Tabii Atlantik ötesinden gelen siyahi "ağababa" benim parlementomda kasıla kasıla talimatını verip gitti.Adının başında "Ezilmişlerin Temsilcisi", "Mehdi" gibi sıfatlar yakıştırılan Barack Hussein Obama'nın aslında "emperyalızmin renk değiştirmesi"nden başka bir şey olmadığını, esasen de asla olamayacağını umarım bazı kafalar idrak edebilmiştir! Adının başında "Hussein" var diye adamı Hz. Hüseyin mi sandılar ne ?!..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Dış İşleri Bakanı ve hariciye yetkilileri, "Türkler Ermenilere soykırım uygulamıştır, Ermeni soykırımını inkar etmek suçtur" gibi bir bühtanı ve saçmalığı parlemento kararıyla yasalaştıran bir ülkenin, İsviçre'nin gözetim ve arabuluculuğunda yıllardan beri gizlice, hınzır fısıltılı diyaloglarla bir müzakere sürecini çoktan başlatmışlar meğer! Tabi bu görüşmelerden ne Türkiye Cumhuriyeti halkının, ne de Azerbaycan Cumhuriyeti yöneticilerinin ve halkının haberi yok."Yol haritası" belirlenmiş.Öylesine aceleyle belirlenmiş ki, "24 nisan" açıklamasına 5 kala son şekli verilmiş. Siyahi "Ağababa"'ya "tekmil" verilecek ya, onun için en geç 22 Nisan'a kadar son şeklinin verilmesi gerekir. 24 Nisan'dan bir gün önce de zaten tekmil verilmiş:"Yol haritamız hazır. Anlaşma sağlıyoruz.Emir ve görüşlerinize arz...(24 Nisanda "soykırım" deme...).
Beni içten içe kahredip ruhumu kemiren ise şu: Yıllar yılı bu milletin en yüce vatan sevgisi duygularını kullanarak, "Azerime Hürriyet", "Kürşadın Evlatları Birleşiniz", "Bütün Türkler Bir Ordu" gibi slagonları önlerine gelen her yüzeye yazarak "Esir Türkler" edebiyatı yapan çevrelerin neden sesi çıkmaz. Hadi diyelim "Türklük" gibi bir derdi olmayanların alacağı siyasi kararlar, ne sonuç doğurusa dağursun , Onlar için önemli olan "Atlantik Ötesi"nden gelen "telkin"lerin gereğini yapmaktır.Peki onlarca yıl en yüksek vatan duygularını kullanarak siyasi rant sağlayan "milliyetçi"ler ! "Maneviyatçı mukaddesatçı"lar ! Ülkücüler ! Şimdilerde bir iddiayı sahiplenen "ulusalcılar"! Nerelerdesiniz? Neden sesiniz çıkmıyor?
Binlerce kez yazmış, çizmiş söylemişiz.Bazan "Tarih" dediğimiz o koca devran, bir ulusun önüne 1000 yılda bir çıkabilecek bir fırsat çıkarır. Evet! Bu fırsat şimdi Türk Ulusunun önündedir. Ancak bu fırsatı iyi kullanacak basiretli, büyük düşünen, feragatli, vatansever, bütün benliğini ulusuna adamış,dik durmasını başarabilen, sözün kısası Mustafa Kemal gibi devlet adamlarına ihtiyaç vardır. Bu da yetmez. 1919-1922 koşullarında var olmuş Anadolu halkı gibi bir millet de gereklidir.Bunlar var ise Türk'ün önüne çıkan 1000 yıllık fırsat kullanılacaktır, aksi halde bu millet korkarım bir 1000 yıl daha
bekler.Ama bildiğim bir şey var ki, kanı bir, canı bir, soyusopu bir, tarihi bir, dili bir, dini bir, folkloru, edebiyatı, sanatı bir, her şeyden önce ve önemlisi ruhu bir Azerbaycan Türkünü adeta böğründen hançerleyerek ermeniye kapı açmak bu ideale hizmet etmeyecektir.
