Kış mevsiminin girmesi ve havaların soğumasıyla birlikte yanan sobalar zehir saçmaya başladı.
Son aylarda yapılan ölçümlerde hava kirliliğinin yüksek çıkması vatandaşları endişelendirirken doğalgazın yaygınlaştırılması istendi.
Iğdır, hava kirliliğinde Avrupa'da birinci sırada.
Coğrafi konumu, rüzgâr erozyonu, kalitesiz kömür tüketimi, egzoz salınımları kirliliğin nedenleri olarak sıralanıyor. Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) hazırladığı rapora göre Iğdır’da her 100 ölümden 28’i hava kirliliği kaynaklı.
Azerbaycan'a bağlı Nahçivan Özerk Cumhuriyeti, Ermenistan ve İran ile sınırı bulunan ve 200 bin nüfusa sahip olan Iğdır, 850 metre ile Doğu Anadolu Bölgesi'nin en düşük rakıma sahip kenti. 5 bin 137 metreyle Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı'nın yanı sıra kent; Küçük Ağrı Dağı (3896 metre), Zor Dağı (3196 metre), Kızılcaziyaret Dağı (2887 metre), Durak Dağı (2811 metre) ve Pamuk Dağı (2639 metre) ile çevrili. HAVA KİRLİLİĞİNDE AVRUPA BİRİNCİSİ 15 sağlık, çevre ve iklim örgütünün oluşturduğu Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) 2023 yılının mart ayında yayınladığı rapora göre Türkiye'de havası en kirli beş kent ise sırayla Batman, Iğdır, Ağrı, Şırnak ve Malatya. Dünyada 131 ülke ve 7 bin 323 kentin hava kalitesinin ölçüldüğü 2022 Dünya Hava Kirliliği Raporu'nda da Avrupa bölgesinde havası en kirli kent Iğdır. İsviçre merkezli IQAir'in hazırladığı bu rapora göre kentte metreküp başına düşen partikül oranı 66,2 mikrogram. Türkiye ise bu raporda dünya hava kirliliği sıralamasında 45'inci sırada bulunuyor.
Hakkâri, yıllık ortalamada 110,71 μg/m3 ’lük ortalama ile PM10 açısından en kirli havanın olduğu istasyondur. Hakkâri’yi sırasıyla Iğdır (109,76 μg/m3 ) takip ediyor. KİRLİLİĞİN NEDENLERİ
Iğdır Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Aysun Altıkat, Kentteki havanın bu denli kirli olmasında etrafının dağlarla çevrili olması, rüzgar erozyonu ve bunun sonucunda taşınan toz parçacıkları, betonlaşma ve egzoz salımları, çevresel tahribatlar ile kalitesiz kömür kullanımı gibi nedenler sıralanıyor. Kente 2017 yılında doğal gaz verilmeye başlansa da kirlilik oranında gözle görülür bir düşüş yaşanmadığını belirtti.Vatandaşlar doğalgaz kullanımı yaygınlaşmalı kenar mahallerde kalitesiz kömür yakılmamalı bu mahalllerede doğalgaz çekilmeli diyorlar. Bazı vatandaşlar hava kirliliğinin ölümlere neden olduğunu akciğer kanserinden ölümlerin arttığını en büyük sebeplerden birininde Metzamor nükleer santrali olduğunu, bu santraldan sızıntı olduğunu, kansere yol açtığını söyleyerek “santral kapatılmalı”dediler.Iğdır, Türkiye’nin Doğu’sunda ve Ermenistan, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ve İran’a komşu. 200 bin nüfusa sahip olan Iğdır’da son yıllara kadar tarım ve hayvancılık önemli düzeyde gelişmişti. Türkiye’nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı olmak üzere dört tarafı yüksek dağlarla çevrili olan Iğdır, bölgedeki karasal iklimin aksine mikro klima özelliğinde. Sıcak iklimi ve verimli topraklarıyla Çukurova benzetilmesi yapılan kentte, Aras Nehri üzerinde barajların yapılmasının ardından su sorunu yaşanıyor. 