Selçuklular, Celâyirîler, Karakoyunlular, Akkoyunlular, İrevan Türk Hanlığı ve Gacar Türk Devleti gibi birçok uygarlığın izlerini kendi bünyesinde harmanlayabilmiş bu mezarlık adeta bir açık hava müzesi görünümünde. Mezarlıkta eski baş taşlarının yanı sıra birçok koç heykeli ve mezar taşları da bulunuyor.
Bu mezar taşları mermerden ziyade kırmızı ve siyah bazalt taşlardan oluşmaktadır. Selçuklularla birlikte Karakoyunlu, Akkoyunlu döneminde de kullanılan bu koç başlı mezar taşlarının yakın dönemde yöre halkı tarafından da mezar taşı olarak kullanıldığı tahmin ediliyor. Mezar taşları üzerinde bulunan tamgalar, motifler ve dörtlükler mezarlığa gelenlerin ilgisini çekiyor. Aynı mezarlığın 300 metre gerisinde günümüzde terk edilmiş ve yöre halkınca Kırgın (Gırğın) mezarlığı olarak adlandırılan bir tarihi mezarlık daha bulunuyor, bir bölümünde kabartma yazı diğer bölümünde ise çivi yazısı kullanılmıştır. Yapılan araştırmalarda bu mezarlığın bir bölümünde yatan kişilerin 18. yüzyılın başlarında bölgede meydana gelen veba salgını sonucu öldükleri söyleniyor.
Iğdır Üniversitesi Öğretim Görevlisi Arslantürk Akyıldız, Türklerin mezar kültürüne verdiği öneme dikkat çekerek, mezarlıklara gösterilen saygı sayesinde bu tarihi varlıkların günümüze kadar ulaştığını söylüyor. Akyıldız, yaptığı açıklamada: “Türklerde mezar kültü, ata kültü çok önemlidir. Türklerin mezar kültüne verdiği önemi Iğdır ve çevresinde bulunan Yaycı, Ortaköy, Oba, Melekli, Cennetabat, Erhacı, Karakoyunlu, Gödekli, Hakmehmet, Çakırtaş, Aktaş, Gaziler vb. gibi birçok eski mezarlıklarda görmemiz mümkündür.” dedi.
Akyıldız devamında: “Geçmişe sahip çıkmanın geleceği daha çok anlamlandıracağını ve bizler de tıpkı atalarımızın yaptığı gibi bu mezar taşlarını koruyup sahip çıkmalıyız.” dedi.
Haber: Zeki Şıktaş