Nahçivan Özerk Cumhuriyeti'nin en büyük bölgelerinden biri olan Şerur’a giderken, köyümüzün tam merkezinde sırayla ağır kovalara su doldurup evlerine götüren kadınları sık-sık görüyordum. Hatta durum öyleydi ki, suya ihtiyacı olan aileler kovalara kar sularını doldurarak eritip kullanıyordular. İnanıyorum ki,bu satırları okuduğunuzda bazılarınız da bu görüntüleri gözünüzün önüne getireceksiniz. O günleri hatırlamayanlar da olabilir. Söyleye bilirim ki, geçen yüzyılın 90’lı yıllarındaki Nahçıvan’ın durumu en çok kadınlarımızı etkilemişdi. O zamanlar Özerk Cumhuriyetin en büyük basın organı olan “ Şark kapısı” bağımsızlık fikirlerinin uygulanmasında aktif olarak yer alıyordu. Kadın gazetecilerimiz de bu mücadelenin ön saflarında yer aldılar. Onlar cesur yazılarıyla Özerk Cumhuriyetin kadınlarının düşdükleri zor durumu halka aktardılar. 5 Mart 1994'te kadınlarla ilgili yazılan "Mesut günümüz olacak" başlıklı makaleyi görmezden gelmek imkansızdır: "Herkesin kalbini inciten böyle manzaraların pek çok kez şahidi oldunuz.Yol boyunca olan köşklerde, masalara dizilen çeşit çeşit sakız ve çikolata almak isteyen çocuk annesinin elinden tutarak oraya doğru çekiyor. Çaresiz kalan anne türlü sözlerle çoçuğunu aldatarak oradan uzaklaştırmaya çalışır. O anda, annenin çektiği acı hiçbir şeyle ölçülemez. ”
Bir başka makalede, Nahçivan'daki kadınlar arasında işsizliğin arttığını okuyoruz: bu nedenle, bir zamanlar bize garip görünen satıcılar arasında kadınlarımızın sayısı arttı. Okul çağındaki çocukların okulu aksatarak para kazanmak için çalışmaları da muhtemelen anneleri endişelendiriyor. Fakat bütün bunlar geçicidir. Ekonomimiz büyüyecek ve kadınlar da, tüm vatandaşlar gibi kendi mutlu ve mesut günlerine kavuşacaktır.
Tüm zorluklara rağmen, daha 90'lı yılların başında, Nahçıvanlı kadınlarımız basın aracılığıyla “Halk sözü,hak sözü” sloganıyla herkese ulu önder Haydar Aliyev’in etrafında sık şekilde birleşme çağrısında bulundular. O zamanlar müreffeh günler arzulayan kadınlarımızın bu arzusunun gerçekleşmesi çok da uzun sürmedi. Sayın Vasif Talibov'un Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Ali Meclisine başkan seçilmesi ile Özerk Cumhuriyette uygulanan devlet-kadın politikasının temeli atıldı. Nahçivan kadının kayıp umutları onlara geri döndü, güvenleri aydınlandı. İlk etkinliklerden biri Nisan 1996'da kadın el sanatları sergisinin açılmasıydı. “Şerq kapısı” gazetesinin 24 Nisan 1996’da yayımlanan “Siz çiçekten de güzelsiniz” yazısının verdiği mesaj oldukça önemliydi. Bu, artık kadınlarımıza kendi potansiyellerini toplumda göstermeleri için kol-kanat verildiği anlamına geliyordu. Makale şöyle yazıyor: "Uzun yıllardır kalbi incinmiş ve endişeyle dolu olan kadınlar bu gün az da olsa bu alemden ayrılmış, neşeli bir ruh hali içinde buraya toplaşdılar."
1997 yılında "21. Yüzyıl eşiğinde Azerbaycan kadını" isimli uluslararası konferansın ilk defa Nahcivan topraklarında düzenlenmesi kadınlara ve onların kamusal yaşamdaki artan rolüne gösterilen ilginin açık ifadesiydi. Mart 1998'de Nahcivan Özerk Cumhuriyeti Ali Meclisi Başkanı'nın kadınlara yönelik tebrik mesajı kadınlarımızın büyük sevincine sebeb oldu.
