Azatlığı istemirem bir hap kimi, derman kimi,
İsteyirem sema kimi
Güneş kimi!
Cihan Kimi!
Çekil!
Çekil, ey gasıp-kar!
Men bu asrın gür sesiyem:
Gerek değil sıska bunlar,
Men ummanlar teşnesiyem!
(Halil Riza ULUTÜRK)
Azerbaycan’da karanfillerin çok büyük önemi vardır. Karanfil sevincin, aşkın, vatan hasretinin, millet sevgisinin sembolüdür. Karanfil ancak güzel ve mutlu günlerde hediye edilir. Ve Karanfiller Azerbaycan’ da hep güler. Ancak karanfilin Azerbaycan edebiyatında tarihe ağlayarak girdiği gece vardır ki o geceye “Karanfilin ağladığı gece” derler.
Karanfilin ağladığı o buz gibi ocak gecesinde, Sovyet Kremlini gücünü son bir kez bağımsızlık kavgası veren Azerbaycan Türk’ünün üzerinde denemek istemiş, 600 insanı barbarcasına katletmiş, binlercesini yaralamıştı. Azatlık Meydanı’nda özgürlük için mücadele edenlerin kanları ile sokaklar kan gölüne dönmüş, kan rengindeki karanfiller şehitlerin üzerini kırmızı bir örtü gibi sarmıştı.
Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmasına giden yol birçok bağımsızlık mücadelesinde olduğu gibi çok zorlu ve kanlı engellerin aşılmasıyla ortaya çıkmış. Bu tarihlerin içinde en önemlisi bugün 18. yılı hüzünle anılan kanlı 20 Yanvar (Ocak) hadiseleridir. Zira 20 Ocak 1990 gecesi meydana gelen acı olayların ardından baş veren gelişmeler 1991 yılında azatlığa giden yolu açmış, Azerbaycan’ın tarihinde (1918-1920 arası hariç) gerçekten bağımsız bir devlet olmasını sağlamıştır. 20 Ocak gününü Azerbaycan halkının tarihinde sadece ağıt ve acı ile hatırlamak değil, aynı zamanda Azerbaycan’ın şan ve şeref günüdür.
19 Ocak gecesi Bakü’de bağımsızlık isteyen Azerbaycan halkının üzerine tanklarla yürüyen Kızılordu birlikleri ellerinde birkaç parça derme çatma tabanca tüfek olan Azerbaycanlı direnişçileri ezmeye kalkmış, 20 Ocak sabahı 150–200 arası aralarında kadın ve çocuklarında olduğu ölü ile yüzlerce yaralı bırakarak artık söndürülmesi imkânsız olan bağımsızlık fitilini ateşlemişti. Meydanda toplanan yüz binlerin omzunda bugünkü “Şehitler Hıyabanı’na” defnedilen 20 Yanvar (Ocak) şehitleri o gün bu gündür Azerbaycan’ın bağımsızlığının simgesi haline gelmişler.
20 Yanvar (Ocak) günü sabahın erken saatlerinden itibaren kırmızı karanfillerle şehitler hıyabanına yürüyen yüz binler gözyaşları içinde ellerindeki karanfilleri dualarla fatihalarla mezarlara bırakarak yâd ederler.
20 Ocak saldırısı bir korku filminin hayata geçmiş haliydi. Öyle kanlı sahneler yaşanmıştı ki, kalemler bunu anlatmaya yetmez.
Şimdi Azerbaycan, 20 Ocak şehitleri için ağlıyor. Azerbaycan, Rus askerleri tarafından
bundan 20 yıl önce Azerbaycan Türküne yönelik gerçekleştirilen ve yüzlerce masum insanın ölümüyle sonuçlanan 20 Ocak Rus vahşetini yüreklerimize öğle bir dağ çekti ki; bu yaranın acısı yüzyıllar boyunca devam edecektir.
20 Ocak aynı zamanda Azerbaycan’ın diriliş ve kurtuluş günüdür. 20 Ocak şehitleri kendi fedakârlıkları ile Azerbaycan halkının mücadele yolunun önünü açmışlardır. Ruhları şad olsun. Azerbaycanlı kardeşlerimizin acılarını yürekten paylaşıyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.
Ziya Zakir ACAR
Iğdır-Azerbaycan Dil-Tarih ve Kültür Birliğini Koruma ve Destekleme Derneği Başkanı
İsteyirem sema kimi
Güneş kimi!
