Bilim, Sanayi· ve Teknoloji· Bakanı Faruk Özlü’nün de katıldığı toplantıda yaptığı konuşmada ; Türkiye'de her yörenin kendine has iklim, topoğrafya, toprak özellikleri ve ürünleri bulunduğunu dile getiren Özlü, bu ürünlere sahip çıkıldığında ekonomik veya kırsal kalkınmanın yanında ülke değerlerinin de korunduğunu kaydetti.
Özlü, yöresel ürünlerin coğrafi işaret olarak tescillenmesi ve korumasının çok önemli olduğuna işaret etti. Şu anda Türkiye'de 204 ürünün coğrafi işaret tescili bulunduğunu ve bu rakamı başlangıç olarak gördüklerinin altını çizen Özlü, "Bakanlığımızın bu konuda yaptığı çalışma, 2 bin 500'ün üzerinde bir coğrafi işaret potansiyeline sahip olduğumuzu gösteriyor. Unutmayalım ki korumadığınız bir değer, zamanla değerini kaybetmeye mahkumdur. Bu nedenle, bu konuyla ilgili tüm paydaşların birlikte hareket etmeleri önem taşıyor." diye konuştu.
"Tescilli ürün yüzde 20 daha pahalı satılıyor"
Coğrafi işaretlere konu olan ürünlerin, benzerlerinden daha pahalı ve katma değeri daha yüksek olduğuna dikkati çeken Özlü, yapılan araştırmalara göre coğrafi işaret tesciline sahip bir ürünün, benzer bir ürüne nispetle yüzde 20 daha yüksek fiyatlara alıcı bulabildiğini vurguladı. Fiyat farkına rağmen coğrafi işaret korumasına sahip ürünün, tüketiciler tarafından daha çok ilgi gördüğüne değinen Özlü, "Tüketicinin bu ilgisi ve fiyat farkı nedeniyle, piyasaya bu ürünlerin sahteleri sürülebiliyor. Burada sadece aldatılan tüketiciler zarar görmüyor. Zincirleme bir şekilde o ürünün üretildiği yöre ve ülke de zamanla bu gelişmelerden olumsuz bir şekilde etkileniyor. En kötüsü de zaman içinde ürün yok olabiliyor. Coğrafi işaret korumasına konu olabilecek ürünlerimizi iyi tespit etmeli, bunların korunmasına yönelik tedbirleri en iyi şekilde almalıyız." ifadesini kullandı. Özlü, coğrafi işaretlere gereken önemin verilmesi halinde birçok fayda elde edebileceğini, tüketicilerin üstün özelliklere sahip ürünlere daha fazla yöneleceğini ve dolayısıyla da ürünlerin katma değerinin zaman içinde artacağını belirtti. Bunun da o yörelerin gelirini artırdığı gibi, kırsal kesimdeki istihdamı da artıracağını, şehirlere doğru olan göçü yavaşlatabileceğini anlatan Özlü, "Dünyadaki başarılı örneklere baktığımızda, coğrafi işaretli ürünlerin ihracatının ülkenin toplam ihracatında önemli bir oran tuttuğunu görebiliyoruz. Yani coğrafi işaretli ürünlerimizi değerlendirmemiz, ihracatımızı artırmak ve cari açığımızı düşürmek açısından da önem arz ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Özlü, yöresel ürünlerin coğrafi işaret olarak tescillenmesi ve korumasının çok önemli olduğuna işaret etti. Şu anda Türkiye'de 204 ürünün coğrafi işaret tescili bulunduğunu ve bu rakamı başlangıç olarak gördüklerinin altını çizen Özlü, "Bakanlığımızın bu konuda yaptığı çalışma, 2 bin 500'ün üzerinde bir coğrafi işaret potansiyeline sahip olduğumuzu gösteriyor. Unutmayalım ki korumadığınız bir değer, zamanla değerini kaybetmeye mahkumdur. Bu nedenle, bu konuyla ilgili tüm paydaşların birlikte hareket etmeleri önem taşıyor." diye konuştu.
"Tescilli ürün yüzde 20 daha pahalı satılıyor"
Coğrafi işaretlere konu olan ürünlerin, benzerlerinden daha pahalı ve katma değeri daha yüksek olduğuna dikkati çeken Özlü, yapılan araştırmalara göre coğrafi işaret tesciline sahip bir ürünün, benzer bir ürüne nispetle yüzde 20 daha yüksek fiyatlara alıcı bulabildiğini vurguladı. Fiyat farkına rağmen coğrafi işaret korumasına sahip ürünün, tüketiciler tarafından daha çok ilgi gördüğüne değinen Özlü, "Tüketicinin bu ilgisi ve fiyat farkı nedeniyle, piyasaya bu ürünlerin sahteleri sürülebiliyor. Burada sadece aldatılan tüketiciler zarar görmüyor. Zincirleme bir şekilde o ürünün üretildiği yöre ve ülke de zamanla bu gelişmelerden olumsuz bir şekilde etkileniyor. En kötüsü de zaman içinde ürün yok olabiliyor. Coğrafi işaret korumasına konu olabilecek ürünlerimizi iyi tespit etmeli, bunların korunmasına yönelik tedbirleri en iyi şekilde almalıyız." ifadesini kullandı. Özlü, coğrafi işaretlere gereken önemin verilmesi halinde birçok fayda elde edebileceğini, tüketicilerin üstün özelliklere sahip ürünlere daha fazla yöneleceğini ve dolayısıyla da ürünlerin katma değerinin zaman içinde artacağını belirtti. Bunun da o yörelerin gelirini artırdığı gibi, kırsal kesimdeki istihdamı da artıracağını, şehirlere doğru olan göçü yavaşlatabileceğini anlatan Özlü, "Dünyadaki başarılı örneklere baktığımızda, coğrafi işaretli ürünlerin ihracatının ülkenin toplam ihracatında önemli bir oran tuttuğunu görebiliyoruz. Yani coğrafi işaretli ürünlerimizi değerlendirmemiz, ihracatımızı artırmak ve cari açığımızı düşürmek açısından da önem arz ediyor." değerlendirmesinde bulundu.