Bunlara düşen görev köydeki insanları aydınlatmak, bilgilendirmektir. İmamlarımıza büyük görevler düşüyor. İmamla öğretmen el ele verecek bir güneş gibi insanları aydınlatacaktır. Cehaleti yenecektir. Bilimle irfanla yoğrulmuş, hurafelerden uzaklaşmış, vatana millete hizmet eden insanlar yetiştirmek zorundadır. Kız çocuklarının okullu olmasını sağlayacak imam ve öğretmenlerdir." dedi.
Toplantıda Konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu: "İmam ile öğretmen, polis ile hemşire arasında hiç bir fark yoktur hepside toplum için çalışan görevlilerdir. Öğretmen ve imam Köydeki kız ve erkek çocukları her yönüyle aydınlatan, onlara yol gösteren kişiler olarak görüyoruz.
Bunun için köylerde görev yapan imamımıza lojman yapmaya karar verdik. Bunu gerçekleştiriyoruz. Bunun yanında da üniversitesi olan illere öğrenci yurtları yaparak öğrencilerin barınma problemle- rine çözüm sunmaya çalışıyoruz. Gerçekleştirebildiğimiz takdirde Eğitime en büyük katkıyı gerçekleştirmiş olacağız. Din Görevlilerimiz sayesinde Geçen yıl Ülkemizde 3000 civarında kız çocuğumuzu okula kazandırıp eğitim masraflarını üstlendik. Cami yapmak kadar yurt yapmak köprü yapmakta gereklidir." dedi.
“Biz Din Görevlilerimize Bir hedef Koyduk. Bunların vazifeleri sadece camii ile sınırlı değildir. Biz Sosyal içerikli din, sosyal amaçlı din parolasıyla yola çıktık şeklinde konuşan Bardakoğlu şunları söyledi: "Bir bölgede aç, açık, yoksul varsa. İnsanlara karşı haksızlık, mağduriyet varsa, kadına yönelik şiddet varsa, Kız çocuklarına karşı ayrımcılık varsa, tedavi olması gerektiği halde tedavi olamayan, okumak istediği halde okuma imkanı bulamayan, aile içi veya Bölge, aşiret arasında kavga şiddet varsa bunu ilk duyan imam ve din görevlisi olmalı o problemi çözende Din Görevlisi olmalıdır. Çevreye önem veren çevreyi koruyan, insanlara çevre bilincini aşılayan, yeşili, ağacı, hoşgörüyü, esas almalıdır.
Din Görevlisi aynı zamanda sosyal bir doktor olmak zorundadır, Gönül Doktoru olması gerekir. Bir mahallede veya bir köyde bir vatandaşımızın bir sıkıntısı varsa ve derdini ilk bize açamıyorsa demek ki biz insanlara yeterince yakın mesafede durmuyo- ruz demektir. İnsanımıza o güveni vermeli ve her türlü sıkıntısının yanında olmalıyız. Din bizden böyle bir görev bekliyor çünkü İslam dini umumi bir rahmet dini olması hasebiyle insanın sadece cami içinde namaz kılarken mutlu olmasını değil, aile hayatında toplum içerisinde ticaretinde, işinde, çalışmasında mutlu olmasını, faydalı olmasını ve hem Allah'ın rızasını, hem insanların duasını kazanmasını bilmesi gerekir.
Özellikle Bayan vaizelerimiz toplumun iki yakasını bir araya getirmeyi, insanlara ulaşmayı, insanlara dinin o sevecen yapısını anlatmada çok başarılıdırlar. Camilerimizde Bayanların, genç kızların yer alması dinimizin aydınlık mesajını alması, bilmesi, duyması gerekmektedir. Kız Kur'an kurslarımız sadece Kur'anı kerimin öğretildiği bir yer olmak yerine Dinimizin Bütün Kurallarının Öğretildiği, Doğru Bilgilerin öğrenildiği, Allah'ı tanımanın, Peygamber Efendimizi Sevmenin, İslam'ın güzel ahlakını Öğrenmenin mektebi, mekanları olmuştur. Çünkü hepimiz çok iyi biliyoruz ki Kız çocuklarımızın
Biz diyanet işleri başkanlığı olarak anayasal bir kuruluşuz. devletimiz bize hem İslam dini konusunda doğru bilgi ile aydınlatma hem de din hizmetlerini topluma en iyi şekilde sunma görevi vermektedir. Bizim diyanet işleri başkanlığı olarak temel mutabakatımız. Bellidir bunun birisi İslam dinini bilgisini eğip bükmeden doğru bir şekilde insanlara aktarmaktır. İnsanları memnun etmek değil dinimizi en iyi doğru bir şekilde esasını söylemektir.
