Sözde 'büyük felaket', o yıllarda, Türkler'in 1,5 milyon Ermeni'yi ya
katletmiş ya da ölüme yürütmüş olması için kullanılır. Bu anlayış, Batı
dünyasının kendisine uşak ve maşa bulması için kullandığı bir yöntemden
öteye gitmez elbette. Bir yanda İsrail var, Arap coğrafyasında uşak
oğlu uşaklar...
Öte yanda da Ermeniler var, Türk dünyasının başına bela edilen sanal sülük uşaklar... Al birini vur ötekine... İsrail İslam aleminin güçlenmesinin, demokratik ve çağdaş olmasının önünde engel. Ermeniler de Türk dünyasının onurlu geçmişinin şahlanmasının önünde engel.
Sahnede İki küçük ve de mide bulandıran cinsten sinek türü devlet var, bir de bu sinekleri sağa sola salarak ortalığı bulandırıp bu bulanık ortamda balık avına çıkan süper devletler var...
Bunların başında; ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Yünanistan, BENELÜKS ve İskandinav ülkeleri gelir. Bu sömüren ve de kıvıran ülkelere bir de Rusya'yı ekleyeceğiz ki, eksik bir şey kalmasın. Evet, eğer taşları yerli yerine koyup dama kıvamında kafa yormazsak, ne son günlerdeki Türk Ermeni görüşmelerine, ne de Azerbaycan gerçeğine sağlıklı bakabiliriz. Görünen o ki, son Rusya-Gürcistan olayından sonra Ermenistan oldukça kıymete bindi. Çünkü çok dişi kalan canavarlar tüm kafkas havzasını buradan sömürmek istiyor da ondan...
Nasıl ki, Rusya karadan ve havadan verdiği destekle Karabağ ve etrafını Ermeni'ye teslim edip, oradaki gücünü Ermeni üzerinden ortaya koyduysa, halen de Errmeni toprağında onların şeref ve namus bekçiliğne soyunmuşsa, öteki Batı dünyası da aynı oyunun başka versiyonu ile çıktı sahneye...
Bu versiyonun özünde, belkide 'Turuncu Devrim' ile Azerbaycan'a giremeyenlerin kirli emelleri vardır. Hem de Azeriler'in kardeşi olan Türkiye üzerinden dalarak girme işi var...
AZERBAYCAN'IN HAKLI HAYKIRIŞI
Bu gelişmelerden sonra her statüdeki Azeri kardeşlerimiz haklı olarak haykırmaya başladı, yazdılar, çizdiler, söylediler, geldiler ve gittiler...
Her ne kadar Başbakan Erdoğan, gelen Azeri kadın Milletvekillerinin sesini içine sindirmese de iyi ki geldiler anlattılar ve de gittiler.
Ayrıca Anadolu'da yaşayan biz Azeriler'in Başbakan Erdoğan'ın bu yaklaşımını anlamakta zorluk çektiğimizi de belirtelim. Umarız ki yaklaşımları, meydanda kızdığı vatandaşa,kapının önüne koyarım dediği kendi bakanına olduğu türden olmaz. Orası Azerbaycan'dır. Oradaki insanların adresi, ateşin düştüğü adrestir. Evet, ''Ateş düştüğü yeri yakar'' da ondan...
Ne Hocalı katliamı unutulur gibidir, ne de Karabağ ile yakını illerdeki Ermeni işgali... Bizi yönetenler, gelip giden batılılara Hocalı katlamı ile yüzde yirmisi işgal altında olan Azerbaycan toprağını anlatmasa, ya da sesini yükseltme korkusuna girse de Azerbaycen halkı elbette ki, her zemin ve zamanda Ermeni zulmünü anlatacaktır. Umarız ki, Türk Hükümeti, yani AKP iktidarı, Ekonomimimizi, iç ve dış işlerimizi, Kıbrıs'ı, hukuk ve eğitim işimizi batağa sürüklediği gibi, Ermeni işini de batağa sürüklemez. Azerbaycan'ın haklı davasını sulandırmaz.
Türkiye'deki sosyal barış ile çalşma barışını Arap saçına çevirdikleri gibi Azerbaycan'a da yanlış yapmazlar.
Çünkü Azerbaycan halkı ne şekilci inanç sömürüsü ile şakşakçılık yapar, ne de çıkarcı siyaset ile yalakalık yapar, onların tek istediği işgal edilen topraklardan Ermenilerin çekilmesi ve Karabağ'ın Azerbaycan için sorun olmaktan çıkmasıdır. Elbette ki Ermeniler tarafından kalleşçe öldürlen Azerbaycanlı canların hesabı tarih önünde ayrıca sorulacaktır. Çünkü gerçek ve belgeli olan bu Ermeni katliamı, öyle üfürükten ve de sözde 1915 soykırımı iddiasına benzemez de ondan...
TÜRK BAYRAĞININ YAKILDIĞI GÜN ABD...
