TÜRK KÜLTÜRÜNDE DAĞLAR VE AĞRI DAĞI	(Ağrı Dağı Turizme Açılmalıdır.)
	Dağlar, coğrafi bir yapının da ötesinde çoğu milletlerin efsanesinde ve dini inanışlarında konu edilmiştir. Türk mitolojisinde de dağlar, çok önemli motiflerdir. Türk efsane ve masallarında da önemli yer tutan dağlar, zirveleri gökleri deler gibi yükselen ve başları bulutlar içinde kaybolan, Tanrı’ya yakın olmanın, kahramanlığın, arkasına yaslanmanın, yaşama güvencenin sembolüdür.
Yeryüzündeki bazı dağlar yüksekliğiyle, bazıları çetinliğiyle, bazıları ise hakkında anlatılan efsanelerle, endamına yazılmış şiirlerle, doruklarına yakılmış şarkılarla ünlenmiştir. Bazılarının kendine özgü rüzgârının sesi vardır, bazılarının ise kuytularındaki aşk masallarından söz edilir. Ağrı Dağı, Nemrut Dağı, Hasan Dağı, Erciyes Dağı gibi yüce ve yüksek dağlar, hem efsanelerle, hem aşk hikâyeleriyle anılır, zalim hükümdarlara, eteklerinde gezinen yağız atlara, göllerinde yıkanan beyaz kuşlara dair masallar anlatılır. Kurulmakta olan bir şehrin ilk yapısında dağdan alınan taşlar kullanılırsa o şehrin sonsuza kadar yaşayacağına inanılır. Bir başka söylencede ise, öfkesinden, kadim bir kenti lavlarıyla örtüp yok ettiğini anlatılır.
Dağlar, çoğu milletlerin efsanesinde ve dini inanışlarında yer alır. Türk efsane ve masallarında da önemli yer tutan dağlar, zirveleri gökleri deler gibi yükselen ve başları bulutlar içinde kaybolan, sanki Tanrı ile konuşur ve ilgi kurar gibi görünmüşlerdir. Göğün direği dağ, yeri bastıran dağ ve Tanrı’ya giden en yakın yol yine dağdır. Bu sebeple, Orta Asya’daki dağların çoğu, Tanrı ile ilgili adlar almışlardır. Tanrı Dağları gibi. 
 
Büyük dağlar, Türk mitolojisinin de en önemli motifleridirler. Her Türk efsanesinde bu kutsal dağlar, açık veya kapalı bir şekilde karşımıza çıkarlar. Göktürk yazıtlarında gök, yer ve insanlığın, yani üç büyük varlığın Tanrı tarafından yaratılmış olduğu belirtilir. Göktürklerin menşe efsanesinde ise, "Dişi kurt, çocuğu alarak Turfan'ın kuzey batısındaki bir dağa gitmiş ve oradaki bir mağaradan içeriye girmişti. Bu mağara da, yer altı dünyasına giden bir yoldu. Bu yollar, umumiyetle yine böyle kutsal dağlar içinde bulunurdu. Büyük Orta Asya İmparatorluklarının başkentlerinin kurulduğu "Ötügen Dağları" da, böyle kutsal dağlardan başka bir şey değildi

Dede Korkut hikâyelerinde dağlar bir dağ gibi değil, duygularla yoğrulmuş, kişilik kazanmış birer varlık olarak görülürler. Oğuzlar, dağlarla konuşur, dağlara dua eder, beddua eder, yaşlanmasından yıkılmalarından korkar, geçit vermelerini ister, şifa dilenir, , yemin eder, selam ederler. Ayrıca yiğitlik ve ataya saygıya dair benzetmeler yapılmıştır. Örneğin Manas Destanında “Dağ gibi Manas” benzetmesi yiğitlik, dağın yüksekliği ve büyüklüğü ile de ataya benzetme adına yapılmıştır. Türklere göre dağlarda ibadet etme önemli ve kutsaldır. Kutadgu Bilig de de dağlarda ibadet etme üzerinde çok durulur. Dağa ulaşma, bir kemale erme” şeklinde yorumlanır.

Türklerdeki savaşçı ruhu yaşatmak için Kürşad ve kırk Yiğit tutsaklığa botun eğmez ve isyan eder. Çarpışarak şehit olan kırk bir yiğidin ruhu, mitolojide tanrıların mekânı olan bir dağa yükselir. Eliyle tuğu yükseltirken, öteki eliyle duman alana bir işaret yaparak "kalkın" diye haykırdı. Kırk şehit birden kalktılar. Kürşad eliyle ilerde bir yeri gösterdi. "Oraya" diye gürledi. Gösterdiği yer Tanrı Dağı idi. Tepesinde ataların ruhu dolaşıyordu. Kırk bir şehidin ruhu bir fırtına gibi, bir musiki gibi, bir ışık gibi akarak Tanrı Dağı'na doğru yürümeye başladılar. Onları orada, başlarında Alp Er Tunga olan atalar kafilesi bekliyordu.
Kürşad ve kırk yiğit hem de Tanrı Dağı, aralar kültü çerçevesinde kutsallaştırılır. Tanrı Dağı, bütün yiğit, savaşçı Türklerin ruhlarının toplandığı bir makamdır adeta.
Ağrı Dağı, mitolojide dünyanın eksenini temsil eden dağ olarak belirtilir: "Ağrının tam tepesinde bir ateş harmanı vardır. Doruğun tam ortasından bir kuyu dünyanın ortasına iner. İlk ateş bu kuyudan alınmıştır. İnsanoğlunun gördüğü ilk ateş Ağrı dağının yüreğindeki ateştir. İnsanlar bu ateşi almak istemişler, almışlar da. Yaratılışın başlangıcından beri var olan merkezi, kutsal bir mekândır. Yunan mitolojisindeki Prometeus'un tanrıların mekânı Olimpos'tan, insanlara getirmek için ateşi çalmasına benzer bir efsanenin anlatıldığı bu bölüm aslında Ağrı Dağı'nın ne kadar güçlü ve geçit vermez olduğunu belirtmek için kullanılmıştır
Türkiye’nin en yüksek dağı (5137 m.) olan Ağrı Dağı aynı zamanda Avrupa, Kafkaslar ve Ortadoğu’nun da ikinci büyük dağıdır. Doğu Anadolu bölgesinin simgesi olarak düşünülen bu dağ için değişik kaynaklarda, farklı yüksekliklerden söz edilir. Örneğin 5165, 5123, 5122, 5112 ve 5137 m. gibi. Ancak, gerek DİE kaynakları ve gerekse HGK Türkiye haritalarında bu yükselti değeri, 5137 m. olarak verilmektedir.. Aslında ülkemizin bu doğa harikası, Küçük Ağrı (Büyük Ağrı’nın güneydoğusunda ve 3896 m.) ve Büyük Ağrı (5137 m.) olmak üzere, iki dev volkan konisi ile temsil edilir. 
Yaklaşık 1200 km²’lik bir kaide üzerine oturmuş olan ve çevrelerinde çok sayıda parazit koniler bulunan her iki dağ kütlesi yaklaşık 3000 m. lerde, yani Serdarbulak Geçidi ile birbirinden ayrılarak Büyük ve Küçük Ağrı Dağı adıyla yükselirleri 
Türk dağcıların Ağrı’ya ilk tırmanışları Cumhuriyet Dönemi’nde gerçekleşmiştir. Binbaşı Cevdet SUNAY 15 subay ve 50 erle birlikte 1937’de Ağrı Dağı’nın zirvesine ulaşmıştır. Bu heyet, iddiaların aksine, Nuh’un Gemisi’nin enkazına dair herhangi bir bulguya rastlamamıştır. Ama batı ülkelerinin Ağrı Dağı’na olan ilgileri sürmektedir. Nitekim 1969’da Ay’a ilk ayak basan dünyalı unvanını kazanan Amerikalı astronot Neil Armstrong bile, 1982 Haziranında Türkiye’ye gelip Ağrı’ya tırmanmıştı. Yakın geçmişte ise Amerikalı astronot Irwin birkaç defa dağa tırmanarak gemiden kalma parçalar bulduğunu iddia etmiştir. 
Ağrı Dağı’na çıkış ve iniş en erken dört günde tamamlanmaktadır. En uygun çıkış zamanı Ağustos ve Eylül aylarındadır. Bu aylardan Ağustos ayı çıkışlarında, 4500 m. den sonra hava sıcaklığı –10°C’ye ve Eylül ayı çıkışlarında ise –12°C’ye düşmektedir. Ağrı Dağı’na tırmanan dağcıların çoğu oksijen yetersizliğine bağlı olarak basıncın yükselmesi, kalp çarpıntısı, baş dönmesi ve baygınlık gibi rahatsızlıklardan dolayı 5000 m.den daha yükseğe çıkamamaktadırlar. Gerek batı ve gerekse İslam dünyasında Ağrı Dağı, çok iyi tanınan ve özel ilgi duyulan dağlardan biri, belki de en önemlisidir. Kutsal kitaplarda da adı geçen bu dağ, birçok dilde farklı adlarla anılmaktadır. Yakutlar Ağr, Selçuklu Türkleri Eğri Dağ, Ağır Dağ, İranlılar Kuh-i Nuh, Araplar Büyük Ağrı’ya Cebelü’l-Hâris, Küçük Ağrı’ya ise Cebelü’l-Hüveyris isimlerini vermişlerdir. Ermeniler Massis veya Masik derken, sadece batı coğrafyacıları Ararat demektedir.
İslam coğrafyacılarının kayıtlarında, ‘Cebelu’l- Hâris’ ve Cebelu’l- Huveyris’ olarak adlandırılan Büyük ve Küçük Ağrı dağları ile ilgili bazı yorumlarda yapılmaktadır. Örneğin özellikle büyük Ağrı Dağı’nın etraftaki suların kaynağını oluşturduğunu, el-Hâris dağının çok yüksek, tepesine çıkılmasının imkânsız ve karlı olduğunu, yerleşime uygun olmamakla birlikte, çevre halkı, el-Hâris veya el-Huveyris dağının eteklerindeki ormanların odun ve hayvanlarından istifade ettiklerinden bahsedilmektedir. “Kitabı Mukaddes’te Ağrı Dağı’nın adı “r-r-t” olarak geçmekte ve “Hari Ararat” şeklinde adlandırılmaktadır. “Hari Ararat” ,”Dağlık Ararat” anlamına gelmektedir. Bilindiği gibi “Uruatri” (Urartu) adı, bu topluluğun güneyde can düşmanı olan Assur Krallığı tarafından verilen bir isimdir. Urartu adı bir topluluğun adı değil, “dağlık ülke anlamında kullanılan coğrafi bir deyimdir”. Dolayısıyla kutsal kitap Tevrat’ta bu bölgeye “Hari Ararat” adının verilmesi bir tesadüf eseri değil, Assur Krallığı’nın çivi yazılı belgelerinde geçen “Urartu” kelimesinden beri süregelen bir deyimdir. Yani Tevrat’ta geçen “r-r-t” adı, M.Ö. 9.-6. yüzyıllar arasında başta Doğu Anadolu Bölgesi olmak üzere, Kafkasya ve Kuzeybatı İran bölgelerinde çok güçlü bir krallık kuran Urartu’nun İbranice adıdır. Bu nedenle “Hari Ararat” yani “Dağlık Ararat” adının Ermenice ile uzaktan ve yakından hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Ermeniler Ağrı Dağı için “Yüksek Dağ” anlamına gelen Masis adını kullanmaktadırlar. Ne yazık ki bu yanlış bilgi, uzun yıllardan beri bilinçsiz bir biçimde kullanılmış ve yanlış anlaşılmalara neden olmuştur” 
Kitab-ı Mukaddes’te (Tevrad ve İncil) ve eski İranlılar, yani Persler devrinin inanışı olan Ahura Mazda dini açısından da, Ağrı kutsal sayılır. Bu inanışın kurucusu Zerdüşt (İ.Ö. VII. ve VI. yüzyıllar) Pers Kralı 1. Daryus (İ.Ö. 522-486) ve sonrasındaki krallar, Zerdüşt’ü tanrıların en büyüğü ve adil kralların koruyucusu kabul ederek, ona ibadet etmeye başlamışlardı. Zerdüşt adına, bugünkü Cehennem Deresi ve Yenidoğan köyü yakınlarında Ahura (Arguri) köyü Yakup Manastırı (herhalde Hz Yakup Peygamber’den) kurulmuştu. 
20 Haziran 1840 tarihinde meydana gelen ve bir yanardağ faaliyeti sanılmış olan deprem nedeniyle, dağ yamaçlarından yuvarlanan dev kayalar ve diğer malzeme, Arguri köyü (yaklaşık 1 600 nüfuslu) ve Yakup Manastırı’nı örterek yok etmiştir”.

Ağrı Dağı, 5137 m yüksekliği ile ülkemizin ve Avrupa’nın en yüksek noktası olması yanında zirvesinde de ülkemizin en büyük buzulu bulunmaktadır. Ağrı Dağı’nın bulunduğu coğrafyada paleolitik çağdan günümüze dek birçok medeniyet yaşamıştır. Hurriler, Urartular, Hun’lar, Araplar, Selçuklular, İlhanlılar, Harzemşahlar, Timuroğulları, Safaviler, Çıldıroğulları, Akkoyunlular, Karakoyunlular ve sonrasında 1514’de Çaldıran zaferi ile Osmanlılar yerleşmiştir. 17 Kasım 2004 tarih ve 25643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak Milli Park ilan edilen Ağrı Dağı Milli Parkı Büyük ve Küçük Ağrı Dağları, Meteor Çukuru ve Nuh’un gemisinin kalıntıları olduğu iddia edilen alanlar olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Iğdır ve Ağrı illeri sınırları içerisinde kalan Milli Parkın toplam alanı 87. 380 ha’dır 
Ağrı Dağı ve Çevresindeki Turizmi Farklı Noktalara Taşıyarak Marka Haline Getirecek Vizyoner Projeler Neler Olabilir? 
•	 Jeopark ve botanik bahçesi projelerinin oluşturulması 
•	 Küp Gölü’nün, doğa ve ekoturizm açısından değerlendirilmesi 
•	 Türkiye’nin Kış Sporları Merkezlerinden biri olması 
•	 Uluslararası büyük spor etkinlikleri düzenlemesi 
•	 Bölgesi ile bütünleşen bir turizm destinasyonu olması 
•	 Yaz ve kış aylarında önemli bir cazibe merkezi haline getirilmesi
•	Bölge ekonomisi için sürekli bir gelir kaynağı sağlaması 
•	 Kış Turizmi merkezi olması 
•	 Sağlık Turizminin gelişmesi 
•	 İç ve dış turizm açısından önemli bir potansiyel oluşturan İnanç turizminin (Nuh’un Gemisi, Yakup Peygamber Manastırı) geliştir

Iğdır ili insanlık tarihinin tartışmasız olarak en önemli destanlarından birine ev sahipliği yaptığı halde, ne yazık ki bu büyük fırsatı ve potansiyeli günümüze kadar gereği gibi kullanamamıştır. Bu yüzden de tahmin edilmeyecek kadar büyük bir ekonomik girdinin kaybını yıllardır göz göre göre uzaktan izliyoruz. Bölge turizmine dolayısıyla ekonomisine ve sonuçta ülkemize çok büyük bir katma değer oluşturacak Ağrı Dağı ve Nuh’un Gemisi ile ilgili konularda bu güne dek sürdürülen pasif, zorlaştırıcı hatta engelleyici politikaları artık değiştirme zamanı gelmiştir. Mevcut durum ve gelişen koşullar bu tür bir değişim için gayet uygun ve hatta zorunludur. Buna göre çok daha aktif ve etkileyici projeler hazırlayarak Ağrı Dağı ve Nuh’un Gemisi efsanesinin çok daha profesyonelce tanıtılması ve duyurulması bir gereklilik haline gelmiştir. 
Ayrıca bu bölgeye gelmek isteyen turistlerin karşılaşacağı bürokratik engellerin kolaylaştırıcı bir şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. İnanç turizmi açısından büyük bir potansiyele sahip olan Nuh’un Gemisi yüce Ağrı Dağı’nın bir sırrı olarak geçmişte olduğu gibi gelecekte de gizemini korumaya devam edecektir. Günümüzde bu potansiyeli harekete geçirecek ve yöreyi canlandıracak inanç turizmine yönelik alt yapı ve tanıtım çalışmaları hızlandırılmalıdır.

Iğdır’ın ilk yerleşim yeri olan Korhan/Iğdır Kalesi ve çevresi tekrar turizme açılmalıdır. 2005 yılında Kültür ve Turizm Müdürlüğü yaptığım yıllarda Ağrı Dağına Iğdır tarafından tırmanışları başlatmıştık ve çok başarılı şekilde üç yıl kadar devam etmişti.
İlk olarak; 06 Mayıs 2001 Pazar günü Ağrı Dağı Korhan Yaylası Ağaç Bayramı, Piknik ve Uçurtma Şenliği’ni düzenledi. Daha sonra halkın coşkuyla katıldığı 2001 yılında 1. ve 2002 yılında ise 2. Iğdır Ağrı Dağı Nuh’un Gemisi Kültür ve Sanat Festivallerini Ağrı Dağı Korhan Yaylası’nda düzenlemiş ve gerçekleştirmiştir
O dönemde yapılan proje ile Tarihi Korhan Yaylası ve Kışlasında imar planı yapılarak yerleşim ve konaklama tesisleri, Korhan Yaylası –Küp Gölü-Ağrı Dağı Zirvesi- Yenidoğan- Serdarbulak ( Küçük Ağrı Dağı eteği) arasında gondollift, skylift ve telesiyejler, Askerkülü Çukuru denilen yerde Nuh Müze Restoranı, Kültür Sitesi Toplantı Salonu ve Kütüphane ’den oluşan Nuh’un Gemisi’nin benzeri mimari özellikleri taşıyan tesislerin yapılmasını içeren; Iğdır Ağrı Dağı Doğa Sporları ve Kış Turizmi Merkezi Projesi ismi ile hazırlanan; 176 milyon Dolar toplam bedeli, 8.000 yatak kapasiteli, aynı anda 6.000 kişinin kayak yapabileceği, 15.000 kişiye iş imkânı sağlayan ve yıllık getirisi 76 milyon Dolar olarak planlanan bir proje olmasını sağlamıştı. Burada; yol, içme suyu, elektrik, telefon, imar planı, karakol ve sanat yapıları, 20 yataklı bina, umumi tuvaletler ve köy hizmetleri şantiye binası yapımını gerçekleştirmiş ve tamamlamıştı.
Korhan Yaylasında Iğdır Kalesine; 58 metre uzunluğundaki direkte 6×9 ebadında 54 metre karelik Ermenistan’dan dahi görünen Türk Bayrağı dikilerek Ay Yıldızlı Bayrağımız dalgalandırılmıştı. 
Sayın Valimiz Ercan TURAN, bu projelere ek olarak yeni projelerle Ağrı Dağı’nın turizme açılması çalışmalarının başlatması bizleri çok memnun etmiştir. Kendisine başarılar diliyoruz. Sivil toplum kuruluşları olarak her zaman yanındayız. Vereceği her görevi yapmaya hazırız. 
“Gitmediğin Yer Senin Değildir.”

İKLİM GİBİYİZYaşımıza göre hepimizin eski bir hikayesi vardır. İlkokul çağındaki bir çocuk bile akranları ile konuşurken eskilerden bahsederek, geçmişte böyle olmuştu diyerek başlar konuşmasına.

Daha doğrusu geçmişte kalan ve bir daha yaşanmayacak olan o anılara hayıflanırız hepimiz.

Geleceğimize ışık tutan geçmişimizden bu günümüze geldiğimizde ne kadar çok şeyin değiştiğini görüyor ve şahit oluyoruz iklime şahit olduğumuz gibi…

Eskiden dört mevsim vardı. Her mevsimin kendine göre güzellikleri, iklim koşullarının bizlere getirdiği hoş esintiler vardı. Şimdi ise iklim diye bir şey kalmadı. İki iklim var: sıcak, soğuk... Ya üşürsünüz, ya da sıcaktan bunalırsınız.

İklim deyince hafızamda kalan ve neredeyse 48 yıldır hiç hafızamdan çıkmayan sahneyi sizlerle paylaşmak istiyorum. 1980’li yıllarda Doğubayazıt caddesinde küçük bahçeli bir evimiz vardı. Baharla birlikte bahçemiz yeşillenir, kuşlar, böcekler uçuşmaya başlardı. Ağaç yapraklarının arasından sızan güneş kahvaltı soframıza sızar ve bambaşka bir huzur verirdi.

Merhum anam sabah kahvaltısını balkonda yer sofrasında hazırlardı. Bahçeden topladığı sebzeleri sofraya koyar, biraz zeytin, biraz köy peyniri, Bozkurt marka helva, yoğurt, arada bir de tahta kutuda katı pekmez olurdu. Merhum babamız Salih Şıktaş’ın bizlere bıraktığı en büyük sermaye dürüstlüktü. Belki soframız çok kalabalık değildi ama küçük bahçemizde ilkbaharın serin havasında güneşin ilk ışıkları ile birlikte kahvaltı yapmanın keyfini hiçbir şeyle değişmem mümkün değildi. Çocukluk yıllarımın unutulmaz anılarından bir sahnedir bu yaşadığım. Mevsimler konuşulduğunda ilk aklıma gelen ve gözümün önünde o sabah kahvaltısının muhteşem sahnesi hemen belirir. Sonbahar gelip çattığında da teyzemin bahçesinde bulunan payız (sonbahar) armutlarını toplarken soğuğun tadını çıkarırdım.

