IĞDIR’IN SİYASİ GARİPLİKLERİ
Seçim atmosferine girildiği andan itibaren adaylar, daha çok oy almak ya da savunduğu fikrin kazanması için sürekli fikir üretir, akla gelmeyecek sözler sarf ederler.
Seçmen, aday olan herkese mutlaka diyecek bir söz bulur.
Aslında adayları eleştirdiğimiz kadar seçmenler olarak bizler öz eleştiri yapmalıyız derim.
Çünkü seçime giren adaylar bizi, bizler de onları yansıtırız. Sonuçta hepimiz aynı toprağın insanlarıyız. Bu toprağın havasını solumuş, suyunu içmiş, ikliminden etkilenmiş hemşerileriz.
SEÇMEN OLARAK ADAYLARA BAKIŞIMIZ:
Mesela partilerin gösterdiği aday fiziki olarak güçlü kuvvetliyse şöyle derler;
Bunu seçersek bir şey diyemeyiz. Adamın bileği kalın, arkası güçlü, dediğim dedik davranır ve biz de verdiğimiz oyla kala kalırız. Ne söz geçirebiliriz ne de iş yaptırabiliriz der.
Aday fiziki olarak zayıfsa;
Yahu bundan da vekil mi olur? Höt denildiğinde korkar, dik duramaz, bizleri istediğimiz gibi savunamaz (sanki savaşa gidiyormuş gibi!). Adamın arkası sağlam değil. Aday dediğinin arkası kuvvetli olmalı, bileği bükülmemeli, deriz.
Aday yaşlıysa;
Adamın ahı gitmiş vahı kalmış, bundan aday mı olur? Genç dinamik biri yok muydu da bunu aday gösterdiler, deriz.
Aday gençse;
Ya arkadaş bu gede güdeden (çoluk çocuktan) aday mı olur. Bu toplumu temsil edemez. Daha olgun, yaşını başını almış bir aday olsa daha iyi olurdu, deriz.
Aday eğitimliysi;
Eğitimciden siyasetçimi olur. Siyaseti öyle herkes yapamaz. Eğitimci, akademisyen, bu kişiler üniversitede kalmalılar. Siyaset bunların işi değildir, deriz.
Aday eğitimsiz biriyse;
Bula bul bunumu buldunuz? Okuma yazma da bilmiyor. Ankara’nın yolunu bilmez. Kime nasıl gideceğini, ilin sorunlarını kime nasıl götüreceğini bilmez deriz.
Aday (A) partisinden adaysa keşke (B) partisinde aday olsaydı deriz.
Seçer göndeririz icraatlarını beğenmeyiz.
Seçilen gider seçmeni beğenmeyiz.
Adayın maddi durumu iyi değilse;
Arkadaş seçim işi para işidir. Parasız adamın seçimde ne işi var? Şu genel merkezdekileri bir türlü anlamıyoruz. Aday belirlerken kişinin ekonomik durumunu da göz önünde bulundursalar ya, deriz.
Aday zenginse;
Bak görüyor musun parası var diye herkes nasıl da koşa koşa gidiyor. Zengin diye herkes bir şeyler bekliyor, oyları parayla alacak, para dağıtacak gibi bir dünya laf deriz.
Yukarıda sıraladığım ve hatta çoğaltacak olsam daha birçok başlığı sıralayabileceğimi tahmin edebiliyorsunuzdur.
Bu bizim gerçeğimiz. Yukarıda sıraladığım başlıklar bizim gün içinde sarf ettiğimiz sözlerimizdir.
Mesela Alagöz Holding Yönetim Kurulu Başkanı iş insanı Cantürk Alagöz de en sonda sıraladığım “Aday Zenginse” kategorisine giriyor.
Cantürk Alagöz’ün yanına gidenlere parası var diye gidiyorlar, para bekliyorlar, seçim ofisindeki kişilere menfaat bekleyen tipler gibi sözler bu şehirde konuşulan sözlerdir.
Ancak Cantürk Alagöz bir memur olsaydı ya da küçük ölçekli bir ticaretçi olsaydı, bu kez de başka şeyler demeye başlayacaktık. Parası da yok, ne diye aday olup geldi. Talepleri karşılayamayacaktınsa niye aday oldun gibi sözler diyecek belki de küçük düşürmek için elimizden geleni yapacaktık.
Yani Meşhedi İbad’ın dediği gibi popağımızı (beremizi) başımıza nasıl koysak koyalım halkın diyecek mutlaka bir sözü vardır.
Eminim tüm adaylar kendileri ile ilgi söylenen olumlu veya olumsuz sözleri hoşgörüyle karşılıyorlardır. Zaten hoşgörüsüz birinin siyasete atılması tamamen faciadır. Allah’tan bizim adaylar hoşgörülü ve her eleştiriyi saygıyla karşılıyorlar.
Ama bizler de çok fazla acımasız olmayalım.
Yarın belki de eleştirdiğimiz o kişilerin birisine oy verecek, kazanması için imkanlarımız ölçüsünde mesai harcayacağız.
Kusur aramak yerine güzellik arasak daha doğru bir yaklaşım içinde oluruz.
Şehrimizi en doğru kişinin mecliste temsil etmesi için sağduyulu yaklaşmamız gerekmektedir.
Cantürk Alagöz’ün parası pulu kendisine, ailesine nasip olsun.
İhtiyaç sahiplerine kendi isteği doğrultusunda mutlaka yardım ediyor, el tutuyordur.
Kime ne kadar yardım yaptı, kime hangi yardımı yaptı, ne kadar para verdi veya talepte bulunanın hangi sorununu çözdü inanın hiç umurumda değildir. Siyasetten öte bu kişi yardım elini uzatabiliyorsa, var olan imkanlarını halkıyla paylaşabiliyorsa ne mutlu o insana.
Benim umurumda olan Iğdır’a yapacağı katma değerdir.
Bir önceki yazımda Cantürk Alagöz’ün Iğdır’a yapacağı katma değeri sıralamış, dilimin döndüğü kadarıyla anlatmaya çalışmıştım.
Bu doğrultu da halkın teveccüh göstermesini, bir dönem içinde tercihini siyaset üstü Cantürk Alagöz’den yana kullanmasını önermekteyim.
Umarım Iğdır’ımız hakkında hayırlısı olur.