Her 24 Nisan'da olduğu gibi bu kez de Ermeni soytarılar yine Türk bayrağını yaktılar. Onların yaktığı bayrağın dumanı boğazımıza düğümlenirken, ABD'nin kara adamı Obama'nın da bu gün için yaptığı konuşma elbette ki, kulaklarımız düğümlendi. Adam zaten Ankara'ya geldiğinde de '' Türkler soykırım yaptı'' demiştim. Ö sözümün arkasındayım demişti. Ne var ki, biz Türklerin arkasında duracak omurgalı ve de onurlu bir güç yoktur.
Ne gelip giden hükümetler dik durdu. Ne de bu hükümetlerle kol kola giren sivil gruplar dik durdu. Eğer dik dursaydılar: Amerika'da devlet kurarken siyahlara zulüm eden ABD'liler Ankara'da saygısızlık yapmazdı. Uzak Doğu ve Ortadoğu'da katil olan o ABD, ortalıkta at oynatmazdı. Afrika'daki soykırım işini gizliden yürüten batı dünyası susup yerine otururudu.
Daha dün Irak ve Afganistan'da 3 milyon insanın ölümüne sebep olmadılar mı? Yoksa orada ölenleri öldürenlere katil denmiyor mu? ABD ve Batı dünyası öldürürse onları görmeyip susacaksın, ama Türkler için bir sözde 1915 soykırımı katliamı uydurup ortalıkta cirit atacaksın öyle mi?
Sizi gidi uyanık ve de utanmaz ABD ve Batı dünyası sizi...
Ne diyelim, Türk ve İslam coğrafyasında teslimiyet ruhu taşıyanlar utansın! Kendi halkını cehennem ile korkutarak tesllim alıp ABD ve Batı dünyasına teslim edenler utansın.
Dileriz ki, bu utanç zincirine bir de Azerbaycan'ı dahil etmezler... Çatıda tepişenler yüzünden kardeşlerimizin dünyası kararmaz. Hem ikili oynayan Ermeni patronu Rusya'ya karşı uyanık olmalıyız!
Hem de ABD ve Batı dünyasına karşı...
Ermenistan da eğer İsrail gibi sinekli bataklık olup başımıza bela edilecekse, bırakalım her yer kapalı kalsın. Yok eğer insan oğlu insan gibi oturup iki halkın barışı adına iş yapacaklarsa buyursunlar... Ermenistan'da bayrağımız yakılırken, ABD Başkanı Obama'nın 1915 de
Türklerin yaptığına '' Büyük Felaket'' dediği bir 24 Nisan daha geride kaldı. Tıpkı her şeyde geride kaldığımız gibi...
Onlar önde... Bizler de arkalarında... Bakalım bu kez nereye sürükleyecekler?..
Hasan TUFAN
Öte yanda da Ermeniler var, Türk dünyasının başına bela edilen sanal sülük uşaklar... Al birini vur ötekine... İsrail İslam aleminin güçlenmesinin, demokratik ve çağdaş olmasının önünde engel. Ermeniler de Türk dünyasının onurlu geçmişinin şahlanmasının önünde engel.
Sahnede İki küçük ve de mide bulandıran cinsten sinek türü devlet var, bir de bu sinekleri sağa sola salarak ortalığı bulandırıp bu bulanık ortamda balık avına çıkan süper devletler var...
Bunların başında; ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Yünanistan, BENELÜKS ve İskandinav ülkeleri gelir. Bu sömüren ve de kıvıran ülkelere bir de Rusya'yı ekleyeceğiz ki, eksik bir şey kalmasın. Evet, eğer taşları yerli yerine koyup dama kıvamında kafa yormazsak, ne son günlerdeki Türk Ermeni görüşmelerine, ne de Azerbaycan gerçeğine sağlıklı bakabiliriz. Görünen o ki, son Rusya-Gürcistan olayından sonra Ermenistan oldukça kıymete bindi. Çünkü çok dişi kalan canavarlar tüm kafkas havzasını buradan sömürmek istiyor da ondan...
Nasıl ki, Rusya karadan ve havadan verdiği destekle Karabağ ve etrafını Ermeni'ye teslim edip, oradaki gücünü Ermeni üzerinden ortaya koyduysa, halen de Errmeni toprağında onların şeref ve namus bekçiliğne soyunmuşsa, öteki Batı dünyası da aynı oyunun başka versiyonu ile çıktı sahneye...
Bu versiyonun özünde, belkide 'Turuncu Devrim' ile Azerbaycan'a giremeyenlerin kirli emelleri vardır. Hem de Azeriler'in kardeşi olan Türkiye üzerinden dalarak girme işi var...
AZERBAYCAN'IN HAKLI HAYKIRIŞI
Bu gelişmelerden sonra her statüdeki Azeri kardeşlerimiz haklı olarak haykırmaya başladı, yazdılar, çizdiler, söylediler, geldiler ve gittiler...
Her ne kadar Başbakan Erdoğan, gelen Azeri kadın Milletvekillerinin sesini içine sindirmese de iyi ki geldiler anlattılar ve de gittiler.