Mevsimler de değişti, insanlar da…

Bilim insanları bu işi nasıl yorumlar doğrusu bilmem. Mevsimlerin değiştiğini yaşayarak hissediyoruz. Kış ile yaz arasında bir haftalık bir zaman dilimi var. Bir hafta içinde bunaltıcı sıcakları da yaşayabiliyoruz, dondurucu soğukları da… Ama insanlar niye bu kadar değişti bunu bir türlü anlamıyorum. Hani derler ya coğrafya, iklim insanların değişiminde önemli rol oynuyor diye… Ben de bunu böyle yorumluyorum. İnsanlarımız da iklim değişiminden etkilenmiş ve bir anda sıcak, bir anda soğuk olmuşlardır.

Eskiden kim ne hata yapsa mutlaka bir büyüğü devreye girer ve ortadaki kızgınlıkları bir anda bertaraf ederdi. Ya da biri fitne yaratsa, toplum içine huzursuzluk salsa, toplumun değerleri ile alay etse, toplum kendiliğinden refleks gösterir, kişiyi veya kişileri kınar, her birey toplumun genel ahlak kurallarına uyma zorunluluğu hissederdi. Ama mevsimler gibi birçok şey değişti. En yakınımıza bile güvenmekte tereddüt eder olduk. Beraber yürüdüğümüz, birlikte hareket ettiğimiz kişinin bizden ayrıldıktan sonra arkamızdan neler söyleyebileceğini kara kara düşünür olduk. Samimiyeti geçtim, her şey suni gelmeye başladı. Yapmacık davranışlar, birinin açığını aramak için çırpınmak, dedikodu üretmek için özellikle gayret sarf etmek, hele hele sosyal medya denen aslında çağın mucizesi ama doğru kullanılmadığı için asrın felaketine dönüşen sosyal medya platformlarında sahte isimlerle önüne gelene hakaretler savuranları görünce insan, insanlığından utanıyor. Hangi ara bu kadar değiştik doğrusu hiç anlamadım.

Biz böyle değildik, değerlerimiz çok değerliydi. Değerlerimize söz denildiği zaman toplumsal tepki koyar, söz söylemeye de utanırdık. Ama şimdi öyle bir noktaya geldik ki, kim kimin hakkında bir söz söyledi mi koro halinde linç girişiminde bulunmakta, haklı mı haksız mı araştırmadan hüküm vermekte, yayılan iftiraları çoğaltarak kişiyi daha çok itibarsızlaştırmak için çırpınmaktayız.

Sevgili okuyucular, iklim değişimi muhtemelen biz insanların dünyamızı hor kullanmamızdan kaynaklanan bir doğa olayıdır. Doğa kesinlikle ve kesinlikle kendinden alınanı geri alır. Yani biz dünyamıza ne kadar ihanet edersek bilelim ki doğa bunun karşılığını verecektir. Biz insanlar da yaşadığımız değişimin faturasını kesinlikle ve kesinlikle bir şekilde ödeyeceğizdir. Ya kendimiz bu ödemede rol alacağız, ya da çocuklarımız, torunlarımız bu faturanın ödeyen tarafı olacaktır.


Yine temenniyle sözlerimi sonlandırmak istiyorum.

Sevgili dostlar, ne ekerseniz aşınıza o çıkar kaşığınıza… Lütfen daha sağduyulu olalım ve hayatımızı kolaylaştıralım. Fitne, fesat, zorbalık, karalama, ihanet, kötülük bir gün kendinize döner.

OLMADI HEKİMOĞLU

&nbsp;Sivas&rsquo;ta yapılan Play-Off finalinde Alag&ouml;z Holding Iğdır FK ile 1461 Trabzon FK karşı karşıya geldi. Ma&ccedil;ın ilk yarısında Iğdır FK, 3-4 net pozisyona girmesine rağmen gol kaydedemedi. İkinci yarıda ise Iğdır FK&#39;nın yoğun presi sonucunda, 47. dakikada Trabzonsporlu bir oyuncunun kendi kalesine attığı gol, Trabzon&rsquo;un elenmesine neden oldu.

Ma&ccedil;ın ardından 1461 Trabzon FK Kul&uuml;p Başkanı Celil Hekimoğlu, sert a&ccedil;ıklamalarda bulundu. Hekimoğlu, &ldquo;Paranın adaleti satın aldığı yerde bizden bu kadar. Adamın parası var diye hakemi, TFF&rsquo;yi, seyircileri satın almış,&rdquo; diyerek Alag&ouml;z Holding Iğdır FK Başkanı Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&rsquo;&uuml;n hakemi, TFF&rsquo;yi ve seyircileri satın aldığını ima etti.&nbsp;

&ldquo;Birincisi, Sivas Iğdır&rsquo;a 750 km uzaklıkta. Yolumuz uzun, yorucu ve bakımsız. Buna rağmen 7-8 bin kişi takımına destek vermek i&ccedil;in geldi. Oysa Sivas, Trabzon&rsquo;a 380 km uzaklıkta. Beklediğiniz oranda taraftarınız gelmemişse biz ne yapabiliriz ki?&nbsp; 
Hakemi satın almış diyorsunuz. Allah aşkına, hakem hangi kritik kararı bizim lehimize verdi?&nbsp; 
Kırmızı kart, VAR&rsquo;a gidildi ve net bir pozisyondu. Siz sporun i&ccedil;inde olan birisiniz; vicdanen de b&ouml;yle değil miydi?

TFF&rsquo;yi satın almış diyorsunuz. İyi de sayın başkan, satın almış olsaydı (ki TFF satılık değil), Alag&ouml;z Holding Iğdır FK play-off&rsquo;a niye kalıyordu? Bir de demişsiniz ki protokol trib&uuml;n&uuml;n&uuml; bile satın almışlar.

Sayın Başkan, siz oradan ayrılıp gittiğinizde Cant&uuml;rk Alag&ouml;z hen&uuml;z stadyuma gelmemişti. Sizinle ben yolda karşılaştım, tahminen 200 civarı bir kadroyla Trabzon trib&uuml;n&uuml;ne doğru y&uuml;r&uuml;yordunuz. Ben protokol b&ouml;l&uuml;m&uuml;ne geldiğimde ne oldu diye sordum. İlk oraya gelen Sinan Oğan&rsquo;mış ve Sinan bey oturduğu yerden kalkıp diğer koltuğa ge&ccedil;miş. Buna rağmen sesler y&uuml;kselmiş. Siz tepki vererek protokolden &ccedil;ıkıp giderken Sinan bey de l&uuml;tfen gitmeyin, hep birlikte seyredelim diye sizi ikna etmeye &ccedil;alışmıştır.&rdquo;

Bizim 1. Lig&rsquo;de, S&uuml;per Lig&rsquo;de oynayan bir takımımız hi&ccedil; olmadı. Sizin S&uuml;per Lig&rsquo;de d&ouml;rt b&uuml;y&uuml;klerden biri olan ve Iğdır&rsquo;da da bir&ccedil;ok taraftarı olan Trabzonspor&rsquo;unuz var. Siz bu işlerde daha deneyimli ve tecr&uuml;belisiniz. Biz daha bismillah yeni 1. Lig&rsquo;e &ccedil;ıktık. Bu başarının arkasında da t&uuml;m imk&acirc;nlarını seferber eden Cant&uuml;rk Alag&ouml;z var.

Kaldı ki Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&rsquo;&uuml;n ne kadar parası var bilmem ama Trabzon&rsquo;da Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&rsquo;den &ccedil;ok daha b&uuml;y&uuml;k bir&ccedil;ok iş insanı vardır. Her şey sizin olunca mı g&uuml;zeldir? M&uuml;saade edin de bir g&uuml;zellikte bizim olsun.&nbsp;

Bakınız, biz Oğuz boyundan Iğdır Beyinin takımıyız. Logomuzdaki &ldquo;Z&rdquo; bunun işaretidir. Bizim g&ouml;nl&uuml;m&uuml;z herkese, her kesime sonuna kadar a&ccedil;ıktır. Bizleri ve bizim değerimizi b&ouml;yle eleştirmeniz hi&ccedil; hoş olmamıştır.

Yine de biz sizleri seviyoruz. Yolunuz Iğdır&rsquo;a d&uuml;şerse buyrun gelin misafirimiz olun.

TEŞEKK&Uuml;RLER CANT&Uuml;RK ALAG&Ouml;Z&hellip;

&nbsp;

<div>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Bazen insanların mutluluk, sevin&ccedil;, yaşamaya ihtiyacı vardır. Yaşadıkları sevin&ccedil; ve mutluluk &ldquo;Sevin&ccedil; G&ouml;zyaşlarına &ldquo;d&ouml;n&uuml;ş&uuml;r.</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; İşte Iğdırlıları sevin&ccedil; g&ouml;zyaşları d&ouml;kmelerine neden olduğunuz i&ccedil;in teşekk&uuml;rler Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&hellip;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Iğdır&rsquo;da her yaştan insanı şampiyonluk ma&ccedil;ı i&ccedil;in ekran başına oturtup heyecanlı dakikalar yaşattığınız i&ccedil;in teşekk&uuml;rler Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&hellip;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Ma&ccedil; sonrası Iğdır&rsquo;ın her yerini bayram şenliğine d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;p gecenin ge&ccedil; saatine kadar coşkuyla insanların şampiyonluk kutlaması yapmalarını sağladığınız i&ccedil;in teşekk&uuml;rler Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&hellip;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Iğdır&rsquo;ı T&uuml;rkiye &ccedil;apında tanıttığınız, takımı birinci lige &ccedil;ıkararak &uuml;&ccedil; &uuml;lkeye sınır bir IĞDIR diye şehir olduğunu hatırlattığınız i&ccedil;in teşekk&uuml;rler Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&hellip;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Ma&ccedil;lar oynandığı zaman Iğdır&rsquo;a gelecek olan takım ve taraftarının Iğdır esnafına b&uuml;y&uuml;k katkı sağladığınız i&ccedil;in teşekk&uuml;rler Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&hellip;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Iğdır&rsquo;da yaşayan herkesin, Iğdırlının y&uuml;z&uuml;n&uuml; g&uuml;ld&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml;z, sevindirdiğiniz, birlik beraberliğin adresi olduğunuz i&ccedil;in teşekk&uuml;rler Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&hellip;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Iğdır&rsquo;da g&uuml;zel şeylerin olacağını, azmin, &ccedil;alışmanın her zaman başarı getireceğini ispatladığınız gen&ccedil;lere &ouml;rnek olduğunuz i&ccedil;in teşekk&uuml;rler Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&hellip;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Siz g&ouml;revinizi yaptınız şimdi g&ouml;rev sırası Iğdır&rsquo;da, Iğdırlı da ..Onlarda takımına sahip &ccedil;ıkacak takımı destekleyerek s&uuml;per lige &ccedil;ıkma hedefiyle size ve takıma destek verecektir.</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Her şey g&ouml;nl&uuml;n&uuml;zce olsun sayın vekilim ,teşekk&uuml;rler Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&hellip;</div>

<div>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;</div>

Gurur Duyduk: Alag&ouml;z Holding Iğdır FK&rsquo;nın Tarihi Zaferi

D&uuml;n Sivas&rsquo;ta tarihi bir ana şahitlik ettik. Play-off&rsquo;a kalan Alag&ouml;z Holding Iğdır FK, tarafsız saha Sivas Stadyumu&#39;nda 1461 Trabzon FK ile tansiyonu y&uuml;ksek bir ma&ccedil; yaptı. Atmosfer inanılmazdı ve heyecan doruktaydı.

Iğdır ile Sivas arası 750 km olmasına rağmen, yoğun bir taraftar grubu Sivas&rsquo;a akın etti. İl dışından gelenlerle birlikte tahminen 7-8 bin kişi stadyumu doldurdu. İlk yarı 0-0 berabere tamamlanırken, ikinci yarıda Iğdır FK&rsquo;nın aşırı presi, rakibi &ccedil;aresiz bıraktı. Telaşa kapılan Trabzon FK, kendi kalesine attığı golle Iğdır FK&rsquo;ye avantaj tanıdı.

&Ouml;ncelikle belirtmek isterim ki kazanmak kadar g&uuml;zel bir şey yoktur. Bu hikayenin sonunda kazanan biz olduk; 1. Lig&rsquo;e &ccedil;ıkan Iğdır FK oldu. Iğdır&rsquo;a bu sevinci yaşatan, takımın başkanı, şehrimizin sevilen siması, y&uuml;reği Iğdır sevgisiyle dolup taşan Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&rsquo;e ne kadar teşekk&uuml;r etsek azdır.

Ma&ccedil; g&uuml;n&uuml;ne kadar &uuml;lkemizin her yerinden haberleştiğimiz bir&ccedil;ok arkadaşla Sivas&rsquo;ta buluşmak &uuml;zere yola &ccedil;ıktık ve b&uuml;y&uuml;k buluşma ger&ccedil;ekleşti. Herkes &ccedil;ok heyecanlıydı. O stadyumdan mağlup olarak geri d&ouml;nmeyi kimse aklına getirmemişti. Evrene yayılan pozitif enerji hepimizin y&uuml;z&uuml;n&uuml; g&uuml;ld&uuml;rd&uuml;.

Iğdır&rsquo;dan Kıyas Baştemur&rsquo;la yola &ccedil;ıktığımızda yol boyu 76 plakalı ara&ccedil;larla karşılaşmak kesinlikle gurur veriyordu. Iğdır, takımına sahip &ccedil;ıkmış ve kenetlenmişti. Vali Ercan Turan, Emniyet M&uuml;d&uuml;r&uuml; Erden Sakarya, Aile Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Sevim Madak ve eşi Nurettin Madak,&nbsp; Ak Parti İl Başkanı Ali Kemal Ayaz,&nbsp; MHP İl Başkanı H&uuml;seyin Ateş, Belediye Başkan Yardımcısı Nesim Yiğit, Melekli Belediye Başkanı M&uuml;cahit Tanık, Tuzluca Belediye Başkanı Ahmet Sait Sadrettin T&uuml;rkan, Hoşhaber Belediye Başkanı Osman Toka, Spor M&uuml;d&uuml;r&uuml; Recai Şahin ve ismini yazmakla bitiremeyeceğim şehrimizin y&ouml;netici ve tanınmış simaları takımlarını desteklemek &uuml;zere şeref trib&uuml;n&uuml;nde yerlerini almışlardı.

Niyazi Şeren, 70 yaşında bir delikanlı gibiydi. Sinan Oğan, boynunda şalıyla takımını desteklemeye gelmişti. Kirvem Metehan G&ouml;leli, merhum babası Reis Mikail G&ouml;leli gibi t&uuml;m aile fertleriyle Sivas&rsquo;taydı. Daire Başkanımız &Ouml;zg&uuml;r İnan Zor, her zaman olduğu gibi yine Iğdır Vakfı r&uuml;zgarıyla trib&uuml;ndeki yerini almıştı. Mehdi Şeren, babası Kenan Şeren, amcaları ve oğlu tam kadro beş bin bayrakla oradaydı. Ankara&rsquo;nın renkli siması Servet Baydemir, Iğdır FK sırt sponsoru HDY Hidayet Yıldırım, Ferdi Aras, Serhat Kumtepe, Ali Benh&uuml;r Rızaoğlu, Enver T&uuml;rkoğlu, Nevzat Sucu, arabasını tıka basa dolduran Ali Kazan ve binlerce Iğdır FK sevdalısı hep bir ağızdan takımlarını destekliyordu.

Iğdır tarihinde bir ilk yaşandı. İlk defa Iğdır, 1. Lig&rsquo;de top oynayacak. Bu ger&ccedil;ekten g&uuml;zel bir ayrıcalık ve m&uuml;thiş bir duygu. D&uuml;ş&uuml;nsenize, bir yıl sonra S&uuml;per Lig&rsquo;e &ccedil;ıkmamak i&ccedil;in hi&ccedil;bir sebep yok. İnanırsak, bir yıl sonra S&uuml;per Lig&rsquo;deyiz.

2024-25 futbol sezonunda şu takımlarla karşılaşacağız:

- Adanaspor 
- Amed 
- Ankara Ke&ccedil;i&ouml;reng&uuml;c&uuml; 
- Bandırmaspor 
- Boluspor 
- &Ccedil;orum 
- Erzurumspor 
- Esenler Erokspor 
- Fatih Karag&uuml;mr&uuml;k 
- Gen&ccedil;lerbirliği 
- Iğdır FK 
- İstanbulspor 
- Kocaelispor 
- Manisa 
- MKE Ankarag&uuml;c&uuml; 
- Pendikspor 
- Sakaryaspor 
- Şanlıurfaspor 
- &Uuml;mraniyespor 
- Yeni Malatyaspor

İnşallah bir yıl sonra Fenerbah&ccedil;e, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor gibi devlerle ma&ccedil; yaparız. Artık bir an &ouml;nce stadyumumuzun da yapılması gerekiyor. Mevcut stadyumla 1. Lig ma&ccedil;ları pek yeterli olmaz. Umarız hem kul&uuml;p başkanı hem de milletvekilimiz Cant&uuml;rk Alag&ouml;z, spor bakanlığıyla bu sorunu &ccedil;&ouml;z&uuml;me kavuşturur.

Bu zafer, Iğdır&rsquo;ın geleceği i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k bir adım. Hepimize hayırlı olsun.

KOMŞUNUN BAŞI SAĞ OLSUN

D&uuml;n dostta g&uuml;ven, d&uuml;şmana korku salan bir buluşma olmuştu.

<h4>Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, iki &uuml;lke sınırında Kız Kalesi ve Hudaferin barajlarının a&ccedil;ılışını yaptı.</h4>

<h4>Siyonist taifenin ısrarla &ccedil;atıştırmaya &ccedil;alıştığı İran ile Azerbaycan t&uuml;m Siyonist trol ordusunu h&uuml;srana uğratır bir buluşma ger&ccedil;ekleştirmiş, İran ile Azebaycan arasında &ldquo;Hudaferin K&ouml;pr&uuml;s&uuml;&rdquo; ile tanınan ve Azerbaycan ile İran sınırını oluşturan Kız Kalesinde ortaklaşa yaptıkları baraj a&ccedil;ılışını ger&ccedil;ekleştirmek i&ccedil;in buluşmuşlardı.</h4>

İki liderin samimi buluşması dosta g&uuml;ven verirken d&uuml;şmana da korku salmış, dert olmuştu.

Nitekim Siyonist uşağı bazı &ccedil;evreler yıllardır T&uuml;rkiye ile İran&rsquo;ı, İran ile Azerbaycan&rsquo;ı &ccedil;atıştırabilmek i&ccedil;in yırtınıp duruyor, başaramadıkları i&ccedil;inde &ccedil;ılgına d&ouml;n&uuml;yorlar.

Hatırlarsanız 15 Temmuz 2016 yılında FET&Ouml; ABD&rsquo;nin organizesiyle &uuml;lkemizde bir kalkışma planlamış, darbe yapmak isterken halkın darbesiyle geri p&uuml;sk&uuml;rt&uuml;lm&uuml;şt&uuml;.

O gece İran&rsquo;da jetler havalanmış, Tebriz semaları g&uuml;r&uuml;lt&uuml;den inlerken komşudan haber bekliyorlardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan yardım talebinde bulunsaydı İran Jetleri FET&Ouml;&rsquo;ye m&uuml;dahale edecekti.

İran&rsquo;ın g&ouml;sterdiği bu duyarlılığın ardından Sayın Erdoğan&rsquo;ın İran&rsquo;a gittiği y&ouml;n&uuml;nde de şehir efsaneleri &ccedil;ıkarılmıştı. &nbsp;

Yani şunu demek istiyorum ki komşu komşunun k&uuml;l&uuml;ne muhta&ccedil;tır.

Biz komşularımız ile iyi ilişkiler kurmak durumundayız ve bu iyi ilişkilerimizi de devam ettirmek i&ccedil;in elimizden gelini yapmalıyız.

Nitekim d&uuml;n baraj a&ccedil;ılışından d&ouml;nen İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakını H&uuml;seyin Emir Abdullahiyan, Doğu Azerbaycan Eyalet Valisi olarak g&ouml;rev yapan Malik Rahmeti, Cuma imamı ve Doğu Azerbaycan Eyaleti&rsquo;nde Veliyyi Fakih Temsilcisi g&ouml;revini y&uuml;r&uuml;ten Muhammed Ali el-Haşim ve toplam 9 kişinin yaşamını yitirdiği kazanın enkazını T&uuml;rkiye&rsquo;den olay yerine intikal eden T&uuml;rk Silahlı Kuvvetleri İHA&rsquo;ları tespit etmiştir.

Kazanın hemen ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev&rsquo;de duyduğu &uuml;z&uuml;nt&uuml;y&uuml; dile getirerek arama kurtarma ekiplerinin hazır olduklarını belirtmiştir.

Sevgili okuyucular, yaşayan her canlı &ouml;l&uuml;m&uuml; tadacaktır. Bunun adı Reisi&rsquo;de olabilir, Abdullahiyan&rsquo;da olabilir, başka biri de olabilir.

&Ouml;nemli olan ağlayanın kim, g&uuml;lenin kim olduğudur.

Eğer g&uuml;len sana benzeyense, bize benzeyip bizden olmayanları g&ouml;rmemiz gerekmektedir.

Eğer ağlayan sana benzemeyenlerse, bunu da hafızamızın bir k&ouml;şesinde tutmamız gerekmektedir.

Bakıyorum da &ouml;zellikle sosyal medyada bize benzeyip bizden olmayan, Siyonistlerin ağzı ile yayın yapan bir gurup zevat zil takıp oynuyorlar.

İyi&rsquo;de Reisi &ouml;ld&uuml; diye İran Filistinli mazlumları y&uuml;z&uuml;st&uuml;m&uuml; bırakacak sanıyorsunuz.

Reisi &ouml;lebilir, ruhu şad olsun. Her devletin bir&ccedil;ok kıymetlisi yaşamını yitirmiştir, ama tez, ama ge&ccedil;&hellip; Tez oluşu insanı &uuml;zer ama bu d&uuml;nyanın sonu demek değildir.