800 metre civarındaki rakımıyla bölgeye göre kelimenin tam anlamıyla çukurda kalan Iğdır, son yıllarda yapılan her ölçümde ülkenin ve bölgenin havası en kirli kenti olarak saptanıyor.Son olarak İsviçre merkezli hava kalitesi teknolojisi şirketi IQAir tarafından yıllık yayımlanan rapora göre Avrupa’nın havası en kirli kenti Iğdır. Söz konusu rapor, metreküp başına düşen ince parçacıklı madde (PM2.5) yoğunluğu ölçümlerini esas alıyor. Rapora göre hava kirliliği nüfusun en kırılgan kesimlerini daha fazla etkiliyor. 2021’de 5 yaşın altındaki yaklaşık 40 bin çocuk ölümü doğrudan PM2.5 kirliliğiyle ilişkilendirildi. Eylül 2021’de DSÖ, küresel sağlık etkileri nedeniyle, hava kirliliği kılavuz değerlerini 2006 yılından bu yana ilk kez güncelledi. Buna göre tavsiye edilen PM2.5 değeri 10 μg/m3’ten 5 μg/m3’e indirdi.Iğdır’ın etrafını saran dağların hava sirkülasyonunu yavaşlatması havasının kirli olmasının en başat nedeni olarak işaret edilirken, kalitesiz kömürlerin tüketimi ve aşırı betonlaşma da sıralanan başka nedenler. Kentte hava kirliliğinin yanı sıra bir başka tehlike ise radyasyon. Bunun da sebebi Ermenistan’da bulunan Metsamor Nükleer Santralı. Bununla ilgili olarak kentte kanser ve Koah, astım gibi solunum yolu hastalıklarının yoğun olduğu biliniyor. Öyle ki Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) hazırladığı rapora göre, Iğdır’da son yıllarda gerçekleşen üç ölümden birinin hava kirliliği kaynaklı olduğu aktarılıyor.
Iğdır Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Aysun Altıkat, hava kirliliği ile ilgili şunları söyledi. “Iğdır ili Türkiye’nin en doğusunda yer alan, nüfus bakımından çok kalabalık olmayan, sanayi gelişimi de fazla olmayan bir şehir. Fakat yıllardır ne yazık ki hava kirliliğinde ipi göğüsleyen -olumsuz anlamda elbette- bir şehirdir.2022 yılında Avrupa'nın en kirli havasına sahip şehri olarak belirlendi.
Iğdır ilinde PM10 ve PM2,5 özellikle çok yüksek oranda. PM10 10 mikrometre’den, PM2,5 ta 2,5 mikrometreden küçük partikülleri ifade ediyor. Bu kirleticiler Dünya Sağlık örgütü tarafından kanser riski ön görülen etkenler. Iğdır sonbahar, kış, ilkbahar, yaz yani yılın tüm sezonlarında çok yüksek değerlerde partikül madde kirliliğine sahip ne yazık ki. Normalde kışın yakıt tüketimine bağlı olarak hava kirliliği gözlenmesi beklediğimiz bir durum. Fakat Iğdır özellikle PM10 bakımından tüm yıl boyunca kirlilik gösteriyor. Bu durumun yazın Aralık bölgesindeki devasa erozyon sahasından kaynaklandığını düşünüyoruz. Yaptığımız çalışmalarda Iğdır’ın hâkim rüzgar yönü bu fikrimizi destekliyor. Iğdır kışın batı kaynaklı rüzgarların etkisiyle şehirden yükselen ve uzaklaşması gereken kirli havanın “Türkiye’nin Çatısı” olarak adlandırılan Ağrı Dağı’na çarpması sonucu yine kentin üzerine dağılmasına sebep oluyor. Yazın ise hâkim rüzgar yönü doğu. Bu nedenle ilin doğusunda bulunan erozyon sahasından kalkan partiküller şehrin üzerine yayılıyor. Bu durum da Iğdır’da yılın tamamında hava kirliliği görülmesinin nedeni.” Bunun önüne nasıl geçilebilir bu neden kaynaklanıyor?