Anlamadığım bir şey var:Bu Ermenistan dediğiimz ülkede yaşayan ya da "Diaspora" denilen yabancı ülkelerde yaşayan Ermeniler, 1800 lü yılların son çeyreğinden başlayarak 1919 a kadar 529.000 silahsız, masum Müslüman Türk'ü samanlıklara doldurup yakarak, kuyulara doldurarak, kurşuna dizerek hunharca kaltletme di mi? Birinci Cihan Savaşı boyunca, benim atalarım 4 cephede 7 düvelle ölüm kalım savaşı verirken, bunlar Osmanlı vatandaşı oldukları halde vatanlarına ihanet edip düşmanla işbirliği yaparak Osmanlı Ordusunu vurmadı mı ? 1970 li yılların başından başlayarak "Asala" dedikleri kanlı bir örgüt kurarak onlarca Türk diplomatını acımasızca şehit edip bir o kadarından fazlasını da yaralama dı mı? Bunlar aziz vatan topraklarının bir kısmını hala "Batı Ermenistan" diyerek haritalarının içinde gösterip "kurtarılacak topraklar" şeklinde kabul etmiyorlar mı? Bunlar 15 yıldan beri Azerbaycan topraklarının %20 sini işgalleri altında tutmuyorlar mı? Bunlar 1.000.000 Azerbaycan Türkünü "kaçkın" haline getirip vagonlarda doğan bebelerini vagonlarda büyümeye mahkum etmemişler mi? Bunlar bizim ülkemizin başına "3 T" çorabını (Önce önce soykırımı "Tanıma", daha sonra "Tazminat" son aşamada ise "Toprak")örmeyi planlamıyorlar mı? Ve bunlar nihayet atalarımızı, kendilerine karşı tümüyle uydurma olduğu artık kuşku götürmeyen "soykırım" ile suçlayarak yabancı ülkelerin parlamentolarından ülkemiz aleyhine kararlar çıkartmıyorlar mı? Nihayet bunlar, işgal ettikleri Azerbaycan topraklarında Türk'e dair ne var ise, hanhamam, mezarlık, köprü, mezar taşı, cami, köy adı, tümünün adını değiştirip, yazılarını silip bir "kültürel genocıde" uygulamıyorlar mı?
Bütün bu zulümlere karşın bu teslimiyet niye! Allah aşkına biri bana bir cevap versin. Çıldıracağım! Bu millet, bu devlet bu kadar mı aciz? Bu kadar mı güçsüz" Bu kadar mı basiretsiz? Neden bir milletin 1000 yıllık umudunun, 1000 yıllık hayalinin temeline dinamit koyuyorsunuz? Neden?! Kişilikli dış politika bu mu? Elin Almanı Latin kökenlidir diye Litvanya'ya, Letonya'ya, Estonya'ya sahip çıkıyor. Elin Rus'u Slav kökenlidir diye Sırp'a, Slovak'a sahip çıkıyor. Ki, bu gün bir Alman'ın, Letonya'da , Litvanya'da kendi diliyle "ekmek" isteyecek şansı yoktur.
Sözü uzatmıyorum ve Hıristiyan papazlarının kilisedeki nikah törenlerinde söyledikleri o meşhur söz gibi şunu söylüyorum: Ey anlı şanlı milliyetçiler! Ülkücüler! Türkçüler! Ulusalcılar! Milletseverler! Vatanseverler! Hülasa Ey millet! Bu gün bir karabasan gibi ruhumuza çöken "Ermenistan Kapısının Açılması" kararına karşı söyleyecek bir şeyi olan var ise ya şimdi söylesin, ya da ömürü boyu sussun!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Dış İşleri Bakanı ve hariciye yetkilileri, "Türkler Ermenilere soykırım uygulamıştır, Ermeni soykırımını inkar etmek suçtur" gibi bir bühtanı ve saçmalığı parlemento kararıyla yasalaştıran bir ülkenin, İsviçre'nin gözetim ve arabuluculuğunda yıllardan beri gizlice, hınzır fısıltılı diyaloglarla bir müzakere sürecini çoktan başlatmışlar meğer! Tabi bu görüşmelerden ne Türkiye Cumhuriyeti halkının, ne de Azerbaycan Cumhuriyeti yöneticilerinin ve halkının haberi yok."Yol haritası" belirlenmiş.Öylesine aceleyle belirlenmiş ki, "24 nisan" açıklamasına 5 kala son şekli verilmiş. Siyahi "Ağababa"'ya "tekmil" verilecek ya, onun için en geç 22 Nisan'a kadar son şeklinin verilmesi gerekir. 24 Nisan'dan bir gün önce de zaten tekmil verilmiş:"Yol haritamız hazır. Anlaşma sağlıyoruz.Emir ve görüşlerinize arz...(24 Nisanda "soykırım" deme...).
Beni içten içe kahredip ruhumu kemiren ise şu: Yıllar yılı bu milletin en yüce vatan sevgisi duygularını kullanarak, "Azerime Hürriyet", "Kürşadın Evlatları Birleşiniz", "Bütün Türkler Bir Ordu" gibi slagonları önlerine gelen her yüzeye yazarak "Esir Türkler" edebiyatı yapan çevrelerin neden sesi çıkmaz. Hadi diyelim "Türklük" gibi bir derdi olmayanların alacağı siyasi kararlar, ne sonuç doğurusa dağursun , Onlar için önemli olan "Atlantik Ötesi"nden gelen "telkin"lerin gereğini yapmaktır.Peki onlarca yıl en yüksek vatan duygularını kullanarak siyasi rant sağlayan "milliyetçi"ler ! "Maneviyatçı mukaddesatçı"lar ! Ülkücüler ! Şimdilerde bir iddiayı sahiplenen "ulusalcılar"! Nerelerdesiniz? Neden sesiniz çıkmıyor?