Gelelim son 25 yıllık kısa bir sürede, bu kadim diyarda yaşayan kadınlarla ilgili yapılan çalışmalara. Ancak gerçek budur ki, bu dönemde kadınların layık olduğu seviyede yaşaması için hayata geçirilen etkinliklerin bir makaleye sığdırılması mümkün değildir. Kadınların sağlamlığının korunması, istihdamının sağlanması, devlet yönetiminde onların rolünün artırılması yönünde atılan ciddi adımlar hayatın gerçekleri haline gelmiştir. Onlara kapsamlı destek verilmesi , haklarının yüksek düzeyde korunması hepimizi yürekten sevindiren ve takdir edilen adımlardır. En önemli adımlardan biri Nahcivan Özerk Cumhuriyeti Ali Meclis Başkanının 28 Eylül 2007 tarihli kararı ile Nahcivan Özerk Cumhuriyeti Aile, Kadın ve Çocuk İşleri Devlet Komitesi'nin kurulması oldu. Komite'nin kadınların karşılaştığı sorunların ele alınmasında ve sosyo-kültürel yaşamdaki rollerinin arttırılmasındaki rolü yadsınamaz. Komite tarafından ilgili hükümet programlarına uygun olarak sağlık imkanları kötü ve gelir düzeyi düşük ailelerin bireyi olan kadınlarla düzenli olarak temas kurulur, sohbetler yapılır ve onlar uygun mesleki kurslara ve eğitimlere yöneltilir.
Son yıllarda, komite tarafından Özerk Cumhuriyetin şehir ve bölgelerinde kadınların el işlerinden oluşan sergi-satışların düzenlenmesi kadınlar arasında serbest mesleklerin teşvik edilmesinde, sosyal statülerinin iyileştirilmesinde ve yetenekli kadınların belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Ali Meclis Başkanı Sayın Vasif Talibov, bu tür sergiler düzenlemenin önemini vurgulayarak şöyle söylemiştir: “Milli değerler binlerce yıl süresinde yaratılıyor ve nesillerden nesile aktarılarak yaşatılıyor. Milli değerlerin ana yaratıcıları ve yaşatanları da kadınlardır. Ülkede istikrar varsa, aile değerleri korunuyorsa, kadınlar toplumun farklı alanlarında temsil ediliyorsa, o zaman milli değerler yaşayacaktır. Geçen yüzyılın 90lı yıllarında ülkemizdeki olaylar, diğer şeylerin yanı sıra milli değerlerin korunub-yaşatılmasına izin vermiyordu. Bu alanla ilgilenen kadınlara yeterli ilgi sağlanamıyordu. Ama bügün ülkemizin kapsamlı gelişimi, mevcut istikrar, devlet-kadın politikasının başarılı bir şekilde uygulanması, aile değerlerinin yüksek düzeyde takdir edilmesi, kadınların ülkemizin kamu yaşamına aktif olarak katılımını ve yeteneklerinin ortaya koyulmasını sağlamaktadır. Bugün tüm alanlarda kadınların faaliyetleri sağlanıyor ,binlerce yıldır oluşturulmuş milli değerlerimiz yaşatılıyor. ”
Bugün Nahcivan'daki kadınların faaliyetleri bu kadim topraklarla sınırlı değildir. Onlar uluslararası etkinliklerde layığınca temsil edilmektedirler. Bu nedenle, Nahçivan Özerk Cumhuriyeti Devlet Aile, Kadın ve Çocuk İşleri Devlet Komitesinin organize etmesiyle Birleşmiş Milletler Teşkilatının Kalkınma Programının kısmen finansal desteği ile Avrupa Birliğinin finanse ettiği proje çerçevesinde düzenlenen “ Kadınların Sürdürülebilir Kalkınması için Yetkilerinin Arttırılması” projesinin ilk aşaması olan “Geleceğini Planla” isimli finansal okuryazarlılığıyla ilgili Özerk Cumhuriyeti'nin tüm bölgelerinden olmakla, daha çok engelli ve düşük gelirli ailelerden olan 319 kadının katılımıyla 8 eğitim gerçekleştirilmiştir. Projenin organizatörleri Nahçivan medyasına verdiği röportajda burada, kadınların girişimcilik alanında faaliyetinin artırılması ve girişimcilik yeteneklerini amaçlayan başarılı bir hükümet politikasının uygulandığını belirttiler.