Nice Reisiler gelecek, niceleri gidecektir.

Hi&ccedil; kimse işlediği su&ccedil; penceresinden bakmaz olaya, kafasında bir su&ccedil;lu şekillendirir ve başlar onun &uuml;zerinden kurgular oluşturmaya&hellip;

Mesela benim &uuml;lkemin Cumhurbaşkanı b&ouml;yle bir kaza ge&ccedil;irse ve benim &uuml;lkemde kim bunu bayram havasında kutlamaya kalksa benim nazarımda vatan hainidir.

Dolayısıyla orası da İran, bug&uuml;n yaptıklarınızdan &ouml;t&uuml;r&uuml; yarın zırlamanız bir anlam ifade etmeyecektir.

Son s&ouml;z, benim şahsi g&ouml;r&uuml;ş&uuml;m Merhum Reisi ve beraberindekilerin ge&ccedil;irdiği bir kazadır.

Elbette teknik kişiler olayı en ince ayrıntısına kadar inceleyeceklerdir.

Ancak İsrail ve ABD&rsquo;yi &ccedil;okta g&ouml;z&uuml;m&uuml;zde b&uuml;y&uuml;t&uuml;p bizim saatlerdir ulaşamadığımız enkaza, onların uzaktan m&uuml;dahale edip helikopteri d&uuml;ş&uuml;rd&uuml; gibi anlam y&uuml;klememiz bence &ccedil;ok gereksizdir. &nbsp;

Kazada hayatını kaybedenlere Allah&rsquo;tan rahmet diliyorum.

İran halkının başı sağ olsun.

BAŞKAN G&Uuml;NEŞ MALİ DURUMU A&Ccedil;IKLADI 
&nbsp;

31 Mart yerel se&ccedil;imlerinde Belediye Başkanlığına se&ccedil;ilen Mehmet Nuri G&uuml;neş belediyenin mali durumunu basın mensupları ile paylaştı ve her ay 62,986,959 TL gelir olduğunu, 73,011,189 TL gider olduğunu ve 10.024.230 TL a&ccedil;ık verdiklerini duyurdu.

Durum ş&ouml;yle, bu bor&ccedil;ların &ccedil;oğu belki de 50 yıl &ouml;ncesinden birikerek gelen kamu bor&ccedil;larıdır. Bunlar yapılandırılır ve &ccedil;oğu zaman da belediye başkanları bu yapılandırmalara uymayarak kamu kurumlarına olan hak edişlerini &ouml;demezler ve bu birikerek bir sonraki d&ouml;neme devredilir.

Nitekim aynı b&uuml;t&ccedil;e durumunu bir &ouml;nceki Başkan Yaşar Akkuş da yaptığı toplantıda &nbsp;ge&ccedil;mişten g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze devredilen bor&ccedil;lar diye a&ccedil;ıklamıştı.

İller bankası ve bankalardan alınan bor&ccedil;lar da belediyenin yaptığı hizmete g&ouml;re değişir. Kimi belediye proje &uuml;retmez bor&ccedil;lanmaz, kimi belediye proje &uuml;retir ve bor&ccedil;lanır.

Ge&ccedil;tiğimiz d&ouml;nem Iğdır Belediye Başkanı Yaşar Akkuş g&ouml;revden alınmış ve yerine Vali Kayyum Belediye Başkanı olarak atanmıştı. &nbsp;

Eski Valilerden Enver &Uuml;nl&uuml; 1 ay kadar belediye başkan vekilliği yaptı. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin ardından H&uuml;seyin Engin Sarıibrahim Kayyum Vali olarak g&ouml;revi devraldı.

Gerek H&uuml;seyin Engin Sarıibrahim ve gerekse son 6 ay Kayyum Valilik yapan Ercan Turan, Iğdır&rsquo;a neler yaptılar gelin ş&ouml;yle bir g&ouml;z atalım.

Şehrin 50 yıldır değiştirilemeyen ve artık kullanılamaz hale gelen kanalizasyon ve i&ccedil;me suyu hattının yenilenmesini sağladılar.

Bilindiği gibi kanalizasyonun bir kısım &ouml;deneği Avrupa hibe fonlarından karşılanıyor olsa da i&ccedil;me suyu zorunlu olarak iller bankasından alınan krediyle yapılmıştır.

Zira i&ccedil;me suyu yapılmamış olsaydı &uuml;st yapı tekrardan kazılacak, bu sefer de i&ccedil;me suyu hattı &ccedil;ekilmek zorunda kalınacaktır.

Ayrıca kanalizasyon ve i&ccedil;me suyu hatlarının ikinci etabı tamamen belediyenin &ouml;z kaynakları ile yapılmıştır.

Her ne kadar yeri konusunda halen bile tartışmalar devam etse de olması gereken bir yatırım şehirlerarası otob&uuml;s terminali idi. Ve bu eser Iğdır&rsquo;a kazandırıldı. &nbsp;

Sebze hali elzem bir yatırımdı ve tamamlanıp sebzeci esnafının hizmetine sunuldu. &nbsp;

Taziye evleri yapıldı ancak sayısının hızla artırılması gerekmektedir.

Eski parklar yenilenmiş, sıfırdan 20&rsquo;ye yakın park yapılmıştır.

Kadınların yoğun ilgi g&ouml;sterdiği Kadın Sosyal Yaşam Merkezleri hizmete sokuldu.

Şehrin tamamı, &ouml;zellikle de kanalizasyon ve su hattı &ccedil;ekilen alanların asfalt ve kaldırımlarının yenilenmesi tamamladı.

Şehrimizde bulunan ve hepimizin &ccedil;oluk &ccedil;ocuğunun can g&uuml;venliğini tehdit eden metruk binaların yıkılması.

Yıllardır daracık sokaklarda eziyet &ccedil;eken halkın yolu a&ccedil;ılmış, genişletilmiş ve şehir nefes almıştır. &nbsp;

Iğdır Belediye hizmet binasının yapılıp bitirilmesi.

Revizyon imar planı ve 18. madde uygulamasının yapılması.

Tapu tahsis belgelerinin verilmesi.

İ&ccedil;me suyu arıtma tesisinin yapılması.

Atık su arıtma tesisinin yapılması.

Dilucu Şehitleri Parkı, Meydan Parkı, Yeşil Kuşak Y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş yolu, &Ccedil;ocuk Trafik Parkı, İskender Iğdır Caddesi, Uluhan Ali Aras Caddesi, Karakuyu Caddesi ve Medet Serhat Parkı, Zahireciler Sitesi, Katı atık aktarma istasyonu, Asri mezarlığın yenilenmesi, &Ouml;zg&uuml;r mahallesinde yıllardır kimsenin imar uygulayamadığı alana imar uygulanması, parsellerin oluşturulması, hi&ccedil;bir hizmet alamayan mahalle sakinlerinin kanalizasyon, su, internet, okul, gibi hizmetleri almaya başlaması, yeni yol a&ccedil;ımı, gıda yardımı, k&uuml;lt&uuml;r sanat etkinlikleri gibi bir&ccedil;ok hizmet verilmiştir. &nbsp;

Elbette bu yapılanlar bizlerin y&uuml;zeysel g&ouml;rebildikleridir.

Vali H&uuml;seyin Engin Sarıibrahim d&ouml;neminde 810 milyon bor&ccedil; &ouml;denirken, 640 milyonluk yatırım yapıldığında bu yatırımların arkasında Milletvekili Cant&uuml;rk Alag&ouml;z ile İl Başkanı Ali Kemal Ayaz&#39;ın olduğunu da bilmemiz gerekiyor.

Şimdi gelelim Iğdır Belediye Başkanı Mehmet Nuri G&uuml;neş&rsquo;in a&ccedil;ıkladığı gelir gider tablosunu değerlendirmeye.

Kayyum Belediye Başkanları g&ouml;reve geldiğinde genel b&uuml;t&ccedil;eden destek alıyor, İller Bankasından kredi alıyor ve bununla birlikte belediye &ouml;z kaynaklarını da harekete ge&ccedil;irebiliyordu.

Başkan G&uuml;neş&rsquo;in a&ccedil;ıkladığı rakamlara bakınca &quot;Belediyenin kapısına kilit mi vurulacak?&quot; algısı oluşmasın.

Belediye &ouml;z kaynaklarını harekete ge&ccedil;irerek bu borcu kısa s&uuml;rede &ouml;deyebilir, yatırım yapabilir, personel giderlerini karşılayabilir.

Ş&ouml;yle ki, mesela Iğdır&rsquo;da şu anda &ccedil;ok ciddi bir imar sorunu var.

Top&ccedil;ular, Bağlar, Atat&uuml;rk, Emek, Cumhuriyet, S&ouml;ğ&uuml;tl&uuml; gibi bir&ccedil;ok mahallede&nbsp; bulunan arsalar 3 kat olduğundan yapılaşma ger&ccedil;ekleşmiyor.

Yani, yanı başı 5 kat, diğerleri 3 kat.

Belediye plan tadilatı, revizyonu her neyse yaparak bu sorunu &ccedil;&ouml;zebilir; her bir arsadan belediyeye kaynak da sağlayabilir.

Bu yapılırsa vatandaş da y&uuml;ksek fiyata ev almak zorunda kalmaz.

&Ccedil;&uuml;nk&uuml; kat y&uuml;kseltmek i&ccedil;in &ouml;ne s&uuml;r&uuml;len ayrıntılar her bir daireye bir milyona yakın fiyat artışı y&uuml;kl&uuml;yor. Yapılacak olan plan değişikliği ile bunun &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ilebilir, vatandaş k&uuml;lfetten kurtulur, belediye de gelir elde eder. &nbsp;

Otogar bir an &ouml;nce hizmete ge&ccedil;irilebilir ve buradan belediye iyi bir gelir elde edilebilir.

Zahireciler sitesi bitirilip yapılan iş yerleri zahireci esnafına satılabilir.

Şehrin tamamında bir&ccedil;ok arsanın, parselin i&ccedil;inde k&uuml;&ccedil;&uuml;k &ouml;l&ccedil;eklerde bulunan belediye yerleri arsa sahiplerine satılabilir.

Emlak, su tahsilatlarına yoğunlaşarak belediye gelirleri artırılabilir.

Demem o ki, bahsedilen rakamlar bir belediye i&ccedil;in &ccedil;ok da &ouml;nemli rakamlar değildir.

Belediye bunun &uuml;stesinden &ccedil;ok rahat gelir ve yatırıma da devam eder.

Belediye Başkanı Mehmet Nuri G&uuml;neş ve ekibinin bunları mutlaka değerlendirdiğini d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum.

Biz yine de hatırlatmış olalım.&nbsp;

SAHİPLENDİĞİN HER ŞEY SENİNDİR - IĞDIR FK

Bildiğiniz gibi Iğdır Sporun 1952 yılı ile başlayan bir hayat hikayesi ve yakın tarihimizde zirveye doğru tırmanışa ge&ccedil;en bir ge&ccedil;mişi vardır.

Yakın tarihimizde Bal liginde ayakta kalmak i&ccedil;in &ccedil;ırpınan bir Iğdır Spor vardı. Adı Iğdır Belediye Spor&rsquo;du. Ama Belediyenin imkanları takımı zirveye taşıyacak g&uuml;&ccedil;te değildi.

Iğdırlı iş insanı Cant&uuml;rk Alag&ouml;z Iğdır&rsquo;a ilk adımı Iğdır Belediye Sporu devralarak başladı.

Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&rsquo;&uuml;n takımı devralmasıyla birlikte Iğdır Belediye Spor aynı yıl Bal liginden 3. Lige y&uuml;kseldi.

Kurumsallaşan takım, isim değişikliği yaşadı ve adı Alag&ouml;z Holding Iğdır FK olarak 3. Ligde top koşturmaya başladı.

&Ouml;n&uuml;ne koyduğu hedefe ilk yıl &ccedil;ıkamasa da ikinci yıl 2. Lige &ccedil;ıkarak &uuml;lkemizin en &ccedil;ok konuşulan takımı oldu.

2023-2024 yılı futbol sezonunda ilk haftalarda aldığı mağlubiyetler, beraberlikler, ligin son haftalarına kadar dolu dolu bir futbol ortaya koyamadı. Bu olumsuzluklara rağmen 2. Lig Kırmızı gurupta ligi 3. Sırada tamamladı.

Normal şartlarda futbolcu kadrosuyla ligi şampiyon olarak tamamlayabilecek bir katımken, şansızlıklar sebebiyle ligi 3. Sırada tamamlayan Alag&ouml;z Holding Iğdır FK Paly-Off&rsquo;a kaldı ve ilk ma&ccedil;ını da 16-05-Perşembe g&uuml;n&uuml; saat 15.30&rsquo;da Iğdır şehir stadyumunda İskenderun Spor ile oynayacaktır.

ALAG&Ouml;Z HOLDİNG IĞDIR FK IĞDIRLININDIR

Alag&ouml;z Holding adı &uuml;st&uuml;nde kurumsal bir firmadır.

Bu firmanın b&uuml;nyesinde onlarca şirket, onlarca y&ouml;netici ve y&uuml;zlerce &ccedil;alışan vardır.

Iğdır FK&rsquo;nın kurumsal kimliği i&ccedil;in isminin Alag&ouml;z Holding olarak değiştirilmesi elbette ki teknik olarak şarttı ve &ouml;ylede oldu.

Yani &ldquo;IĞDIR&rdquo; isminin &ouml;n&uuml;nde veya arkasında bir unvanın bulunması takımın Iğdırlının olmadığı anlamına gelmez.

Zira takımın &ouml;zg&uuml;n ağırlığı Alag&ouml;z Holding&rsquo;e sağladığı katkının kat be kat fazlasını Iğdır&rsquo;a sağlamaktadır.

Ş&ouml;yle ki T&uuml;rkiye&rsquo;nin en &uuml;cra k&ouml;şesinde sporla ilgilenen her bir kişi Iğdır&rsquo;ı tanımakta, ilgi duymakta, Iğdır&rsquo;a sempati beslemektedir.

&Uuml;lkemizin neresinde olursanız olun konu d&ouml;ner dolaşır Alag&ouml;z Holding Iğdır Spora gelir ve birinci ligde top koşturan t&uuml;m futbolcular da Iğdır FK&rsquo;da top oynamak istediklerini bir şekilde belli ederler.

Bug&uuml;n itibariyle &uuml;lkemizin her bir k&ouml;şesinde başımızı dik, anlımızı a&ccedil;ık eden en &ouml;nemli sembol&uuml;m&uuml;z kesinlikle şehrimizin takımı Alag&ouml;z Holding Iğdır FK&rsquo;dır.

Bazı art niyetli kişiler madem bu takım Iğdır&rsquo;ın neden ismi sadece Iğdır değil de Alag&ouml;z Holding Iğdır FK&rsquo;dır diyerek akıllarınca muhalefet etmeye &ccedil;alışmaktadırlar.

Yukarıda da belirttiğim gibi Alag&ouml;z Holding bir kurumsal firmadır. B&uuml;nyesinde onlarca şirketi ve sosyal, k&uuml;lt&uuml;rel, sportif faaliyetleri barındırmaktadır. Dolayısıyla kurumsal yapısı sebebiyle ismi b&ouml;yle olmak zorundadır.

Kaldı ki Iğdır FK ile ilgili yapılan t&uuml;m yatırımlar bu şehir i&ccedil;indir. Hi&ccedil; kimse yapılanları alıp başka bir şehre g&ouml;t&uuml;rmeyecektir.

Nitekim şehrimize yatırım yapan iş insanlarımızın yaptıkları yatırım nasıl ki şehrimizin gurur kaynağı ise, Alag&ouml;z Holding&rsquo;in yaptığı yatırımlarda, Alag&ouml;z Holding Iğdır FK&rsquo;da şehrimizin gurur kaynağıdır.

Takımımız Alag&ouml;z Holding Iğdır FK Trendyol 1. Lige &ccedil;ıktığında şehrimizin marka değeri ş&uuml;phesiz ki daha &ccedil;ok artacaktır.

Perşembe g&uuml;n&uuml; oynanacak olan Play Off ilk eleme ma&ccedil;ında trib&uuml;nleri inletmeli, deplasmanda yapacağı ma&ccedil;lara gitmeli ve şehrimizi &ldquo;başarılar dileriz&rdquo; yazı, pankart, afişler ile donatmalıyız.

Sahip &ccedil;ıktığımız şey bizim olur, sahip &ccedil;ıkmazsak bizim olmaz.

Alag&ouml;z Holding her yıl ortalama 10 milyon dolar para harcayarak Alag&ouml;z Holding Iğdır FK&rsquo;yı ayakta tutuyor ve şehrimizin ismini &uuml;lkemizde şahlandırıyor.

Iğdırlılar olarak bizlerde &ccedil;orbada tuzumuz olması a&ccedil;ısından yapılan her g&uuml;zelliğe sahip &ccedil;ıkmalı, benimsemeli, sahiplenmeli, gerektiğinde k&uuml;&ccedil;&uuml;k dokunuşlarla birlikten kuvvet doğurmalıyız.

G&uuml;zelliklere sahip &ccedil;ıkarsak &ccedil;oğalır.

&Ccedil;ıkmazsak birer birer kapanıp yok olur.

Bizim takım, Bizim &ccedil;ocuklar, biz sizlere g&uuml;veniyoruz.

Iğdır halkı sizinle ve sizden tek istediğimiz birinci lige &ccedil;ıkarak Iğdır tarihinde bir ilke imza atmanızdır.

Haydi Iğdır takımına sahip &ccedil;ık, şehri yeşil beyazla s&uuml;sle&hellip;

ZİYA G&Ouml;KALP&rsquo;E KİMSE İFTİRA ATAMAZ&hellip;!

 
&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Ge&ccedil;en g&uuml;n Iğdır &Uuml;niversitesi Karaağa&ccedil; Kamp&uuml;s&uuml; 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonunda &ldquo;İslam&rsquo;da Irk&ccedil;ılık Meselesi ve Filistin Soykırımı&rdquo; konulu konferans vardı. 
Bende haber yapmak i&ccedil;in gittim. Konuşan Do&ccedil;. Dr. Ahmet Kavlak&rsquo;ın Ziya G&ouml;kalp&rsquo;i su&ccedil;layan konuşmasını duyunca şok oldum. 
&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Konferansın adı İslam&rsquo;da ırk&ccedil;ılık g&ouml;rseller ise Gazze idi ama konferansta Gazze olayını İslam&rsquo;da ırk&ccedil;ılık olayı ile nasıl bağdaştığını anlayamadım.&nbsp; 
&nbsp; İsrailli kınama pek yoktu. Atat&uuml;rk&rsquo;&uuml;n fikir babam dediği B&uuml;y&uuml;k T&uuml;rk d&uuml;ş&uuml;n&uuml;r&uuml; sosyolog Ziya G&ouml;kalp&rsquo;i su&ccedil;layan bir konuşma yapıldı. Diyarbakır&rsquo;da K&uuml;rt&ccedil;&uuml;l&uuml;k yapıyordu, İstanbul&rsquo;da ise T&uuml;rk&ccedil;&uuml;l&uuml;k yapıyordu &ldquo;diye bir iftira atıldı. 
&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Cumhuriyete baş kaldıran Ağrı ve Tunceli isyanlarındaki başrol&uuml; oynayan hainlerin masum g&ouml;sterilme &ccedil;abasını da anlayamadım. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; s&ouml;z konusu isyanın elebaşıları su&ccedil;lu g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r. T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&rsquo;ni yıkmaya &ccedil;alışan her hain hakkettiği&nbsp; &nbsp;cezayı er ge&ccedil; bulacaktır. 
İslam&rsquo;da elbette ırk&ccedil;ılık olamaz Ama İslam&rsquo;ın y&uuml;ce peygamberinin: &rdquo;Kişi kavmini sevmekle su&ccedil;lanamaz &ldquo;hadisini de unutmamalıyız.&nbsp; 
&nbsp; &nbsp; &nbsp;Hoca malum isyankarları &ouml;verken farkında olmadan kendisi ırk&ccedil;ılık yapıyordu. Gazze olayında ırk&ccedil;ılık olmadığını kendisi de ş&ouml;yle izah ediyordu: &rdquo;Aynı coğrafyanın aynı insanları, dilleri bir, dinleri bir,hatta mezhepleri bir, meşrepleri bir, olan bu kişilerin (Gazzelillerin ) Filistinlilerin&nbsp; bu duruma d&uuml;şmelerinin Irk&ccedil;ılıkla bir ilgisi olmadığını kendisi s&ouml;yledi. 
&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Filistin&rsquo;in B&ouml;l&uuml;k p&ouml;r&ccedil;&uuml;k oluşunun İslam&lsquo;da ırk&ccedil;ılık yoktur d&uuml;ş&uuml;ncesi ile nasıl bağdaştığını da anlayamadık. 
Anlayan varsa anlatsın ANLAYALIM..!!!

T&Uuml;RK D&Uuml;NYASININ BİRLİĞİ; T&Uuml;RK MİLLETİ VE İNSANLIĞIN GELECEĞİDİR.

T&uuml;rk D&uuml;nyası &ccedil;ok geniş bir fiziki ve k&uuml;lt&uuml;rel d&uuml;nyayı i&ccedil;ermektedir. Bu d&uuml;nyanın b&uuml;y&uuml;k bir par&ccedil;ası uzun bir s&uuml;re Sovyet Sosyalist sisteminin etki ve &ccedil;ekim alanı i&ccedil;erisinde kalmıştır. Bu sistemin &ccedil;&ouml;k&uuml;ş&uuml;yle birlikte T&uuml;rk d&uuml;nyası da kendine yeni bir yol aralama imk&acirc;nını yakalamıştır.