“Bu konuşmayı yaptığımız şu anda bile -ki bu saatler henüz konutlarda yakıt kullanımının başlamadığı saatler- havadaki inversiyonu gözleyebilirsiniz. İnversiyon, kirleticilerin dağılarak uzaklaşmak yerine bölgenin üzerine yayılmasını ifade ediyor. Iğdır’da da Ağrı Dağı’nın cephe etkisiyle kirleticiler kentin üzerine geri dönüyor ve gökyüzünü bir battaniye gibi sarıyor. Iğdır’ın coğrafi konumu, yükseltisi, yani ovada yer alması, yakınında Türkiye'nin en yüksek dağının bulunması,kışın hâkim rüzgar yönünün batı olması kirliliğin temel nedeni. Dolayısıyla Iğdır’ın, çok acil bir şekilde doğal gaz dönüşümünü tamamlaması gerektiği yönünde bir kanaat oluşturuyor bizlerde. Kışın gözlenen bu hava kirliliğinin önüne doğal gaz dönüşümünü tamamlayarak geçebiliriz. Kurumlar dönüşümlerini tamamladı, halkımızın da hava kirliliği ile ilgili farkındalığı çok yüksek, vazife edinip konutlarda doğal gaz dönüşümünü büyük oranda tamamladılar. Ancak ne yazık ki özellikle kentin ekonomik olarak dezavantajlı, gecekonduların olduğu bölgelerde kalitesiz yakıt kullanımı devam ediyor. Dolayısıyla da kirlilik artıyor. Bu bölgelerde de acilen doğalgaz dönüşümünün tamamlanması gerek. Iğdır’ın jeolojik özellikleri dolayısıyla bir hane dahi olsa kalitesiz yakıt kullanılmamalı.”
Metzamor nükleer santralı ölüm bacaları tehlikeli mi?
“Iğdır’ın hava kirliliği ile ilgili bize en çok yöneltilen sorulardan biri de sınırımıza 16 km uzakta bulunan Ermenistan'daki Metzamor nükleer Santrali.Metzamor nükleer Santrali'nin Iğdır’daki hava kirliliği üzerine etkisi olup olmadığı hep tartışılan bir konu.Aslında nükleer Santrali'nin bacalarından yayılan duman değil, soğutma kulelerinde kullanılan su buharı.Fakat su buharıçevre kirliliği açısından çok ta masum değil. Küresel ısınmaya katkısı hep konuşulan karbondioksitten kat kat fazla.Sera etkisi daha yüksek bir kirletici su buharı da. Iğdır ilinde gözlenen hava kirliliğine bir etkisi olmasa da Metzamor'un üzerinde özellikle durmak istiyorum. Metzamor nükleer Santrali çok eski bir teknolojiye sahip.Asıl telaş etmemiz, tedirgin olmamız gereken şey, santralin deprem bölgesinde oluşu. Olası bir kaza anında Türkiye’ye etkisi bizden binlerce kilometre uzakta ki Çernobil’den daha yüksek olacaktır. Aramızda 16 km var çünkü, yürüme mesafesi. Çernobil kazasından bu yana Türkiye’nin kuzey bölgelerindeki kanser oranının ne durumda olduğunu hep birlikte görüyoruz. Metzamor’un yalnızca bu bölgeye değil, ülkemizin tamamına nasıl bir risk oluşturduğunu fark etmemiz gerekiyor.Bildiğim kadarıyla Avrupa Birliği de kapatılması konusunda defalarca Ermenistan yönetimini de uyarmıştır.
Bir şeye daha vurgu yapmak istiyorum. Iğdır ne yazık ki hızlı betonlaşmanın gözlendiği bir kent. Göç alan bir kent, ekonomik manada sevindirici bir durum ancak konut yetersizliği sebebiyle kentin koca bir şantiyeye dönüşmesine sebep oluyor. Bu da yazın gözlenen partikül madde kirliliğinin bir diğer sebebi. Elbette yazın gözlediğimiz kirliliğin en önemli sebebi Aralık bölgesindeki erozyon sahası. Sahadan gelen toz zerreciklerinin bazı tekniklerle önüne geçilebilir. Kalıcı çözüm ağaçlandırmadır, ancak ağaçlandırılma tamamlanıncaya kadar tanelerin bir araya getirilip çökelmesini sağlayacak tedbirler alınabilir. Bölgede bazı alanlar petroşimik maddelerle kaplanabilir. Fakat elbette, yine tekrar edelim, kalıcı çözüm ağaçlandırmadır.” Hava kirliliği hangi hastalıklara yol açıyor?
