Cabbar ŞIKTAŞ BAŞA DÖNDÜK
Tarih : 2007-04-09
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Yıllar önce Türkiye'de dernekleri bulunan Caferi Camilerinin Diyanet’e bağlanması ile ilgili birtakım girişimler olmuş ve yaşatılan maksatlı polemik birçok insanın huzurunu kaçırmıştı…

Aynı senaryo tekrardan başlatıldı.

Iğdır'da din işleri ile ilgilenen din adamlarının Diyanet bünyesine alınması ile ilgili Valilik ve Müftülüğün girişimde bulunduğu halk arasında konuşulduğundan olayı irdelemek istedim...

Gelişmeleri takip ettiğimde Iğdır'da bulunan Caferi din adamlarının geçici işçi pozisyonunda Diyanet kadrosuna alınıp, camilerin dinayet bünyesine alınması teklifinin yapıldığını öğrendim...

Bu işi böylesine basite almak, oldu bitti mantığı ile ele almak çok yanlıştır… Caferi inancına mensup insanları Diyanete bağlama mantığını biraz açarsak, girişimin yanlışlığını hepimiz görmüş olacağız.

Türkiye'de yaşayan ve öz be öz Türk olan Caferi inancına mensup insanları, kendi paraları ile yaptırdıkları camileri Diyanete bağlamak isteyenlere şunu hatırlatmak istiyorum…

Toplumda en hassas konu dindir.

Ülkemiz henüz huzura susamışken, yeni bir huzursuzluk başlatmanın mantığı yoktur.

Din adamı yetiştirmek öyle kolay bir iş değildir. İlahiyat fakültelerinden mezun olan din adamlarından kendilerini yeterli görmeyenlerin Mısır'da El Ehzer üniversitesinde mastır yaptıkları gizlenemez bir gerçek iken, gerek imam hatiplerde ve gerekse İlahiyat Fakültelerinde Caferi din adamı yetiştirmek o kadar kolaymıdır.?

Bu işler yıllar öncede gündeme gelmişti.

Sanki Iğdır'da ki Caferi din adamları ve cemaati din dışı faliyetler sergiliyorlarmış gibi her fırsatta Diyanete bağlama girişimi, akıllara farklı soru işaretleri getirmektedir.

Caferi alimlerin İran ve Irak'ta din eğitimi gördükleri bilinen bir gerçektir. Buralarda din eğitimi gören hocaların büyük bir bölümü 10-15-20 yıl eğitim aldıktan sonra din adamlığı yapmaya başlarlar. Oysa Diyanette bir Caferi masası açma adına Caferi inancını körleştirme girişimi gerçekten uygunsuz bir girişim ve davranıştır.

Altyapısı olmayan hiçbir yapı ayakta duramaz...

Caferi hocalarını Diyanet bünyesine almaya kalkışarak, yıkılmaya hazır bir yapının çatısını kurmuş olursunuz. Temeli olmayan bu çatı ufak bir fırtınayla hemen uçuverir...

Olayı çok fazla abartmak doğru değildir. Ancak böyle girişimler, toplumun din hassasiyetini ön plana taşır ve önü alınmaz sıkıntılara davetiye çıkarmış olur.

Saros ve benzer ABD güçlerinin istemiş olduğu ekmeğe, onların haberi olmadan yağ sürmüş oluruz...

Ülkemiz gerçekten çok hassas bir dönemden geçiyor.

Tamda bu ortamda böylesi bir olayı kaşımak, bu ülkeye yarardan çok zarar verir...

Iğdır üç ülkeye sınır, stratejik önemi olan bir ildir. Iğdır’la ilgili Pentagon’un da hesabı vardır. İsrail’in de, AB’nin de... Hesabı olanların hesabını bozmak yerine, yanlış adımlar atarak egemen güçlere destek vermiş oluruz...

Herkes aklını başına devşirsin. Kimse ahmak değildir. Kimse kör değildir. Caferi camilerinden ve hocalarından rahatsızlık duyan varsa Camilerin adını değiştirip Cem evi yapalım. İstermisiniz?..

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.