Atalarımız bize ortak bir tarih bıraktı. Kazak, Kırgız, &Ouml;zbek, Uygur, T&uuml;rkmen, Azerbaycanlı, T&uuml;rkiyeli, Tatar, Saka, Teleut, Şor, Hakas, Altay, Başkurt, &Ccedil;uvaş, Kara&ccedil;ay, Malkar, Kumuk, Nogay ve daha niceleri, tarihi k&ouml;klerine y&ouml;neldikleri zaman aynı noktada buluşuyorlar.

Dede Korkut, Korkut Ata aynı ata değil mi? Orhun abidelerini, onun Hanı Bilge Kağan&rsquo;ı hepimiz kendi tarihimizde buluyoruz. Ali Şir Nevai ve hocası Nizami, Bab&uuml;r Şah, Hoca Ahmet Yesevi, Yusuf Has Hacib, Kaşgarlı Mahmut, hepimizin sahip &ccedil;ıktığı değerler, şairler. Kutadgubilig, Divan-ı L&uuml;gat&rsquo;it T&uuml;rk hepimizin ortak eserimiz. Şecere-i T&uuml;rki&rsquo;yi yazan Ebulgazi Bahadır Han&rsquo;ı hangimiz kendi şeceremizin k&acirc;şifi hissetmez? Altın elbiseli adam hangimizin g&ouml;ğs&uuml;n&uuml; kabartmadı? Oğuz Kağan&rsquo;ı, Kıp&ccedil;ak Han&rsquo;ı hangimiz atamız bilmedik?

Bu ortaklıklar bizi ortak bir tarihte buluşturduğu gibi ortak bir geleceği kurgulamaya da g&ouml;t&uuml;rmektedir. Bu ortak tarihten ve ortak gelecek kurgusundan bizi, babalarımızı asırlarca uzak tutmaya &ccedil;alıştılar. Şimdi de &ouml;n&uuml;m&uuml;ze &ccedil;ıkan fırsatı değerlendirmemize izin vermek istemeyen d&uuml;şmanlar ve onların hizmetinde mankurtlar var. Olsun, biz Nayman anayız. Hangi ana oğlunu sevmekten vazge&ccedil;er? Kendini oklayıp &ouml;ld&uuml;rse bile! Ana oğuldan vazge&ccedil;mez&hellip;

Gen&ccedil;lerin sahip olmaları gereken bazı &ouml;zellikler vardır. Bu &ouml;zelliklerin neler olduğu konusunda herkes farklı tercihlere ve sıralamalara sahiptir. &ldquo;T&uuml;rk gen&ccedil;lerinin sahip olması gereken &ouml;zellikler&rdquo; derken, kendini b&uuml;y&uuml;k T&uuml;rk ağacının dalları, b&uuml;y&uuml;k Turan elinin mensubu sayanlardır. B&ouml;yle oldukları halde bunu bilmeyen yiğitlerimize, kızlarımıza sesleniyorum. Bilenler bilmeyenlere sabırla, bıkmadan usanmadan anlatsınlar:

Bu b&uuml;y&uuml;k ağacın dalları olduğumuzu bilerek yaşamanın bize faydası a&ccedil;ık değil mi: gelecekte var olmamız g&uuml;&ccedil; olmaktan, g&uuml;&ccedil; olmamız da birlik olmamızdan ge&ccedil;er. Ne kadar k&uuml;&ccedil;&uuml;k par&ccedil;alara ayrılırsak, yutulmamız ve y&ouml;netilmemiz o kadar kolay olur, ne kadar b&uuml;y&uuml;k olursak d&uuml;nyada var olmamız, varlığı geleceğe taşımamız o kadar m&uuml;mk&uuml;n olur.

İnsanlığa Faydası: G&uuml;&ccedil;l&uuml; bir T&uuml;rk D&uuml;nyası birlikteliği d&uuml;nyada s&ouml;z sahibi olmamızı sağlar. Bizim s&ouml;z sahibi olmamız ise nimetlerle k&uuml;lfetlerin k&uuml;resel paylaşımındaki dengesizliği sorgulanır hale getirir. D&uuml;nyada &ouml;n&uuml; kesilmeyen ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tlerini sivrisinek gibi m&uuml;cadele yerine bataklığı kurutmak gerekir. O bataklık ta bu nimetlerle k&uuml;lfetlerin paylaşımındaki dengesizliktir. İşte bu bataklığı kurutup, K&uuml;resel Adaleti tesis edecek g&uuml;&ccedil; biziz. Bizim k&uuml;lt&uuml;r genlerimizde kendisi dışındakilerin refahını g&ouml;zetmek var. Başka k&uuml;lt&uuml;rlerde bu ne yazık ki yok; tarih bizim şahidimiz. Onun i&ccedil;in biz bir olup, g&uuml;&ccedil; olmalıyız.

Kaşgarlı, Abbas&icirc; halifesi Mutekted&icirc; Biemrillah&#39;ın oğlu Ebu&#39;l-Kasım Abdullah&#39;a sunduğu eşsiz kitabının &ouml;ns&ouml;z&uuml;nde &quot;Allah&#39;ın, devlet g&uuml;neşini T&uuml;rk bur&ccedil;larından doğurmuş olduğunu ve T&uuml;rklerin &uuml;lkesi &uuml;zerinde g&ouml;klerin b&uuml;t&uuml;n dairelerini d&ouml;nd&uuml;rm&uuml;ş olduğunu g&ouml;rd&uuml;m.&quot; demenin &ouml;tesinde i&ccedil;inde de şunları yazıyor:

&quot;T&uuml;rk Tanrı&#39;nın selamı &uuml;zerine olsun Nuh peygamberin oğlunun adıdır. Nitekim &#39;İnsanın &uuml;zerinden (hen&uuml;z kendisinin anılan bir şey olmadığı) uzun bir s&uuml;re ge&ccedil;medi mi?&#39; ayetinde &Acirc;dem peygamberin adı nasıl &#39;insan&#39; s&ouml;z&uuml;yle anılıyorsa Allah Nuh&#39;un oğlu T&uuml;rk&#39;&uuml;n &ccedil;ocuklarına seslenirken bu adı kullanır.

&nbsp;Ayetteki &#39;insan&#39; s&ouml;z&uuml; genel bir ad olarak yalnız bir kişi i&ccedil;in kullanılmıştır. &#39;Biz insanı en g&uuml;zel bi&ccedil;imde yarattık. Sonra onu aşağılarının aşağısına &ccedil;evirdik. Yalnız inanıp iyi işler yapanlar hari&ccedil;&#39; ayetinde ge&ccedil;en &#39;insan&#39; s&ouml;z&uuml; &ccedil;okluğu, topluluğu bildirir.&nbsp;

T&uuml;rk s&ouml;z&uuml;, Nuh&#39;un oğlunun adı olduğunda bir kişiyi ifade eder. Oğullarının adı olduğunda da &#39;beşer&#39; s&ouml;z&uuml; gibi &ccedil;okluğu ve topluluğu anlatır. Bu s&ouml;z&uuml;n tekliği ve &ccedil;okluğu da kullanılır. Nitekim Rum da İshak peygamberin oğlu Esav oğlu Rum&#39;un adıdır. Onun &ccedil;ocukları da bu adla anılmıştır.topluluğu anlatır. Bu s&ouml;z&uuml;n tekliği ve &ccedil;okluğu da kullanılır. Nitekim Rum da İshak peygamberin oğlu Esav oğlu Rum&#39;un adıdır. Onun &ccedil;ocukları da bu adla anılmıştır.

T&uuml;rk Milleti; 12 milyon kilometre karelik bir imparatorluk kurmuş, M&uuml;sl&uuml;manlığı d&ouml;rt kıtaya yaymış ve İslam&rsquo;ın bayraktarlığını yapmış, hadislere ve kutsal kitabımız Kur&rsquo;an-ı Kerim&rsquo;e konu olmuş bir millettir. 1453 Yılında İstanbul&rsquo;u Fatih Sultan Mehmet fethetmiş ve Hz. Peygamberimizin &ouml;vg&uuml;s&uuml;ne mazhar olmuştu.&nbsp; 
T&uuml;rkler, bir&ccedil;ok insanlık meziyetlerini varlıklarında toplamış bir millettir. Kahramanlık, savaş&ccedil;ılık, teşkilat&ccedil;ılık gibi, d&uuml;nyanın başka hi&ccedil;bir milletinde bir b&uuml;t&uuml;n halinde g&ouml;r&uuml;lmeyen &uuml;st&uuml;n vasıflarımız yanında; g&uuml;zel sanatların &ccedil;eşitli dallarında ulaştığımız seviye de, bunun ink&acirc;rı m&uuml;mk&uuml;n olmayan delilleridir.

D&uuml;nyanın en b&uuml;y&uuml;k kahramanları, T&uuml;rk soyunun oğulları arasından &ccedil;ıkmıştır. D&uuml;nyanın en b&uuml;y&uuml;k zaferleri, T&uuml;rk ordusunun eserleridir. D&uuml;nyanın, her bakımdan en b&uuml;y&uuml;k devletlerinin ve imparatorluklarının sahibi de T&uuml;rklerdir.

G&uuml;zel sanatların en &uuml;st basamaklarında oturmakta olan insanlar arasında T&uuml;rkler az değildir. Mimarlıkta Sinan; Şiirde Yunus Emre, Nevdi ve Fuzuli; Musikide Itri ve

Dede Efendi, bir millete tek başlarına şereflerin en b&uuml;y&uuml;ğ&uuml;n&uuml; sağlayacak &ccedil;apta sanat&ccedil;ılardır.

Cihan tarihinin akışı i&ccedil;inde, d&uuml;nyanın en b&uuml;y&uuml;k, en muhteşem ve en uzun &ouml;m&uuml;rl&uuml; devlet ve imparatorluklarına sahip oluşumuz, bu b&uuml;y&uuml;k meziyetlerimizin tabii sonucudur.

Bir Millet d&uuml;ş&uuml;n&uuml;z ki, O millet; İslam dininin y&uuml;ce gayelerine kanıyla, canıyla Karahanlı T&uuml;rkleri, Gazneli T&uuml;rkleri, Akkoyunlular, Karakoyunlular, Safeviler, Timurlular, Sel&ccedil;uklu T&uuml;rkleri ve Osmanlı T&uuml;rkleri olarak tam on asır hizmet etmiş, bir an bile olsun istikametten ayrılmamış. İsl&acirc;m&#39;ın y&uuml;celiğini ve Kur&#39;an-ı Kerim&#39;in &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; savunmak anlamına gelen &ldquo;İlay-ı Kelimetullah sancağını&rdquo; h&uuml;r ufuklarda dalgalandırmış ve uğurda verdiği şehitlerin kanı nehirler gibi akmış ve kemikleri dağlar gibi yığılıp kalmışsa, o milleti, dil, din ve ırk farkı g&ouml;zetmeden herkesin sevmesi,&nbsp; ona yan bakmaması, ona saygı g&ouml;stermesi de gereklidir.

Elim Kerbela olayının vuku bulduğu 680 yılında, yeni yurtlar arama (Kızılelma) derdiyle T&uuml;rkistan sahasından &ccedil;ıkarak Arap Yarımadasına inen ve İslam&rsquo;la yeni yeni tanışan T&uuml;rk Akıncıları, Arapların savaşacağı haberini alırlar ve muhkem bir mevkiden hadiseyi takip ederler.

&nbsp;Binlerce kişilik ordusuyla Yezid, 70 kişilik Hz.H&uuml;seyin ve kandaşlarını &ccedil;epe&ccedil;evre sarmıştır. T&uuml;rk Atlıları anlarlar ki; g&uuml;&ccedil;l&uuml;yle-zayıf, &ccedil;oklukla-azlık, zalimle-mazlum karşı karşıyadır. Bir tarafta koskoca Emevi Ordusu diğer tarafta Peygamber torunu ve musayipleri, yol arkadaşları&hellip; Taraf olma gereği hissedeler ve saflarını belirlerler. Ne asabiyete ne mensubiyete bakarlar taraf olurken. G&uuml;&ccedil; dengesine bakarlar ve T&uuml;rk Olmanın gereğidir deyip, mazlumdan yana saf tutarlar.

Takvimler Muharrem ayının 9&rsquo;unu g&ouml;sterirken yedi T&uuml;rk Akıncısı bu bela meydanından Hz.H&uuml;seyin&rsquo;i almak &uuml;zere binerler atlarına. Hz.H&uuml;seyin susuzluktan t&uuml;kenmek &uuml;zeredir T&uuml;rk Yiğitlerini karşısında g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;nde. &ldquo;Sizi Azerbaycan&rsquo;a g&ouml;t&uuml;relim&rdquo; teklifini teredd&uuml;ts&uuml;z reddeder. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu yola d&ouml;nmemek &uuml;zere &ccedil;ıkmıştır ve şahadeti kovalayacaktır. Ancak gelen yiğitlerden bir isteği olur Peygamber Torununun. &ldquo;Oğlum Zeynel Abidin&rdquo; der &ldquo;&ccedil;ok hasta, alın g&ouml;t&uuml;r&uuml;n Onu buradan, size emanettir.&rdquo;

Yedi T&uuml;rk akıncısı yanlarına Zeynel Abidin&rsquo;i de alarak yıldırım gibi yol alırlar Emevi Ordusunun barikatını yararak. Hz.Peygamberin sevgili torunu, Allah&rsquo;ın Aslan&rsquo;ı &Acirc;limler&nbsp;Şahı Hz.Ali&rsquo;nin oğlu Hz.H&uuml;seyin ellerini Arş-ı A&#39;la&rsquo;ya kaldırır ve &ldquo;Yarabbi bu yedi yiğide, yedi devlet nasip eyle&hellip;&rdquo;

Zaten bu olaydan sonraki g&uuml;n Hz.H&uuml;seyin ve yol arkadaşları şehit edilerek Rahmet-i Rahman&rsquo;a kavuşmuşlardır.

Bu yiğitler, T&uuml;rkistan sahasında g&ouml;zleri gibi baktıkları Zeynel Abidin&rsquo;i, kargaşa ortamının durulduğundan emin oldukları ve emanete halel gelmeyeceğini anladıklarında Mekke&rsquo;ye geri g&ouml;t&uuml;rm&uuml;şlerdir.

Mustafa Kemal ATAT&Uuml;RK: &ldquo;T&uuml;rk milleti, tarihinle &ouml;v&uuml;n; &ccedil;&uuml;nk&uuml; senin ataların uygarlıklar kuran, devletler, imparatorluklar yaratan bir varlıktır. Sen, Anadolu denilen bu yurda sonradan gelme değil, ilk yerleşip uygarlık kuranların &ccedil;ocuklarısın. Fakat geleceğine g&uuml;venebilmek i&ccedil;in, bug&uuml;n &ccedil;alışman gerekir; &ccedil;&uuml;nk&uuml; yalnız tarih &ouml;v&uuml;nc&uuml; bir meziyet sayılmaz. 
Tanrı T&uuml;rk&rsquo;&uuml; Korusun

&nbsp;

PARAMIZ BİR TEK İRAN&rsquo;IN PARA BİRİMİNDEN Y&Uuml;KSEK

Ekonomiden pek anlamayan biri olarak s&ouml;yl&uuml;yorum, benim paramın komşularımınkinden değersiz oluşu onurumu kırıyor.

Dolar ve Euro&rsquo;yu zaten s&ouml;ylemeye bile gerek duymuyorum &ccedil;&uuml;nk&uuml; o para birimleri farklı d&uuml;nya insanlarının parası olduğu i&ccedil;in onlarla yarışmak elbette ki m&uuml;mk&uuml;n değildir.

D&uuml;ş&uuml;nsenize Avrupalı veya Amerikalı bir &ccedil;alışan yahut emekli, dişini sıkıp bir yılda 3-5 bin dolar biriktirip &uuml;lkemize gelse ağalar paşalar gibi tatil yapar, yaşar, alışverişini yapıp d&ouml;ner.

Biz ise bir yıllık maaşımızı komple biriktirsek de Avrupa veya Amerika&#39;ya gidip bir hafta bile tatil yapamayız.

Bırakın batıyı, doğudaki &uuml;lkelerin dahi para birimleri bizimkinden kat be kat değerli olması bile hazmedilir bir durum değildir.

Mesela Can Azerbaycan&rsquo;ımızın bir Manatı bizim 19 TL&rsquo;miz.

G&uuml;rcistan&rsquo;ın bir Larisi bizim 12 TL&rsquo;miz.

İran&rsquo;da durum biraz farklı, onların para birimlerini doğrusu ben de hesap edemedim.

Yani bizim 100 TL&rsquo;miz, İran&rsquo;ın 190.000 T&uuml;meni ediyor.

Ancak İran&rsquo;da ş&ouml;yle bir durum var.

Vatandaş enerji parası &ouml;demiyor.

Doğalgaz, Mazot, Benzin, Elektrik gideri yok gibi bir şey&hellip;

Bizde ise asıl ana gider kalemleri enerji&hellip; &nbsp;

Dolayısıyla para birimleri bizden &ccedil;ok &ccedil;ok d&uuml;ş&uuml;k olmasına rağmen, İran d&uuml;nyaya a&ccedil;ılamadığı i&ccedil;in sıkıntı yaşıyor olsa da onun dışında İran halkının ge&ccedil;im sorunu bizden daha rahat.

&Ccedil;&uuml;nk&uuml; sadece yiyeceğe, giyeceğe vs. para &ouml;d&uuml;yorlar.

Yiyecek, i&ccedil;ecek yani kısaca temel t&uuml;ketim malları da fiyat olarak bizden &ccedil;ok ucuz&hellip;

Bunun dışında t&uuml;m enerji giderlerini devlet s&uuml;bvanse ediyor.

İran&rsquo;ın para biriminin bizimkinden d&uuml;ş&uuml;k olması sebebiyle sınır illerimiz neredeyse t&uuml;m ihtiya&ccedil; malzemelerini İran&rsquo;dan karşılamakta, g&uuml;nl&uuml;k ayaklı filolar oluşturarak İran&rsquo;a gidip &ouml;teberi ne bulurlarsa alıp getirmektedirler.

Tabi ki aynı şey diğer komşularımız i&ccedil;in de ge&ccedil;erlidir.

Batıda Bulgar, Yunan, Avrupalı T&uuml;rkiye&#39;ye giriş yapıyor, &ouml;teberi ne buluyorsa alıp g&ouml;t&uuml;r&uuml;yor ve hatta alay edercesine paylaşımlar yaparak T&uuml;rk halkını rencide ediyorlar.

Zira G&uuml;rcistan ve Azerbaycan&rsquo;dan g&uuml;nl&uuml;k alışverişlerini yapmak i&ccedil;in &uuml;lkemize gelenlerin sayısı bir hayli fazla&hellip;

Gelmeleri ş&uuml;phesiz ki esnaf a&ccedil;ısından iyi ama bu ne kadar b&ouml;yle gider onu kestirebilmek &ccedil;ok zor.

&Ccedil;&uuml;nk&uuml; esnaf da sattığını alıp yerine koyamıyor.

Daralma her ge&ccedil;en g&uuml;n hissedilir d&uuml;zeyde artıyor.

Zira Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de yaptığı a&ccedil;ıklamalarda s&uuml;rekli tasarruf tedbirlerinden bahsediyor, eski yatırımları&nbsp;bitireceğini, yeni yatırımlara zorunlu olmadık&ccedil;a gidilmeyeceğini a&ccedil;ıklayıp duruyor.

Dedim ya ekonomiden pek anlamam ama bug&uuml;nk&uuml; piyasalar ile daha zorlu g&uuml;nlerin bizi beklediğini s&ouml;ylemek m&uuml;mk&uuml;n.

&Ccedil;&uuml;nk&uuml; işsizlik her ge&ccedil;en g&uuml;n artıyor.

Fiyatlar alabildiğine y&uuml;kselmiş vaziyette.

Piyasada para yok, parası olan da parasını faize yatırmış durumda.

Yani gidişat pek parlak değil.

Tarım ve hayvancılık dışında hi&ccedil;bir sekt&ouml;r&uuml; desteklemeyeceğini s&ouml;yleyen Maliye Bakanı, daha geniş bir tarım ve hayvancılık politikasını Tarım Bakanlığı ile koordineli bir şekilde geliştirmeli, yatırımcı ve &uuml;reticiyi evraklarla boğmadan desteği tabana yaymalı, b&uuml;y&uuml;k şehirlerde miskinleşen vatandaşın k&ouml;y&uuml;ne d&ouml;nmesi i&ccedil;in şartların iyileştirilmesi gerekmektedir.

Kendi kendine yeten ve hatta tarım ve hayvancılıkta ihracat yapan bir &uuml;lke konumuna gelinmesi sağlanmalıdır.

Piyasaların canlanması i&ccedil;in gereksiz yatırımların durdurulması kesinlikle doğru bir karardır.

Ancak k&uuml;&ccedil;&uuml;k esnaf da g&ouml;z ardı edilmemelidir.

&Ccedil;&uuml;nk&uuml; k&uuml;&ccedil;&uuml;k esnaf şu anda can &ccedil;ekişir vaziyettedir.

&Uuml;r&uuml;n maliyetleri, vergiler, SGK, Elektrik, Akaryakıt, Doğalgaz, Kasko, Trafik, Su, Muhasebe, Nakliye, Vergi vs. derken esnafımız, ger&ccedil;ekten altından kalkılamayacak bir olumsuzlukla karşı karşıya kalmaktadır.

Bakınız şu an 130 M2 bir apartman dairesinin maliyeti arsa dahil 3 milyon civarında. Fiyatlar b&ouml;yle olunca bankalar kredi vermiyor. Doğal olarak kimse ne daire alabiliyor ne de satabiliyor.

Bildiğiniz &uuml;zere inşaat sekt&ouml;r&uuml; de ticaretin lokomotiflerinden birisidir.

Eğer bir şehirde inşaat yoksa fabrikalar &uuml;retmiyor demektir.