Hava kirliliği pek çok hastalığın temel sebebi. PM10, yani 10 mikrometre çapındaki partiküller üst solunum yollarında tutulabilir. Öksürerek vücudunuzdan atabilirsiniz. Ancak PM2,5, yani 2,5 mikrometre çapında ve daha küçük çaplı zerreler akciğerlerin en uç noktalarına kadar taşınabilen zerrelerdir. Bu maddelerin üzerinde bulunabilecek farklı kimyasallar kanser riskini daha da artıracaktır. Dünya Sağlık Örgütü de bu sebeple PM2,5’u kanser risk etkeni olarak tanımlamıştır. Bunun yanı sıra başka pek çok hastalık ta partikül madde kirliliği sonucu ortaya çıkabilir. Iğdır’da da gözlenen durum gibi uzun süreli maruziyette KOAH ve astım vakaları artacaktır. Bu hastalıklar risk grupları için ölüme varacak ciddi sonuçlar doğurabilecek hastalıklar. Diğer yandan bu partiküllerin korozif etkisi kalp damar hastalıklarının artışına sebep olacaktır. Hatta Temiz Hava Hakkı Platformunun hazırladığı bir raporda Iğdır’da ölümlerin yüzde 28'inin hava kirliliği kaynaklı olduğu belirtilmiştir. Bu oran çok büyük bir oran aslında. Bir diğer hastalık ta psikolojik rahatsızlıklar. Hava kirliliği depresyona da sebep olmaktadır.” Çözüm ne ?
“Acil çözüm doğal gaz dönüşümü. Hızla, hemen, top yekûn.Tek bir hane bile kalmamalı dediğim gibi, tek bir haneye bile taviz verilmeyecek bir aciliyet söz konusu.” Allahverdi Şıktaş
Son aylarda yapılan ölçümlerde hava kirliliğinin yüksek çıkması vatandaşları endişelendirirken doğalgazın yaygınlaştırılması istendi.
Iğdır, hava kirliliğinde Avrupa'da birinci sırada.
Coğrafi konumu, rüzgâr erozyonu, kalitesiz kömür tüketimi, egzoz salınımları kirliliğin nedenleri olarak sıralanıyor. Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) hazırladığı rapora göre Iğdır’da her 100 ölümden 28’i hava kirliliği kaynaklı.
Azerbaycan'a bağlı Nahçivan Özerk Cumhuriyeti, Ermenistan ve İran ile sınırı bulunan ve 200 bin nüfusa sahip olan Iğdır, 850 metre ile Doğu Anadolu Bölgesi'nin en düşük rakıma sahip kenti. 5 bin 137 metreyle Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı'nın yanı sıra kent; Küçük Ağrı Dağı (3896 metre), Zor Dağı (3196 metre), Kızılcaziyaret Dağı (2887 metre), Durak Dağı (2811 metre) ve Pamuk Dağı (2639 metre) ile çevrili. HAVA KİRLİLİĞİNDE AVRUPA BİRİNCİSİ 15 sağlık, çevre ve iklim örgütünün oluşturduğu Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) 2023 yılının mart ayında yayınladığı rapora göre Türkiye'de havası en kirli beş kent ise sırayla Batman, Iğdır, Ağrı, Şırnak ve Malatya. Dünyada 131 ülke ve 7 bin 323 kentin hava kalitesinin ölçüldüğü 2022 Dünya Hava Kirliliği Raporu'nda da Avrupa bölgesinde havası en kirli kent Iğdır. İsviçre merkezli IQAir'in hazırladığı bu rapora göre kentte metreküp başına düşen partikül oranı 66,2 mikrogram. Türkiye ise bu raporda dünya hava kirliliği sıralamasında 45'inci sırada bulunuyor.
