BİZİ DEPREM Mİ ÖLDÜRÜR YOKSA METSAMOR MU?
İnsan psikolojisi böyledir işte.
Deprem olmadan önce çok azımızın aklına gelen, deprem sonrası neredeyse hepimizin aklına gelmektedir.
Mesela hepimiz mutlaka evimizin depreme dayanıklı olup olmadığına bakmışızdır.
Kolonlarımız, kirişlerimiz sağlam mı, deprem anında evimizin hangi noktası daha güvenlidir diye düşünmeyenimiz yoktur.
Ülkemiz tarihinde yaşadığımız en büyük felaket diyebileceğimiz Maraş merkezli 10 ilimizde meydana gelen deprem ve yarattığı ağır tahribat elbette ki hepimizin zor bir süreçten geçmemize sebebiyet vermiştir.
Çok geniş bir alanda meydana gelen afet, öyle ha deyince her şey bir anda olup bitecek kadar kolay değildir.
Ben yardım gelmedi diyen vatandaşı çok iyi anlıyorum, çünkü canı yanan insan her şeyin anında olması ister. Ama kabul etmek gerekir ki çok geniş bir alanda çok feci bir yıkım olmuş, canlarımız enkaz altında kalmış ve daha da önemlisi şehri yönetecek olanlar da depremzede olmuşlardı.
Sabırla yaralarımızı birlikte saracağız.
GELELİM IĞDIR’A
Bu deprem Iğdır’da olsaydı ne olurdu?
2. derece deprem bölgesi olan Iğdır’da mutlaka şiddetli bir depremde birçok bina yıkılır veya hasar görür.
Ancak bizi asıl korkutan depremin yaratacağı yıkım değildir.
Bizi asıl korkutan Ermenistan’da bulunan, Iğdır merkezine sadece 30 km uzakta olan Metsamor Nükleer Santralidir.
2005 yılında planlanmış ömrünü tamamlamış olan santral enerji krizi sebebiyle yeniden çalıştırılmış ve halen de çalıştırılmaktadır.
Dünyanın en güvensiz santrali olan Metsamor hem de fay hattının üzerindedir! Biz nasıl ki Iğdır’da feryat edip kapatılsın istiyorsak, Ermeniler de aynı şekilde kapatılmasını istiyorlar.
Ancak Ermenistan yönetimi enerji krizi sebebiyle santralin 3 ünitesinden ikisini aktif olarak çalıştırmaya devam ediyor.
1988 Spitak depreminde zarar görmediği açıklansa da ömrünü tamamlamış ve kullanım ömrü iki kez uzatılmış olan santral, insanlığı yok etmek için pusuya yatmış bekliyor.
10 ilimizde meydana gelen şiddetli depremin Iğdır’da veya Ermenistan’da olduğunu düşündüğümüzde bölgede canlı namına hiçbir şeyin kalmayacağını bile bile sessizliğimizi koruyoruz.
Ne zaman ki bir deprem olsa Metsamor’u hatırlıyoruz.
10 ilimizde yaşanan deprem felaketinde bütün dünya daha az insan yaşamını yitirsin diye yardıma koştu.
Hatta ilişkilerimizin çok iyi olmadığı Ermenistan bile 7 tır yardım malzemesi ile deprem bölgesine katkıda bulundu.
Yani insanlar ölmesin diye yardıma koştu.
Madem öyle bölge liderleri bir araya gelmeli, insanlık ölmesin diye Metsamor’un kapatılması için el birliği ile karar vermelidirler.
Burada en büyük iş Ermenistan’a düşmektedir.
Ermenistan inatla hareket etmemeli, enerji sorununu komşuları ile iyi ilişkiler kurarak gidermelidir.
Bölge halkı hem depremden hem de santralden sızacak olan zehirli gazla ölüme terk edilmemelidir.
Aşağıda okuyacağınız bölüm VİKİPEDİ ansiklopedi sitesinden alınmış bilgilerdir. Okuduğunuzda santralle ilgili daha net bilgi sahibi olacağınızı düşünüyorum.
Metzamor Nükleer Santrali
Vikipedi, özgür ansiklopedi.
Metzamor Nükleer Santrali (Ermenice: Մեծամոր ատոմակայան), Ermenistan'ın Türkiye sınırına 16 km uzaklıkta yer alan Metzamor şehrinde bulunan nükleer santral. Santralde biri işlevsel olmak üzere 2 adet 408 MW güce sahip VVER-440/230 tipi reaktör bulunmaktadır. Santral Ermenistan'ın başkenti Erivan'a 32 km, Kars'a 100 km, Iğdır'a ise 30 km uzaklıktadır. 2018 verilerine göre santral ülkenin enerji ihtiyacının %27'sini karşılamaktadır.
Santralin ilk reaktörü 1976, ikincisi ise 1980 yılında hizmete girdi. 1988 Spitak depreminde zarar görmemiş olmakla birlikte santralin iki reaktörü de halk baskısı ve protestolar sonucunda kapatıldı. 1993 yılında Ermenistan hükümeti enerji krizi nedeniyle ikinci üniteyi tekrar açma kararı aldı ve bazı iyileştirme çalışmaları sonrasında ünite 1995'te devreye alındı. 2005 yılında planlanmış ömrünü tamamlayan santralin faaliyet ömrü 2016'ya uzatıldı. 2016 yılında santralin faaliyet ömrünün 2026'ya uzatılması planlandı. 2018'de ise 2036'ya kadar uzatılmasının planlandığı açıklandı.
Çeşitli kaynaklara göre Metzamor Nükleer Santrali, günümüzde dünyadaki mevcut santraller içerisinde en güvensiz reaktörler arasında yer almaktadır. Nükleer santralin yapım sürecinde Sovyet bilim insanları ve Ermenistan içerisindeki çevreler, santralin fay hattı üzerinde yer alması ve su kaynaklarına sızıntı gerçekleşmesi ihtimali dolayısıyla yapımına karşı çıkmıştır.
Çeşitli sivil toplum örgütleri, bazı akademisyenler ve Avrupa Birliği, santralin, çevresindeki bölgeler için tehlike arz ettiğini öne sürerek kapatılması talep etmiştir. Deprem bölgesinde bulunması ve VVER-440'ın aslî tasarımındaki yetersizlikler santral hakkındaki temel endişeleri oluşturmaktadır, ancak yetkililer santralde herhangi bir güvenlik sorunu olmadığını öne sürmektedir. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun 2020'de tamamladığı güvenlik incelemesi santralde herhangi bir güvenlik ihlâli tespit etmediğinden ötürü Ermenistan Nükleer Düzenlemeler Kurumu'na santrali Ekim 2026'ya kadar işletmesi için izin vermiştir.