Fabrikalar &uuml;retmiyorsa ticaret yok demektir.

Umarız tez zamanda k&ouml;kl&uuml; tedbirler alınır, i&ccedil;inde bulunduğumuz olumsuzluk kısa s&uuml;rede &ccedil;&ouml;z&uuml;me kavuşturulur.&nbsp;

AZERBAYCAN İLE ERMENİSTAN DEMEK Kİ ANLAŞABİLİYORLAR 
 
Yıllardır T&uuml;rkler ile Ermeniler arasında s&uuml;re gelen bir d&uuml;şmanlık vardır. 
 
1918 yılından ve hatta daha &ouml;ncesinden başlayan T&uuml;rk- Ermeni anlaşmazlığı tarih boyunca hep Azerbaycan T&uuml;rklerinin soykırıma uğramaları, katledilmeleri ile s&uuml;re gelmiştir. 
 
Zira yakın tarihimizde meydana gelen katliamı eminim hepiniz t&uuml;m ayrıntıları ile biliyordur. 1992 yılında Ermenilerin Karabağ&rsquo;da yaptığı soykırım, katliamın en &ccedil;ok yaşandığı yerlerden biri olan Hocalı isminin simgeleşmesi, t&uuml;m d&uuml;nyanın Karadağ&rsquo;da yaşanan vahim soykırımı ayrıntıları ile bilmesi bir anlamda Ermenilerin kindar bir nesil olarak yaptıklarının ayyuka &ccedil;ıkmasıydı. 
Hocalı katliamının ve Karabağ&rsquo;ın işgalinin &uuml;zerinden 30 yıl ge&ccedil;mesine rağmen Ermeniler hi&ccedil;bir şekilde masaya oturmuyor, inatla ikinci bir Karabağ Savaşı&#39;nın &ccedil;ıkmasını k&ouml;r&uuml;kl&uuml;yorlardı. 
 
Nitekim İkinci Karabağ Savaşı 27 Eyl&uuml;l 2020&#39;de başladı ve 44 g&uuml;nl&uuml;k savaş sonrasında 30 yıllık işgal altındaki T&uuml;rk toprakları bağımsızlığına kavuşmuş oldu. 
 
Azerbaycan&rsquo;ın dinamik ve kararlı Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, yumruğunu sıkarak kararlılığını g&ouml;sterdi ve işgal altındaki toprakların kurtarılmasının hemen ardından, hen&uuml;z mayınlar temizlenmeden, kısmi &ccedil;atışmalar devam ederken bir Cumhurbaşkanı olarak &ouml;zel otomobili ile Karabağ&rsquo;a gitti, Şuşa&rsquo;dan Cıdır D&uuml;z&uuml;&#39;nden d&uuml;nyaya kararlılık mesajı verdi. 
 
44 g&uuml;nl&uuml;k İkinci Karabağ Savaş&#39;ının ardından Azerbaycan ile Ermenistan&rsquo;ın onlarca kez g&ouml;r&uuml;şmesi oldu. 
 
Bu g&ouml;r&uuml;şmelerin b&uuml;y&uuml;k bir kısmı Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan arasında yapıldı. 
 
Diğer g&ouml;r&uuml;şmeler, dışişleri bakanları ve m&uuml;zakereyi y&uuml;r&uuml;ten diplomatlar arasında ger&ccedil;ekleştirildi. 
 
Bu g&ouml;r&uuml;şmeler kimi zaman gergin kimi zaman da &uuml;mit vericiydi. 
 
G&ouml;r&uuml;şmeler yapılıp sıcak mesajlar verildik&ccedil;e, Zengezur Koridoru g&uuml;ndem olmaya ve &nbsp;T&uuml;rk- Ermeni barışı sağlandığı takdirde T&uuml;rkiye Ermenistan sınır kapısının da a&ccedil;ılacağı konuşulmaya başlandı. 
 
Ge&ccedil;tiğimiz hafta Azerbaycan&#39;ın G&uuml;rcistan sınırı Kazak b&ouml;lgesinde bulunan ve halen Ermenilerin işgali altında olan 4 k&ouml;y&uuml;n iade edilmesi i&ccedil;in bir araya gelen Aliyev ile Paşinyan&rsquo;ın anlaşmaya varması &ccedil;ok olumlu karşılanmış, Azerbaycan basını diyaloğun &ccedil;ok iyi ge&ccedil;mesi sebebiyle paylaştığı haberlerden &ouml;t&uuml;r&uuml; Ermeni muhalifler Ermenistan&rsquo;da bu haberleri Panşinyan&rsquo;a karşı aleyhte siyasi malzeme olarak kullanmışlardır. &nbsp; 
 
Yani ş&ouml;yle ki; diyalogların gelişmesi, barışın sağlanması, 3. Karabağ Savaşı&#39;na ihtiya&ccedil; kalmadan herkesin hakkına hukukuna rıza g&ouml;stermesi son derece isabetli olmuştur.&nbsp; Kesinlikle hi&ccedil; kimse 3. Karabağ Savaşı&#39;nın &ccedil;ıkmasını istemezdi. Liderlerin oturup anlaşması ve sorunun anlaşma neticesinde masada &ccedil;&ouml;z&uuml;me kavuşması doğal olarak memnuniyetle karşılanmıştır. 
 
Kamuoyu bunu bilmese de Azerbaycan ve Ermenistan&rsquo;da 3. Karabağ Savaşı&#39;nın ayak sesleri bir hayli y&uuml;ksek duyuluyordu. 
 
Zira ben yıllardır hep aynı şeyi yazıp durmuşumdur. 
 
Paşinyan diyaloğa a&ccedil;ık bir liderdir. 
 
Ancak Diaspora&#39;nın etkisinde olan bir kısım Ermeni askerleri ve &ldquo;Ermeni Devrimci Federasyonu&rdquo; Taşnak Partili Ermeniler, Paşinyan&rsquo;ı provoke etmek i&ccedil;in devlet politikası olmaksızın y&uuml;zlerce taciz atışı ger&ccedil;ekleştirmekte, Azerbaycan Ermenistan &nbsp;barışını baltalamak i&ccedil;in eylemler d&uuml;zenlemektedirler. 
 
Neyse ki anlaşma sağlandı Kazak b&ouml;lgesinde bulunan 4 k&ouml;y iade edildi, savaş d&uuml;ş&uuml;ncesi de rafa kaldırıldı. 
 
Artık &ouml;n&uuml;m&uuml;ze bakmalıyız. 
 
Zengezur Koridoru hız kazanmalı ve bir an evvel a&ccedil;ılmalıdır. 
 
Aynı paralelde Ermenistan Alican Sınır Kapısı da bir an &ouml;nce a&ccedil;ılmalıdır. 
 
Nihayet artık savaş d&uuml;ş&uuml;nmek yerine, barış konuşulmalıdır. 
 
K&ouml;kl&uuml; barış tesis edilmeli, halklar birbiriyle barış i&ccedil;inde yaşamanın yolunu &ouml;ğrenmelidir. 
 
Barış demişken, İsrail&rsquo;in sınır tanımaz saldırganlığı neticesinde Filistin Gazze&rsquo;de &nbsp;bug&uuml;ne kadar yaklaşık 50 bin kişi yaşamını yitirmiştir. 
 
İran, İsrail ile yıllardır savaşır ama buna rağmen s&ouml;zde İsrail&rsquo;e karşı duranlar, ne hikmetse İran&#39;ın yanında durmazlar. 
 
Danışıklı d&ouml;v&uuml;ş derler. 
 
Bu hareket İsrail&rsquo;in elini g&uuml;&ccedil;lendirdi ve Gazze&rsquo;yi daha &ccedil;ok bombalayacak demektir şeklinde ABD, İsrail, İngiltere gibi &uuml;lkelerin ağzıyla konuşarak b&ouml;yle bir algının yaratılmasını sağlarlar. 
 
Biri de &ccedil;ıkıp demez ki iyi de sen ne yapıyorsun, madem İran&rsquo;ın yaptığını benimsemiyorsun madem sen ne yapıyorsun? 
 
&Uuml;lkemizde her ge&ccedil;en g&uuml;n palazlanan tarikatlar neden tek bir kınama bile yapamazken, sen kalkıp İran İran deyip duruyorsun. 
 
Bir grup da &ccedil;ıkıp Azerbaycan&rsquo;ı eleştirmek i&ccedil;in, Gazze kan ağlarken Azerbaycan İsrail&#39;e yakıt satıyor deyip algı oluşturmaya &ccedil;alışıyor. 
 
Bakınız, bu s&ouml;ylemleriniz kesinlikle rahmani değildir. Umursayan da yoktur. 
 
Bunu diyenler neden Gazze ile komşu olan Mısır&#39;ı konuşmaz, neden Suudi Arabistan&#39;ı, Birleşik Arap Emirlikleri&#39;ni, Katar&#39;ı, Kuveyt&rsquo;i, Dubai&rsquo;yi bilmem nereleri konu etmezler? Ama neden İran&#39;ı ve Azerbaycan&rsquo;ı bilin&ccedil;li olarak sahaya &ccedil;ekmeye &ccedil;alışırlar? 
 
Azerbaycan bu işlerde en son sorgulanacak &uuml;lkedir. 
 
Bizim &uuml;lkemizden İsrail&rsquo;e yapılan ihracatın, binde birini Azerbaycan anca yapıyordur. 
 
Bırakın bizleri, &Uuml;rd&uuml;n, Suudi Arabistan, Mısır, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri aleni ABD, İsrail batı uşaklığı yapan &uuml;lkeler olduğu halde, bug&uuml;ne kadar İsrail&rsquo;e tek laf etmek ş&ouml;yle dursun, Gazze&rsquo;yi yerle bir eden İsrail&rsquo;i desteklediklerini belirtmelerine rağmen hi&ccedil; kimse bu &uuml;lkeler hakkında olumsuz laf etmemektedir. 
 
Anlayacağınız konuşulanlara itibar etmemek gerekiyor, bu s&ouml;zleri konuşanlar kesinlikle samimi değillerdir.

Anlayacağınız M&uuml;sl&uuml;man g&ouml;r&uuml;n&uuml;ml&uuml; olup bizden olmayanlar toplum i&ccedil;ine nifak sokmaktan başka bir işe yaramıyorlar.

Umarız Ermenistan ile kalıcı barış sağlanır, umarız İsrail Gazze&rsquo;de akıttığı kanda boğulur.

SAMİMİYETSİZ M&Uuml;SL&Uuml;MANLAR

Lafta M&uuml;sl&uuml;man ama ger&ccedil;ek hayatta cahiliye devrindeki &ccedil;&ouml;l bedevilerinden farksız bir M&uuml;sl&uuml;man toplum var olduğu s&uuml;rece İsrail ve Siyonistler daha &ccedil;ok kişiyi katlederler.

Bizler evlerimizde &ccedil;oluk &ccedil;ocuğumuz ile bayram kutlarken Gazze halkı maalesef ki İsrail bombaları ile can veriyor.

Hamas Lideri İsmail Hanniyye&rsquo;nin 3 oğlu ve &uuml;&ccedil; torunu da Bayram g&uuml;n&uuml; İsrail bombalarına hedef olmuş ve şehit d&uuml;şm&uuml;şlerdir.

Siyonist İsrail&rsquo;in Filistin, Gazze ve L&uuml;bnan&rsquo;da başlattığı soykırım d&uuml;nyanın g&ouml;z&uuml; &ouml;n&uuml;nde oluyor ifadesi bile yaşananlar karşısında anlam taşımıyor.

&Ccedil;&uuml;nk&uuml; batı katliamı savunuyor ve destekliyor.

Daha doğrusu M&uuml;sl&uuml;manlara karşı Siyonist, Yahudi, Hristiyan ittifakı oluşturmuş durumda.

Yani katliamlar d&uuml;nyanın g&ouml;z&uuml; &ouml;n&uuml;nde oluyor demenin artık bir manası yoktur.

&Ccedil;&uuml;nk&uuml; D&uuml;nya&rsquo;nın bir&ccedil;ok devleti İsrail saldırılarına taraf olmuş ve destekliyor.

Bizde bir s&ouml;z vardır.

Tilkinin kurnazlığı, tazının gevşekliğindendir.

Eğer ki tazı bana dokunmayan yılan bin yaşasın d&uuml;ş&uuml;ncesinde olmasa, tilki de gelip k&uuml;meslere dalıp yediğini yiyip yemediğini de telef edemez.

Şu an İsrail&rsquo;in durumu ile M&uuml;sl&uuml;manların durumu bire bir aynı.

Suudilerin yıllarca bombaladığı, a&ccedil;lığa mahk&ucirc;m ettiği Yemen direniş&ccedil;ilerinin Gazze&rsquo;ye destek olmak amacıyla Kızıldeniz&rsquo;de İsrail&rsquo;e y&uuml;k g&ouml;t&uuml;ren gemilere operasyon yapmasına en &ccedil;ok kim tepki g&ouml;sterdi?

Kesinlikle M&uuml;sl&uuml;man &uuml;lkeler.

İsrail&rsquo;e sattıkları &uuml;r&uuml;nlerin yolunu kesen Yemenlilere &ldquo;yaptığınız yanlıştır, ticaret yolunu kesemezsiniz&rdquo; diyerek &ccedil;emkiriyorlardı.

Sevgili okuyucular yazdıklarımı okuduğunuzda sakın beni yanlış anlamayın, ben din falan değiştirmedim. Aksine Muhammed-i Din&rsquo;de kaldığım i&ccedil;in bazıları yanlış anlayabilir.

&Ccedil;&uuml;nk&uuml; Muhammed-i Din&rsquo;de &ldquo;Komşusu a&ccedil;ken tok yatan benden değildir.&rdquo; Diyen Peygamberin getirdiği din ile şeyhler, tarikatlar, din simsarları, Kur&rsquo;an satıcıları ile ben aynı dinde değilim.

Bug&uuml;n bir kısım M&uuml;sl&uuml;man, Siyonist İsrail&rsquo;e kahrolsun derken bile y&uuml;reğinde eğer ki M&uuml;sl&uuml;man kardeşine karşı bir kin besliyorsa onun kahrolsun sloganı sadece iki kelimeden ibaret bir sesten başka bir şeyi ifade etmez.

Muhammed-i M&uuml;sl&uuml;man&rsquo;ın kalbinde M&uuml;sl&uuml;man din kardeşine karşı muhabbet olur, kin olmaz.

D&uuml;n sosyal medyada dolaşırken yığınla ne g&ouml;rd&uuml;m biliyor musunuz?

Keşke İran ile İsrail savaşsa da biz de &ccedil;ekirdek &ccedil;itleyerek bu savaşı izlesek&hellip;

Bu, şu demektir.

İran mezhebi olarak bizden değil, hatta şu Şia&rsquo;lar hi&ccedil; M&uuml;sl&uuml;man bile değil, keşke İsrail ile savaşa girip kaybetseler ve geberip gitseler demektir.

Ve bu d&uuml;ş&uuml;nce de olan milyonlarca kişi ile ben aynı M&uuml;sl&uuml;manlığı hi&ccedil; kusura bakmayın kabul edemem.

&Ccedil;&uuml;nk&uuml; M&uuml;sl&uuml;manlık&rsquo;ta b&ouml;yle bir şey yoktur.

M&uuml;sl&uuml;manlık b&ouml;yle bir şey emretmez.

Yapılanlar tamamen şu an karşı &ccedil;ıktığımız Siyonist İsrail ve işbirlik&ccedil;ilerinin i&ccedil;imize nifak olarak soktuğu bir oyundur. Bu oyunu din olarak &ouml;z&uuml;mseyen IŞİD zihniyetli bir insan da M&uuml;sl&uuml;man değildir.

Daha a&ccedil;ık ifadeyle mezhep&ccedil;ilik adı altında M&uuml;sl&uuml;manlık bir tarafa itiliyorsa ve tamamen mezhep &uuml;zerinden dine yaklaşılıyor ise bunun Muhammed-i Dinle hi&ccedil;bir alakası yoktur ve ben de o s&ouml;zde M&uuml;sl&uuml;manlardan değilim.

Tarikat şeyhlerinin yaşadığı şatafat M&uuml;sl&uuml;manlığın neresinde var?

Bug&uuml;ne kadar hangi bir tarikat şeyhi İsrail ve yandaşlarını kınadı duyan var mı?

Peki bu tarikat şeyhleri İsrail ve yandaşlarını kınamadığı i&ccedil;in yaygara koparıp bu ne bi&ccedil;im tarikat, bu ne bi&ccedil;im din adamlığı, bu ne bi&ccedil;im şeyhlik deyip kınayan oldu mu?

M&uuml;sl&uuml;manım diye ge&ccedil;inen arkadaşların &ouml;z eleştiri yapması gereken o kadar &ccedil;ok mevzu var ki, hangi birini anlatayım.

Belki sesimiz b&uuml;y&uuml;k kitlelere ulaşmıyor olabilir.

Bir kişi bile okuyup bundan ders alsa benim i&ccedil;in bu yeterlidir.

Hamas Lideri Hanniyye&rsquo;nin 6 evladı bir anda şehit oldu.

İnanın &ccedil;ok &uuml;z&uuml;l&uuml;yorum.

TV&rsquo;de &ccedil;ıkan haberlere bakmak bile istemiyorum.

Ama yaşanan bu vahim trajedi Muhammed-i M&uuml;sl&uuml;manları &uuml;zd&uuml;ğ&uuml; gibi, keşke o coğrafyada yaşayan o insanlar da 1992 yılında Karabağ ve Hocalı&rsquo;da yaşanan insanlık dışı vahşete &uuml;z&uuml;lselerdi.

Halk eğer ger&ccedil;ekten samimilerse siyah &ccedil;elenkleri bir tek İsrail b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;iliğine değil, sessiz kalan, hatta İsrail&rsquo;e destek veren M&uuml;sl&uuml;man &uuml;lkelerin b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;iliğine de bırakmaları gerekmektedir.

Adı M&uuml;sl&uuml;man ve sendendir diye g&ouml;rmezden gelirsen, sen Muhammed-i M&uuml;sl&uuml;manlık&rsquo;tan &ccedil;ıkmışsın demektir. &nbsp;

Meşrebi, mezhebi, mektebi, cinsi, ırkı ne olursa olsun m&uuml;minler kardeşse, kardeşliğin gereği yapılmalıdır.

Ve bu kardeşlik her taraflı yapılmalıdır.

Herkes i&ccedil;in s&ouml;yl&uuml;yorum sadece işinize gelen boyutuyla olaylara yaklaşırsanız ve bir k&uuml;lah &ccedil;ekirdeği alıp ekran başına ge&ccedil;ip keyifle izlerseniz, biliniz ki hepiniz Muhammed-i yoldan sapmışsınızdır.

Allah İsrail, ABD, İngiltere ve M&uuml;sl&uuml;man g&ouml;r&uuml;n&uuml;ml&uuml; işbirlik&ccedil;ilerine lanet etsin.

BENİM BİR G&Ouml;Z&Uuml;M, KOMŞUMUN İKİ G&Ouml;Z&Uuml; DEDİK

31 Mart yerel se&ccedil;imleri ile ilgili kısa bir değerlendirme yapıp konuyu kapatmak gerekir diye d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum. &nbsp;

Elbette her se&ccedil;imin bir kazananı, bir de kaybedeni olur.&nbsp;

Bu se&ccedil;imin kesinleşmeyen sonucuna g&ouml;re kazananı DEM Parti, kaybedeni de AK Parti oldu.&nbsp;

Kesinleşmeyen derken AK&nbsp;Parti&rsquo;nin yaptığı itirazlar değerlendirilip&nbsp;neticelendirilmeden&nbsp;ve DEM Parti adayı Mehmet Nuri G&uuml;neş mazbatasını almadan &ldquo;kesinleşmiş&rdquo; sayılmaz.&nbsp;

Yani hemen buzağı arayışına girmenin gereği yok.

&Ouml;ncelikle şunu ifade etmeliyim.&nbsp;

Her şeye rağmen se&ccedil;imin kazasız, belasız sona ermesi şehrimiz a&ccedil;ısından son derece &ouml;nemlidir.&nbsp;

Elbette her se&ccedil;imde olduğu gibi ufak tefek tartışmalar olur.&nbsp;Bu da sonradan tatlıya bağlanabilecek tartışmalar olarak kabul edilir.

DEM Parti se&ccedil;meni her zaman olduğu gibi yerelde daha sıkı particilik yapar, kırgınlık, k&uuml;sk&uuml;nl&uuml;k gibi durumları o g&uuml;n i&ccedil;in rafa kaldırır, se&ccedil;imin son saatine kadar amansız bir m&uuml;cadeleye girerek se&ccedil;imi kazanmak dışında hi&ccedil;bir dış etkenden etkilenmez. &nbsp;

Nitekim bu se&ccedil;imde de ge&ccedil;mişte k&uuml;s oldukları varsayılan bazı partililer bir araya geldi ve yaklaşık 3 ay gibi bir zaman diliminde gece g&uuml;nd&uuml;z &ccedil;alıştı.&nbsp;

Zaman zaman DEM Parti&#39;den bilgi alıp sorup soruşturduğumuzda oyların bı&ccedil;ak sırtı olduğu telaffuz ediliyordu.&nbsp;

Yani DEM, &quot;Kazanmışız, başkanlık &ccedil;antada keklik&quot; mantığı ile se&ccedil;ime girmedi. Temkinliydi&nbsp;ve&nbsp;hatta teredd&uuml;tleri vardı. Ama inan&ccedil;larını yitirmeden &ccedil;ok iyi organize oldular. Eski Ak Parti&rsquo;lilerin bir kısmı DEM&rsquo;le birlikte hareket etti.

Cumhur İttifakında da hemen hemen aynı paralelde bir g&ouml;r&uuml;ş vardı.