Bizim bir başka mutabakatımız cumhuriyetimizin temel ilkeleridir. Laikliktir. Biz laikliği aynı zamanda din özgürlüğü olarak farklı inançlar farklı dinlerin inançların birbirine saygı duyarak yaşama imkanı olarak görüyoruz. Bunun için diyanet işleri başkanlığımızın devletimizin ve milletimizin ortak mutabakatları ile hiçbir sorunu olmamıştır aksine buz zemini de biz sağlıklı bir Din Hizmeti Sunmanın çok önemli bir imkanı olarak görmekteyiz.
Kız Çocuklarımızın eğitimini önemseyen Kız Çocuklarımızı sahip Çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır. Kadına Uygulanan şiddette çok önemli bir mesafe aldık. Kız Çocuklarımızı erken yaşta zorla evlendirmeyelim, her iki tarafın rızası olduktan sonra evlendirelim. Sadece erkeklerin haklarını gözetmek yerine iki tarafında haklarını gözetelim." şeklinde konuştu.
Basına kapalı bölümde, toplantıya katılan Iğdır Ehlibeyt Alimleri derneğine kayıtlı 20 den fazla din görevlisi kendilerine toplantıda konuşma sözü verilme- diğinden toplantıyı protesto ederek salonu terk ettiler. Bunun üzerine olaya Vali ve Diyanet İşleri Başkanı müdahale etti. Yine Basına kapalı bölümde Iğdır Ehlibeyt Alimleri Derneği Başkanı Veli Beder bir konuşma yaptı ve Diyanetin Iğdır’da kendilerini görmezden geldiğini vurgulayarak ayrımcılık yapıldığını dile getirdi. Başkan Beder salonda anlamlı bir konuşma yaptı ve Diyanet tarafından yayınlanan ansiklopedide caferiler hakkında söylenen sözlerin birlikle alakasının olmadığını dile getirdi.
Gergin toplantı Beder’in açıklamasıyla son buldu...
Toplantıda Konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu: "İmam ile öğretmen, polis ile hemşire arasında hiç bir fark yoktur hepside toplum için çalışan görevlilerdir. Öğretmen ve imam Köydeki kız ve erkek çocukları her yönüyle aydınlatan, onlara yol gösteren kişiler olarak görüyoruz.
Bunun için köylerde görev yapan imamımıza lojman yapmaya karar verdik. Bunu gerçekleştiriyoruz. Bunun yanında da üniversitesi olan illere öğrenci yurtları yaparak öğrencilerin barınma problemle- rine çözüm sunmaya çalışıyoruz. Gerçekleştirebildiğimiz takdirde Eğitime en büyük katkıyı gerçekleştirmiş olacağız. Din Görevlilerimiz sayesinde Geçen yıl Ülkemizde 3000 civarında kız çocuğumuzu okula kazandırıp eğitim masraflarını üstlendik. Cami yapmak kadar yurt yapmak köprü yapmakta gereklidir." dedi.
“Biz Din Görevlilerimize Bir hedef Koyduk. Bunların vazifeleri sadece camii ile sınırlı değildir. Biz Sosyal içerikli din, sosyal amaçlı din parolasıyla yola çıktık şeklinde konuşan Bardakoğlu şunları söyledi: "Bir bölgede aç, açık, yoksul varsa. İnsanlara karşı haksızlık, mağduriyet varsa, kadına yönelik şiddet varsa, Kız çocuklarına karşı ayrımcılık varsa, tedavi olması gerektiği halde tedavi olamayan, okumak istediği halde okuma imkanı bulamayan, aile içi veya Bölge, aşiret arasında kavga şiddet varsa bunu ilk duyan imam ve din görevlisi olmalı o problemi çözende Din Görevlisi olmalıdır. Çevreye önem veren çevreyi koruyan, insanlara çevre bilincini aşılayan, yeşili, ağacı, hoşgörüyü, esas almalıdır.
