçelerde seçim çalışması yapmasını bir hayli zorlaştıracaktır.

Mutlaka 6’lı Masanın bildiği, bizim bilmediklerimiz vardır diyelim.

Bu seçim şüphesiz hiçbir parti için kolay olmayacaktır. Halkın oyunu hiçbir parti çantada keklik olarak da düşünmesin. Çünkü her partinin artıları olduğu kadar eksileri de vardır.

Cumhur ittifakının geçmişten gelen umursamaz tavrı, muhalefetin gereksiz, anlamsız çıkışları, Davutoğlu ve Babacan ikilisinin toplamda 1-2 puanlık oy oranlarına rağmen, 40-50 puanlık oy sahibi gibi konuşmaları seçmenin gerçekten de kafasını bir hayli karıştırmaktadır. Kafası karışık seçmenin sayısı azımsanmayacak derecededir.  

Bir de düne kadar partili olup partilerinin her türlü imkân ve şeraitinden yararlanan, sonra da yönetimde veya yürütmede yer bulamadıkları için partilerine yüz çevirenlerin yeni liman arayışları da görülen bir gerçektir.

Gerçi bu her dönem, her partide olan klasik hareketlerdir.

Ama bunun yanında desteklediği partinin hatalarını görüp de partiden uzaklaşanların da sayısı küçümsenmemelidir.

Anlayacağınız, şapkasını önüne koyup düşünmesi gereken çok parti var.

ÜLKEDEKİ RÜZGAR İLLERDE DE ESECEK

Bu, her zaman böyle olmuştur. Ülke genelinde rüzgâr kimden yana eserse, bu rüzgârı her ilde az veya çok hissetmek mümkündür.

Ülke genelinde (A) partisi lehine esen rüzgârın bazı illerde (B) partisine yönelmesi bölgelerde etkili olan adaylarla ilişkilendirilebilir.

Yani bu genel çoğunluğa etki eden bir durum yaratmaz ancak önemli bir ayrıntıdır diye söylemek istedim.   

Mesela partisi barajı aşamayan birçok vekil kazanacak oyu alır ama partisi barajı aşamadığı için seçilme hakkını elde edemez.

Tersten de bakılabilir, kişinin şehrinde hiçbir karşılığı yoktur ama partisinin rüzgârı ile seçmenin oyunu alır meclise girer.

IĞDIR’DA SON DURUM

AK Parti, geçmişte en çok aday adayının müracaat ettiği partiydi. Henüz daha aday adayı müracaatları yapılmadığı için ismi net bir şekilde ortaya çıkan çok kişi var diyemeyiz.

Ak Parti’de aday adaylığı için isim telaffuzunun şimdilik azlığının bir başka sebebi daha var. O da İş İnsanı Cantürk Alagöz’ün isminin zikredilmesinden kaynaklanıyor.

Yaptığı yatırımlar, Iğdır Spor’u ayağa kaldırması, toplumun her kesimine, her ilçeye, yetişebildiği kadarıyla her muhtaca dokunması, sevilen bir kişilik olarak ismi karşılık bulduğundan ve aday olacağı söylendiğinden “Ak Parti’de o varsa bize sıra gelmez” deyip aday adaylığını açıklamayanlar var diyebiliriz.

İş İnsanı Cantürk Alagöz adaylık konusuna açılık getirirken ben de dahil herkese net olarak şu ifadeyi kullanmaktadır: “Ben kesinlikle siyaset düşünmüyorum. Ancak Cumhurbaşkanımız aday olmamı isterse yok diyemem.” Bu söz aslında mecbur kalırsam aday olurum anlamına gelir. Ya da benim sağlığım iyi değil, benim yerime falanca olsun ben de destekleyeyim de denilebilir.

Ancak yukarıda sıraladığım diyalogların hangisinin gelişeceğini şimdiden öngörerek söylemek kolay değildir.  

Şu an itibariyle Ak Parti’den aday adayıyım diye sahneye çıkan iki kişi var. Birisi Ak Parti Eski Milletvekili Nurettin Aras, diğeri Ak Parti eski il başkanı Ahmet Tutulmaz.

Ama seçim yaklaştıkça birçok kişinin aday adaylığı müracaatı yapacağı muhakkaktır.