Cihan Kimi!
Çekil!
Çekil, ey gasıp-kar!
Men bu asrın gür sesiyem:
Gerek değil sıska bunlar,
Men ummanlar teşnesiyem!
(Halil Riza ULUTÜRK)
Azerbaycan’da karanfillerin çok büyük önemi vardır. Karanfil sevincin, aşkın, vatan hasretinin, millet sevgisinin sembolüdür. Karanfil ancak güzel ve mutlu günlerde hediye edilir. Ve Karanfiller Azerbaycan’ da hep güler. Ancak karanfilin Azerbaycan edebiyatında tarihe ağlayarak girdiği gece vardır ki o geceye “Karanfilin ağladığı gece” derler.
Karanfilin ağladığı o buz gibi ocak gecesinde, Sovyet Kremlini gücünü son bir kez bağımsızlık kavgası veren Azerbaycan Türk’ünün üzerinde denemek istemiş, 600 insanı barbarcasına katletmiş, binlercesini yaralamıştı. Azatlık Meydanı’nda özgürlük için mücadele edenlerin kanları ile sokaklar kan gölüne dönmüş, kan rengindeki karanfiller şehitlerin üzerini kırmızı bir örtü gibi sarmıştı.
Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmasına giden yol birçok bağımsızlık mücadelesinde olduğu gibi çok zorlu ve kanlı engellerin aşılmasıyla ortaya çıkmış. Bu tarihlerin içinde en önemlisi bugün 18. yılı hüzünle anılan kanlı 20 Yanvar (Ocak) hadiseleridir. Zira 20 Ocak 1990 gecesi meydana gelen acı olayların ardından baş veren gelişmeler 1991 yılında azatlığa giden yolu açmış, Azerbaycan’ın tarihinde (1918-1920 arası hariç) gerçekten bağımsız bir devlet olmasını sağlamıştır. 20 Ocak gününü Azerbaycan halkının tarihinde sadece ağıt ve acı ile hatırlamak değil, aynı zamanda Azerbaycan’ın şan ve şeref günüdür.
19 Ocak gecesi Bakü’de bağımsızlık isteyen Azerbaycan halkının üzerine tanklarla yürüyen Kızılordu birlikleri ellerinde birkaç parça derme çatma tabanca tüfek olan Azerbaycanlı direnişçileri ezmeye kalkmış, 20 Ocak sabahı 150–200 arası aralarında kadın ve çocuklarında olduğu ölü ile yüzlerce yaralı bırakarak artık söndürülmesi imkânsız olan bağımsızlık fitilini ateşlemişti. Meydanda toplanan yüz binlerin omzunda bugünkü “Şehitler Hıyabanı’na” defnedilen 20 Yanvar (Ocak) şehitleri o gün bu gündür Azerbaycan’ın bağımsızlığının simgesi haline gelmişler.
20 Yanvar (Ocak) günü sabahın erken saatlerinden itibaren kırmızı karanfillerle şehitler hıyabanına yürüyen yüz binler gözyaşları içinde ellerindeki karanfilleri dualarla fatihalarla mezarlara bırakarak yâd ederler.
20 Ocak saldırısı bir korku filminin hayata geçmiş haliydi. Öyle kanlı sahneler yaşanmıştı ki, kalemler bunu anlatmaya yetmez.
Şimdi Azerbaycan, 20 Ocak şehitleri için ağlıyor. Azerbaycan, Rus askerleri tarafından
bundan 20 yıl önce Azerbaycan Türküne yönelik gerçekleştirilen ve yüzlerce masum insanın ölümüyle sonuçlanan 20 Ocak Rus vahşetini yüreklerimize öğle bir dağ çekti ki; bu yaranın acısı yüzyıllar boyunca devam edecektir.
20 Ocak aynı zamanda Azerbaycan’ın diriliş ve kurtuluş günüdür. 20 Ocak şehitleri kendi fedakârlıkları ile Azerbaycan halkının mücadele yolunun önünü açmışlardır. Ruhları şad olsun. Azerbaycanlı kardeşlerimizin acılarını yürekten paylaşıyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.
Ziya Zakir ACAR
Iğdır-Azerbaycan Dil-Tarih ve Kültür Birliğini Koruma ve Destekleme Derneği Başkanı