İşin doğrusunu s&ouml;ylemek gerekirse her şey Cumhur İttifakı lehine g&ouml;z&uuml;kt&uuml;ğ&uuml; i&ccedil;in kazanacaklarına dair inan&ccedil;ları &ccedil;ok daha fazlaydı.&nbsp; &nbsp; &nbsp;

Ancak k&uuml;sk&uuml;nler diye başlayan dedikodu se&ccedil;im g&uuml;n&uuml;ne kadar devam ettirildi.&nbsp;

Algı inanılmaz bir şekilde şehre yayıldı.&nbsp;

K&uuml;sk&uuml;nler ordusu tarafından acayip bir şekilde abluka altına alınan Cumhur&nbsp;İttifakı y&ouml;neticileri enerjilerini se&ccedil;imi kazanmaya vereceklerine, se&ccedil;imi kaybettirmeye y&ouml;nelik tutum sergileyen kişileri iknaya harcadılar.

Hatta bir ara bu, metot haline geldi ve ilgi g&ouml;rmek isteyen herkes &quot;Ben de k&uuml;s&uuml;m.&quot; demeye başladı.

Dahası, herkes anlamsız bir hesaplaşma i&ccedil;ine girdi.&nbsp;

Aday, Milletvekili, Parti y&ouml;netiminin dediğinden &ccedil;ok, sosyal medyada yazılıp &ccedil;izilenlere itibar edilir oldu. &nbsp;

Daha doğrusu Cumhur İttifakının se&ccedil;menlerini partililer değil, sahte sosyal medya hesapları y&ouml;nlendirdi.&nbsp;

Başarılı olmadılar diyemeyiz.

Başarısızlığın sebeplerden birisi de &uuml;lke genelinde CHP oylarının y&uuml;kselişe ge&ccedil;mesidir. Buna ekonomik sıkıntılar, emekliler gibi etkenleri de eklediğimizde ciddi bir rakam karşımıza &ccedil;ıkar.

Yani ekonomi ve emekliler kanaatimce ciddi bir oy farkı yaratmıştır.&nbsp;

İlk g&uuml;n ihalelerle ilgili başlatılan kara propaganda, belediye enc&uuml;menleri ile devam ettirildi ve halkta olumsuz bir etki bıraktı. &nbsp;

İşe alımlarla alakalı başlatılan yaygara se&ccedil;imin son g&uuml;n&uuml;ne kadar ağızlara sakız edildi. &nbsp;

Hani derler ya, komşunla ilgili ne istersen Allah sana iki katını verecek diye; adam hemen &quot;G&ouml;z&uuml;m&uuml;n birini k&ouml;r edin&rdquo; demiş.&nbsp;

Bunun gibi bir şey işte. &quot;Ben niye olmadım&quot; deyip, &quot;Ben olmadıysam tufan olsun&quot; diyerek sandığa gitmemiştir b&uuml;y&uuml;k bir &ccedil;oğunluk&hellip; &nbsp;&nbsp;

Mesele DEM Parti ge&ccedil;miş belediye başkanları &ouml;rneğin 150 kişiyi işe aldığında hi&ccedil; kimse, &quot;Falanca işe girdi ben niye girmedim&quot; yaygarası koparmadı, sandığa gitmemezlik etmedi. &nbsp;

Zira alınan 300 kişi yerine bir başka 300 kişi alınsaydı yine aynı şeyler konuşuluyor olacaktı. &nbsp;

Yani biraz &ouml;zeleştiri yapmak lazım.&nbsp;

Pireye kızıp yorgan yakan 25 bin civarında se&ccedil;men maalesef ki sandığa gitmedi.&nbsp;

Elbette hatalar vardır.&nbsp;

Ama hatalara verilen karşılık sandığa gitmemek şeklinde neticelenmemeliydi.&nbsp;

Zira Milletvekili Cant&uuml;rk Alag&ouml;z, miting konuşmasında net olarak ş&ouml;yle dedi; &ldquo;Hatalar vardır, gereği de yapılacaktır.&rdquo;&nbsp;

Demem o ki DEM Parti kendi a&ccedil;ısından partisine ve adayına her şartta sahip &ccedil;ıktı, Cumhur İttifakı se&ccedil;meni ise her şeye bir bahane bulup eleştiri getirdi.&nbsp;

Yani kimsenin g&ouml;z&uuml; kimseyi g&ouml;t&uuml;rmedi, herkes birbirinin kıskan&ccedil;lığını &ccedil;ekti.&nbsp;

Benim bir g&ouml;z&uuml;m, komşumun iki g&ouml;z&uuml; dedi.&nbsp;

Dedikodu, iftira, yalan, fitne fesat aldı başını y&uuml;r&uuml;d&uuml;.

D&uuml;ş&uuml;nsenize Iğdır&rsquo;a adım attığı g&uuml;nden itibaren hi&ccedil; kimseyi &ouml;tekileştirmeyen, herkese bir şekilde dokunan, maddi ve manevi destek veren, kendisini bir ırkın, mezhebin temsilcisi olarak g&ouml;rmeyip tam aksine ırk ve mezhepler &uuml;st&uuml; bir tutum sergileyen Cant&uuml;rk Alag&ouml;z gibi birini k&uuml;&ccedil;&uuml;msemek adına stadyum duvarlarına yazılar yazmak hi&ccedil;bir şekilde izah edilemez.&nbsp;

Vay efendim niye yardım kartlarını iptal etti, iftar &ccedil;adırını kaldırdı, semt sahasındaki Ramazan eğlencesini sonlandırdı gibi art niyetli propagandalar hi&ccedil; ahlaki değildir.&nbsp;

Yardım &ccedil;adırı belediye tarafından organize ediliyordu.&nbsp;

Se&ccedil;im kaybedildiği i&ccedil;in haliyle yeni başkan ve y&ouml;netiminin devam ettirmesi gereken bir iştir. &nbsp;

İftar &ccedil;adırının g&uuml;nl&uuml;k maliyeti yaklaşık 250 bin TL. Belediyenin kasasından tek kuruş harcanmış değildir. Tam ayrıntısını bilmiyorum ama bu giderlerin tamamı Cant&uuml;rk Alag&ouml;z tarafından karşılanıyordu. Se&ccedil;im bitip, belediye el değiştirdiği i&ccedil;in de geri &ccedil;ekilmiştir buda &ccedil;ok normaldir. Lafa gelince mangalda k&uuml;l bırakmayan ama iş icraata gelince ortalıkta g&ouml;z&uuml;kmeyenler sadece konuşmayı becerirler. &nbsp;

Yani Cant&uuml;rk Alag&ouml;z maddi destek versin, sorunumuzla ilgilensin biz de arkasından konuşup, sandığa gitmeyip, duvarlara yazılar yazalım &ouml;ylemi?

Yani se&ccedil;tiğimiz hangi bir milletvekili bug&uuml;ne kadar halkına bu kadar yakınlık duyup bu kadar mert davranıp elini cebine atmıştır.&nbsp;

Cant&uuml;rk Alag&ouml;z şehre ve şehrimiz insanlarına k&uuml;sm&uuml;ş değildir.&nbsp;

Milletvekili se&ccedil;ilmiştir, vekilliğinin verdiği yetki dahilinde yine halkının yanında olacaktır.&nbsp;

Gelinen noktada demokrasi neticelendi ve yeni başkan se&ccedil;ildi.&nbsp;

Se&ccedil;ilen yeni Başkan Mehmet Nuri G&uuml;neş&rsquo;i tebrik eder, iyi &ccedil;alışmalar dilerim.

Bir Şehrin Ruh&nbsp;G&uuml;zelliğine Ulaşamamak

&nbsp;

<div>Bir Şehrin gizlerine ulaşabilmek i&ccedil;in onun ruh derinliğine sahip olmak gerekir. Bazı mutlu insanlar olduğu gibi, mutlu şehirler de vardır. B&uuml;y&uuml;k ve g&ouml;rkemli k&uuml;lt&uuml;r&uuml;n yıllarca birikmiş unsurlardan demlenmiş şehirler&hellip;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>İnsana zaman kavramını unutturan, ge&ccedil;mişi şimdiyi ve geleceği aynı anda nadir yerlerden biri olan bir şehir Iğdır&hellip;</div>

<div>Iğdır&rsquo;ı anlamak, anlatmak pek kolay değil. Dillerin, dokuların ve ruhların birbiri i&ccedil;inde eridiği şehir Iğdır.</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Bu şehri anlamayan insanlar &ccedil;oğunlukta maalesef. Kişisel egoları y&uuml;z&uuml;nden zarar veren insanlar olduk&ccedil;a fazla bu şehirde. Birlik ve beraberliğe zarar veren, kucaklaşmayı kabul etmeyen, ırk&ccedil;ılık peşinde olan insanlar ve arkalarına da alıp s&uuml;r&uuml;kledikleri bilin&ccedil;siz insanlar.&nbsp;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>T&uuml;rkiye&rsquo;de olduğu gibi Şehrimiz Iğdır&rsquo;da da bir se&ccedil;im yaşadık. Iğdır&rsquo;a verilen ve verilecek hizmetlerin &ouml;n&uuml;n&uuml; kesmek i&ccedil;in ortaya &ccedil;ıkan gruplar, kendini bir şey sananlar. Vicdansızlar, g&ouml;z&uuml; kapalı insanlar. Bir taraftan milli duygulardan bahsederken, kişisel egolarından dolayı birlik ve beraberliğe zarar veren insanlar.&nbsp;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Peki, bu sonu&ccedil;lara sebep olan ar damarı yırtılmışlar, hi&ccedil; utanmayacaklar mı? Bence tarih &ouml;n&uuml;nde hesap verecekler bir g&uuml;n.&nbsp;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Bir tarafta bu şehre hizmet getirmek i&ccedil;in yarışanlar, diğer tarafta kişisel kaprislerinden dolayı k&uuml;sk&uuml;nler. Yazık etmediniz mi bu g&uuml;zel şehre, elinize ne ge&ccedil;ti.&nbsp;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Bazı olumsuz ger&ccedil;ekler ortadadır. Hatalar yapıldı, rahatsızlıklar kulak ardı edildi. Ancak konu Iğdır olunca bunlara tahamm&uuml;l edilmeliydi. Şehrimizin menfaati her şeyin &uuml;st&uuml;nde olmalıydı.&nbsp;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Se&ccedil;imlerden &ouml;nce zaman zaman insanların serzenişleri kulağımıza geliyordu. Efendim falanca bana şunu yapmıştı, filancanın akrabası ondan dolayı oy vermeyeceğim.&nbsp; Yok, telefonuma &ccedil;ıkmadı oyum yok. Bunların hepsi sandığa yansıdı. Bu t&uuml;r insanlarla &ccedil;etin yolları y&uuml;r&uuml;mek &ccedil;ok zor. Herkes kendine g&ouml;re haklı.&nbsp;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Konum olarak belki en fazla zarar g&ouml;ren kişilerden biriyim. Ancak k&uuml;smedim, g&ouml;n&uuml;l koymadım. Şehrimizin menfaati i&ccedil;in elimden geleni yapmaya gayret ettim.&nbsp;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>&Ccedil;ıkarcı ve menfaat&ccedil;i insanlar bu hayatta olduk&ccedil;a fazladır. Pek &ccedil;ok insan hayal kırıklığı yaratabilir. &Ouml;zellikle birine kişi kendi &ccedil;ıkarı i&ccedil;in sırtını d&ouml;nebilir. G&uuml;venirsin ve İsl&acirc;m&icirc; &ouml;ğretide &ouml;nem ve &ouml;ncelik verilen iki kavramdan biri Tevhid diğeri ise Vahdet&rsquo;tir. Tevhid, akide planında birliği, vahdet ise sosyal planda birliği ifade eder. Bu nedenle &ldquo;Tevhid&rdquo; ve &ldquo;Vahdet&rdquo; birbirlerinden ayrılmaz kavramlardır. Tevhid ve Vahdet, İsl&acirc;m &uuml;mmetini birleştirici, b&uuml;t&uuml;nleştirici ve toplumsal dayanışmayı sağlayıcı en &ouml;nemli iki kavramdır. Bu iki kavram İsl&acirc;m &uuml;mmetinin dayanışma i&ccedil;inde bulunması, birlik ve beraberliğini muhafaza etmesi, g&uuml;&ccedil;l&uuml; olması, i&ccedil;eriden ve dışarıdan gelecek her t&uuml;r tehdit ve yıkıcı faaliyete karşı kendisini koruyabilmesi a&ccedil;ısından olduk&ccedil;a &ouml;nem arz eder.</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>B&ouml;l&uuml;n&uuml;p par&ccedil;alanmadan Allah&rsquo;ın ipine sımsıkı yapışmayı ifade eden vahdet, sosyal planda M&uuml;sl&uuml;manların birlikteliğini ifade eder. Vahdet, farklı g&ouml;r&uuml;ş, d&uuml;ş&uuml;nce, tavır ve bakış a&ccedil;ılarına sahip olsalar da; farklı etnik kimlik, mezhep, meşrep, din&icirc; akım, cemaat vb. aidiyetleri bulunsa da M&uuml;sl&uuml;manların ortak noktalarda uzlaşmalarını, asgari m&uuml;ştereklerde birleşmelerini, hayat&icirc; konularda aynı tavır ve stratejiyi sahiplenmelerini gerektirir.</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>&Ccedil;ıkarcı kişiliğe sahip insanlar kendileri dışında &ouml;ne &ccedil;ıkan bir insana tahamm&uuml;l edemezler. Bu nedenle, her zaman dikkatlerin odak noktasında olmak i&ccedil;in ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Gerek duyduklarında, bulundukları sosyal &ccedil;evrede en &ouml;nemli karakter olarak kalmaya devam etmek i&ccedil;in, diğer bir insanların kendini k&ouml;t&uuml; hissetmesine yol a&ccedil;acak bir şeyi yaparlar.</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Bir tarafta bu memleketin ekmeğini yiyen ancak hainlik yapan insanlar, bir tarafta memleketi i&ccedil;in canını feda etmeğe hazır insanlar&hellip;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Yıllardır Belediye ve diğer kurumlara binlerce kişi aldılar. Ne hikmetse birilerinin elinde yirmi kişilik bir listeyi d&ouml;n&uuml;p dolaşıp g&uuml;ndeme getiriyorlar. En başta da benim kızımın ismi var. Zengin &ccedil;ocukları işe alınmış manşetleri.</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Ben emekli bir memurum. Zengin değilim. Kızım Y&uuml;ksek Lisans ve Doktora mezunu.&nbsp; &nbsp;&Ouml;mr&uuml;m&uuml; bu memlekete verdim.&nbsp; Her sahada hizmet ettim. Yıllardır Iğdır&rsquo;dayım ve Iğdır&rsquo;a hizmet ediyorum. Biz hi&ccedil;bir şeyi hak etmiyor muyuz?&nbsp; Benim iki &ccedil;ocuğum var.&nbsp; Oğlum dışarıda g&ouml;rev yapıyor. Listede Acar soy isimli bir kişi daha var. Bununla hi&ccedil;bir aile bağım yok. Sadece soy isim benzerliği var.&nbsp;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>2000&rsquo;li yıllardan beridir. Her kuruma usuls&uuml;z, liyakatsiz kişiler yerleştirildi. Kimsenin gıkı &ccedil;ıkmadı. Listede isimlerin yazılanların &ouml;ğrenim durumuna bakılsın, araştırılsın &ouml;yle konuşulsun. Birilerini bilmeden araştırmadan &ccedil;amur atmak &ccedil;ok kolay bir iştir.&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;&nbsp;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Sonu&ccedil; olarak; İhanet kavramı insan topluluklarının oluşumundan itibaren varlığını s&uuml;rd&uuml;ren bir kavramdır.</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Farabi der ki; &ldquo;Kendi menfaati uğruna her şeyi yok sayan insanların eninde sonunda varacağı yer h&uuml;srandır.&rdquo;</div>

<div>Kayan yer g&ouml;r&uuml;nce su gibi akma,</div>

<div>Menfaat uğruna Şehrini satma,</div>

<div>Vatanı, şehrini seven g&ouml;r&uuml;nen,&nbsp;</div>

<div>Yalancı hainleri sakın unutma.</div>

<div>&ldquo;T&uuml;m arzularınızla dolu, pozitif ve canlı bir gelecek dileğiyle.&rdquo;</div>

IĞDIR KARARINI VERDİ

Bu se&ccedil;im kampanyası daha &ouml;nceki se&ccedil;im kampanyalarından biraz farklı oldu.&nbsp;

Ger&ccedil;i daha se&ccedil;imin bitimine iki g&uuml;n var ama artık se&ccedil;im s&uuml;reci bitti diyebiliriz.&nbsp;

Eskiden se&ccedil;im s&uuml;recinde &uuml;lkemizin &ccedil;eşitli şehirlerinde yaşayan siyaset&ccedil;i, b&uuml;rokrat, iş insanı, tanınmış kişiler, hatırı sayılır ağabeyler se&ccedil;im d&ouml;neminde Iğdır&rsquo;a gelir, toplumun genel olarak meylettiği adaya desteklerini a&ccedil;ıklar, se&ccedil;menden oy isterlerdi.&nbsp;

Destek i&ccedil;in gelenlerin en pop&uuml;leri de hi&ccedil; ş&uuml;phesiz&nbsp;Merhum&nbsp;Reis Mikail G&ouml;leli olurdu.&nbsp;

Reis geldi mi y&uuml;zlerce ara&ccedil;lık konvoy ile karşılama yapılır, g&ouml;sterişli bir destek organize edilirdi.&nbsp;

Cumhur İttifakı Ak Parti Adayı &Uuml;lk&uuml; &Ouml;cal&rsquo;ın aday olmasıyla birlikte destek olmaya gelen birka&ccedil; b&uuml;rokrat ve iş insanımız dışında pek kimse gelmedi.&nbsp;

Bir insan hayır ve şer işinde g&ouml;z&uuml; etrafındaki kişileri arar.&nbsp;

Mesela bir taziyeniz olduğunda kimin başsağlığına gelip gelmediğini onca yoğunluk arasında&nbsp;fark edebiliyorsunuz.&nbsp;

D&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n&uuml;z olduğunda gelip gelmeyeni anında fark edersiniz.&nbsp;

Bu &ouml;zel durumlarda insanın g&ouml;z&uuml; dostunu, &ouml;nemsediği simayı yanında g&ouml;rmek ister.&nbsp;

Se&ccedil;im de b&ouml;yle bir ortamdır.&nbsp;

Sizin i&ccedil;in ufak bir dokunuş, aday i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k bir destek olarak kabul edilir.&nbsp;

Şu anda Cumhur İttifakı Ak Parti adayı &Uuml;lk&uuml; &Ouml;cal da Iğdır&rsquo;ı karşılıksız seven Milletvekili Cant&uuml;rk Alag&ouml;z de Ak Parti İl Başkanı Ali Kemal Ayaz da MHP İl Başkanı H&uuml;seyin Ateş de etraflarına baktıklarında kimlerin gelip gelmediğini net bir şekilde g&ouml;r&uuml;yorlar.&nbsp;

Bakınız bu yazıyı aslında daha &ouml;nce yazacaktım ama farklı yorumlanır diye yazmadım.&nbsp;

Se&ccedil;imin son g&uuml;n&uuml;ne bilerek sakladım.&nbsp;

Artık bu yazı yayınlandıktan sonra ben geldim denilse de fayda etmez.&nbsp;Oyu varsa kullanır, yoksa da şehrini ziyaret edip geri d&ouml;ner. &nbsp;

&Ccedil;&uuml;nk&uuml; se&ccedil;menin kafasında her şey şekillenmiştir artık.&nbsp;

Kim nereye oy vereceğini artık b&uuml;y&uuml;k oranda kararlaştırmıştır. K&uuml;&ccedil;&uuml;k bir kısım se&ccedil;men de sandık başında Iğdır&rsquo;ın yarınını d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml; i&ccedil;in elini vicdanına koyacak ve iradesini toplumun birliğinden yana sandığa yansıtacaktır.&nbsp;

Keşke Iğdır&rsquo;ı seven herkes doğup b&uuml;y&uuml;d&uuml;ğ&uuml; bu şehre birka&ccedil; g&uuml;n&uuml;n&uuml; ayırsaydı.&nbsp;Hem hasret gidermiş olur hem de &ccedil;orbada tuz sahibi olurdu.&nbsp;

Sorun yok burada yaşayan her bir Iğdırlı kesinlikle sorumluluk bilinciyle hareket edecek, şehrimizin kalkınması i&ccedil;in şehrimizi iktidarla buluşturacaktır.&nbsp;

O gelemeyen arkadaşlar da uzaktan uzağa &ouml;zellikle de sosyal medyadan akıl verip ahkam kesmeye devam ederler.&nbsp;

Hepimizin bildiği bir ger&ccedil;ek şudur:

&Uuml;lk&uuml; &Ouml;cal ge&ccedil;mişte politize olmuş birisi değildir.&nbsp;

Yani politik anlamda tartışmaların odağında olmamış, devlet memuru olarak g&ouml;rev ve yetkileri dahilinde işini en iyi şekilde yapmıştır.&nbsp;

Şimdi halkın huzuruna &ccedil;ıkmış olan &Uuml;lk&uuml; &Ouml;cal, hi&ccedil; kimsenin eleştiremediği bir aday olarak gece g&uuml;nd&uuml;z demeden inanarak &ccedil;alışıyor.&nbsp;

Elbette en b&uuml;y&uuml;k destek&ccedil;isi hen&uuml;z daha 10 ay &ouml;nce Milletvekili se&ccedil;ilen Cant&uuml;rk Alag&ouml;z ve Iğdır halkıdır.&nbsp;

Cant&uuml;rk Alag&ouml;z milletvekili se&ccedil;ildi ama n&uuml;fusun b&uuml;y&uuml;k bir &ccedil;oğunluğu ona hitap ederken Başkanım diye hitap eder.&nbsp;

