Kardeşlik Hukukuna Yakışmayan Uygulamalar
Her fırsatta "iki devlet, tek millet" olduğumuzu yüksek sesle dile getiririz, ama iş uygulamaya gelince durum maalesef öyle değil. Türkiye ve Azerbaycan, tarihe dayanan köklü bir geçmişe sahip, aynı dili konuşan, aynı kökenden gelen iki devlettir. Bu gerçeği Mustafa Kemal Atatürk, "Azerbaycan’ın sevinci sevincimiz, kederi kederimizdir" sözleriyle; Umumî Lider Haydar Aliyev ise "Biz iki devlet, tek milletiz" diyerek dile getirmiştir. Merhum Elçibey'in, "Ben Atatürk’ün askeriyim" ifadesi ve Mehmet Emin Resulzade'nin "Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez" sözü, kardeşliğin derinliğini gözler önüne seriyor. Resulzade’nin mezarının Ankara’da olması da bu bağlılığın simgelerinden biridir.
Türkiye ile Azerbaycan’ın tarihsel kardeşliği birkaç cümleyle sınırlanamaz. Kurtuluş Savaşı sırasında, Azerbaycan halkı tüm varını yoğunu Türkiye’ye gönderdi. Genç kızlar, parmaklarındaki nişan yüzüklerini çıkararak yoklukla mücadele eden Türk askerine, Mustafa Kemal Atatürk’e yolladı. Nuri Paşa, Bakü’nün düşman işgalinden kurtarılması için Doğu Cephesi Komutanı olarak ön saflarda yer aldı ve kahramanlık örneği sergiledi.
Ancak, tarihî ve duygusal bağlarımız ne kadar güçlü olursa olsun, bu kardeşliğin günlük hayatta karşılığını bulamaması üzücü. Mademki Türkiye ile Azerbaycan bu kadar derinlemesine dost ve kardeş ülkeler, peki neden vatandaşlarımız bu dostluk ve kardeşlikten yararlanamıyor?
Örneğin, Azerbaycan’a gittiğimizde veya Azerbaycanlılar Türkiye’ye geldiğinde telefonla konuşamıyor, ya da konuşmak istediklerinde astronomik faturalarla karşılaşıyorlar. İki kardeş ülkenin insanları, birbirlerinin topraklarında neden bu kadar yüksek bedeller ödemek zorunda kalıyor? Türkiye'de bir Azerbaycan vatandaşı için uçak, otel, yemek ne kadarsa, Azerbaycan'da da aynı olmalı değil mi? Ama maalesef, telefon görüşme ücretleri oldukça pahalı.
Dahası, Gürcistan’da dakikalar içinde gümrük geçişi yapılırken, Türkiye ve Azerbaycan gümrüklerinde vatandaşlar saatlerce bekletiliyor. Her iki gümrükte de işlemlerin hızlı ve sorunsuz yapılması gerekmez mi?
Bir de şu örneği ele alalım: Aracınızda veya çantanızda bir adet mermi bulundu. Türkiye’de ruhsatlı bir silahınız var ve aracınızın torpido gözünde unutulmuş bir mermiyle Nahçıvan kapısından geçiyorsunuz. Ne olur? Vah sizin halinize… Saatlerce gümrükte beklemek bir yana, mahkemeye çıkarılabilir ve hatta tutuklanabilirsiniz. Kardeşlik hukukuna bu mu yakışıyor? İnsanlara terörist muamelesi yapmak, bir mermi için bu denli ağır bir süreç başlatmak kardeşliğe sığar mı?
Gümrük kurallarına elbette riayet edilmeli, kanunlar çiğnenmemeli, ama insanlar da incitilmemeli. Gürcistan sınırından 4 dakikada geçerken, Azerbaycan sınırında 4 saat bekletilmek kabul edilemez. Üstelik, karşısındaki kişinin umursamaz tavrı da insanı derinden yaralıyor.
Kardeşlik sadece sözde kalmamalı; uygulamada da kendini göstermeli. Aksi takdirde, ne kadar güçlü bir bağa sahip olursak olalım, bu bağlar günlük hayatın gerçekleri karşısında zedelenir. Bu dostluğun, günlük yaşamda da aynı sıcaklıkla sürmesi dileğiyle.