Din Görevlisi aynı zamanda sosyal bir doktor olmak zorundadır, Gönül Doktoru olması gerekir. Bir mahallede veya bir köyde bir vatandaşımızın bir sıkıntısı varsa ve derdini ilk bize açamıyorsa demek ki biz insanlara yeterince yakın mesafede durmuyo- ruz demektir. İnsanımıza o güveni vermeli ve her türlü sıkıntısının yanında olmalıyız. Din bizden böyle bir görev bekliyor çünkü İslam dini umumi bir rahmet dini olması hasebiyle insanın sadece cami içinde namaz kılarken mutlu olmasını değil, aile hayatında toplum içerisinde ticaretinde, işinde, çalışmasında mutlu olmasını, faydalı olmasını ve hem Allah'ın rızasını, hem insanların duasını kazanmasını bilmesi gerekir.
Özellikle Bayan vaizelerimiz toplumun iki yakasını bir araya getirmeyi, insanlara ulaşmayı, insanlara dinin o sevecen yapısını anlatmada çok başarılıdırlar. Camilerimizde Bayanların, genç kızların yer alması dinimizin aydınlık mesajını alması, bilmesi, duyması gerekmektedir. Kız Kur'an kurslarımız sadece Kur'anı kerimin öğretildiği bir yer olmak yerine Dinimizin Bütün Kurallarının Öğretildiği, Doğru Bilgilerin öğrenildiği, Allah'ı tanımanın, Peygamber Efendimizi Sevmenin, İslam'ın güzel ahlakını Öğrenmenin mektebi, mekanları olmuştur. Çünkü hepimiz çok iyi biliyoruz ki Kız çocuklarımızın
Biz diyanet işleri başkanlığı olarak anayasal bir kuruluşuz. devletimiz bize hem İslam dini konusunda doğru bilgi ile aydınlatma hem de din hizmetlerini topluma en iyi şekilde sunma görevi vermektedir. Bizim diyanet işleri başkanlığı olarak temel mutabakatımız. Bellidir bunun birisi İslam dinini bilgisini eğip bükmeden doğru bir şekilde insanlara aktarmaktır. İnsanları memnun etmek değil dinimizi en iyi doğru bir şekilde esasını söylemektir.
Bizim bir başka mutabakatımız cumhuriyetimizin temel ilkeleridir. Laikliktir. Biz laikliği aynı zamanda din özgürlüğü olarak farklı inançlar farklı dinlerin inançların birbirine saygı duyarak yaşama imkanı olarak görüyoruz. Bunun için diyanet işleri başkanlığımızın devletimizin ve milletimizin ortak mutabakatları ile hiçbir sorunu olmamıştır aksine buz zemini de biz sağlıklı bir Din Hizmeti Sunmanın çok önemli bir imkanı olarak görmekteyiz.
Kız Çocuklarımızın eğitimini önemseyen Kız Çocuklarımızı sahip Çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır. Kadına Uygulanan şiddette çok önemli bir mesafe aldık. Kız Çocuklarımızı erken yaşta zorla evlendirmeyelim, her iki tarafın rızası olduktan sonra evlendirelim. Sadece erkeklerin haklarını gözetmek yerine iki tarafında haklarını gözetelim." şeklinde konuştu.
Basına kapalı bölümde, toplantıya katılan Iğdır Ehlibeyt Alimleri derneğine kayıtlı 20 den fazla din görevlisi kendilerine toplantıda konuşma sözü verilme- diğinden toplantıyı protesto ederek salonu terk ettiler. Bunun üzerine olaya Vali ve Diyanet İşleri Başkanı müdahale etti. Yine Basına kapalı bölümde Iğdır Ehlibeyt Alimleri Derneği Başkanı Veli Beder bir konuşma yaptı ve Diyanetin Iğdır’da kendilerini görmezden geldiğini vurgulayarak ayrımcılık yapıldığını dile getirdi. Başkan Beder salonda anlamlı bir konuşma yaptı ve Diyanet tarafından yayınlanan ansiklopedide caferiler hakkında söylenen sözlerin birlikle alakasının olmadığını dile getirdi.
Gergin toplantı Beder’in açıklamasıyla son buldu...