&Ccedil;&uuml;nk&uuml; o milletin hafızasına Başkan olarak kazındı.&nbsp;

Yarın bakan bile olsa, bu halk yine ona başkanım diye hitap edecektir.&nbsp;

&Ccedil;&uuml;nk&uuml; Cant&uuml;rk Alag&ouml;z, Alag&ouml;z Holding Iğdır&nbsp;FK ile bu şehre adım attığında trib&uuml;nlerden binlerce kişi &ldquo;b&uuml;y&uuml;k başkan&rdquo; sloganı ile taltif etti.&nbsp;

B&uuml;y&uuml;k başkan da gereğini yaptı, g&ouml;nl&uuml;n&uuml;, ruhunu, ekonomisini halkı i&ccedil;in&nbsp;&nbsp;Iğdır&rsquo;a &nbsp;seferber etti.&nbsp;

Tahmin y&uuml;r&uuml;t&uuml;yorum, kim bilir belki de birileri gelirsem g&ouml;lgede kalırım endişesine&nbsp;de kapılmış olabilirler.&nbsp;

Ama bilinmesini isterim ki, Cant&uuml;rk Alag&ouml;z de kibir yoktur.&nbsp;

Var olan imkanını dibine kadar kullanma cesareti vardır.&nbsp;

Ver eli vardır.&nbsp;Fakirin fukaranın hep yanında olmuştur.&nbsp;

Duygusaldır. Ge&ccedil;miş anılarını anlatınca g&ouml;zleri dolar.&nbsp;

Yokluğun, zorluğun ne demek olduğunu bilen biridir.&nbsp;

&Ccedil;ocukla &ccedil;ocuk, b&uuml;y&uuml;kle b&uuml;y&uuml;k olur ve doğal davranır.&nbsp;

Cant&uuml;rk&rsquo;&uuml; Cant&uuml;rk yapan da işte bu &ouml;zellikleridir.&nbsp;

Dolayısıyla &Uuml;lk&uuml; &Ouml;cal&rsquo;ın arkasında Cant&uuml;rk Alag&ouml;z, Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&rsquo;&uuml;n de arkasında Cant&uuml;rk başkanın samimiyetine, kişiliğine, a&ccedil;ık s&ouml;zl&uuml;l&uuml;ğ&uuml;ne, cesaretine inanan Iğdırlılar var.&nbsp;

Daha &ouml;nceki yazılarımda da belirtmiştim. Her şehrin bir simge ismi, bir lokomotifi vardır.&nbsp;

İbrahim &Ccedil;e&ccedil;en Ağrı ilimizin simge ismi, lokomotifidir. İsmail Aytemiz Kars ilimizin simge ismi, lokomotifidir.&nbsp;

Iğdır&rsquo;ın da simge ismi ve lokomotifi Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&rsquo;d&uuml;r.&nbsp;

Bu kişinin başını &quot;uca&quot; etmeliyiz ki, o da Iğdır&rsquo;ın başını &quot;uca&quot; etsin.&nbsp;

Yarınlar hepimizin yarınıdır.&nbsp;

&Ccedil;ocuklarımızın geleceği yarınlarda şekillenecektir.&nbsp;

Yarınlarımızın daha g&uuml;zel olmasını arzu ediyorsak bug&uuml;n elimizde var olanların kıymetini bilmeliyiz.&nbsp;

Yani kimi kıskan&ccedil;lık, kimi siyasi hesaplar, kimi basit kibirler, kimi anlamsız inatlar sebebiyle bu şehrin geleceğini g&ouml;z ardı etmemeliyiz.&nbsp;

S&uuml;rekli muhalefette kalmakla bir arpa boyu yol alamayacağımızı artık hepimiz biliyoruz.&nbsp;

Onun&nbsp;i&ccedil;in diyorum ki hır&ccedil;ınlaşmanın, kutuplaşmanın, k&uuml;&ccedil;&uuml;k hesaplarla hesaplaşma derdine d&uuml;şmenin hi&ccedil; gereği yoktur.&nbsp;

Gelin birlikte bu şehri daha g&uuml;zel yarınlara ulaştıralım.&nbsp;

IĞDIR&rsquo;I PARSELLEMEK İSTEYENLER Mİ VAR? 
 
&nbsp; 
Ge&ccedil;tiğimiz hafta Ak Parti Iğdır Milletvekili Cant&uuml;rk Alag&ouml;z ve Ak Parti Iğdır İl Başkanı Ali Kemal Ayaz, Iğdır FM sunucusu Suat Deniz&rsquo;in konuğu oldular ve Deniz&rsquo;in sorularını yanıtladılar. 
 
Milletvekili Cant&uuml;rk Alag&ouml;z konuşmasının bir b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde sizlere bir hik&acirc;ye anlatayım diyerek bazı ilgin&ccedil; gelişmeleri g&uuml;n y&uuml;z&uuml;ne &ccedil;ıkarmış oldu. &nbsp; 
 
Milletvekili Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&rsquo;&uuml;n radyoda yaptığı a&ccedil;ıklamasının ardından ismi ge&ccedil;en Muzaffer Erg&ouml;z isimli şahısla alakalı Iğdır eşrafından Ekrem Aydın&nbsp; ilgin&ccedil; bir dolandırıcılık videosu paylaştı&hellip;

Bildiğiniz &uuml;zere birka&ccedil; g&uuml;n &ouml;nce Milletvekili Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&rsquo;&uuml;n Muzaffer Erg&ouml;z ismini zikretmesinin ardından &nbsp;İYİ Parti adayı G&uuml;nd&uuml;z G&uuml;neş &nbsp;bir video paylaşımı yapmış ve Muzaffer Erg&ouml;z&rsquo;&uuml; savunarak &ouml;ve &ouml;ve bitirememişti. 
 
Milletvekili Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&rsquo;&uuml;n ismini zikrettiği Muzaffer Erg&ouml;z&rsquo;&uuml; biraz araştırdığımızda karşımıza &ccedil;ıkan tablo şu şekildedir. 
 
Kimdir Muzaffer Erg&ouml;z? Muzaffer Erg&ouml;z 1944 Erzincan doğumludur. 1980 yılında kardeşi İsmail Erg&ouml;z ile birlikte Bodrum&#39;a giderek G&uuml;mbet mevkiinde yabancı sermayeli bir otel olan Sport Otel&#39;i kurmuş ve turizm sekt&ouml;r&uuml;ne atılmıştır. Otel gayet iyi &ccedil;alışmakta, bir oda haftalık 2000 marktan kiracı bulmaktaydı. Ancak 1992 yılında Muzaffer Erg&ouml;z ve kardeşi İsmail Erg&ouml;z oteldeki t&uuml;m paylarını satarak ortaklıktan ayrılmışlardır. Daha sonra yani 2015 yılında Muzaffer Erg&ouml;z, kardeşi İsmail Erg&ouml;z ve diğer iki ortağıyla birlikte Kars&#39;ta, Borluk Numune &Ccedil;iftliği Tarım Hayvancılık Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketini kurmuştur. Bu şirket 2021 yılında unvan değişikliğine gitmiş, şirketten bir ortak ayrılmış ve şirketin yeni unvanı Doğu Anadolu Tarım ve Hayvancılık Yem, Eğitim, Sağlık, Gıda, Enerji, Turizm, İhr. Ve İth. Tic. Ltd. Şti. olarak değiştirilmiştir. Muzaffer Erg&ouml;z de bu şirketin m&uuml;d&uuml;r&uuml; olarak g&ouml;reve getirilmiştir. 
 
&nbsp;Muzaffer Erg&ouml;z, genel se&ccedil;imlerden yaklaşık iki ay sonra Iğdır Milletvekili Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&rsquo;le g&ouml;r&uuml;şmek ister. Uzun uğraşlar sonucu randevuyu bir bakan yardımcısı organize eder ve g&ouml;r&uuml;şme ger&ccedil;ekleştirilir. 
 
Muzaffer Erg&ouml;z, g&uuml;nlerce randevu almaya &ccedil;alıştığı Milletvekili Cant&uuml;rk Alag&ouml;z ile g&ouml;r&uuml;şme olanağı yakalayınca kucağındaki taşları d&ouml;kmeye başlar. 
 
IĞDIR&rsquo;IN GELECEĞİNİ BİZ BELİRLEYECEĞİZ! 
 
Muzaffer Erg&ouml;z, Iğdır&rsquo;la ilgili hazırlattığı dergide Iğdır&#39;da yapmak istediklerini sıralamaya başlar ve Iğdır&rsquo;ın geleceğinin kendilerinden sorulduğunu anlatarak ş&ouml;yle der: 
 
1- &nbsp; &nbsp;G&uuml;nd&uuml;z G&uuml;neş Iğdır Belediye Başkan Adayı yapılacak, 
 
2- &nbsp; &nbsp;Iğdır&rsquo;ın&nbsp;tarım, hayvancılık, plan, proje, parselasyon işleri bizden sorulacak, 
 
3- &nbsp; &nbsp;Hemen Tarım Bakanı aranacak ve Devlet &Uuml;retme &Ccedil;iftliği TİGEM bize devredilecek, 
 
4- &nbsp; &nbsp;İsrailli iş adamlarının da bu &ccedil;alışmaları planladıklarını ve işlemler bitince Iğdır&rsquo;a gelecekleri belirtilmiş, 
 
5- &nbsp; &nbsp;Aralık İl&ccedil;esinin tarım arazilerini yeni bir y&ouml;ntemle yeniden organize ederek T&uuml;rk tarımının beyni olacaklarını ifade etmiştir. 
 
&nbsp; 
T&uuml;m bunları nasıl yapacakları konusunda ise tek bir cevap verilmiş: &ldquo;Nasıl olacağını biz &ccedil;ok iyi biliyoruz...&rdquo; 
 
Bu şekilde planlar anlatılmış ve bir de yazılı brifing verilmiştir. &nbsp; 
 
&quot;Bu işlemler bitince bize kimse karışmayacak biz de sizlere saygı g&ouml;stereceğiz.&quot; denilmiştir. 
 
&nbsp;Bu diyalogların &uuml;zerine Milletvekili Cant&uuml;rk Alag&ouml;z, b&ouml;yle bir şeyin m&uuml;mk&uuml;n olmayacağını, b&ouml;yle bir konunun Iğdır&rsquo;a, &uuml;lkeye ihanet olduğunu ifade ederek Muzaffer Erg&ouml;z&rsquo;&uuml; olumsuz yanıtlarla geri &ccedil;evirmiştir. 
 
Yani buradaki asıl amacın yatırım olmadığı, halka hizmet olmadığı ve şehri parsellemek i&ccedil;in art niyetle atılmak istenen adımlar olduğunun fark edilmesi &uuml;zerine de kapı dışı edilen Muzaffer Erg&ouml;z, Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&rsquo;den bulamadığını Iğdır&rsquo;da aramaya kalkıyor. 
 
Iğdır&#39;a gelen Muzaffer Erg&ouml;z ve bir yakını Doğu Anadolu Tarım ve Hayvancılık Yem, Eğitim, Sağlık, Gıda, Enerji, Turizm, İhr. Ve İth. Tic. Ltd. Şti.&#39;nin m&uuml;d&uuml;r&uuml; olarak Ak Parti Iğdır İl Başkanı Ali Kemal Ayaz ve ardından Iğdır Valisi Ercan Turan ile g&ouml;r&uuml;ş&uuml;p onları da ikna etmeye &ccedil;alışıyor. Ancak İl Başkanı ve Vali&rsquo;den de beklediği karşılığı g&ouml;remeyen Muzaffer Erg&ouml;z, bu sefer kolları sıvayıp siyasete girmeye karar veriyor. 
 
&nbsp;Bahsettikleri t&uuml;m planlardan da anlaşılacağı &uuml;zere G&uuml;nd&uuml;z G&uuml;neş&#39;i &ouml;ncelikle Ak Parti&#39;den aday g&ouml;stermek istiyorlardı. Bunun i&ccedil;in &ccedil;eşitli kanallardan da Ak Parti İl Başkanı Ali Kemal Ayaz&rsquo;ı G&uuml;nd&uuml;z G&uuml;neş&rsquo;in adaylığına razı etmeye &ccedil;alışıyorlardı. Ayaz da, m&uuml;racaat etsin genel merkezimiz gerekli değerlendirmeyi yapar, diyerek noktayı koyuyordu. G&uuml;nd&uuml;z G&uuml;neş de bu s&uuml;re&ccedil;te ne Ali Kemal Ayaz ile ne de Cant&uuml;rk Alag&ouml;z ile bire bir g&ouml;r&uuml;şm&uuml;ş değildir. Sadece aracıların kendisine ilettikleri ile yetinmiştir.&nbsp; Ak Parti&rsquo;ye resmi veya gayri resmi m&uuml;racaatı da s&ouml;z konusu değildir. &nbsp; 
 
Etraftan ne dediler bilmiyorum ancak &quot;s&ouml;z verilmiş kişi&quot; imajı yaratılmaya &ccedil;alışıldığı ortadadır. 
 
Nitekim daha &ouml;nce deneyimi olan birka&ccedil; se&ccedil;ime girip &ccedil;ıkan bir siyaset&ccedil;inin siyasi ayrıntıları daha iyi bilmesi gerekir diye d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum. 
 
Peki yukarıda s&ouml;z&uuml;n&uuml; ettiğimiz ve Iğdır&rsquo;ı parsellemek i&ccedil;in yoğun mesai harcayan ve m&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; de Muzaffer Ers&ouml;z&rsquo;&uuml;n yaptığı Borluk Numune şirketinin devamı olan Doğu Anadolu Tarım ve Hayvancılık Yem, Eğitim, Sağlık, Gıda, Enerji, Turizm, İhr. Ve İth. Tic. Ltd. şirketinin &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; ve kurucu ortağı kimdir diye araştırma yapınca karşımıza kim &ccedil;ıkıyor? Y&uuml;zde 50 hisse oranıyla G&uuml;nd&uuml;z G&uuml;neş &ccedil;ıkıyor. 
 
Borluk Numune &Ccedil;iftliği Tarım Hayvancılık Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, 2015&#39;te G&uuml;nd&uuml;z G&uuml;neş, Erg&ouml;z kardeşler ve d&ouml;rd&uuml;nc&uuml; bir ortakla kuruluyor. Ancak ardından şirket unvan değişikliğine gidiyor ve İsmail Erg&ouml;z ile G&uuml;nd&uuml;z G&uuml;neş t&uuml;m payları alarak ortaklık yapısını ikiye d&uuml;ş&uuml;r&uuml;yor, m&uuml;d&uuml;r olarak da Muzaffer Erg&ouml;z tayin ediliyor. 
 
G&ouml;r&uuml;len odur ki, genel se&ccedil;imlerin ardından derin bir planlama yapılmış, G&uuml;nd&uuml;z G&uuml;neş&rsquo;in belediye başkanı se&ccedil;ilmesi ile birlikte yukarıda sıraladığımız projeler hayata ge&ccedil;irilecek, Iğdır parsellenecek ve birileri de amacına ulaşmış olacaktır. 
 
&ldquo;Iğdır Ovası İsraillilere mi Satılıyor&rdquo; diye ulusal basında da bir&ccedil;ok haberin yer aldığı kamuoyu tarafından da bilinen bir ger&ccedil;ektir. 
 
Yani anladığımız kadarıyla birileri hi&ccedil; boş durmuyor. 
 
Belli ki birileri, yumuşak bir karın g&ouml;r&uuml;r g&ouml;rmez oradan sızıp k&ouml;t&uuml; amellerini ortaya koymaya &ccedil;alışıyor. 
 
Ve elbette ki t&uuml;m bunlar bir tesad&uuml;f veya alelade bir denk geliş de değildir.&nbsp;

Bazılarının zihinlerindeki &quot;Iğdır R&uuml;yası&quot; gizliden gizliye planlanan, organize edilen ve hi&ccedil; de masumane olmayan bir iş haline gelmiştir.

YEREL SE&Ccedil;İMLERE SAYILI G&Uuml;NLER KALA 
 
Uzun soluklu se&ccedil;im maratonunun tek haneli g&uuml;nlerine gelip &ccedil;attık. 
 
T&uuml;m adaylar kendilerince &ouml;nceden hazırladıkları program kapsamında se&ccedil;menlerini ziyaret edip, zaman zaman da iftar sofralarında bir araya geldiler. 
 
Siyasetin doğasında var olan siyasi yarış tabir yerindeyse kıyasıya devam ediyor. 
 
9 g&uuml;n sonra halkın tevecc&uuml;h&uuml; ile en &ccedil;ok oy alacak olan aday se&ccedil;ilecek ve taşlar da yerine oturmuş olacaktır. 
 
Bu se&ccedil;imde dikkatimi &ccedil;eken şey şu oldu, adaylar ve onları destekleyen se&ccedil;menleri birbirleri hakkında en ufak bir s&ouml;z telaffuz etmezken, ortamı germek i&ccedil;in s&uuml;rekli bir &ccedil;aba i&ccedil;inde olan g&ouml;r&uuml;nmez sahte hesaplı yandaşlar soluk almadan yazıp &ccedil;izip duruyorlar. 
 
Kim kime ne yazmışsa emin olun &uuml;z&uuml;lerek okuyorum. 
 
Sonu&ccedil;ta 9 g&uuml;n sonra se&ccedil;im bitecek ve aleyhinde yazdığınız kişiyle belki de bir masa etrafında oturup &ccedil;ay i&ccedil;ip sohbet edeceksiniz. 
 
Şahsen ben b&ouml;yle bir pozisyonda olmak istemem ve bu durumu midem de kaldırmaz. 
 
&Ccedil;&uuml;nk&uuml; beni onlar bilmese de ben kendimi biliyorum derim. 
 
Gizli hesaplarla birilerini karalamak, eleştirmek marifet değildir. 
 
A&ccedil;ık hesapla da yapılan eleştirilerde kesinlikle hakkaniyetli olunması gerektiğini d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum. 
 
Eminim sizlerin de dikkatini &ccedil;ekmiştir. 
 
Milletvekili Cant&uuml;rk Alag&ouml;z hen&uuml;z daha 10 ay &ouml;nce aday olduğunda kimse eleştirmemiş, kimseler Cant&uuml;rk Başkan ile ilgili olumsuz bir s&ouml;z etmemişti. 
 
Ancak 10 ay sonra yerel se&ccedil;im başlayınca ve Cumhur İttifakı Ak Parti adayı &Uuml;lk&uuml; &Ouml;cal a&ccedil;ıklanıp se&ccedil;im &ccedil;alışması başlayınca Cant&uuml;rk Alag&ouml;z direkt hedef alınarak eleştirilmeye başlandı. 
 
Yani bu şu demek, genelde sorun yok, yerelde sorun var. 
 
Geneldeyken aday olan Cant&uuml;rk&rsquo;te sorun yok, yerelde g&ouml;sterdiği adaya oy isteyince sorun var. 
 
Ger&ccedil;ek şu, yerel y&ouml;netim &quot;bende&quot; olsun d&uuml;ş&uuml;ncesi. 
 
Her parti ve adayı doğal olarak yerel y&ouml;netimin kendisinde olmasını ister. 
 
Bunu da medeni her insan saygıyla karşılar. 
 
Zira kazanan her kişi de yandaş, muhalefet demeden halkın tamamına hizmet eder. 
 
Ger&ccedil;ek bu olsa bile yine de yarış olur. 
 
Demokrasi de b&ouml;yle tecelli eder zaten. 
 
Elbette her birey kişilerin tercihlerine saygı g&ouml;stermek zorundadır. 
 
100 yıldır Iğdır&rsquo;da belediye var. 
 
100 yıldır se&ccedil;ilen bir&ccedil;ok belediye başkanı bu şehri y&ouml;netti. 
 
Her biri kendince birtakım hizmetler verdi. 
 
Bir&ccedil;oğu ebediyete intikal etti. 
 
Ne g&uuml;n biter, ne nesiller yok olur, ne de şehir kaybolur. 
 
Kim bilir yarınlarda nice nice kişiler bu şehri y&ouml;netmeye talip olacaktır. 
 
Yıllardır hep şunu deyip durduk, bu şehre bir g&uuml;n de iktidardan bir belediye başkanı se&ccedil;emedik. Ger&ccedil;ekten de hep muhalefetten başkan se&ccedil;tik, bir t&uuml;rl&uuml; iktidar belediyesi şehrimize nasip olmadı. 
 
Peki bir defaya mahsus bu olsa ne kaybederiz? 
 
Kıyamet mi kopar? 
 
Kimse tasalanmasın serhat şehrimizi kimse alıp bir yerlere g&ouml;t&uuml;rmez. 
 
&Uuml;stelik elimizde Cant&uuml;rk Alag&ouml;z gibi de bir şans var. Bu şansı iyi değerlendirebiliriz. 
 
Sanırım hepimiz Cant&uuml;rk Başkan konusunda hemfikirdir. Ankara&rsquo;da bug&uuml;ne kadar hi&ccedil;bir siyaset&ccedil;imizde olmayan bir g&uuml;ce sahiptir ve istediği bakana anında ulaşabilme kabiliyeti vardır. 
 
Dahası ve en &ouml;nemlisi Cumhurbaşkanımızın hem değer verdiği bir iş insanı hem de meclisteki en pop&uuml;ler milletvekillerinden birisidir. &nbsp; 
 
Bakanların ardı ardına Iğdır&rsquo;ı ziyaret etmesi elbette tesad&uuml;f değildir. 
 
Yani demem o ki bu avantajı iktidar belediyesi ile buluştursak bir şey kaybetmeyiz, aksine &ccedil;ok şey kazanırız. 
 
Iğdır halkı zaten kişiye notunu sandıkta verir, 5 yıl da &ccedil;ok kısa bir zamandır. Hemen gelip ge&ccedil;er. 
 