Hakkâri, yıllık ortalamada 110,71 μg/m3 ’lük ortalama ile PM10 açısından en kirli havanın olduğu istasyondur. Hakkâri’yi sırasıyla Iğdır (109,76 μg/m3 ) takip ediyor. KİRLİLİĞİN NEDENLERİ
Iğdır Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Aysun Altıkat, Kentteki havanın bu denli kirli olmasında etrafının dağlarla çevrili olması, rüzgar erozyonu ve bunun sonucunda taşınan toz parçacıkları, betonlaşma ve egzoz salımları, çevresel tahribatlar ile kalitesiz kömür kullanımı gibi nedenler sıralanıyor. Kente 2017 yılında doğal gaz verilmeye başlansa da kirlilik oranında gözle görülür bir düşüş yaşanmadığını belirtti.Vatandaşlar doğalgaz kullanımı yaygınlaşmalı kenar mahallerde kalitesiz kömür yakılmamalı bu mahalllerede doğalgaz çekilmeli diyorlar. Bazı vatandaşlar hava kirliliğinin ölümlere neden olduğunu akciğer kanserinden ölümlerin arttığını en büyük sebeplerden birininde Metzamor nükleer santrali olduğunu, bu santraldan sızıntı olduğunu, kansere yol açtığını söyleyerek “santral kapatılmalı”dediler.Iğdır, Türkiye’nin Doğu’sunda ve Ermenistan, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ve İran’a komşu. 200 bin nüfusa sahip olan Iğdır’da son yıllara kadar tarım ve hayvancılık önemli düzeyde gelişmişti. Türkiye’nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı olmak üzere dört tarafı yüksek dağlarla çevrili olan Iğdır, bölgedeki karasal iklimin aksine mikro klima özelliğinde. Sıcak iklimi ve verimli topraklarıyla Çukurova benzetilmesi yapılan kentte, Aras Nehri üzerinde barajların yapılmasının ardından su sorunu yaşanıyor. 800 metre civarındaki rakımıyla bölgeye göre kelimenin tam anlamıyla çukurda kalan Iğdır, son yıllarda yapılan her ölçümde ülkenin ve bölgenin havası en kirli kenti olarak saptanıyor.Son olarak İsviçre merkezli hava kalitesi teknolojisi şirketi IQAir tarafından yıllık yayımlanan rapora göre Avrupa’nın havası en kirli kenti Iğdır. Söz konusu rapor, metreküp başına düşen ince parçacıklı madde (PM2.5) yoğunluğu ölçümlerini esas alıyor. Rapora göre hava kirliliği nüfusun en kırılgan kesimlerini daha fazla etkiliyor. 2021’de 5 yaşın altındaki yaklaşık 40 bin çocuk ölümü doğrudan PM2.5 kirliliğiyle ilişkilendirildi. Eylül 2021’de DSÖ, küresel sağlık etkileri nedeniyle, hava kirliliği kılavuz değerlerini 2006 yılından bu yana ilk kez güncelledi. Buna göre tavsiye edilen PM2.5 değeri 10 μg/m3’ten 5 μg/m3’e indirdi.Iğdır’ın etrafını saran dağların hava sirkülasyonunu yavaşlatması havasının kirli olmasının en başat nedeni olarak işaret edilirken, kalitesiz kömürlerin tüketimi ve aşırı betonlaşma da sıralanan başka nedenler. Kentte hava kirliliğinin yanı sıra bir başka tehlike ise radyasyon. Bunun da sebebi Ermenistan’da bulunan Metsamor Nükleer Santralı. Bununla ilgili olarak kentte kanser ve Koah, astım gibi solunum yolu hastalıklarının yoğun olduğu biliniyor. Öyle ki Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) hazırladığı rapora göre, Iğdır’da son yıllarda gerçekleşen üç ölümden birinin hava kirliliği kaynaklı olduğu aktarılıyor.
Iğdır Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Aysun Altıkat, hava kirliliği ile ilgili şunları söyledi. “Iğdır ili Türkiye’nin en doğusunda yer alan, nüfus bakımından çok kalabalık olmayan, sanayi gelişimi de fazla olmayan bir şehir. Fakat yıllardır ne yazık ki hava kirliliğinde ipi göğüsleyen -olumsuz anlamda elbette- bir şehirdir.2022 yılında Avrupa'nın en kirli havasına sahip şehri olarak belirlendi.