MHP’DE ÇOK HAREKET VAR DİYEMEYİZ

Çünkü MHP’nin hali hazırda Milletvekili var.

MHP Iğdır Milletvekili Yaşar Karadağ olağanüstü bir durum olmaz ise MHP’nin adayı olarak gözüküyor.

Cumhur ittifakı tek adayla mı yoksa her iki parti kendi adayları ile mi Iğdır’da seçime gidecek o da henüz netlik kazanmış değil.

Ama doğru olan ittifakla seçime gidilmesidir.

HDP KAPATILIRSA YEDEK PARTİYLE SEÇİME GİDİLİR

Seçime sayılı günler kala HDP’yi kapatmaya yeltenmek doğru değildir.

Elbette kapatılıp kapatılmayacağı henüz belli olmamakla beraber, kapatma konusunun gündeme getirilmesi bile HDP seçmenini daha çok kenetler diye düşünüyorum.

Zira kapatılacak olsa HDP önlemini almış gözüküyor. Geçtiğimiz günlerde kongresi yapılan YSP (Yeşil Sol Parti) adıyla seçime girileceği tahmin ediliyor.  

Şu an HDP’de aday olmak isteyen birçok kişi olduğu bilinmektedir.

Mevcut Iğdır Milletvekili Habip Eksik, Belediye eski Başkanı Mehmet Nuri Güneş, Hoşhaber Beldesi eski Belediye başkanı Nusret Aras, Eğitimci Yılmaz Hun, Gazeteci Murat Akkuş, Efe Tabak, Süleyman Serhat, Mehmet Çetinkaya, Oya Malgaz, Kıznaz Türkeli ve ismini öğrenemediğimiz daha birçok kişinin aday adayı olacağı aldığımız duyumlar arasında yer almaktadır.

CHP SÜPRİZ YAPABİLİR

Ana muhalefet partisi Iğdır’da kiminle hareket edecek doğrusu bilmiyoruz. Geçtiğimiz ay iş insanı Yaşar Akkuş Iğdır’a gelerek CHP’yi ziyaret etmiş, partiye katılarak rozet takmış ve çevresine CHP’nin adayı benim demiştir.

Ayakkabı sektöründe Türkiye’nin dev firmaları arasında olan Yaşar Akkuş, 12 Haziran 2011 Milletvekili seçimlerinde Ak Parti’den 1. sıradan aday gösterilmiş ve Iğdır’dan 22.776 oy alarak üçüncü parti olmuştu.

İYİ PARTİ’DE SON DURUM

Ülke genelinde yakaladığı hava hiç de kötü olmayan İYİ Parti’den aday olmak isteyen kişilerin sayısı da her geçen gün artıyor.

Sağlık Bakanlığı eski Genel Müdür Yardımcısı Orhan Nesip Kesemen ve Eğitimci Tuncay Güneş aday adaylığını ilk açıklayan kişiler arasında.

Erzurum Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Kerem Karabulut isminin de bu günlerde İYİ Parti aday adayları arasında geçtiği öğrenilmiştir.

IĞDIR’IN TANINAN SİMASI HASAN ALAGÖZ

Geçmiş yıllarda SHP’den Belediye Başkan adayı olan deneyimli siyasetçi Hasan Alagöz’ün de siyasete atılacağı ve Milletvekili adayı olacağı konuşulanlar arasındadır.

Kendisini arayıp “Hasan ağabey durum nedir?” diye sorduğumda ilk sözü şu oldu.

Merhum Ziya Ayrım’ın şöyle dediğini aktardı: “Politika şeref sahibi olmak için yapılmaz. Şeref sahipleri politika yaparlar. Politikacı tarafsız olmalı, illa da bir tarafı olacaksa, tarafı devlet olmalıdır.”

Hasan Alagöz sözlerine şöyle devam etti: “Platon’un İdeal Devlet kitabında da bu böyledir. Hz. Peygamberin Medine Sözleşmesinde de bu vardır. Demokrasi, kurallar bütünüdür. Diyalog olmadan hoşgörü gelişmez. Ben de benim siyasete gireceğimi duydum. Ama benim kesinlikle böyle bir düşüncem söz konusu değildir.” dedi.

Yazı uzadıkça okuyucu sıkılır. Ama bunun başka da bir anlatım şekli olmadığından biraz uzun oldu affınıza sığınıyorum.

Tweet