Öncelikle şunu belirtmekte yarar görüyoruz. Seçimler ben daha iyi yönetirim iddiasında olanların giriştiği bir yarıştır. Bu yarış sürecinde ve seçim kampanyalarında elbette adaylar ve taraftarları istem dışı kırıcı olabilirler, istenmedik durumlar yaşanabilir. Doğru olan bunların hiçbirinin yaşanmamış ve hiç yaşanmayacak olmasıdır. Sonuçta sokakta her gün yüz yüze bakan kişiler, Pazar gününden sonra da yine yüz yüze bakacak, aynı masada oturacak, ticaret yapacak, akrabalık bağları kuracak ve bu şehrin ve bu ülkenin sevincinde sevinecek, kederinde hüzünleneceklerdir. Yani seçim sonucu ne olursa olsun, ne dünyanın sonudur, ne de kaybeden ilini, ülkesini terk edecektir. Hiç şüphesiz ki seçim yarışına giren her bir aday ve onu destekleyen her bir taraftar kazanmak ister. Kazanmak için de var güçleri ile çalışırlar. Ama hepimiz için geçerli olan gerçek şudur ki, her birimiz Pazar günü ve sonrasında nefsini kontrol etmeli, tahriklere kapılmamalı, birilerinin fitne ve kışkırtması ile toplumun birlik ve bütünlüğüne helal getirecek davranışlar içinde bulunmamalıdırlar. Şiddet dili doğru bir dil değildir. Siz şiddet dili ile yaklaşırsanız, karşınızda ki de aynı dille karşılık verir. Ve bu durum Allah korusun altından kalkılamayacak neticeler doğurur. Sonuçta hiçbir aday savaşa gitmiyor, seçime gidiyor. Demokrasiye inanan toplumlar sandıktan çıkan halk iradesine her zaman saygı gösterirler. Medeni bir toplum olduğumuza göre kendimize yakışanı yapacağımızdan hiç şüphem yoktur.İlimizde bugüne kadar şükürler olsun ki kazasız, belasız bir seçimin son gününe gelip çattık. Yarın tüm halkımız kendi hür iradeleri ile sandığa gidecek ve oy kullanarak 5 yıllığına ülkeyi yönetecek yöneticiyi seçeceklerdir. Elbette kimse kimsenin oyuna ipotek koyacak değildir. Sandık kişi ile vicdanının baş başa kaldığı bir alandır. Bu alanda dünden bugüne yaşadıkları, gördükleri, edindiği izlenimler, kime oy vereceğini kararlaştıran kişilerin vereceği oylarla seçilecek kişiler belirlenecektir. Bugüne kadar nice seçimler geçirdik. Nice neticeler aldık, nice nice kişileri meclise yolladık, aslına bakarsanız seçim meydanlarında söylenen onca sözün seçim sonrası hiçte öyle olmadığına hep birlikte şahit olduk. Yani çok fazla telaşlanmaya, yarınların karanlıklarla dolu olacağına kendinizi sakın kaptırmayan. Çünkü bu devlet öyle sağlam temeller üzerine inşa edilmiştir ki, hiçbir güç ne bu devleti yıkabilir, ne milleti birbirinden ayırabilir. Siyasi malzeme için söylenen sözlerin Pazar gününden itibaren hiçbir hükmünün kalmadığını hep birlikte göreceğiz. Onun için son gün yazısı olması adına yine de halkımızın duyarlılığına destek olması açısından bilgilendirmek amacı ile söyleme ihtiyacı duydum. Yani seçim ortamında söylenen sözlerin hiçbirinin ehemmiyeti yoktur. Seçim kampanyası esnasında bu sözler denilmiş ve bitmiştir. Kazanan balkon konuşmasını yaptığında sadece kendi taraftarlarına hitaben konuşmaz, ülke genelini veya ilin tüm halkını kucaklayıcı bir şekilde konuşur.Demem o ki siyasi dargınlık, küslük, kırgınlık olur ama ufak dokunuşlarla bir anda her şey unutulur. Pazar gününden sonra tüm halkımızın hiçbir şekilde birbirine kırgın olmamasını, siyasi bir yarıştır oldu ve bitti düşüncesine sahip olmasını, kazananın bu ilin, bu ülkenin birer değeri olduğunu, kazanandan şehrimize hizmet etmesini beklememiz olmalıdır. Şüphesiz ki art niyetli kişiler, kaostan beslenen zihniyetler yok değildir. Bu tür kişiler dünya var oldukça da var olacaklardır. Siz siz olun bu kişilerin oyununa gelmeyin. Elin çocuğu üzerinden hesap yapıp, fitne yaratanlara itibar etmeyin dikkate almayın. Pazar günü yapılacak olan seçimin ülkemize, ilimize hayırlara vesile olmasını temenni eder, iyi olan kazansın deriz. Cabbar ŞIKTAŞ
Siyaset
Yayınlanma: 12 Mayıs 2023 - 00:00
SANDIK BAŞINA
Pazar günü ülke genelinde tüm halkımız iradelerini sandığa yansıtacak ve gelecek 5 yıl için hem Cumhurbaşkanını ve hem de Milletvekili seçimlerini yapmak üzere sandık başına gideceklerdir.
Siyaset
12 Mayıs 2023 - 00:00