Binlerce kez yazmış, çizmiş söylemişiz.Bazan "Tarih" dediğimiz o koca devran, bir ulusun önüne 1000 yılda bir çıkabilecek bir fırsat çıkarır. Evet! Bu fırsat şimdi Türk Ulusunun önündedir. Ancak bu fırsatı iyi kullanacak basiretli, büyük düşünen, feragatli, vatansever, bütün benliğini ulusuna adamış,dik durmasını başarabilen, sözün kısası Mustafa Kemal gibi devlet adamlarına ihtiyaç vardır. Bu da yetmez. 1919-1922 koşullarında var olmuş Anadolu halkı gibi bir millet de gereklidir.Bunlar var ise Türk'ün önüne çıkan 1000 yıllık fırsat kullanılacaktır, aksi halde bu millet korkarım bir 1000 yıl daha
bekler.Ama bildiğim bir şey var ki, kanı bir, canı bir, soyusopu bir, tarihi bir, dili bir, dini bir, folkloru, edebiyatı, sanatı bir, her şeyden önce ve önemlisi ruhu bir Azerbaycan Türkünü adeta böğründen hançerleyerek ermeniye kapı açmak bu ideale hizmet etmeyecektir.
Anlamadığım bir şey var:Bu Ermenistan dediğiimz ülkede yaşayan ya da "Diaspora" denilen yabancı ülkelerde yaşayan Ermeniler, 1800 lü yılların son çeyreğinden başlayarak 1919 a kadar 529.000 silahsız, masum Müslüman Türk'ü samanlıklara doldurup yakarak, kuyulara doldurarak, kurşuna dizerek hunharca kaltletme di mi? Birinci Cihan Savaşı boyunca, benim atalarım 4 cephede 7 düvelle ölüm kalım savaşı verirken, bunlar Osmanlı vatandaşı oldukları halde vatanlarına ihanet edip düşmanla işbirliği yaparak Osmanlı Ordusunu vurmadı mı ? 1970 li yılların başından başlayarak "Asala" dedikleri kanlı bir örgüt kurarak onlarca Türk diplomatını acımasızca şehit edip bir o kadarından fazlasını da yaralama dı mı? Bunlar aziz vatan topraklarının bir kısmını hala "Batı Ermenistan" diyerek haritalarının içinde gösterip "kurtarılacak topraklar" şeklinde kabul etmiyorlar mı? Bunlar 15 yıldan beri Azerbaycan topraklarının %20 sini işgalleri altında tutmuyorlar mı? Bunlar 1.000.000 Azerbaycan Türkünü "kaçkın" haline getirip vagonlarda doğan bebelerini vagonlarda büyümeye mahkum etmemişler mi? Bunlar bizim ülkemizin başına "3 T" çorabını (Önce önce soykırımı "Tanıma", daha sonra "Tazminat" son aşamada ise "Toprak")örmeyi planlamıyorlar mı? Ve bunlar nihayet atalarımızı, kendilerine karşı tümüyle uydurma olduğu artık kuşku götürmeyen "soykırım" ile suçlayarak yabancı ülkelerin parlamentolarından ülkemiz aleyhine kararlar çıkartmıyorlar mı? Nihayet bunlar, işgal ettikleri Azerbaycan topraklarında Türk'e dair ne var ise, hanhamam, mezarlık, köprü, mezar taşı, cami, köy adı, tümünün adını değiştirip, yazılarını silip bir "kültürel genocıde" uygulamıyorlar mı?
Bütün bu zulümlere karşın bu teslimiyet niye! Allah aşkına biri bana bir cevap versin. Çıldıracağım! Bu millet, bu devlet bu kadar mı aciz? Bu kadar mı güçsüz" Bu kadar mı basiretsiz? Neden bir milletin 1000 yıllık umudunun, 1000 yıllık hayalinin temeline dinamit koyuyorsunuz? Neden?! Kişilikli dış politika bu mu? Elin Almanı Latin kökenlidir diye Litvanya'ya, Letonya'ya, Estonya'ya sahip çıkıyor. Elin Rus'u Slav kökenlidir diye Sırp'a, Slovak'a sahip çıkıyor. Ki, bu gün bir Alman'ın, Letonya'da , Litvanya'da kendi diliyle "ekmek" isteyecek şansı yoktur.
Sözü uzatmıyorum ve Hıristiyan papazlarının kilisedeki nikah törenlerinde söyledikleri o meşhur söz gibi şunu söylüyorum: Ey anlı şanlı milliyetçiler! Ülkücüler! Türkçüler! Ulusalcılar! Milletseverler! Vatanseverler! Hülasa Ey millet! Bu gün bir karabasan gibi ruhumuza çöken "Ermenistan Kapısının Açılması" kararına karşı söyleyecek bir şeyi olan var ise ya şimdi söylesin, ya da ömürü boyu sussun!