Söz konusu söyleşide, Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak geçtiğimiz
ay içerisinde Resmi Gazetede yayınlanan kararname ile resmen açılan,
Fen- Edebiyat Fakültesi üzerinde durulmuştur. Bu söyleşide, Iğdır
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Hakkı YILMAZ tarafından, Fen
–Edebiyat Fakültesi bünyesinde açılması düşünülen bölümlerle ilgili
olarak çalışmaların yapıldığı, bu bağlamda Arap Dili, Fars Dili, Azeri
Dili ve Edebiyatı, Diğer Türki Cumhuriyetlerinin Dil ve Edebiyat
bölümleri, Gürcü Dili ve Rus Dili Edebiyatı bölümlerinin açılması
düşünüldüğü belirtildi. Bunlara ek olarak, şartların müsait olması
halinde diğer bölümlerle birlikte “Ermeni Dili” bölümünün de
açılabileceği aktarılmıştır. Bu bölümün açılmasına ilişkin olarak
alınmış kesin bir karar bulunmamakla birlikte, yalnızca ileride
oluşabilecek ihtiyaç halinde gündeme gelebilecek bir düşünceden söz
edilmiştir.
Iğdır Üniversitesi, yaptığı bütün planlama ve çalışmalarda ilmi kaygıları ön planda tutmaktadır. Bilindiği gibi Ermeni Diaspora teşkilatları başta olmak üzere bazı çevrelerin, ilmi gerçekleri bir tarafa koyarak, sırf siyasi yaklaşımlarla Türkleri karalama çalışmaları devam etmektedir. Bu durumla birçok alanda mücadele edilirken en önemli çalışma sahasının bilim olduğu tartışma götürmez bir gerçektir. Olayların cereyan ettiği döneme ait Osmanlı Devleti arşivleri ile ilgili diğer devletlerin arşivleri kısmen de olsa incelenmiş olmasına rağmen, Ermeni kaynaklara istenilen oranda nüfuz edilememiştir. Konu ile ilgili Ermeni arşivleri açılırsa bile maalesef buralarda çalışacak Ermeni dilini iyi bilen bilim adamı sayısı çok yetersizdir. Tarihi olayları tahrif ederek, haksız ve kötü amaçlı propaganda ve çalışmaların önünü kesmenin en doğru yolunun ilim olduğu gerçeğinden hareketle, Ermeni dilini iyi bilen uzmanlara ihtiyaç bulunmaktadır. Bu da üniversiteler vasıtası ile gerçekleşebilir. Çünkü üniversiteler özerk bir yapıya sahip olup, her türlü düşünceye açık, önyargılardan uzak bilimsel verilere dayalı olarak çalışan, en aykırı düşüncelerin bile özgürce tartışılabildiği bilim yuvalarıdır.
Diğer taraftan Türk – Ermeni ilişkilerinin düzelmesi ve sınır kapısının açılması ile ilgili olarak devletimizin ortaya koyduğu şartlar bilinmektedir. Bunlar;
1. Soykırım saplantısının kalkması;
2. Ermenistan tarafından işgal edilmiş Azerbaycan topraklarının geri verilmesi;
3. Azerbaycan ile Nahçıvan arasında koridor açılması;
Bu şartların Ermenistan tarafından yerine getirilmesi ve ilişkilerin normalleşmesi halinde, Ermeni Dili Programının da açılabileceği düşüncesi ifade edilmiştir.
Anadolu Ajansı muhabiri ile yapılan söyleşi sonrasında, Azerbaycan Uluslararası Diaspora Başkanı İsmail Agayev’in yaptığı açıklama, konu ile ilgili düşüncelerimiz hakkında tam olarak bilgi sahibi olmadan, olayın gerçek mahiyetini bilmeden ve bilgi eksikliği ile dolu, haddi aşan ve talihsiz bir açıklamadır.
İsmail Agayev’in sözünü geri alarak, özür dilemesi ile birlikte haberin tekzibini beklemekteyiz. Gerekli açıklamanın makul süre içerisinde yapılmaması durumunda, kendi beyanatında bahsedilen sözler aynı şekilde Azerbaycan Uluslar arası Diaspora Başkanına iade etmeyi ve yargı yoluna başvurma hakkımızı saklı tuttuğumuzu kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Iğdır Üniversitesi Rektörlüğü
Iğdır Üniversitesi, yaptığı bütün planlama ve çalışmalarda ilmi kaygıları ön planda tutmaktadır. Bilindiği gibi Ermeni Diaspora teşkilatları başta olmak üzere bazı çevrelerin, ilmi gerçekleri bir tarafa koyarak, sırf siyasi yaklaşımlarla Türkleri karalama çalışmaları devam etmektedir. Bu durumla birçok alanda mücadele edilirken en önemli çalışma sahasının bilim olduğu tartışma götürmez bir gerçektir. Olayların cereyan ettiği döneme ait Osmanlı Devleti arşivleri ile ilgili diğer devletlerin arşivleri kısmen de olsa incelenmiş olmasına rağmen, Ermeni kaynaklara istenilen oranda nüfuz edilememiştir. Konu ile ilgili Ermeni arşivleri açılırsa bile maalesef buralarda çalışacak Ermeni dilini iyi bilen bilim adamı sayısı çok yetersizdir. Tarihi olayları tahrif ederek, haksız ve kötü amaçlı propaganda ve çalışmaların önünü kesmenin en doğru yolunun ilim olduğu gerçeğinden hareketle, Ermeni dilini iyi bilen uzmanlara ihtiyaç bulunmaktadır. Bu da üniversiteler vasıtası ile gerçekleşebilir. Çünkü üniversiteler özerk bir yapıya sahip olup, her türlü düşünceye açık, önyargılardan uzak bilimsel verilere dayalı olarak çalışan, en aykırı düşüncelerin bile özgürce tartışılabildiği bilim yuvalarıdır.
Diğer taraftan Türk – Ermeni ilişkilerinin düzelmesi ve sınır kapısının açılması ile ilgili olarak devletimizin ortaya koyduğu şartlar bilinmektedir. Bunlar;
1. Soykırım saplantısının kalkması;
2. Ermenistan tarafından işgal edilmiş Azerbaycan topraklarının geri verilmesi;
3. Azerbaycan ile Nahçıvan arasında koridor açılması;
Bu şartların Ermenistan tarafından yerine getirilmesi ve ilişkilerin normalleşmesi halinde, Ermeni Dili Programının da açılabileceği düşüncesi ifade edilmiştir.
Anadolu Ajansı muhabiri ile yapılan söyleşi sonrasında, Azerbaycan Uluslararası Diaspora Başkanı İsmail Agayev’in yaptığı açıklama, konu ile ilgili düşüncelerimiz hakkında tam olarak bilgi sahibi olmadan, olayın gerçek mahiyetini bilmeden ve bilgi eksikliği ile dolu, haddi aşan ve talihsiz bir açıklamadır.
İsmail Agayev’in sözünü geri alarak, özür dilemesi ile birlikte haberin tekzibini beklemekteyiz. Gerekli açıklamanın makul süre içerisinde yapılmaması durumunda, kendi beyanatında bahsedilen sözler aynı şekilde Azerbaycan Uluslar arası Diaspora Başkanına iade etmeyi ve yargı yoluna başvurma hakkımızı saklı tuttuğumuzu kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Iğdır Üniversitesi Rektörlüğü