Kısaca istatistiklere göz atalım: Nahçivan'da, 58'i tüzel ve 6.609'u fiziksel kişi olan 6.667 kadın girişimci bulunmaktadır. Sevindirici bir durumdur ki, halen, kayıtlı 940 aile çiftliğinin 67'si kadınlar tarafından yönetilmektedir.
Bütün bunlar bugün Nahcivan Özerk Cumhuriyeti'nde devlet-kadın politikasının yeni bir gelişme aşamasında olduğunu kanıtlıyor.Ve kesin olarak söyleye biliriz ki,ülkemizin bağımsızlık kazandıktan sonra Nahcivan kadınların sosyo-politik faaliyetleri her yıl artıyor ve bu süreç devam ediyor.
Yine istatistiklere bakalım: 12 Kasım 1995'te Nahçivan Özerk Cumhuriyeti Ali Meclisine bir kadın milletvekili seçildiyse, şu anda Nahçivan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisinin 45 milletvekilinden 11'i kadın. Bu milletvekillerinin% 24.4'ü demektir.
Devlet memurların 534-ü ve ya %21'i, eğitim alanında çalışanların 9.978-ü veya% 68'i, 2376 veya %65'i kültürel alanda çalışanların 2376 –ı yahut %65-i, sağlık ve sosyal refah alanında çalışanların 4.228-ü ve ya %76'sı. kadınlardır. Eğitim, kültür, sağlık ve sosyal hizmetlerde çalışan kadınların 111-i üst düzey mevkilerde yer almaktadır.. Bütün bölgelerimizde valilerin bir yardımcısı kadındır.
2018-2019 akademik eğitim öğretim yılında, üniversite kazananların 819-u kızdır. Ayrıca, 500-700 aralığında puan alanların 172-si ve ya %61,2'sini kızlar oluşturuyordu.
Özerk Cumhuriyetde bilik doktorlarının 4-ü, felsefe doktorlarının 100-ü kadındır.
Özerk Cumhuriyet kadınlarının 164-ü Azerbaycan Cumhuriyeti'nin, 168-i Nahçivan Özerk Cumhuriyeti'nin fahri ünvanları ve ödüllerine layik görülmüş, 147 kadına nişan, madalya ve rozet verilmiştir.
Kadın sağlığının korunması, yeni neslin sağlam bir şekilde doğumu ve büyümesi, bebek ve anne ölümlerinin en düşük seviyeye indirilmesinin sürekli gözetim altında tutulması neticesinde Özerk Cumhuriyette bu alanda da olumlu sonuçlar elde edilmiştir. 1995 yılında anne ölüm oranı 5 kişi , bebek ölümü 129-ü köy, 40-ı şehir olmak üzere 169 iken, şimdilerde anne ölüm oranı sıfır ve çocuk ölüm oranı ise en düşük düzeydedir.
Gazeteci olarak çalıştığım Nahçıvan medyasında da kadınların faaliyetlerine değinmek istiyorum. Medyada çalışan kadın gazetecilerin faaliyetleri için her türlü koşullar yaratılmıştır. Nahçivan Özerk Cumhuriyetinde özgür konuşma, özgür ifadeye gösterilen özel ilginin sonucunda kadın gazetecilerin yaratıcı potansiyel imkanları da genişlemiştir. Şu anda bu alanda 50'den fazla kadın çalışıyor. Nahçivan Devlet Üniversitesi'nin gazetecilik bölümünde okuyan kız öğrencilerinin sayısı durmadan artıyor. Bugün, TV ve radyo ve gazetelerde hazırlanan materyallerin yüzde 80'i kadın gazetecilerin tarafından hazırlanmaktadır.. Onların faaliyetine gösterilen ilginin neticesi olarak kadın gazeteciler sorumlu şef pozisyonlara terfi ettiriliyorlar. “Şark Kapısı” gazetesinin baş editörü, editör yardımcısı ve Nahçivan Özerk Cumhuriyeti Televizyon ve Radyo Konseyinin esas üyesi bayanlardan oluşmaktadır. Kadın gazetecilerin çalışmaları her zaman yüksek değerlendiriliyor, onlara fahri unvanlar veriliyor ve bu alanın çalışanlarına nişan ve madalyalar takılıyor.