Iğdır ilinde PM10 ve PM2,5 özellikle çok yüksek oranda. PM10 10 mikrometre’den, PM2,5 ta 2,5 mikrometreden küçük partikülleri ifade ediyor. Bu kirleticiler Dünya Sağlık örgütü tarafından kanser riski ön görülen etkenler. Iğdır sonbahar, kış, ilkbahar, yaz yani yılın tüm sezonlarında çok yüksek değerlerde partikül madde kirliliğine sahip ne yazık ki. Normalde kışın yakıt tüketimine bağlı olarak hava kirliliği gözlenmesi beklediğimiz bir durum. Fakat Iğdır özellikle PM10 bakımından tüm yıl boyunca kirlilik gösteriyor. Bu durumun yazın Aralık bölgesindeki devasa erozyon sahasından kaynaklandığını düşünüyoruz. Yaptığımız çalışmalarda Iğdır’ın hâkim rüzgar yönü bu fikrimizi destekliyor. Iğdır kışın batı kaynaklı rüzgarların etkisiyle şehirden yükselen ve uzaklaşması gereken kirli havanın “Türkiye’nin Çatısı” olarak adlandırılan Ağrı Dağı’na çarpması sonucu yine kentin üzerine dağılmasına sebep oluyor. Yazın ise hâkim rüzgar yönü doğu. Bu nedenle ilin doğusunda bulunan erozyon sahasından kalkan partiküller şehrin üzerine yayılıyor. Bu durum da Iğdır’da yılın tamamında hava kirliliği görülmesinin nedeni.” Bunun önüne nasıl geçilebilir bu neden kaynaklanıyor?
“Bu konuşmayı yaptığımız şu anda bile -ki bu saatler henüz konutlarda yakıt kullanımının başlamadığı saatler- havadaki inversiyonu gözleyebilirsiniz. İnversiyon, kirleticilerin dağılarak uzaklaşmak yerine bölgenin üzerine yayılmasını ifade ediyor. Iğdır’da da Ağrı Dağı’nın cephe etkisiyle kirleticiler kentin üzerine geri dönüyor ve gökyüzünü bir battaniye gibi sarıyor. Iğdır’ın coğrafi konumu, yükseltisi, yani ovada yer alması, yakınında Türkiye'nin en yüksek dağının bulunması,kışın hâkim rüzgar yönünün batı olması kirliliğin temel nedeni. Dolayısıyla Iğdır’ın, çok acil bir şekilde doğal gaz dönüşümünü tamamlaması gerektiği yönünde bir kanaat oluşturuyor bizlerde. Kışın gözlenen bu hava kirliliğinin önüne doğal gaz dönüşümünü tamamlayarak geçebiliriz. Kurumlar dönüşümlerini tamamladı, halkımızın da hava kirliliği ile ilgili farkındalığı çok yüksek, vazife edinip konutlarda doğal gaz dönüşümünü büyük oranda tamamladılar. Ancak ne yazık ki özellikle kentin ekonomik olarak dezavantajlı, gecekonduların olduğu bölgelerde kalitesiz yakıt kullanımı devam ediyor. Dolayısıyla da kirlilik artıyor. Bu bölgelerde de acilen doğalgaz dönüşümünün tamamlanması gerek. Iğdır’ın jeolojik özellikleri dolayısıyla bir hane dahi olsa kalitesiz yakıt kullanılmamalı.”
Metzamor nükleer santralı ölüm bacaları tehlikeli mi?
