Türk askerleri şehit oldu. Yandı ana yüreği, odlandı bacı kalbi, büküldü baba beli, canan yırtdı bağrını sevdiyi öldü diye. Öksüz kalan çocuklar anlamadı belki de babası geri gelmeyecek daha. Yine her kes söyledi başın sağ olsun Vatan. Sana kurban olsun bin bir oğulun kızın. Camlarda dalgalandı Türkün kan rengi bayrağı. Ayaklandı Türk halkı. Anında düşmana layık olduğu cevap verildi. Tüm dünya konuştu askerimin gücünü. Her gün yeni bir haber. Gök yüzünde berg vurdu hava savaş gemileri. Ve o tarihi gün 5 Mart . İki cumhur başkanı görüştü. Sonunda ateşkes denildi. "Ateşkes"... Yani ateşler kesildi, silahlar durduruldu. Her kes kendi mevkisine çekildi. Tam o gündü. Ateşkes deniliyordu Moskova'da ki, hemen öncesinde haber yine İdlibden geldi .İğdır şehit verdi. Fatih Kara ölümsüzlüğe ulaştı.
Hani ateş kesilmişti?! Hani daha hiç bir annenin yüreği yıllarca büyütdüğü evladıyla toprağa gömülmeyecekti?! Maalesef beyler bir kez daha şahit olduk ki, Rusun sözü kürsüden o tarafa geçmez. Onların ipiyle kuyuya inilmez. Tam 30 sene öncesinde Rus Türkü mahv etmek için ermeniye arka çıktı. Azerbaycanda Soykırımlar yaptı. Şimdi de Suriyenin eliyle Türkiye'ye doğru gelmeye çalışıyor. Zann edersem bir hususu atlamış olmalı. Ne Azerbaycan, ne de Türkiye 30 sene öncesinde kalmamıştır. Şimdi el ele tutmuş iki kardeşin güçlü ordusu birleşti mi dünya karşılarında duramaz.
Not: Toprağımız için can alıp can veren şehitlerimizi saygıyla anıyor, onları doğurup, büyütüp, Vatanı için canını kurban vermenin bir şeref , onur sayfası olduğunu öğreten Annelerin önünde baş eyiyorum. Bu ateş yalnızca düştüğü yeri yakmadı. Milyonlarca yüreği kül etdi. Başın sağolsun Vatan.
Gülnar Yüzbaşıyeva