Unutulmasın ki, &ouml;n&uuml;m&uuml;zde &ccedil;ok ciddi &ouml;nemli gelişmeler var. 
 
Zengezur Koridoru&#39;nu kimse basite almasın. 
 
Iğdır&rsquo;ın &ouml;ng&ouml;r&uuml;len n&uuml;fusu emin olun kısa vadede 400 bindir. 
 
Şu anda d&uuml;nya ve &uuml;lkemizin iş insanları p&uuml;r dikkat Iğdır&rsquo;a odaklanmışlardır. 
 
Her birinin Zengezur Koridoru ve Ermenistan kapısının a&ccedil;ılması ile birlikte &ccedil;eşitli projeleri vardır. 
 
Bu gelişmelerle belediyenin ne ilgisi var demeyin. Yerel y&ouml;netim iktidardan olduğunda h&uuml;k&uuml;metin bakışı daha başka olur. Yatırımın &ouml;n&uuml; a&ccedil;ılır. Taleplerimiz daha hızlı sonu&ccedil;lanır. 
 
Birilerinin s&uuml;rekli ifade ettiği sağlık sorununu bizler gazetemizde defalarca yazdık, &ccedil;izdik. 
 
İnsanlarımızın Erzurum, Van yolunda perişan olduğunu dile getirdik, 10 ay &ouml;nce se&ccedil;ilen bir vekilden bir anda &ccedil;ok şey istediğimizi biz de biliyoruz. Ama b&ouml;yle bir işin ihale s&uuml;reci bile bir yıldan fazla s&uuml;r&uuml;yor. 
 
Bir iki aya ihalesi yapılacak olan 600 yataklı araştırma hastanesi ve bu minvalde yapılması gereken yatırımlar kesinlikle belediye se&ccedil;imlerinden sonra hız kazanacak ve daha &ccedil;ok &ouml;nem verilecektir. 
 
&Uuml;lkemizde uzman hekimlerimizin durumu ortada. Daha bir hafta &ouml;nce 22 uzman hekim Iğdır&rsquo;a atandı. 
 
Şehrimize civardaki il&ccedil;elerden gelen hastalarla hastanede inanılmaz bir yoğunluk yaşanıyor. G&uuml;nde ortalama 2 bin hastanın ziyaret ettiği hastanenin yetersiz kalabilmesi muhtemeldir. 
 
Yeni hastane yapılıncaya kadar mevcut hastanede doktor a&ccedil;ığı giderilmeye &ccedil;alışılmaktadır. 
 
Doktorlarımızdan sorduğumuzda 81 ilde en &ccedil;ok uzman hekimin g&ouml;nderildiği ilin Iğdır olduğu ifade edilmektedir. 
 
Serzenişte bulunanlara da hak veriyorum. 
 
Milletvekili Cant&uuml;rk Alag&ouml;z Iğdır&rsquo;a ilk adım attığında &ccedil;ıtayı olduk&ccedil;a y&uuml;ksek tuttu. &Ccedil;ıta y&uuml;ksek tutulunca gelen her bir yatırımın bir fazlası istenmeye başlandı. &nbsp; 
 
Yani bu saatten sonra Cant&uuml;rk başkan ne yapsa halk az bulup bir fazlasını ister. 
 
Bu da hi&ccedil;bir şey yapılmıyor anlamına gelmemelidir. &Ccedil;ok şey yapılıyor, &ccedil;ıta y&uuml;ksek tutulduğu i&ccedil;in de &ccedil;ok şey isteniyor. 
 
D&Uuml;NYANIN SONU DEĞİLDİR 
 
K&uuml;&ccedil;&uuml;msemiyorum ama d&uuml;nyanın sonudur da demiyorum. 
 
Bug&uuml;ne kadar bu şehir onlarca se&ccedil;im g&ouml;rd&uuml; ve &ccedil;oğunu da unuttu gitti. 
 
Ben diyorum ki kırgınlığın, k&uuml;sk&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n vakti değildir. 
 
&Uuml;lk&uuml; &Ouml;cal Hanım onurlu, haysiyetli, şerefli bir kadın olarak bu şehre iktidarın g&uuml;c&uuml;yle, Cant&uuml;rk Alag&ouml;z gibi bir değerin desteği ile &ccedil;ok şey yapacaktır. 
 
Yapılacak olan g&uuml;zellikler hepimizin ortak değeri olacaktır. 
 
Gelin hep birlikte, g&ouml;n&uuml;l birliği yaparak &Uuml;lk&uuml; anamızı, bacımızı, kızımızı başkan se&ccedil;elim. &nbsp; 
 
Siyasi &ouml;fkeler bizlere hi&ccedil;bir zaman fayda sağlamamıştır. 
 
Siyasi &ouml;fkelerimizi bir kenara bırakıp birlik, beraberlik i&ccedil;inde hareket edelim. 
 
Bu şehir inanın hepimize yeter de artar da. 
 
Ay yıldızlı bayrağımız başımızın &uuml;zerinde dalgalandığı s&uuml;rece, Allah&rsquo;ın izniyle her zaman birlik ve b&uuml;t&uuml;nl&uuml;k i&ccedil;inde olacağız. 
 
Atalarımızın da dediği gibi, hersnen kalkan zararnan oturar.&nbsp;

<div>&nbsp;İKTİDAR MI MUHALEFET Mİ?</div>

<div>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Ortak akıl diyor ki, &quot;Siyaset&ccedil;iler Iğdır ve Iğdırlıyı d&uuml;ş&uuml;nd&uuml; ittifak oldu. Şimdi Iğdırlı&nbsp; birlik olup ittifak adayı &Uuml;lk&uuml; &Ouml;cal&rsquo;ı kazandırmalı !!Kırgınlıkları k&uuml;sk&uuml;nl&uuml;kleri, particiliği bir kenara bırakmalı Mevzu bahis Iğdır&rsquo;sa, hizmetse, yatırımsa iş ve aş ise oylar &Uuml;lk&uuml; &Ouml;cal&rsquo;a demeli, Muhalefet olmaktan kurtulup birde belediyecilikte İktidarı denemeli. 4 yıldır kayyum belediyeciliğin iktidarın desteğini alarak yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.&quot;</div>

<div>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;&Ccedil;ok iyi d&uuml;ş&uuml;nmek lazım yıllardır Iğdır muhalefet partilerinden belediyeciliği tercih etti. Ne kazandı. Bir hi&ccedil;. Iğdırlı yıllarca yer altından &ccedil;ıkan kuyu suyunu i&ccedil;ti aspesli kanser yapan borulardan su i&ccedil;ti. Kayum belediye hazır su kalitesinde su getirdi Iğdır&rsquo;a. Kanalizasyon baştan sona yenilendi. Şehirde &uuml;&ccedil; beş tane olan park sayısı 36&rsquo;ya &ccedil;ıkarıldı. İnsanların nefes aldığı Millet bah&ccedil;esi yapıldı. Kadın yaşam merkezleri, yapılarak evde oturan kadınlara meslek &ouml;ğretildi. Kadınlar sosyal yaşam nedir &ouml;ğrendi. Spor merkezleri a&ccedil;ılarak gen&ccedil;ler spora y&ouml;nlendirildi. Y&uuml;zme kursları a&ccedil;ıldı ve Yazılmayacak kadar &ccedil;ok işler yapıldı.</div>

<div>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;İşte 4 yılda yapılan bu işler yeterlimi? Tatbiki hayır Iğdır&rsquo;ın daha &ccedil;ok yatırıma hizmete ihtiyacı var. Bunlar ancak iktidar belediyesi ile gelir. Belediye se&ccedil;imini &Uuml;lk&uuml; &Ouml;cal kazanırsa, Milletvekili Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&rsquo;&uuml;n desteği ile Iğdır makus talihini yener. Hizmete kavuşur. İş alanları a&ccedil;ılır. İnsanlar iş aş sahibi olur. Zengozor koridoru, Ermenistan sınır kapısı ile b&ouml;lgenin parlayan gelişen ili olur.</div>

<div>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Belediye başkanlığını muhalefet kazanırsa ne olur derseniz. İktidarın hizmet ve yatırımlarından faydalanılmaz. Hizmet etmek i&ccedil;in bakanlıklardan yardım alınmaz. İller bankasından gelen para bor&ccedil;lara kesilir. İlerleyen s&uuml;re&ccedil;te &ccedil;alışanların maaşı &ouml;denmez hale gelir. Belediye adına kurulu şirketler kapanır. Sadece rutin belediye işleri yapılır. Iğdır ve Iğdırlı muhalefette olmanın, Cumhur ittifakına se&ccedil;imi kayıp ettirmenin keyfini yaşar&hellip;!!!</div>

<div>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;&Uuml;lk&uuml; &Ouml;cal, yine belediye başkan yardımcılığını s&uuml;rd&uuml;r&uuml;r. Cant&uuml;rk Alag&ouml;z , Ali Kemal Ayaz ve Ak partiden İntikam aldım cezalandırdım diyenler &ouml;nce sevinirler sonra eyvah ben ne yaptım sandığa gitmedim, &Uuml;lk&uuml;&rsquo;ye oy vermedim diye d&ouml;v&uuml;n&uuml;rler. (Kerbela &lsquo;da da aynısı olmuştu. İmam H&uuml;seyin&rsquo;i davet edenler sahip &ccedil;ıkmadılar. Şehit ettiler. Alkış &ccedil;aldılar Yezide&hellip; Sonra akılları başlarına geldi başladılar ağlamaya 1400 yıldır hala ağlıyorlar. Biz neden yanlış yaptık diye)</div>

<div>Cant&uuml;rk Alag&ouml;z morali bozulduğu i&ccedil;in Iğdır sporu bırakır kapatır. Kardeşliği pekiştiren Futbol Iğdır&rsquo;da biter. Ali Kemal Ayaz ve y&ouml;netimi az bir farkla se&ccedil;imi kayıp ettiği i&ccedil;in g&ouml;revine devam edebilir. Veya değişim olur. Eski tas eski hamamla yaşamaya devam ederiz.</div>

<div>İşte Iğdırlılar ger&ccedil;ek bu aklınızla mantığınızla gidip oyunuzu kullanın 4 yıl daha iş başında olacak olan İktidar mı muhalefet mi..!!?</div>

<div>Bana oyun kime derseniz Ak partili olmadığım halde oyum iktidardan yana Cumhur ittifakı adayı &Uuml;LK&Uuml; &Ouml;CAL&rsquo;A neden mi? Hizmet, yatırım ve huzurla yaşayacağımız g&uuml;zel bir Iğdır i&ccedil;in &hellip;</div>

Ali Kemal AYAZ ve&nbsp;Iğdır&rsquo;a Gelen Yatırımlar

Her olayın, her kişinin g&ouml;r&uuml;nen, bir de g&ouml;r&uuml;nmeyen y&ouml;nleri var. Saate bakan akrep ve yelkovanın hareketlerini g&ouml;r&uuml;rken, i&ccedil;ine nazar eden &ccedil;arkların işleyişini g&ouml;r&uuml;r. Bir de saatin hareketiyle zamana eşlik etmesi var. İnsan farklı a&ccedil;ılardan bakınca, bir şeyde başka başka anlam katmanları g&ouml;rebiliyor. Bir kelimenin de harfleri bir de manası var. Bir bedenin maddi v&uuml;cudu, bir de ruhu var.

<div>Başkalarını incelemeye, değerlendirmeye, yargılamaya &ccedil;ok alışığız. Kendimizi bir başkasının bakış a&ccedil;ısından g&ouml;rebilmemiz ise, &ouml;zellikle bunun i&ccedil;in &ccedil;aba harcamıyorsak imk&acirc;nsız. Kavgaların, anlaşmazlıkların &ouml;nemli bir sebebi, tarafların tamamen kendilerini merkez alan davranış, algı ve tutumları olagelmiştir.</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Kendini dışarıdan g&ouml;rebilmek, sadece bir başkasının nasıl d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; anlayabilmek, ona karşı daha hoşg&ouml;r&uuml;l&uuml; olabilmek i&ccedil;in gerekli değil; daha &ouml;nemli gerek&ccedil;eler de var. İ&ccedil;inde bulunduğunuz bir durumu tam olarak anlayabilmek, alışkanlıklarınızın farkına varabilmek, kendi sınırlarınızı test edip genişletebilmek&hellip;&nbsp;</div>

<div>Bunların herhangi birini yapabilmek i&ccedil;in, kendinize dışarıdan ve nesnel olarak bakabilmeniz gerekli. Satran&ccedil; tahtasını d&uuml;ş&uuml;n&uuml;n. Şah oradaki taşlardan birisi, t&uuml;m taşları y&ouml;netense, şah d&acirc;hil t&uuml;m taşlara yukarıdan bakabilen oyuncu.</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>İyi ve k&ouml;t&uuml;n&uuml;n akılla anlaşılıp ayrıştırılabileceği Mevl&acirc;n&acirc;&rsquo;nın &uuml;zerinde durduğu &ouml;nemli konulardan biridir: &ldquo;Bu iyi ve k&ouml;t&uuml; d&uuml;nyası, gayp &acirc;lemi haline gelsin, iyilik ve fenalık apa&ccedil;ık bilinmesin diye akıl onları gizlemiştir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; fikrin şekil ve suretleri meydana &ccedil;ıksaydı k&acirc;fir ve m&uuml;min, yalnız Allah&rsquo;ı zikreder, başka bir s&ouml;z s&ouml;yleyemezdi. Eğer iyilik ve k&ouml;t&uuml;l&uuml;kten meydana gelen suretler gizli olmayıp da meydanda bulunsaydı k&uuml;f&uuml;r ve iman, apa&ccedil;ık meydana &ccedil;ıkar, alında yazılırdı.&rdquo;</div>

<div>Ali Kemal AYAZ&rsquo;ı yıllardan beri tanırım. Iğdır ile ilgili yaptığım &ccedil;alışmalarda Ekber Ayaz ve Ali Kemal Ayaz ismine &ccedil;ok rastlanır. İki kardeş de m&uuml;tevazı, samimi ve ger&ccedil;ek dostlardır. Ancak ne hikmetse eleştiri yağmuruna tutulmuştur. Bazı ger&ccedil;ekler vardır ki onları kimse g&ouml;rmez, anlamaz, farkında olmaz.&nbsp;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Yapılan işlerde kurulan kadroları Ali Kemal Ayaz, tek başına karar veremez. Kaldı ki herkes istediği kişiler ile kadrosunu kurabilir. Yanlış veya doğru</div>

<div>Ali Kemal AYAZ, siyaset sahnesine girdiği g&uuml;nden beri her kesimi, herkesi kucaklayan, hatta kendisine yapılan haksızlıkları &ccedil;abuk unutan ve hizmet i&ccedil;in her şeye tahamm&uuml;l eden bir şahsiyettir. İktidar Partisinde İl Başkanı olduğu g&uuml;nden beri Iğdır&rsquo;a &ouml;nemli yatırımlar getirilmesine vesile olmuştur.&nbsp;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Bunlardan bazılarına değineceğim.</div>

<div>Iğdır Tuzluca Depolama (97.04 hm3) Sulama 730.928. 672 &ouml;denek, Iğdır Tuzluca Barajı (Depolama&nbsp; (265.03 hm3) Sulama 717.500.000, Iğdır Atık su Tesisi 209.752.000, Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu Hattı Iğdır &ndash;Kars &Ccedil;ift Hat Demiryolu (224 Km) 18.224.032.000, Iğdır-Kars Alt yapı ve &Uuml;st Yapı &Ccedil;ift Hat demiryolu (224 km) 17.975.693.00 Elektrifkasyon (224. Km) Sinyalızson (224 Km), Iğdır-Kars Danışmanlık 248.339.000 Iğdır-Digor-Kars Sathi Kaplama 380.552.725,&nbsp; &nbsp;Iğdır-Aralık Dil ucu Sınır Kapısı 133.974.156 Iğdır Depolama (265.03 hm3) Sulama suyu temini&nbsp; &nbsp;717.500.00</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Yeşil Kuşak Projesi, Şehirlerarası Otogar, Meyve ve Sebze Hali, İ&ccedil;me Suyu Projesi, Haydar Aliyev Parkı,, Spor Park ve Alanları, &Ccedil;ok Ama&ccedil;lı Sosyal Yaşam Alanları, Dil Ucu Şehitleri Anıt Parkı, Katı Atık Aktarma İstasyonu, Emniyet Lojmanları, Tuzluca Depolama Barajı, Aralık &Ouml;ğretmenevi, Iğdır &Ouml;ğretmenevi, Uygulama Oteli, &Ccedil;ocuk Şube Emniyet, Tuzluca Kaymakamlık ve Emniyet Binaları, Tuzluca Hastanesi, Iğdır Adliye Sarayı, Iğdır Adliye Lojmanları, G&ouml;ktaş G&ouml;leti ve Yağlı G&ouml;leti, Mermerciler Sitesi, Katı Atık Arıtma İstasyonu, Iğdır Belediye Binası, Aile Destek Merkezi, Trib&uuml;n ve &Ccedil;im Saha, 2176 Kişilik Trib&uuml;n, 6 Kulvar Atletizm Tartan pist, Doğal &Ccedil;im Futbol Sahası, 2364 Kişilik KYK Yurdu, Tuzluca Portatif Y&uuml;zme Havuzu, Aralık Portatif Y&uuml;zme Havuzu, 4 adet Tenis Kortu, Karakoyunlu Halı Saha, İl M&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; Yerleşkesi Peyzaj &Ccedil;alışması, 100 Adet Basketbol Potası (İl geneli), 10 Adet Halı Saha (İl Geneli), Doğada Huzur Sporda Hayat Var, 10 Anaokulu, 20 okul, 1 Pansiyon, 350 kişilik &ccedil;ok ama&ccedil;lı salon, 6 daireli lojman, uygulama &ouml;teli, 296 derslik, 400milyon yatırım.&nbsp; Fatih 4 Derslik Anaokulu, Haydar Aliyev 8 Derslik Anaokulu, Emek Mahallesi 4 Derslik Anaokulu, Cumhuriyet 8 Derslik Anaokulu, S&ouml;ğ&uuml;tl&uuml; 8 Derslik Anaokulu, Fevzi &Ccedil;akmak 8 Derslik Anaokulu, Cevdet &Ccedil;ift&ccedil;i 4 Derslik Anaokulu, Erkan Akdeniz 8 Derslik &Ouml;zel Eğitim Anaokulu, Karaağa&ccedil; 8 Derslik Anaokulu, Halifeli 4 Derslik Anaokulu, 8 temel eğitim okulu, 2 lise, 24 derslik Anadolu lisesi, 200 &ouml;ğrencilik pansiyon, H&uuml;rriyet 24 Derslik Ortaokul, Karaağa&ccedil; 24 Derslik Ortaokul, H&uuml;rriyet 24 Derslik Ortaokul, Halifeli 16 Derslik İlkokul, S&ouml;ğ&uuml;tl&uuml; Mahallesi 24 Derslik Ortaokul, Konaklı Mahallesi 24 Derslik İlkokul, Tuzluca İl&ccedil;esi 1700 kişilik &Ouml;ğrenci Yurduna Kanalizasyon Hattı Yapılması, Portatif Y&uuml;zme Havuzlarının &Uuml;zerinin Kapatılması, Iğdır Şehir Stadı Ve Etrafındaki Peyzaj Alanının &Ccedil;im Ve Bitki Bakımı İ&ccedil;in Hizmet, Atat&uuml;rk Futbol Sahası aydınlatma Projekt&ouml;rlerinin Yenilenmesi ve sayamadığımız bir s&uuml;r&uuml; yatırım&hellip;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Yapılan işlere bakılırsa y&uuml;z yılda gelmeyen yatırımlar bir iki yıla sığdırılmıştır. Nitekim Cant&uuml;rk Alag&ouml;z&rsquo;&uuml;n Milletvekili se&ccedil;ilmesiyle daha &ccedil;ok yatırımlar gelmeğe başlamıştır. Cant&uuml;rk Alag&ouml;z de doğal, samimi ve Iğdır sevdalısı biridir. &Ccedil;ok daha b&uuml;y&uuml;k işler imza atacaktır bu ikili.&nbsp;</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>&Ccedil;evresindeki herkesin mutluluğunu, rahatını sağlamayı kendine g&ouml;rev edinen ve onların ihtiya&ccedil;larını, taleplerini karşılamak i&ccedil;in kendini paralayan her insanın kaderidir. En sonunda kimseye yaranamadığı gibi k&ouml;t&uuml; giden her şeyin su&ccedil;lusu da o olur. Herkese yarananlar, &ouml;nce kendilerini d&uuml;ş&uuml;nenlerdir.</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>&Ouml;yleyse, &acirc;leme sadece g&ouml;z&uuml;nle değil, aklınla ve g&ouml;nl&uuml;n ile de bak. Ancak g&ouml;n&uuml;l g&ouml;z&uuml;n&uuml; a&ccedil;ıp imanla bakanın nazarında g&uuml;l kırmızı ot değildir; &acirc;lem de o nazara bir mektup, bir kitaptır.</div>

<div>&nbsp;</div>

<div>Belediye se&ccedil;imlerinde de &Uuml;lk&uuml; &Ouml;cal&rsquo;ın Başkan olmasıyla beraber, T&uuml;rk D&uuml;nyasına a&ccedil;ılan Kapı Iğdır&rsquo;ın &ccedil;ehresi değişecek ve b&uuml;y&uuml;k bir şehir olarak i&ccedil;inde insanlarımız kardeş&ccedil;e yaşayacaktır. Sayın Vekilimiz, İl Başkanımız, Belediye Başkan adayımız, Sayın Valimiz birlikte b&uuml;y&uuml;k işler yapacaklarından kimse ş&uuml;phe etmesin.</div>

<div>Allah birlik ve beraberliğimiz bozmasın ve daim etsin.&nbsp;</div>

Köşe Yazıları