“Iğdır’ın hava kirliliği ile ilgili bize en çok yöneltilen sorulardan biri de sınırımıza 16 km uzakta bulunan Ermenistan'daki Metzamor nükleer Santrali.Metzamor nükleer Santrali'nin Iğdır’daki hava kirliliği üzerine etkisi olup olmadığı hep tartışılan bir konu.Aslında nükleer Santrali'nin bacalarından yayılan duman değil, soğutma kulelerinde kullanılan su buharı.Fakat su buharıçevre kirliliği açısından çok ta masum değil. Küresel ısınmaya katkısı hep konuşulan karbondioksitten kat kat fazla.Sera etkisi daha yüksek bir kirletici su buharı da. Iğdır ilinde gözlenen hava kirliliğine bir etkisi olmasa da Metzamor'un üzerinde özellikle durmak istiyorum. Metzamor nükleer Santrali çok eski bir teknolojiye sahip.Asıl telaş etmemiz, tedirgin olmamız gereken şey, santralin deprem bölgesinde oluşu. Olası bir kaza anında Türkiye’ye etkisi bizden binlerce kilometre uzakta ki Çernobil’den daha yüksek olacaktır. Aramızda 16 km var çünkü, yürüme mesafesi. Çernobil kazasından bu yana Türkiye’nin kuzey bölgelerindeki kanser oranının ne durumda olduğunu hep birlikte görüyoruz. Metzamor’un yalnızca bu bölgeye değil, ülkemizin tamamına nasıl bir risk oluşturduğunu fark etmemiz gerekiyor.Bildiğim kadarıyla Avrupa Birliği de kapatılması konusunda defalarca Ermenistan yönetimini de uyarmıştır.
Bir şeye daha vurgu yapmak istiyorum. Iğdır ne yazık ki hızlı betonlaşmanın gözlendiği bir kent. Göç alan bir kent, ekonomik manada sevindirici bir durum ancak konut yetersizliği sebebiyle kentin koca bir şantiyeye dönüşmesine sebep oluyor. Bu da yazın gözlenen partikül madde kirliliğinin bir diğer sebebi. Elbette yazın gözlediğimiz kirliliğin en önemli sebebi Aralık bölgesindeki erozyon sahası. Sahadan gelen toz zerreciklerinin bazı tekniklerle önüne geçilebilir. Kalıcı çözüm ağaçlandırmadır, ancak ağaçlandırılma tamamlanıncaya kadar tanelerin bir araya getirilip çökelmesini sağlayacak tedbirler alınabilir. Bölgede bazı alanlar petroşimik maddelerle kaplanabilir. Fakat elbette, yine tekrar edelim, kalıcı çözüm ağaçlandırmadır.” Hava kirliliği hangi hastalıklara yol açıyor?
Hava kirliliği pek çok hastalığın temel sebebi. PM10, yani 10 mikrometre çapındaki partiküller üst solunum yollarında tutulabilir. Öksürerek vücudunuzdan atabilirsiniz. Ancak PM2,5, yani 2,5 mikrometre çapında ve daha küçük çaplı zerreler akciğerlerin en uç noktalarına kadar taşınabilen zerrelerdir. Bu maddelerin üzerinde bulunabilecek farklı kimyasallar kanser riskini daha da artıracaktır. Dünya Sağlık Örgütü de bu sebeple PM2,5’u kanser risk etkeni olarak tanımlamıştır. Bunun yanı sıra başka pek çok hastalık ta partikül madde kirliliği sonucu ortaya çıkabilir. Iğdır’da da gözlenen durum gibi uzun süreli maruziyette KOAH ve astım vakaları artacaktır. Bu hastalıklar risk grupları için ölüme varacak ciddi sonuçlar doğurabilecek hastalıklar. Diğer yandan bu partiküllerin korozif etkisi kalp damar hastalıklarının artışına sebep olacaktır. Hatta Temiz Hava Hakkı Platformunun hazırladığı bir raporda Iğdır’da ölümlerin yüzde 28'inin hava kirliliği kaynaklı olduğu belirtilmiştir. Bu oran çok büyük bir oran aslında. Bir diğer hastalık ta psikolojik rahatsızlıklar. Hava kirliliği depresyona da sebep olmaktadır.” Çözüm ne ?
“Acil çözüm doğal gaz dönüşümü. Hızla, hemen, top yekûn.Tek bir hane bile kalmamalı dediğim gibi, tek bir haneye bile taviz verilmeyecek bir aciliyet söz konusu.” Allahverdi Şıktaş