Makalenin başında bahsettiğim gibi, geçen yüzyılın 90'lı yılların başlarında Özerk Cumhuriyette ortaya çıkan sorunlar belki de en çok kadınlarımız tarafından hiss ediliyordu. Elektrik ve gazsız bir evde çocuk yetiştirme sorunu ve diğer endişeler de kadınlarımız için oldukça zordu. Bunları kaleme alan da kadın gazetecilerdi. Onlar savaştan, açlık ve sefaletten, terörden, yaşadığı devletin ve zamanın gerçekleri hakkında yazıyorlardı. Sevindirici bir durumdur ki, bugünün Nahçıvan kadın gazetecilerinin bahtına .......memleketimiz Nahçivanın gelişimini ve ilerlemesini görmek ve bu gerçekleri günümüzün salnamesine dönüştürmek gibi kutsal bir görev yazılmıştır. Onlar için yaratılan kapsamlı koşullar, bu görevi onurlu bir şekilde yerine getirmelerini sağladı. Bugün, Nahçivan'daki kadın gazeteciler okula devamsızlık yapan çocuklardan, petrol sobalarıyla ısıtılan okullardan değil, modern eğitim kurumlarından, yüksek puan alan gençlerden yazıyor , karanlıklar içinde yaşayan Nakhchivan'dan değil, nura boyanmış memleketlerinden gururla bahsediyorlar. Dünyanın dikkat merkezinde, , kalkınma ve ilerlemesinin yeni aşamasında olan Nahçivanın uluslararası bilimsel ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmasını gururla kaleme alıyorlar. Merkezi basında çalışan kadın gazetecilerimiz, bir zamanlar oğullarının Nahçivan'da hizmet etmelerini ve hatta buraya gelmelerini istemediklerini söylüyorlar. Bakın meslektaşım Günay Arda bu konuyu nasıl içtenlikle kaleme aldı: Anneliğin en büyük imtihanı vatan ve evlat sevgisi arasında seçim yapmak zorunda kalınca oluyor. Oğlunu orduya gönderen anneleri düşünün. Bir anneden duymuşdum. Diyordu ki, sanki kalbimi çıkarıp bir ağaçtan astılar.Her saniye her an düşmanla yüz yüze bakan bir çocuğun annesinin sıkıntısı doğaldır. Kendisi ve evladı Baküde doğup büyüyen bir askerin annesi diyor ki, sakinim. Çünkü oğlum Nahçıvan'da vatana hizmet ediyor. Eminim sağlıklı. Karnı tok ve kıyafeti sıcaktır. Bu başarının zirvesidir. Anne asker oğlunu Nahçivan'a emanet ediyor.
Son söz: Evet, bugün özerk cumhuriyet nüfusunun %50'sini oluşturan kadınlarımız anne adını taşımakla beraber aynı zamanda girişimcidir, devlet memurudur, doktordur, öğretmendir, sanatçıdır, milletvekilleridir, belediye başkanıdır, bakandır, komite başkanıdır, kamu deneticisidir, rektördür, Azerbaycan medyasında sözünü söyleyebilen bir gazetecidir. Tüm bu başarıların merkezinde Özerk Cumhuriyet Başkanı tarafından kadınlara verilen önem ve ilgi vardır. Bu dikkat ve özen onlara hayat,yaşama ve yaratma konusunda ilham veriyor. Bu ise onların milli ahlaki değerlerimizi yaşatarak faaliyet göstermelerine yeşil ışık yaktı. Ali Meclis Başkanı'nın dediği gibi: "Azerbaycan kadının sosyal yaşamımızdaki dünkü, bugünkü konumu dilimize, vatanımıza, toprağımıza, devletimize, milli değerlerimize ve Azerbaycancılık ideolojisine sadakat örneği olmuş ve gelecekte de olacaktır"
Biz de buna bütün varlığımızla inanıyoruz!
Sara AZİMOVA Gazateci, Azerbaycan, Nahçivan