Ayrıca Anadolu'da yaşayan biz Azeriler'in Başbakan Erdoğan'ın bu yaklaşımını anlamakta zorluk çektiğimizi de belirtelim. Umarız ki yaklaşımları, meydanda kızdığı vatandaşa,kapının önüne koyarım dediği kendi bakanına olduğu türden olmaz. Orası Azerbaycan'dır. Oradaki insanların adresi, ateşin düştüğü adrestir. Evet, ''Ateş düştüğü yeri yakar'' da ondan...
Ne Hocalı katliamı unutulur gibidir, ne de Karabağ ile yakını illerdeki Ermeni işgali... Bizi yönetenler, gelip giden batılılara Hocalı katlamı ile yüzde yirmisi işgal altında olan Azerbaycan toprağını anlatmasa, ya da sesini yükseltme korkusuna girse de Azerbaycen halkı elbette ki, her zemin ve zamanda Ermeni zulmünü anlatacaktır. Umarız ki, Türk Hükümeti, yani AKP iktidarı, Ekonomimimizi, iç ve dış işlerimizi, Kıbrıs'ı, hukuk ve eğitim işimizi batağa sürüklediği gibi, Ermeni işini de batağa sürüklemez. Azerbaycan'ın haklı davasını sulandırmaz.
Türkiye'deki sosyal barış ile çalşma barışını Arap saçına çevirdikleri gibi Azerbaycan'a da yanlış yapmazlar.
Çünkü Azerbaycan halkı ne şekilci inanç sömürüsü ile şakşakçılık yapar, ne de çıkarcı siyaset ile yalakalık yapar, onların tek istediği işgal edilen topraklardan Ermenilerin çekilmesi ve Karabağ'ın Azerbaycan için sorun olmaktan çıkmasıdır. Elbette ki Ermeniler tarafından kalleşçe öldürlen Azerbaycanlı canların hesabı tarih önünde ayrıca sorulacaktır. Çünkü gerçek ve belgeli olan bu Ermeni katliamı, öyle üfürükten ve de sözde 1915 soykırımı iddiasına benzemez de ondan...
TÜRK BAYRAĞININ YAKILDIĞI GÜN ABD...
Her 24 Nisan'da olduğu gibi bu kez de Ermeni soytarılar yine Türk bayrağını yaktılar. Onların yaktığı bayrağın dumanı boğazımıza düğümlenirken, ABD'nin kara adamı Obama'nın da bu gün için yaptığı konuşma elbette ki, kulaklarımız düğümlendi. Adam zaten Ankara'ya geldiğinde de '' Türkler soykırım yaptı'' demiştim. Ö sözümün arkasındayım demişti. Ne var ki, biz Türklerin arkasında duracak omurgalı ve de onurlu bir güç yoktur.
Ne gelip giden hükümetler dik durdu. Ne de bu hükümetlerle kol kola giren sivil gruplar dik durdu. Eğer dik dursaydılar: Amerika'da devlet kurarken siyahlara zulüm eden ABD'liler Ankara'da saygısızlık yapmazdı. Uzak Doğu ve Ortadoğu'da katil olan o ABD, ortalıkta at oynatmazdı. Afrika'daki soykırım işini gizliden yürüten batı dünyası susup yerine otururudu.
Daha dün Irak ve Afganistan'da 3 milyon insanın ölümüne sebep olmadılar mı? Yoksa orada ölenleri öldürenlere katil denmiyor mu? ABD ve Batı dünyası öldürürse onları görmeyip susacaksın, ama Türkler için bir sözde 1915 soykırımı katliamı uydurup ortalıkta cirit atacaksın öyle mi?
Sizi gidi uyanık ve de utanmaz ABD ve Batı dünyası sizi...
Ne diyelim, Türk ve İslam coğrafyasında teslimiyet ruhu taşıyanlar utansın! Kendi halkını cehennem ile korkutarak tesllim alıp ABD ve Batı dünyasına teslim edenler utansın.
Dileriz ki, bu utanç zincirine bir de Azerbaycan'ı dahil etmezler... Çatıda tepişenler yüzünden kardeşlerimizin dünyası kararmaz. Hem ikili oynayan Ermeni patronu Rusya'ya karşı uyanık olmalıyız!
Hem de ABD ve Batı dünyasına karşı...
Ermenistan da eğer İsrail gibi sinekli bataklık olup başımıza bela edilecekse, bırakalım her yer kapalı kalsın. Yok eğer insan oğlu insan gibi oturup iki halkın barışı adına iş yapacaklarsa buyursunlar... Ermenistan'da bayrağımız yakılırken, ABD Başkanı Obama'nın 1915 de
Türklerin yaptığına '' Büyük Felaket'' dediği bir 24 Nisan daha geride kaldı. Tıpkı her şeyde geride kaldığımız gibi...
Onlar önde... Bizler de arkalarında... Bakalım bu kez nereye sürükleyecekler?..
Hasan TUFAN